Uygulamalarımız appstore googleplay

#Tbmm

gazeteci63.com - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Işıkhan, Rakam İçin Çok Erken Haber

Işıkhan, Rakam İçin Çok Erken

Bakan Işıkhan'dan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısına ilişkin açıklama: Rakam için çok erken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ikinci toplantısına ilişkin, "Rakam için çok erken çünkü tarafların görüşlerini alıp komisyonda değerlendirmemiz gerekiyor." dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Bakanlığın 2026 yılı bütçesinin Genel Kurul'daki görüşmeleri için geldiği TBMM'de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin soruyu yanıtlayan Işıkhan, komisyonun ikinci toplantısını yarın yapacağını, sosyal diyalog süreçlerini kullanmaya devam edeceklerini söyledi. "İkinci toplantıda bir rakam konuşulur mu?" sorusunu yanıtlayan Işıkhan, "Rakam için çok erken çünkü tarafların görüşlerini alıp komisyonda değerlendirmemiz gerekiyor." diye konuştu. "72 ilacı geri ödeme kapsamına alıyoruz, 69 tanesi yerli üretim" "Genel Kurul konuşmamızda bir müjdemiz olacak. Öncelikle 72 ilacı geri ödeme kapsamına alıyoruz, 69 tanesi yerli üretim" ifadelerini kullanan Işıkhan, 9'u romatolojik, 9'u diyabet, 3'ü kanser, 2'si MS olan 72 ilacı yarından itibaren vatandaşların SGK kapsamında alabileceğini dile getirdi. Diğer müjdeleri de paylaşan Işıkhan, "Sosyal Güvenlik Kurumumuza 1000 sözleşmeli personel alacağız. Bununla ilgili ayrıntılar ÖSYM tarafından açıklanacak. Mülakat olmayacak. ÖSYM belirleyecek ve atayacak. Son olarak da 100 müfettiş yardımcısı alacağız." ifadelerini kullandı.

