Uygulamalarımız appstore googleplay

#Unesco Dünya Mirası

gazeteci63.com - Unesco Dünya Mirası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Unesco Dünya Mirası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bakan Ersoy, Şanlıurfa'da Konuştu Haber

Bakan Ersoy, Şanlıurfa'da Konuştu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'ne ilişkin, "Önümüzdeki dönemde mikro analizler, arkeometrik çalışmalar, teknoloji ve sembolik buluntulara odaklanan araştırmalar ile doğal çevre, etnoarkeoloji ve koruma faaliyetlerinin daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. İnanıyoruz ki bu kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir." dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin 5. yıl dönümü kapsamında Karahantepe'de düzenlenen bilgilendirme toplantısına katıldı. Ersoy, konuşmasında, programın yalnızca beş yıllık bir çalışmayı değerlendirmek için değil, aynı zamanda insanlık tarihine ışık tutan önemli bir hikayenin yıl dönümünü kutlamak için gerçekleştirildiğini söyledi. Ersoy, projenin başladığı günden bu yana öngörülen etkinin çok ötesine geçerek insanlık tarihine yeni bir ufuk kazandırdığını belirtti. Bakan Ersoy, 1963'te yapılan yüzey araştırmalarının ve Arkeolog Klaus Schmidt'in 1995'te başlattığı kazıların anıtsal "T" biçimli dikilitaşlar ile özel yapıları ortaya çıkardığını hatırlatarak, Göbeklitepe'nin yalnızca bir yerleşim alanı değil, ritüel yaşamın merkezinde yer alan ve dünya tarih yazımını değiştiren karmaşık bir sosyal düzenin ürünü olduğunun somut verilerle kanıtlandığını ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanlığının 2020'de başlattığı Taş Tepeler Projesi ile bölgedeki tüm verilerin ortak bir bilimsel vizyon altında toplandığını belirten Ersoy, Göbeklitepe'den Karahantepe'ye, Sayburç'tan Sefertepe'ye uzanan bu coğrafyanın, insanlığın inanç, ritüel, toplumsal örgütlenme ve kültürel üretim açısından düşünülenden çok daha ileri bir bilinç düzeyine sahip olduğunu gösterdiğini kaydetti. Neolitik Çağ'ın insanlık tarihindeki büyük dönüşümlerin başlangıcı olduğunu vurgulayan Ersoy, Fırat ve Dicle'nin kuzey kesimleri ile özellikle Şanlıurfa çevresinin bu kültürel değişimlerin en belirgin şekilde izlenebildiği bölgeler arasında yer aldığını söyledi. Bugüne kadar yürütülen arkeolojik ve arkeometrik çalışmaların, Neolitik Dönem insanlarının ritüellerinin yanı sıra günlük yaşam, geçim stratejileri, evcilleştirme süreçleri, mimari seviyeleri ve üretim teknolojileri gibi pek çok unsurun ayrıntılı biçimde ortaya çıkarıldığını ifade eden Ersoy, projenin uygarlığın en erken izlerini benzersiz bir derinlikle görünür kıldığını belirtti. Beş yıldır sürdürülen kazı ve analizlerin, projenin başlangıcında belirlenen hedeflerin sağlam ve gerçekçi temellere dayandığını ortaya koyduğunu söyleyen Ersoy, Taş Tepeler Projesi'nin Anadolu arkeolojisinin en kapsamlı girişimlerinden biri olduğunu vurguladı. Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katılımıyla başlatılan Ayanlar Höyük kazısının eklenmesiyle projenin bugün 12 ayrı noktada çok yönlü bir bilimsel ağa dönüştüğünü ifade eden Ersoy, Türkiye'nin arkeoloji alanındaki uluslararası işbirliği kapasitesini güçlendirerek bilimsel diplomasiye değerli katkılar sağladığını kaydetti. Projenin, 15'i Türk, 21'i yabancı olmak üzere toplam 36 akademik kurum ile geniş bir bilimsel işbirliği yürüttüğünü söyleyen Ersoy, 2025 itibarıyla projede görev alan bilim insanı ve öğrenci sayısının 219'a ulaştığını bildirdi. Ersoy, kazı çalışmalarının yanı sıra kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasına yönelik çalışmaların da sürdüğünü hatırlatarak, Göbeklitepe'de geçen yıl Aslanlı Yapı'nın, bu yıl ise C Yapısı'nın restorasyonunun tamamlandığını, Karahantepe'de A ve D Yapısı'ndaki sürecin devam ettiğini aktardı. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe'nin yanı sıra Taş Tepeler Projesi'nin uluslararası tanıtımı için yoğun bir program yürüttüklerini belirten Ersoy, Roma Kolezyumu'nda 24 Ekim 2024 - 2 Mart 2025 arasında düzenlenen "Göbeklitepe: Kutsal Bir Yerin Gizemi" sergisinin 6 milyon ziyaretçi ağırladığını söyledi. Berlin James-Simon Galerisi'nde gelecek yıl şubat-temmuz ayları arasında "Toplumun Keşfi: 12.000 Yıl Önce Göbeklitepe ve Taş Tepelerde Yaşam" başlıklı bir sergi açacaklarını ifade eden Ersoy, 2026 sonbaharında Birleşik Krallık, 2027 sonbaharında ise Japonya Tokyo Ulusal Müzesi’nde Taş Tepeler temalı sergi planlamalarının sürdüğünü aktardı. Ersoy, proje kapsamında çok sayıda uluslararası konferans ve sempozyum düzenlendiğini belirterek, Karahantepe projesinin 5. Şangay Arkeoloji Forumu'nda dünyanın en başarılı projelerinden biri seçildiğini hatırlattı. - 2025 yılı kazılarında ortaya çıkarılan eserler Bakan Ersoy, 2021 yılından bu yana dünyanın en nitelikli neolitik dönem müzelerinden biri olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ndeki serginin daha da zengin bir şekilde ziyaretçilerini ağırladığını aktararak, şu bilgileri verdi: "Bugün burada, büyük çoğunluğu 2025 yılı kazı çalışmalarında ortaya çıkan eserlerden oluşan küçük bir seçki de yer alıyor. Bu eserler arasında Göbeklitepe'de D Yapısının duvarı içine, olasılıkla adak olarak yerleştirilen insan heykelini yakından göreceğiz. Biliyorsunuz, Japon Altes Prenses Akiko'nun Şanlıurfa'ya yaptığı ziyaretten kısa bir süre önce bulunmuştu bu heykel. Elbette ne anlama geldiğinin, neden duvar içinde yer aldığının bilim insanları tarafından yorumlanması zaman alacaktır ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu heykel, Neolitik dönemde Göbeklitepe'de heykeltıraşlık alanındaki estetik ve etkileyici üslubun önemli bir örneğidir. Yine 2025 yılının en gözde buluntuları arasında, Sayburç'ta bulunan ve yüz ifadesiyle ölü bir bireyi çağrıştıran heykel sergide yerini aldı. Bu heykeli yakından incelediğinizde fark edeceğiniz bir detay var, heykelin ağzı dikili şekilde tasvir edilmiştir. Sayburç Heykeli bize, tarih öncesi insanın ölüm ile kurduğu ilişkiyi, gömüt ve kafatası uygulamalarının yanı sıra ölüm ritüellerini farklı açılardan değerlendirme imkanı sunmaktadır. Çalışmalar ilerledikçe, o dönemin günlük hayatına dair daha fazla tespitte bulunmamızı sağlayacak eserler gün yüzüne çıkıyor. Bu noktada Sefertepe kazılarında çıkan eserler oldukça önemlidir. Sefertepe kazılarının 2025 yılı çalışmaları sırasında, iki adet düzeltilmiş blok taş üzerinde iki adet insan yüzü kabartması tespit edildi. Biri yüksek, diğeri alçak kabartma teknikleriyle yapılmış insan yüzleri, bölgede daha önce Göbeklitepe, Karahantepe ve Sayburç yerleşmelerinde bulunan kabartmalardan farklı bir üslup özelliği ile dikkati çekmektedir. Sefertepe'de bu yıl, çift yüzünde insan motifi bulunan bir boncuk da tespit edildi. Siyah renkli bir serpantinden üretilen boncuğun ortasında bir delik yer almaktadır. Bu deliğin her iki tarafında, Göbeklitepe ve Karahantepe’de sıklıkla rastlanılan ifade biçiminde iki farklı insan yüzü işlendiği görülmektedir." Arkeolojik çalışmalar Taş Tepeler'i tescilledi Kültürel miras yönetimi kapsamında Göbeklitepe'de yeni bir karşılama merkezi ile Karahantepe'de bir araştırma merkezi ve kazı evinin inşasında son aşamaya gelindiğini belirten Ersoy, araştırma merkezinin ise Taş Tepeler Projesi kapsamında yürütülen arkeometrik çalışmalara ev sahipliği yapabilecek kapasite ve donanımla planlandığını söyledi. Bakan Ersoy, konuşmasına şöyle devam etti: "Mevcut bulgular, bölgede Neolitik dönemde yoğun nüfuslu, farklı ölçeklerde yerleşimlerin bulunduğunu ve 1500 yıl boyunca kesintisiz iskanın gerçekleştiğini göstermektedir. Büyük ve küçük yerleşimlerin tümünde konut ve kamusal yapılar ortaya çıkarılmış, konutlarda gömütler, fırınlar ve besin hazırlama alanları tespit edilmiştir. Bunlar, günlük yaşam ile manevi değerlerin iç içe geçtiğini, hane ve toplumsal düzen kavramlarının erken dönemde oluştuğunu ortaya koymaktadır. Bu bulgular, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'Aile Yılı' olarak ilan ettiği 2025 yılında, Anadolu'daki aile kurumunun tarihsel derinliğini ortaya koyma ve toplumsal yapının ne denli erken bir dönemde şekillendiğini bilimsel verilerle gösterme imkanı sunduğu için ayrı bir anlam da taşımaktadır. Kapsamlı arkeolojik çalışmalar, bizlere Neolitik insanın yaşamına, sanatına, toplumsal yapısına ve kaynak kullanımına dair ayrıntılı veriler sundu. Önümüzdeki dönemde mikro analizler, arkeometrik çalışmalar, teknoloji ve sembolik buluntulara odaklanan araştırmalar ile doğal çevre, etnoarkeoloji ve koruma faaliyetlerinin daha da güçlendirilmesi hedefleniyor. İnanıyoruz ki bu kapsamlı çalışmalar Taş Tepeler bölgesini dünyanın Neolitik başkenti olarak tescilleyecektir." Göbeklitepe'nin ziyarete açıldığı günden bu yana 4 milyon kişiyi ağırlayarak onlara insanlık tarihine benzersiz bir yolculuk sunduğunu, bu yıl ise yaklaşık 750 bin ziyaretçiye ulaşmasının bölgenin dünya çapındaki çekim gücünün giderek arttığını gösterdiğini belirten Bakan Ersoy, Göbeklitepe ve Taş Tepeler'in hem Şanlıurfa'nın hem de ülkemizin turizm potansiyelini yükselttiğini söyledi. Bakan Ersoy, böylesi kapsamlı bir projenin önemli maddi kaynak ve yoğun emek gerektirdiğini vurgulayarak, Taş Tepeler Projesi'nin başarısında emeği geçen herkese teşekkür etti. Etkinlikte Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ve Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul da selamlama konuşması yaptı. Konuşmaların ardından katılımcılar, Taş Tepeler Projesi kapsamında 2025 yılında yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan ve alanda sergilenen 29 eseri yakından inceledi. Bakan Ersoy ve katılımcılar daha sonra Karahantepe kazı alanını gezerek, çalışmalarla ilgili kazı başkanı Karul'dan bilgi aldı.

