Uygulamalarımız appstore googleplay

#Tedavi

gazeteci63.com - Tedavi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tedavi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

510 Bin Kişiye Tedavi Hizmeti Haber

510 Bin Kişiye Tedavi Hizmeti

Şanlıurfa’da 2023 yılında hizmete giren Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, geçen iki yılda sunduğu sağlık hizmetleriyle önemli bir başarıya imza attı. Kurum, bugüne kadar 510 bin kişiye diş tedavisi, Birinci yılını tamamlayan Ameliyathanede 1.960 hastaya ise sedasyon altında toplam 9.533 diş tedavisi uyguladı. Modern tıbbi cihazlarla donatılan hastane, ana binada 52, semt polikliniğinde 18 olmak üzere toplam 70 diş polikliniği ve 2 ameliyathanesiyle tam kapasiteyle hizmet veriyor. Uzman diş hekimlerinden oluşan kadrosuyla bölge halkına nitelikli ağız ve diş sağlığı hizmeti sunan kurum, kısa sürede Şanlıurfa’nın en donanımlı merkezlerinden biri haline geldi. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Şanlıurfa ve çevresinde nadir sunulan sedasyon ve genel anestezi altında diş tedavisi hizmetiyle dikkat çekiyor. Özellikle komplikasyonlu ve gömülü diş çekimleri, kanal tedavileri, dolgu işlemleri, diş eti hastalıklarının tedavisi ve protez uygulamaları, hastanede başarıyla gerçekleştiriliyor. Hastane bünyesinde kurulan Modern Diş Protez Laboratuvarı, ileri teknoloji altyapısıyla tedavi süreçlerini hızlandırırken hizmet kalitesini de artırıyor. Öte yandan, hastanede kısa süre içerisinde implant tedavi hizmeti de başlatılacak. Bu hizmetin devreye girmesiyle birlikte, ağız ve diş sağlığı alanındaki hizmet yelpazesi daha da genişlemiş olacak. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yetkilileri, hastaneye başvuran vatandaşların memnuniyetle ayrılmalarını temel hedef olarak belirlediklerini ifade ederek, bölge halkına en kaliteli sağlık hizmetini sunmak için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini vurguladı.