Eski Milletvekili Öztürk Vefat Etti Haber

Eski Milletvekili Öztürk Vefat Etti

Eski AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, 67 yaşında yaşamını yitirdi. Edinilen bilgiye göre Öztürk, Ankara'da tedavi gördüğü Bilkent Şehir Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Öztürk'ün cenazesi, 2 Aralık'ta Giresun'un Çanakçı ilçesi Akköy köyünde toprağa verilecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ailesine sabrıcemil, sevenlerine başsağlığı niyaz ediyorum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da tedavi gördüğü hastanede 67 yaşında hayatını kaybeden eski AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk için taziye mesajı yayımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, "26'ncı ve 27'nci Dönem Giresun Milletvekilimiz, yol ve dava arkadaşımız Cemal Öztürk'ün vefat ettiğini üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah'tan rahmet diliyor, ailesine sabrıcemil, sevenlerine, Giresunlu kardeşlerime ve AK Parti'mize başsağlığı niyaz ediyorum." ifadesini kullandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise hayatını kaybeden Öztürk için sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, şu ifadeleri kullandı: "26'ncı ve 27'nci dönem AK Parti Giresun Milletvekili, değerli dava arkadaşımız Cemal Öztürk'ün vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sabır diliyorum. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da Öztürk'ün vefatı dolayısıyla NSosyal hesabından paylaştığı mesajında, şunları kaydetti: "Plan ve Bütçe Komisyonu başta olmak üzere uzun yıllar TBMM'de birlikte mesai yaptığımız, kıymetli yol ve dava arkadaşımız, önceki dönemler Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk Beyefendi'nin uzun süren rahatsızlığı sonrasında vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Tecrübesi, birikimi ve ilkeli siyasi duruşu ile Giresun'a ve ülkemize yaptığı hizmetleri hayırla yad ediyoruz. Cemal ağabeyimize Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve AK Parti teşkilatımıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet olsun." Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Duran: Öztürk'ün vefatını derin bir üzüntüyle öğrendim Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, eski AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk'ün vefatı sebebiyle NSosyal hesabından yayımladığı taziye mesajında, şu ifadeleri kullandı: "26. ve 27. Dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk'ün vefatını derin bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı ali olsun." Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de NSosyal hesabındaki mesajında, "26. ve 27. dönem Giresun Milletvekilimiz Sayın Cemal Öztürk'ün vefatını teessürle öğrendim. Cemal Öztürk Beyefendi'ye yüce Allah'tan rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da şu ifadeleri kullandı: "26'ncı ve 27'nci dönem Giresun Milletvekilimiz, kıymetli büyüğümüz Cemal Öztürk'ün vefat haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve AK Parti'mize başsağlığı diliyorum. Rabb'im, mekanını cennet, makamını ali eylesin." Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise NSosyal hesabından yayımladığı mesajında, Öztürk ile TBMM çatısı altında birlikte görev yaptıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti: "26. ve 27. Dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk'ün vefat haberini derin bir teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Nezaketi, olgunluğu ve örnek duruşuyla daima hatırlayacağımız dava ve yol arkadaşımız merhum milletvekilimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Rabbim mekanını cennet, makamını ali eylesin." İçişleri Bakanı Yerlikaya: Ailesine, sevenlerine ve AK Parti'mize başsağlığı diliyorum İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, eski AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk'ün vefatı sebebiyle NSosyal hesabından yayımladığı mesajında, "26. ve 27. Dönem Giresun Milletvekilimiz Cemal Öztürk'ün vefatından büyük üzüntü duydum. Cemal ağabeyimize Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve AK Parti'mize başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı ali olsun." temennisinde bulundu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum da Öztürk'ün vefatı sebebiyle derin bir hüzün içinde olduğunu işaret ederek, NSosyal hesabındaki mesajında, şunları aktardı: "26 ve 27. dönem milletvekilimiz, kıymetli ağabeyimiz Cemal Öztürk'ü kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Başta kıymetli ailesi olmak üzere tüm sevenlerine sabır diliyorum. Allah mekanını cennet eylesin. Başımız sağ olsun." AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik: Siyaset dünyamızın başı sağ olsun AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Öztürk için NSosyal hesabından paylaştığı mesajında, "Çok üzgünüz. 26. ve 27. Dönem Milletvekilimiz, yol arkadaşımız Cemal Öztürk'ü kaybettik. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Değerli ailesinin, teşkilatlarımızın ve siyaset dünyamızın başı sağ olsun." ifadelerine yer verdi. AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala da NSosyal hesabından yaptığı paylaşımında, "Önceki dönem Giresun Milletvekilimiz, yol arkadaşımız merhum Cemal Öztürk'e Allah'tan rahmet, ailesine ve teşkilatımıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı ali olsun." temennisinde bulundu.. AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan ise NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti: "26. ve 27. Dönem Milletvekilimiz Cemal Öztürk abimizin vefatını derin bir teessürle öğrendim. Partimize ve milletimize yapmış olduğu değerli hizmetler daima hayırla yad edilecektir. Merhuma Allah'tan rahmet ailesine, yakınlarına ve tüm camiamıza sabır ve metanet diliyorum. Mekanı cennet olsun."