3 Boyutlu Heykeller Sergilenecek Haber

3 Boyutlu Heykeller Sergilenecek

Kültür ve Turizm Bakanlığınca Şanlıurfa'da yürütülen Taş Tepeler Projesi kapsamında bu yıl Göbeklitepe ve Karahantepe'de de ortaya çıkarılan, aralarında 3 boyutlu insan heykellerinin bulunduğu 29 eser, 2026'da ilk kez ziyaretçilerle buluşacak. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji projelerinden biri olarak Şanlıurfa'da 5 yıldır sürdürülen Taş Tepeler Projesi, neolitik dönemin yaşamına ve inanç dünyasına ilişkin önemli bulguları gün yüzüne çıkarıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe başta olmak üzere 12 farklı alanda eş zamanlı yürütülen kazılarda bu yıl bulunan eserler, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde özel bir seçkiyle sergilenecek. Proje kapsamında İngiltere, Almanya ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerden 36 profesörün öncülüğünde 219 akademisyen çalışmalarını sürdürüyor. Göbeklitepe'den Karahantepe'ye, Sayburç'tan Sefertepe'ye uzanan geniş coğrafyada yürütülen kazılarda bulunan 29 eser, dönemin ritüel anlayışına ışık tutan heykeller, sembolik objeler ve takılardan oluşuyor. Eserler arasında Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunan 3 boyutlu insan heykellerinin yanı sıra leopar heykeli ve o döneme ilişkin takılar bulunuyor. "Bu güzel eserleri özel bir seçkiyle tanıtma fırsatı buluyoruz" Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, yıllardır neolitik dönemin izlerini, uluslararası ölçekte akademisyenlerin desteğiyle sürdürdüklerini söyledi. Proje kapsamında insanlık tarihine önemli katkılar sağlandığını, çok sayıda eserin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Karul, şunları kaydetti: "Bu yıl ortaya çıkarılan eserlerin bir kısmını hızlı bir şekilde sergiye taşımak istedik. Onların hazırlıkları yapıldı. Projenin 5. yılı olduğu için bu güzel eserleri özel bir seçkiyle tanıtma fırsatı buluyoruz. Eserleri seçerken çok zorlandık çünkü çok sayıda eser var, hepsi birbirinden kıymetli. Biz bu seçkiyi şöyle bir mantıkla belirledik, bu senenin önemli buluntu gruplarından birincisi 3 boyutlu insan heykelleridir. Bu eserleri ziyarete açıyoruz. Diğer taraftan takılardan bir seçki yaptık ki onlar da dönemin insanının süslenme ve takı yapma anlayışını bize aktarıyor. Yine küçük boyutlu, sembolik değeri olan eserlerden de bir seçki yaptık. Burada bunları seçerken yapılma biçimleri ve farklı ham maddelerden oluşmaları gibi bazı kriterler belirleyerek, bu yıl bulunan bütün eserlerin içerisinden 29 tanesini büyük bir zorlukla seçtik ve kamuoyuyla paylaşıyoruz."