El ve Ayaklarını Kaybetmeyecek Haber

El ve Ayaklarını Kaybetmeyecek

Şanlıurfa'da yüksek gerilim hattına kapılarak ağır yaralanan, ellerini ve ayaklarını kaybetme tehlikesi yaşayan 4 çocuk babası Ahmet Oğul, Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde gerçekleştirilen doku nakilleriyle sağlığına kavuştu. Şanlıurfa'nın bir köyünde su tesisatçılığı yapan Oğul, damda boru döşediği sırada yakınındaki yüksek gerilim hattından elektrik akımına kapıldı. Kazada ağır yaralanan, elleri ve ayakları yanan 4 çocuk babası Oğul, önce Harran Devlet Hastanesine ardından Şanlıurfa merkezdeki bir hastaneye kaldırıldı. Vücudunda oluşan ağır yanıklardan dolayı ellerinin ve ayaklarının ampüte edilmesi riskiyle karşı karşıya kalan Oğul, doku nakillerinde sayılı merkezler arasında bulunan Ankara Bilkent Şehir Hastanesine başvurdu. 7 büyük ameliyat geçirdi Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Ana Bilim Dalı Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Ramazan Erkin Ünlü başkanlığındaki Doç. Dr. Hasan Murat Ergani, Doç. Dr. Burak Yaşar'dan oluşan ekip tarafından tedavi altına alınan Oğul, burada 7 büyük ameliyat geçirdi. Karın ve bacak bölgesinden alınan dokularla ellerine ve ayaklarına nakil yapılan Oğul, 5 ay sonra yeniden ayağa kalktı. "Şu anda yürüyebiliyorum, ellerimde ve parmaklarımda hisler başladı" Yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Ahmet Oğul, 25 Şubat'ta yüksek gerilim hattına kapılması sonucu ölümden döndüğünü söyledi. Şanlıurfa'da köyde bir evin çatısına boru döşediği sırada bu kazayı yaşadığını, o esnada ellerinin ve ayaklarının yandığını anlatan Oğul, "O sırada yere düştüm. Dayılarım, akrabalarım hastaneye getirdiler. Harran Hastanesine sonra da Urfa'ya getirdiler. 13 gün bir süreç geçirdim, temizleme ameliyatları yapıldı. Daha sonra 'biz artık bir şey yapamıyoruz son aşamaya geldik' dediler." diye konuştu. Doktorların, ellerinin ve ayaklarının kesilmesi gerektiğini kendisine söylediğini aktaran Oğul, yaptıkları araştırmalar sonucu Ankara Bilkent Şehir Hastanesine başvurduğunu, buradaki yanık ünitesinde tedavi gördüğünü dile getirdi. Oğul, "Karnımdan doku nakli yapıldı. Sağ koluma sonra sol koluma, sol bacaktan sağ bacağa... Hocalarımız çok çabaladı. Süreç iyi geçti. Dokular tuttu. Şu anda yürüyebiliyorum. Ellerimde ve parmaklarımda hisler başladı. İnşallah bu süreç daha iyi ilerleyecek." dedi. "Doku kayıpları vardı" Prof. Dr. Ramazan Erkin Ünlü ise operasyona ilişkin, şu bilgileri paylaştı: "Hastamız el ve ayak bileklerinden itibaren ciddi anlamda yanmış, doku kayıpları vardı. Fonksiyonel olarak ellerini ve ayaklarını hareket ettiremiyor, yürüyemiyor, ayakta duramıyordu. Herhangi bir hareketini yapamıyor, his, kuvvet ve hareket kaybı bulunuyordu. Çok fazla ameliyat olabileceğini ve başarı şansımızın da düşük olduğunu söyledik. Hasta ve ailesi son derece uyumluydu. Bu konuda da bir irade ve istek gösterdiler. Hepsi birbirinden büyük 7 ameliyat yaptık, tamamı başarılı oldu. Hastamız şu anda ayakta duruyor, yürüyebiliyor, parmak hareketleri başladı. Birkaç küçük yapacağımız işlem daha var ama ellerini ve bacaklarını kurtarıp, normal bir birey haline getirmek için önemli bir aşama kaydettik. Parmak hareketlerini de istediğimiz şekilde sağladığımız zaman zaten normal bir bireyden farkı kalmayacak." "Literatüre girecek ender hastalardan birisi" Prof. Dr. Ünlü, yanık ameliyatlarının son derece zorlu olduğuna dikkati çekerek, "Böyle bir hasta literatürde çok azdır. 4 ekstremitesinin birden aynı anda kurtarılması ve yanıktan sonra gelişen bu olayın tedaviyle ve başarıyla çözülmesi son derece büyük bir iştir. Hasta literatüre girecek ender hastalardan birisi. Küçük çaplı bir mucize gerçekleştirdiğimizi söyleyebilirim. Küçük çaplı bir literatür araştırması yaptım. Böyle bir vaka göremedim. Türkiye'de böyle bir hasta ve tedavi yöntemine rastlamadık. Bu konuda ilkiz." ifadelerini kullandı. Bilkent Şehir Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniğinin, bu alanda Türkiye'nin en büyük cerrahi kliniği olduğunu belirten Ünlü, benzer sorunlar yaşayan hastalara her zaman kapılarının açık olduğunu vurguladı. "En büyük mutluluğumuz yürümesi ve çocuğunu eliyle sevebilmesi" Doç. Dr. Hasan Murat Ergani ise "Hastamızın karnından ve her iki uyluğundan aldığımız dokular aracılığıyla hem elin hem ayağın dolaşımını sağladık. Aynı zamanda da orada oluşan açıklığın kapatılmasını amaçladık. Hasta geldiğinde oldukça ümitsizdi, ellerini ve ayaklarını kaybetme ihtimali yüksekti ama hastayla konuşup sabretmesini, biraz zamana ihtiyacı olduğunu ve elimizden gelen her şeyi ekip olarak yapacağımızı söyledik. Sonunda da başarılı olduk. Hastanın şu anda çocuğuyla ve ailesiyle yürüyebilmesi çocuğunu eliyle sevebilmesi bizim en büyük mutluluk kaynağımız." dedi. Doç. Dr. Burak Yaşar da Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Plastik Cerrahi Kliniğinde mikrocerrahi ameliyatlarını başarıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, "Hastamıza çok başarılı doku nakilleri gerçekleştirdik. Sağlığına da kavuştu. Bu konuda çok mutluyuz." diye konuştu.