Bir Uçak Vakası Daha Yaşandı Haber

Bir Uçak Vakası Daha Yaşandı

Tarım ve Orman Bakanlığı, planlı bakım faaliyeti için Hırvatistan'da bulunan Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağı ile telsiz irtibatının kesildiğini bildirdi. Bakan Yumaklı, yangın söndürme uçağının enkazına ulaşıldığını bildirdi. Bakanlığın NSosyal hesabından yapılan paylaşımda, söz konusu olaya ilişkin açıklama yapıldı. OGM'ye ait 2 adet AT802 yangın söndürme uçağının, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de planlanmış bakım faaliyeti için 12 Kasım Çarşamba günü saat 10.24'te Çanakkale'den hareket ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "2 uçak meteorolojik şartlar sebebiyle geceyi Hırvatistan Rijeka Havaalanı'nda geçirmiş, bugün (13 Kasım 2025 Perşembe) Türkiye saati ile (TSİ) 17.38'de Zagreb Havaalanı için kalkış yapmasını müteakip, hava muhalefeti sebebiyle tekrar Rijeka Havaalanı'na dönüşe geçmişlerdir. Dönüş rotası esnasında bir uçağımız Rijeka Havaalanı'na inmiş, ancak diğer uçakla TSİ 18.25'te telsiz irtibatı kesilmiştir. Görevli pilotumuza ve uçağa ulaşmak için Hırvatistan birimleriyle koordineli olarak arama kurtarma çalışmaları başlatılmıştır. Konu hakkında detaylar netleşince kamuoyuna bilgilendirmelerimiz devam edecektir." Pilot şehit oldu Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Hırvatistan'da telsiz irtibatı kesilen Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının enkazına Senj yakınlarında ulaşıldığını, pilotun şehit olduğunu bildirdi. Yumaklı, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu bilgileri verdi: "Hırvatistan'da telsiz irtibatı kesilen OGM'ye ait yangın söndürme uçağımızın enkazına Hırvatistan'ın Senj kenti yakınlarında ulaşılmıştır. Elim kazada şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Orman teşkilatımızın ve aziz milletimizin başı sağ olsun." Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine, ülkemize ve milletimize başsağlığı diliyorum Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu elim kazadan derin bir üzüntü duyuyor, şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine, ülkemize ve milletimize başsağlığı diliyorum." dedi. TBMM Başkanı Kurtulmuş: Şehidimizin mekanı cennet olsun TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Hırvatistan'da düşen Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının pilotu için başsağlığı mesajı yayımladı. Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Tarım ve Orman Bakanlığımıza ait yangın söndürme uçağının Hırvatistan'da düşmesi sonucu şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, orman teşkilatına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şehidimizin mekanı cennet olsun." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: Şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine, orman teşkilatımıza ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hırvatistan'da bulunan Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot için başsağlığı mesajı yayımladı. Yılmaz, NSosyal hesabındaki paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağımızın, planlı bakım faaliyeti için Hırvatistan'dayken meydana gelen elim kaza sonucu düşmesiyle bir pilotumuzun şehit olduğu haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine, orman teşkilatımıza ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum." İletişim Başkanı Duran: Aziz milletimizin başı sağ olsun Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Hırvatistan'da bulunan Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot için başsağlığı mesajı yayımladı. Duran, NSosyal hesabından yayımladığı mesajında, "Hırvatistan'da Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve orman teşkilatımıza sabır diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun." ifadelerine yer verdi. AK Parti Genel Başkanvekili Ala: Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Hırvatistan'da bulunan Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot için başsağlığı mesajı yayımladı. Ala, NSosyal hesabından paylaştığı mesajında, "Hırvatistan'da meydana gelen elim bir kaza sonucu Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağının şehit olan pilotuna Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum." ifadelerine yer verdi. Bakanlardan başsağlığı mesajı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, NSosyal hesabındaki paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağının Hırvatistan'da düşmesi sonucu şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine ve orman teşkilatımıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Şehidimizin mekanı cennet olsun." Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, NSosyal hesabından paylaştığı mesajında, "Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağımızın Hırvatistan'da uğradığı elim kazada şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine sabır diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun." ifadelerine yer verdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, "Hırvatistan'da Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağımızın düşmesi sonucu şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Orman Teşkilatımıza başsağlığı diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun." ifadelerini kullandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi: "Hırvatistan'a planlı bakım faaliyeti için giden, Tarım ve Orman Bakanlığımıza bağlı Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağımızın düştüğü haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Şehit olan kahraman pilotumuza Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine sabır diliyorum. Başımız sağ olsun." İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, NSosyal hesabındaki paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağımızın Hırvatistan'da düşmesi milletçe yüreğimizi yaktı. Kazada şehit olan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine ve orman teşkilatımıza ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Şehidimizin makamı ali olsun." Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi: "Orman Genel Müdürlüğümüze bağlı yangın söndürme uçağının, Hırvatistan'a planlı bakıma giderken düşmesi sonucu kahraman pilotumuzun şehit olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrendim. Şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına, Orman Genel Müdürlüğü çalışanlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum." Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, NSosyal hesabındaki paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağının Hırvatistan'da düşmesi sonucu şehit olan pilotumuza Yüce Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır diliyorum. Şehidimizin mekanı cennet, makamı ali olsun inşallah." Ticaret Bakanı Ömer Bolat, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, şu ifadelere yer verdi: "Hırvatistan'da irtibatı kaybolan, Orman Genel Müdürlüğümüze bağlı yangın söndürme uçağının enkazına ulaşıldığı bilgisini üzüntüyle öğrendik. Görevi esnasında şehit düşen kahraman pilotumuza Cenabhaktan rahmet diliyor, ailesine, yakınlarına ve tüm orman teşkilatımıza sabır ve metanet niyaz ediyorum. Milletimizin başı sağ olsun." Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, NSosyal hesabından paylaştığı mesajında şunları kaydetti: "OGM'ye ait yangın söndürme uçağının Hırvatistan'da kaza kırıma uğraması sonucu pilotumuzun şehit olduğu haberini derin bir üzüntüyle öğrendim. Görevini büyük bir fedakarlıkla yerine getirirken şehadet mertebesine ulaşan pilotumuza Allah'tan rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun."