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor Haber

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de kazılar 30 yıldır sürüyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki kırsal Örencik Mahallesi yakınlarında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinden araştırmacılar tarafından 1963'te yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yerinde en somut bulgular, 1986'da tarlasını süren çiftçi Şavak Yıldız'ın bulduğu heykelle ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında 1995'te bölgede kazı çalışmalarına başlandı. Kazılarda neolitik döneme ait, boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar bulundu. Ayrıca 8 ila 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli eserler gün yüzüne çıkarıldı. Bu eserlerle ünü her geçen yıl artan Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO "Dünya Mirası Geçici Listesi"ne alındı, 1 Temmuz 2018'de Bahreyn'de düzenlenen 42'nci Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi. Kısa sürede dünyadaki bilinirliği artan Göbeklitepe, 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesiyle turizmde "altın yılı"nı yaşadı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil olduktan sonra ziyaretçi sayısı artan Göbeklitepe, tatil günlerinde günlük 10 bini aşkın ziyaretçiyi kabul ediyor. "İlgiyi hak edecek tablo var" Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, dünyanın dört bir yanından Göbeklitepe'ye ziyaretçi geldiğini söyledi. Ören yerindeki her eserin ve her yeni bilginin merak uyandırdığını vurgulayan Karul, şöyle devam etti: "Göbeklitepe tarih öncesi dönem için çok elit bir yerdir. 30 yıl önce başlayan kazılarda birçok ilkin görüldüğü, çok kamusal ve anıtsal yapıların karşımıza çıktığı bir alanla karşı karşıyayız. Haliyle karşımızda yoğun ilgiyi hak edecek bir tablo var. Göbeklitepe'de açığa çıkan kalıntıların benzerlerini çağdaş yerleşmelerde yeni yeni görmeye başladık. Arkeologlar olarak turizm açısından anlamlandırmaya çalıştığımız şeylerden sadece biri budur. Burada anlamaya çalıştığımız, tarih öncesi insanların yaşadığı mekanlar, teknolojiler, yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıklarıdır. Bunu tek bir yerleşim yeri ölçeğiyle sınırlı tutmayıp dönemi, bölge içini ve bölgeler arası karşılaştırmaları da değerlendirerek daha net hale getirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işin toplumda giderek daha büyük kalabalıklar tarafından ilgi görmesi bizi mutlu ediyor. Sonuç itibarıyla her birey, dünyanın neresinde olursa olsun, buradaki arkeolojik alanları görme özgürlüğüne sahiptir." Karul, alanın daha fazla anlaşılır hale gelmesi için yoğun çaba gösterdiklerini ifade ederek, "Arkeolojinin toplumsallaştırılması konusunda Taş Tepeler Projesi'nin bir hassasiyeti var. Sadece kazı yapmak, oradaki arkeolojik veriyi bilgiye dönüştürmek değil, buluntuyu toplumla buluşturmak da bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor." dedi. Arazinin eski sahibi gurur duyuyor Bölgedeki ilk bulguya rastlanan arazinin eski sahibi 66 yaşındaki Mahmut Yıldız da Göbeklitepe ile turizme katkı sağladıkları için gurur duyduğunu ifade etti. Yıldız, "Dünyaya miras bıraktığımız için mutluyuz. 30 yıldır burada çalışmalar yapılıyor ve her gün yeni şeyler bulunuyor. Gittikçe iyileşiyor, farklı eserler ortaya çıkıyor. Çalışmalar yıllardır devam ediyor, inşallah daha da iyi olacak." dedi.