Parazit Hastası Sağlığına Kavuştu Haber

Parazit Hastası Sağlığına Kavuştu

Şanlıurfa'da, kist hidatik (parazit) hastalığına yakalanan kişi, yapılan ameliyatın ardından taburcu edildi. İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, kentte ikamet eden Mehmet Yüksel (37), ağrı şikayetiyle Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Tetkiklerin ardından hastaya, hayvan dışkısında bulunan parazitlerin sebze ve meyvelere temas etmesiyle insanlara bulaşan ve tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen kist hidatik hastalığı teşhisi konuldu. Hasta Yüksel, Enfeksiyon Hastalıkları ve Ortopedi-Travmatoloji kliniklerinin iş birliğiyle 2 saat süren ameliyata alındı. Kas dokusundaki kist bütün olarak çıkarıldıktan sonra tedavisi tamamlanan Yüksel, taburcu edildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. İbrahim Tekpınar, kistin yerleşim yeri ve büyüklüğünün fazla olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Halk arasında 'Köpek Kisti' olarak bilinen kist hidatik hastalığında karaciğer ve akciğer tutulumu yaygındır. Ancak hastamızda yalnızca kas dokusunda, özellikle de bel bölgesinde omurgayı çevreleyen kasların içerisinde yerleşmişti. Bu yerleşim oldukça nadir görülmekte ve ciddi riskler taşımaktadır. Kistin büyük olması nedeniyle kendiliğinden veya travmaya bağlı olarak patlama riski vardı. Ayrıca bu tür ameliyatlarda kistin patlaması hayatı tehdit eden reaksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle ameliyat büyük dikkatle planlanarak başarılı şekilde tamamlandı." Sunulan hizmetten duyduğu memnuniyeti ifade eden hasta Yüksel ise sağlık ekibine teşekkür etti.

Kapalı Yöntemle Kanser Tedavisi Haber

Kapalı Yöntemle Kanser Tedavisi

Şanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi'nde karaciğer kanseri tanısı konulan bir hasta, kapalı (minimal invaziv) yöntemle yapılan girişimsel radyoloji uygulamasıyla tedavi edildi. Hastaneden yapılan açıklamaya göre, Harran Üniversitesi Hastanesi Girişimsel Radyoloji Ünitesi'nde Dr. Öğr. Üyesi Eyüp Kaya ve ekibi tarafından bir hastanın karaciğerinde tespit edilen üç kanser odağı kapalı yöntemle başarıyla yakıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Kaya, ünitede kanser tedavisinde ileri düzey girişimsel yöntemlerin uygulandığını belirti. Kaya, "Girişimsel radyolojik tedavi yöntemlerini, anjiyografi ile damardan girilerek yapılan damar içi tedaviler ve görüntüleme eşliğinde doğrudan tümöre ulaşılıp ısı ya da kimyasal madde ile dokunun yok edildiği ablatif işlemler olarak ikiye ayırabiliriz. Bu yöntemler yalnızca karaciğer değil, farklı organlardaki kanser odaklarına da uygulanabiliyor." dedi. Doktor Veysel Kaya da operasyonun başarılı geçtiğini belirterek, "55 yaşındaki hastamız daha önce karaciğer kanseri nedeniyle ameliyat geçirmişti. Karaciğerinde yeni tespit edilen üç tümör odağının tedavisi için hastanemize yönlendirildi. Yapılan değerlendirmelerin ardından ablasyon tedavisine karar verdik. İşlem sonrası çekilen tomografide, tüm kanserli odakların başarıyla yok edildiği görüldü." şeklinde konuştu. Başhekim Doç. Dr. İdris Kırhan ise hastanenin teknolojik altyapısı ve uzman kadrosuyla bölgede ileri düzey sağlık hizmeti sunduğunu belirterek, "Cerrahiye alternatif oluşturan bu modern girişimsel yöntemlerle hastalarımız daha kısa sürede ve daha az riskle sağlıklarına kavuşabiliyor. Bu düzeyde sağlık hizmeti sunarak bölgemize katkı sağlamaktan büyük gurur duyuyoruz." ifadesini kullandı.