Atatürk, 87. Yılında Anılıyor Haber

Atatürk, 87. Yılında Anılıyor

Umutları tükenmiş bir milleti Milli Mücadele ateşiyle ayağa kaldırıp Anadolu'nun vatan olmasını sağlayarak, bugün 102 yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin üzerinden 87 yıl geçti. Atatürk, 1881'de Selanik'te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım'ın arzusu doğrultusunda ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başlayan Mustafa Kemal, daha sonra babası Ali Rıza Efendi'nin isteği üzerine geçtiği Şemsi Efendi Mektebi'nde ilkokulu tamamladı. Ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesi'nden kendi isteğiyle ayrılan Mustafa Kemal, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesi'nde sürdürdü, ardından Manastır Askeri İdadisi'nden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eğitimi de devam eden Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik'te Fransızca dersleri aldı. Daha sonra İstanbul'a gelerek 1899'da girdiği Harp Okulu'nu 1902'de teğmen rütbesiyle tamamlayan Atatürk, Harp Akademisi'nden de 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Mustafa Kemal, kurmaylık stajı için 1905'te Şam'da 5. Ordu emrine atandı, Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri dolayısıyla Beşinci Rütbe'den Mecidi Nişanı verildi. Merkezi Makedonya'nın Manastır şehrindeki 3. Ordu Karargahı'na 1907'de atanan Mustafa Kemal, Selanik'teki kurmay şubede görevlendirildi. Mustafa Kemal, Manastır ve Selanik'te görevliyken 1909'da İstanbul'daki 31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev yaptı. Arnavutluk'taki isyanı bastırmak için 1910'da düzenlenen harekatta da görevlendirilen Mustafa Kemal, İtalya'nın 1911'de Trablusgarp'a asker çıkarması üzerine Tobruk'a gönderildi, Tobruk ve Derne'de Türk kuvvetlerini başarıyla yönetti ve İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı'nı kazandı. Derne Komutanlığına 6 Mart 1912'de atanan Mustafa Kemal, Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı ve Dimetoka ile Edirne'nin geri alınışında etkili oldu. "Vatanın müdafaasından daha yüce bir vazife olamaz" Mustafa Kemal, 1913'te Balkan Harbi'nden sonra Sofya ataşemiliterliğine atandı. Ataşemiliter olarak görev yaptığı sırada Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine Mustafa Kemal, Başkomutanlık Vekaleti'ne müracaat ederek cephede görev almak istedi. Kendisine "Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz." cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya şu mektubu yazdı: "Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya'da ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz." Bunun üzerine Mustafa Kemal, 1915'te Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu'ya bağlı Tekirdağ'da oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığına atandı. Gelibolu Yarımadası'na asker çıkaran ve Conkbayırı'na ilerleyen düşman kuvvetleri, Atatürk'ün komutasındaki 19. Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Mustafa Kemal Paşa, cephanesi biten Türk askerine "Cephaneniz yoksa süngünüz var." diyerek, moral ve güven verdi. Mustafa Kemal, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne isabet eden şarapnel parçasının cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu mutlak ölümden kurtuldu. Mustafa Kemal Paşa, sadece Gelibolu Yarımadası Kuzey Bölgesi Muharebelerinin değil, aynı zamanda Çanakkale Boğazı'nın, Çanakkale Cephesi'nin, İstanbul'un da kaderini tayin etti ve böylece Çanakkale Savaşları'nda Mustafa Kemal Paşa "Anafartalar Kahramanı" olarak ün kazandı. Çanakkale'den sonra Doğu Cephesi'nde 16. Kolordu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, 1916'da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş'u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliğe terfi etti. Ülkenin işgali ile Samsun'a hareket etti Filistin ve Suriye'de görevli 7. Ordu Komutanlığına 1917 Temmuz ayında atanan Mustafa Kemal Paşa, bir süre sonra 2. Ordu Komutanlığına tayin olsa da görevi kabul etmeyerek Genel Karargah emrinde İstanbul'da kaldı. Aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya giderek Alman Genel Karargahı ve Alman savaş cephelerinde incelemelerde bulundu. Suriye cephesinde 1918'de yeniden görevlendirilen Mustafa Kemal, 7. Ordu Komutanı olarak görev yaptı ve bu sırada İngilizlerin asıl amaçlarının İskenderun'u işgal edip, kuzeye çekilmekte olan 7. Ordu'yu abluka altına almak olduğunu İstanbul'a bildirdi. İngilizlerin İskenderun'u dirençle karşılaşmadan 9 Kasım 1918'de teslim alması üzerine Mustafa Kemal Paşa, hükümet merkezi ile yaptığı telgraf görüşmelerinde, İngilizlere verilen tavizleri tenkit etti. "Böyle giderse memleketin binbir türlü entrika ve istilaya maruz kalacağını" izah etmeye çalışan Mustafa Kemal Paşa'ya, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı ve 7. Ordu'nun lağvedildiği bildirildi. Paşa, bu acziyetin tamamen ortadan kaldırılmasını istiyordu ve emrindeki birliklerin komutasını 2. Ordu Komutanı Nihat Paşa'ya bırakarak aynı gün akşamı Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti. İstanbul'da, 13 Kasım 1918'den 16 Mayıs 1919'a kadar kalarak memleketin genel durumunu yakın arkadaşlarıyla kritik eden Mustafa Kemal Paşa, ülkesinin kaderini değiştirecek Samsun yolculuğuna çıktı ve istiklal mücadelesini başlattı. Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak Ordu Müfettişliği görevi ile İstanbul'dan ayrıldı. Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayımladı. Türk milletine, "vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas'ta bir kongre toplanacağını" bildirdi. Ayrıca Osmanlı Hükümeti'nin verdiği görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı. Bu kongrelerde alınan, "Düşman işgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği" kararlarıyla Büyük Millet Meclisi'nin de temelleri atıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Atatürk öncülüğünde 23 Nisan 1920'de Ankara'da tarihi görevine başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi. Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı'nın tanığı Anadolu Ajansını kurdu TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu. "Milli Mücadele'nin sesini dünyaya duyurmak" amacıyla kurulan AA, TBMM'nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu, Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasına tanıklık etti. TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına rağmen Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalandı. "Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir" Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr Antlaşması'nı tanımadıklarını vurgulayarak, "Siyasi, adli, iktisadi ve mali bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir." dedi. TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nın kabul edilmediği dünyaya duyuruldu. "Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz" İtilaf Devletleri'nin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921'de Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile durduruldu. Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921'de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." diyerek tarihe geçen emrini verdi. "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" ünvanı Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Türk ordusu, Yunan ordusunu bozguna uğrattı, Sakarya Meydan Muharebesi'ni zaferle sonuçlandırdı. 