Müze, 1 Milyon Ziyaretçiyi Ağırladı Haber

Müze, 1 Milyon Ziyaretçiyi Ağırladı

Tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe'nin replikasının da yer aldığı yaklaşık 5 bin eserin sergilendiği Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, açıldığı 24 Mayıs 2015'ten bu yana 1 milyon 789 bin 209 ziyaretçiyi ağırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 24 Mayıs 2015' te Balıklıgöl Yerleşkesi yakınında bulunan Haleplibahçe bölgesinde açılan müze, 10 yıldır yerli ve yabancı turistlerin kente geldiklerinde uğradıkları ilk duraklardan biri konumunda bulunuyor. Yaklaşık 60 bin metrekarelik alana sahip üç katlı müzede sergilenen eserler, kronolojik sırayla yerleştirilmiş ve döneme özgü canlandırmalarla desteklenmiş durumda. Ziyaretçiler, salonları gezerken adeta tarihin akışı içinde yolculuk yapma imkanı buluyor. Binlerce insan ve hayvan figürünün işlendiği oyma taşlar, mezarlıklar ve kitabelere ev sahipliği yapan müze, ziyaretçilerini adeta tarihsel akış süreci içinde yolculuğa çıkarıyor. İlk olarak Paleolitik Çağ Salonu'nda insanlığın başlangıç dönemini anlatan canlandırmalarla karşılaşan ziyaretçiler, daha sonra milattan önce 9 bin 500'lü yıllara tarihlenen ve "dünyanın gerçek boyutta yontulmuş ilk insan heykeli" olarak bilinen Balıklıgöl Heykeli'ni görme fırsatı yakalıyor. Ardından Neolitik Dönem Salonu'nda UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe'den çıkarılan eserlerin yanı sıra, Karahantepe ve çevresindeki buluntuların replikaları sergileniyor. Müze güzergahı, Kalkolitik, Tunç, Demir ve İslami dönem salonlarıyla tamamlanıyor. En fazla ziyaretçiyi 2024'te ağırladı Tüm dünyada etkili olan Kovid-19 salgını ve 2023'te yaşanan deprem ve sel felaketiyle ziyaretçi sayısı düşse de Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ni açıldığı 2015'te 49 bin 696, 2016'da 83 bin 766, 2017'de 83 bin 89, 2018'de 178 bin 849, 2019'da 239 bin 660, 2020'de 87 bin 832 (Kovid-19 salgını nedeniyle 3 ay kapalı) 2021'de 182 bin 942, 2022'de 294 bin 791, 2023'te 23 bin 253 (6 Şubat'a kadar açık kaldı, ardından deprem ve sel nedeniyle yıl sonuna kadar kapalı) , 2024'te 298 bin 43 ve bu yılın 10 aylık bölümünde 267 bin 288 olmak üzere toplamda 1 milyon 789 bin 209 kişi ziyaret etti." En yüksek ziyaretçi sayısı bu yıl hedefleniyor Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ, AA muhabirine, müzenin çağdaş müzecilik anlayışıyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer aldığını söyledi. Uludağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2019'u "Göbeklitepe Yılı" ilan etmesiyle birlikte müzede ziyaretçi sayısının ciddi şekilde arttığını belirtti. Bu yıl tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşmayı hedeflediklerini belirten Uludağ, şöyle devam etti: "Müzemiz dünyanın çağdaş müzecilik anlamında en önemli müzelerinden biridir. Dünyanın en önemli kült yapılarından biri olan ve halihazırda arkeolojik kazıları devam eden Göbeklitepe'de bulunan eserlere de müzede ev sahipliği yapıyoruz. Göbeklitepe replikası müze içerisinde sergileniyor. Bu alan, ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görüyor. Bunun yanı sıra müzemizde, ziyaretçilerimiz zamana yolculuk şeklinde bir gezi güzergahına sahip. Paleolitik Çağ'dan başlayarak devam eden dönemleri, ziyaretçilerimiz salonlarda kronolojik olarak adım adım gezebiliyor. Her geçen yıl ziyaretçi sayımız artarak devam ediyor." Sanatsal faaliyetlerin merkezi Uludağ, kentteki sanatsal aktivitelerin kalbinin de müzede attığını söyledi. Müzede 14 ana sergi salonu ve 33 canlandırma alanı bulunduğunu aktaran Uludağ, 750 araçlık kapalı otoparklarının bulunduğunu dile getirdi. Kültür-sanat faaliyetlerine de ağırlık verdiklerini anlatan Uludağ, "Müzemizde sanatsal faaliyetler de oldukça yoğun bir şekilde devam ediyor. Özellikle müzik dinletileri, bale gösterileri, konserler, tiyatro ve drama gibi etkinliklere de müzemiz ev sahipliği yapıyor." dedi. Ziyaretçilerden tam not Seyahat acentesi işletmecisi İbrahim Çelik, ziyaretçilerin müzede kendilerini tarihin akışına bıraktığını dile getirdi. Misafirlerin bazılarının gün boyu müzeden çıkmak istemediğine şahit olduklarını belirten Çelik, müze meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir mekan olduğuna inandığını ifade etti. Antalya'dan gelen Serhat Türkoğlu ise ilk defa kronolojik düzende bir müzeyi gezdiğini ve hayran kaldığını söyledi.