2 Yıl Sonra Sağlığına Kavuştu Haber

2 Yıl Sonra Sağlığına Kavuştu

Şanlıurfa'da iki yıl önce içtiği lavabo açıcı nedeniyle yemek borusunda ciddi hasar oluşan Şehed Muhammed, Harran Üniversitesi Hastanesinde gördüğü tedavinin ardından sağlığına kavuştu. Hastaneden yapılan açıklamaya göre, yabancı uyruklu 3 yaşındaki Şehed Muhammed, 2 yıl önce evde oyun oynadığı sırada yanlışlıkla lavabo açıcı içti. Durumu fark eden aile, Harran Üniversitesi Hastanesine başvurdu. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Boleken tarafından yapılan muayenenin ardından küçük çocuk tedaviye alındı. Zorlu geçen tedavi süreci ve başarılı ameliyatın ardından 5 yaşındaki çocuk, 2 yıl sonra hayata tutundu. "İki yıl ağzından su bile içemedi" Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin Boleken, küçük çocuğun kendilerine başvurduğunda yemek borusunda ciddi bir yanık oluştuğunu tespit ettiklerini hatırlattı. Uzun süre yoğun bakımda tedavi gören çocuğun aylarca yutma zorluğu nedeniyle ağızdan beslenemediğini anlatan Boleken, "Her ay yemek borusu genişletmeleri uyguladık. Ancak bu girişimler yanıt vermedi. Zamanla hastamız sadece karın duvarından mideye yerleştirilen bir tüple beslenebilir hale geldi. Bu çocuk, iki yıl boyunca ağzından su bile içemedi." dedi. Prof. Dr. Boleken, hastaya mide dokusunu kullanarak yeni bir yemek borusu oluşturdukları aktararak şöyle devam etti: "Bu, oldukça kompleks ve uzun süreli bir ameliyattı. Ameliyat, çocuk cerrahisi, göğüs cerrahisi ve genel cerrahiden oluşan multidisipliner bir ekiple gerçekleştirildi. Göğüs Cerrahisinden Prof. Dr. Atalay Şahin, Genel Cerrahiden Prof. Dr. Faik Tatlı ve Çocuk Yoğun Bakım Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Fevzi Kahveci sürece kritik katkılar sundular. Anesteziden hemşirelere, yoğun bakım personelinden diyetisyenlere kadar büyük bir emek verildi. Bu başarı, tam anlamıyla ekip işidir." Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İdris Kırhan da sağlık ekibine teşekkür ederek "Bölgenin sağlık üssü olma yolunda ilerliyoruz. Bu tür vakalarda multidisipliner yaklaşım sayesinde çocuklarımızın hayatlarına dokunuyoruz. Ancak bu olay bize bir kez daha gösterdi ki çocuk sağlığında en etkili yöntem önlemedir. Toplumsal farkındalık oluşturmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Saz Kedisine Özenle Bakılıyor Haber

Saz Kedisine Özenle Bakılıyor

Doğada tek başınayken bitkin şekilde bulunan ve soyu tükenme tehlikesi altında olan saz kedisi yavrusu, Şanlıurfa'da veterinerler tarafından özenle bakılıyor. Şırnak'ın Cizre ilçesinde arazide jandarma personeli tarafından bitkin halde bulunan 1 aylık saz kedisi, Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Doğa Koruma ve Milli Parklar Şanlıurfa Bölge Müdürlüğüne bağlı Gölpınar Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'ne getirildi. Sağlık kontrolünden geçirilen saz kedisi yavrusu, burada bakıma ve korumaya alındı. Merkezin sorumlusu Veteriner Hekim Uğur Özbay, AA muhabirine, saz kedisi yavrusunun doğal yaşam alanı dışında annesinden uzak yerde bulunarak korumaya alındığını, daha sonrasında ise bakım ve tedavileri için kendilerine getirildiğini söyledi. Saz kedisinin annesinden uzak kaldığı için bitkin düştüğünü tahmin ettiklerini anlatan Özbay, "Hayvanımız çok küçük, henüz 1 aylık yavru bir bebek. Bu yüzden anne şefkatiyle beslemeye çalışıyoruz. Kısmet olursa 8-9 aylık bir bakım, beslenme ve doğaya uyum sürecimiz olacak. Ondan sonra doğal yaşam alanına, Cizre'ye tekrar doğasına kavuşturacağız." dedi. "Anne şefkatini veremesek de elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz" Özbay, saz kedisinin bakımı sırasında yaban hayatından kopmaması için çok dikkat ettiklerini, gerekmedikçe kendilerinin de yavruya yaklaşmadıklarını anlattı. Yavrunun sağlıklı şekilde büyümesi için çok hassas davrandıklarını aktaran Özbay, şöyle devam etti: "Etle, tavukla besliyoruz, ara ara da vitamin türleriyle besliyoruz. Anne şefkatini veremesek de elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Doğaya uyum sürecini sağlamaya çalışıyoruz. Her geçen gün doğal yaşam alanlarının azalması, bunların sayısını azaltıyor. Dolayısıyla hayvanların sayısı giderek azalıyor ve nesli tükenme tehlikesi altında diyebiliriz. Kesinlikle bizim için çok değerli, çok önemli bir tür." Özbay, saz kedisinin sazlık ve mısır tarlalarında ağırlıklı olarak yaşadığını, sorumluluk bölgelerinde de ara ara görüldüğünü ifade ederek, "Bu hayvanlar, insanlara ciddi zararlar verebilecek hayvanlar değil. O yüzden halkımızdan ricamız, bu hayvanları gördüğünde diğer kediler gibi değerlendirsinler ve zarar vermesinler. Her geçen gün sayıları azalıyor, eğer yaralı bir hayvan görürlerse biz buradayız, tedavi etmeye, elimizden geleni yapmaya hazırız." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.