Şanlıurfa, Sonbaharda İlgi Gördü Haber

Şanlıurfa, Sonbaharda İlgi Gördü

Tarihi, kültürü, gastronomisi ve inanç turizmiyle öne çıkan Şanlıurfa'da, sonbahar aylarında turizm hareketliliği otellerde hafta sonları doluluk oranını yüzde 90'ın üzerine çıkardı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Göbeklitepe ve Karahantepe ile Hazreti İbrahim’in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl gibi önemli tarihi alanlara sahip Şanlıurfa'da, eylül-ekim aylarında otellerdeki doluluk oranı özellikle hafta sonları yüzde 90'ı aştı. Kente gelen yerli ve yabancı misafirler, Şanlıurfa'nın tarihine tanık olmanın yanı sıra yöresel sıra gecelerine katılıp bölgenin yöresel lezzetlerini tatma fırsatı da buluyor. "Bu mevsim tam zamanı diyoruz" Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, AA muhabirine, kentte yaz döneminde hava sıcaklıklarının 40 derecenin üzerinde seyrettiğini onun için misafirlerin daha çok bahar aylarını tercih ettiğini söyledi. Kente gelen ziyaretçi sayısının her yıl arttığını dile getiren Şıldak, şöyle devam etti: "Özellikle hafta sonu yoğunluklarımız bir hayli yükseldi. Otel doluluk oranlarımız hafta sonları yüzde 90'ların üzerinde seyrediyor. Özellikle yabancı turist sayısında da artış görüyoruz. Ülkemizin bu bölgesinin yerli turist profili, yavaş yavaş yabancıların da katılmasıyla daha renkleniyor. Hem Uzakdoğu'dan hem Avrupa ülkelerinden farklı kültürlerden ziyaretçileri ağırlıyoruz. Gelenler burada kültür, tarih ve turizmin yanı sıra gastronomi, müzik ve halk kültürünün zengin ögelerini de görme, deneyimleme fırsatı buluyor. Bu mevsim tam zamanı diyoruz. Özellikle Kasım ayında küçük bir sömestr tatili var. Bütün ziyaretçilerimizi fırsat bilip Güneydoğu'da özellikle Şanlıurfa'ya bekliyoruz, davet ediyoruz." Şanlıurfa'da 14 alanda kazı çalışmalarının sürdüğünü ve bu coşkunun bitmeyeceğini aktaran Şıldak, "Arkeolojiye ve tarihe merak salmış insanlar için bu özel bir cazibe oluşturuyor. Bölgede ve turizm sektöründe heyecan devam edecek. Çünkü Şanlıurfa'nın altı da üstü de zengin." dedi. "Ekim ayı en yoğun ayımız" Turist Rehberleri Odaları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Müslüm Çoban ise sonbaharla birlikte Şanlıurfa'da turizmin yoğun ve bereketli günler geçirdiğini ifade etti. Yoğunluktan memnun olduklarını belirten Çoban, "Gelen misafirlerin gelmeden rezervasyonlarını yapmalarını istiyoruz. Şanlıurfa turizmi Göbeklitepe ve Karahantepe'de yeni bulunan buluntularla birlikte çok ilgi çekiyor. Elimizdeki veriler Kasım ayının sonuna kadar yoğunluğun süreceğini gösteriyor. Ekim ayı en yoğun ayımız. Bazen özellikle hafta sonları otellerde yer bulamıyoruz. Bu yoğunluğun Kasım ayı sonuna, hatta Aralık ayına kadar sürmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu. Kentte bir otelin işletmecisi Mehmet Fırat Sünbül de sonbahar döneminde artan turist hareketliliği nedeniyle yoğunluk yaşandığını belirterek, Şanlıurfa’nın turizm açısından verimli bir sezon geçirdiğini ifade etti. Son dönemde artan sahte sosyal medya hesaplarına karşı vatandaşları uyaran Sünbül, rezervasyon ve iletişim işlemlerinin yalnızca otelin resmi hesapları üzerinden yapılması gerektiğini belirtti.

Günde 5 Bin Kişi Ziyaret Ediyor Haber

Günde 5 Bin Kişi Ziyaret Ediyor

Şanlıurfa'da 12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'de, sonbahar sezonuyla ziyaretçi sayısı günlük ortalama 5 bini buldu. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki tarihi ören yeri, Neolitik Dönem'e tarihlenen, boyları 3 ila 6 metre arasında değişen ve 40 ila 60 ton ağırlığındaki yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlarıyla öne çıkıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2018'de giren Göbeklitepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2019'un "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesinin ardından ziyaretçi sayısını katlayarak artırdı. Kovid-19 salgını ile 2023'te yaşanan deprem ve sel felaketleri nedeniyle ziyaretçi sayısı zaman zaman düşse de Göbeklitepe'yi 2019'da 412 bin 378, 2020'de 197 bin 912, 2021'de 567 bin 453, 2022'de 837 bin 811, 2023'te 512 bin 164, 2024'te 731 bin 794 kişi ziyaret etti. Bu yılın ocak-eylül döneminde burayı gezen 517 bin 316 kişiyle birlikte toplam ziyaretçi sayısı 6 yıl 9 ayda 3 milyon 776 bin 828'e ulaştı. Sonbahar aylarında turizm hareketliliğinin arttığı bölgede, ören yerini günlük ortalama 5 bin civarında turist gezmeye devam ediyor. "Bütün turlarda Göbeklitepe programı var" Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, AA muhabirine, Göbeklitepe'nin dünya çapında popülerliğini giderek artırdığını söyledi. Tarihi ören yerine daha fazla turist çekmek için çok yönlü çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Aslan, şöyle konuştu: "Göbeklitepe, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesiyle bölge turizminin lokomotifi oldu. Bölgeye gelen bütün turlarda istisnasız Göbeklitepe ve Şanlıurfa programı var. Göbeklitepe, sadece bölgenin değil, Türkiye'nin kültür turizmi alanında gelecekte de lokomotifi olacağını gösteriyor." Aslan, kentteki ziyaretçi sayısının olağanüstü durumlar dışında son 10 yılda düzenli olarak arttığını kaydetti. "Ciddi yoğunluk var" Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Turizm Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Kamil Türkmen de kentte turist hareketliliğinin sonbaharla birlikte belirgin şekilde arttığını vurguladı. Kentin hava sıcaklığının düşmesiyle ziyaretler için ideal döneme girildiğini belirten Türkmen, şu değerlendirmeyi yaptı: "Sonbahar sezonundayız, özellikle eylül, ekim ve kasım ayları çok hareketli geçiyor. Şu anda o yoğunluğu yaşıyoruz. Göbeklitepe, geçen yıl bölgede en çok ziyaret edilen ören yeri olduğu için ciddi yoğunluk var. Ortalama bu döneme bakıldığında günlük yoğunluk 5 bin kişileri zorluyor, çok güzel bir rakam. Ekim ayıyla hareketliliğin daha da artmasını bekliyoruz. Bu sezonun iyi geçeceğine ve yılın güçlü şekilde tamamlanacağına inanıyorum." Ziyaretçilerini büyülüyor Polonyalı turist Victor Ches ise eşiyle çıktıkları dünya turu kapsamında Göbeklitepe'yi ziyaret ettiklerini dile getirdi. Tarihe büyük ilgi duyduklarını anlatan Ches, "Burası bizi çok heyecanlandırdı. Çok eski bir yer ve o dönemin insanlarının burayı nasıl yaptığını merak ediyoruz." dedi. Almanya'dan gelen gurbetçi Samira Ceylan da uzun süredir görmek istedikleri Göbeklitepe'yi nihayet ziyaret ettiklerini belirterek, "Burası gerçekten çok güzel ve heyecan verici. Kazıların halen devam ettiğini görmek de bizi mutlu etti." diye konuştu.

Göbeklitepe'ye Animasyonlu Tanıtım Haber

Göbeklitepe'ye Animasyonlu Tanıtım

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan 12 bin yıllık geçmişe sahip Göbeklitepe'nin gizeminin anlaşılmasına sanal canlandırma merkezi katkı sağlıyor. Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, AA muhabirine, tarihi ören yerinin, neolitik dönemin önemli merkezlerinin başında geldiğini söyledi. Boyları yaklaşık 3 ila 6 metre, ağırlıkları ise 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlarıyla meşhur Göbeklitepe'nin, "tarihin sıfır noktası" olarak kabul edildiğini hatırlatan Aslan, eski tapınak kalıntılarıyla ören yerinin dikkati çektiğini ifade etti. Aslan, tarihi ören yerinin öneminin daha iyi anlaşılması için kitaplara, filmlere, dizilere ve animasyon filmlerine konu olmayı sürdürdüğünü dile getirdi. Sanal canlandırma merkezinde Göbeklitepe'nin inşasından sonra geçen sürecin hikayesinin animasyonlarla anlatıldığını vurgulayan Aslan, merkez sayesinde tarihi ören yerinin gizeminin daha iyi anlaşıldığını anlattı. Merkezin, ziyaretçilerin neolitik dönemi anlamlandırması açısından önem taşıdığını belirten Aslan, şöyle devam etti: "Merkezde ziyaretçilerin, özellikle Buzul Çağı'ndan, Göbeklitepe'nin ortaya çıkışından sonraki o hikayeyi anlaması açısından önemli bir kurgu var. Buzul Çağı'ndan çıkış, neolitik dönem insanının avcı ve toplayıcı olarak hareket etmesi, barınaklarını oluşturması, ardından Göbeklitepe'nin inşası gibi süreçleri anlatan animasyon ve belgesel filmler var. Akabinde avcı ve toplayıcılıktan tarıma ve hayvanların evcilleştirilmesine giden o insanlık sürecini takip eden bir hikayeyi kurguluyoruz. Ziyaretçilerimiz bu deneyimi görerek, yaşayarak memnuniyetlerini dile getiriyor. Ziyaretçilerimize, Göbeklitepe'yi görmeden önce sanal canlandırma merkezini gezerek alanın nasıl oluştuğunu deneyimlemelerini öneriyoruz." Ziyaretçiler beğeniyor Ailesiyle sanal canlandırma merkezini gezen 11 yaşındaki Mehmet Bektaş, "Burası çok güzel ve harika bir yer. Bence herkes gelmeli. Buradaki canlandırmalar çok güzel. Kendimi eski zamana gitmiş gibi hissettim." dedi. Merkezi gezen 7 yaşındaki Ümit Yıldız, animasyon filmini "Rafadan Tayfa Göbeklitepe"ye benzettiğini belirterek, "Çok güzel yapmışlar, iyi ki de gelip gördüm." diye konuştu. Nurgül Günal da merkezi beğendiğini dile getirerek, "Herkese gelmelerini tavsiye ederim. Beğendik, çok etkilendim. Hatta iki defa uzun uzun seyrettim. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Sanki buradaki yaşantı anlatılmış, değişik ve iyi bir şekilde anlatılmış. Hoşuma gitti." ifadelerini kullandı.

Göbeklitepe'ye Pedal Çevirdiler Haber

Göbeklitepe'ye Pedal Çevirdiler

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'yi yaptığı çalışmalarla gün yüzüne çıkaran Prof. Dr. Klaus Schmidt'in anısına bisiklet etkinliği düzenlendi. Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Schmidt anısına Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Urfa Bisiklet Topluluğu Spor Kulübü ve Göbeklitepe Bisiklet Kulübü destekleriyle "Klaus Schmidt'in İzinde Göbeklitepe'ye Pedallıyoruz" bisiklet etkinliği gerçekleştirildi. Kent merkezinden yola çıkan 100 kişilik bisikletli grup, yaklaşık 20 kilometre boyunca pedal çevirerek Göbeklitepe'ye ulaşıp ören yerini gezdi. Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, Schmidt'in Göbeklitepe başta olmak üzere insanlık tarihine yaptığı katkıları anlattı. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanı Merve Ofluoğlu da etkinliği her yıl daha kapsamlı ulusal ve uluslararası düzeyde gerçekleştirmeyi planladıklarını kaydetti. Ofluoğlu, "Göbeklitepe bizim dünyaya açılan yüzümüz ve bunu bize kazandıran Klaus Schmidt'i her zaman rahmetle anıyoruz ve ismini de anmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı. Göbeklitepe'de yürüttüğü kazı çalışmaları ve elde ettiği bulgularla tarihe ışık tutan Prof. Dr. Klaus Schmidt, 2014 yılında hayatını kaybetmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.