22 gün süren savaşta Yunan ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'e TBMM tarafından "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" ünvanı verildi. Sakarya Zaferi'nin ardından 13 Ekim 1921'de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı. Atatürk'ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden kurtarmak için 26 Ağustos 1922'de karşı saldırıya geçerek Büyük Taarruz'u başlattı. Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği 30 Ağustos 1922'deki Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nde Türk ordusu, Yunan ordusunu bozguna uğrattı. Kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. Anadolu'yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin ardından 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri, işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi. Kurtuluş Savaşı, ülkenin kaderinin değiştiği, Türk milletinin dünyaya meydan okuduğu, kahramanlık destanlarının yazıldığı savaş olarak tarihe geçti. Türkiye'nin bağımsızlık belgesi Lozan Barış Antlaşması imzalandı İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalandı. Büyük Önder, Lozan Antlaşması'na ilişkin, "Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Atatürk, Fransa'da ihtilal ile kurulan cumhuriyeti, demokrasiyi ve yönetim şeklini inceledi ancak bunun aynısının Türkiye'de uygulanamayacağını öngördü. Ülkenin siyasal, sosyolojik ve ekonomik yapısını çok iyi bildiğinden, demokrasinin sadece Cumhuriyet ile toplumun tüm kesimlerince içselleştireceğini biliyordu. Atatürk'ün yakın arkadaşlarından, usta gazeteci ve yazar Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" adlı eserinde, Cumhuriyet'e giden süreci ve Mustafa Kemal'in görüşlerini ana hatlarıyla şu cümlelerle kaleme aldı: "Rejimdeki olağanüstü olmayan durumların çözümlenmesi zorunluluğu ortaya çıktı. Çünkü Türkiye'nin devlet şekli henüz belirlenmemişti. Kanun-i Esasi'de yeni hükümet şeklini açıkça belirlemek gerekiyordu. Çünkü padişahlık ve hilafet taraftarları hala vardı." Atatürk, Cumhuriyet ilan edilene kadar Cumhuriyet fikrini muhalefet olur düşüncesiyle gizli tuttu ama yeni yönetim şeklinin çabuk kabul edilmesi için çalışmalar yürüttüğünü Nutuk'ta "Devlet yönetimini, Cumhuriyet'ten söz etmeksizin, ulusal egemenlik ilkeleri çerçevesinde, her an Cumhuriyet'e doğru yürüyen şekilde toparlamaya çalışıyorduk." sözleriyle kaleme aldı. TBMM tarafından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi ve Mustafa Kemal Atatürk de Cumhurbaşkanı seçildi. 1938'de vefatına dek arka arkaya 4 kez Cumhurbaşkanı seçilen Büyük Önder Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik 14 Haziran 1926'da suikast girişimi engellendi, elebaşları İzmir'de tutuklandı. Büyük Önder, suikast girişimine ilişkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, "Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyet'imize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur. Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Gazi Mustafa Kemal'e 24 Kasım 1934'te 2587 sayılı Kanun'la "Atatürk" soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı. Ekonomi, dış politika ve tarımdaki hamleleri Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933'te Beş Yıllık Sanayi Planı'nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı. Milletler Cemiyeti'ne girilmesi, Balkan Antantı'nın imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Sadabat Paktı başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası adımlar, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu. Tarıma ve çiftçiye değer veren Atatürk, çiftliklerde 1925'ten başlayarak 13 yıl süre ile planlı ve ciddi bir şekilde çalışmalar yaptırdı, ürüne elverişli uygun olmayan topraklarda çiftlikler kurarak bu toprakları ziraata elverişli hale getirdi. "Hatay, benim şahsi meselemdir" Atatürk, ulusal meseleden ziyade, "Benim şahsi meselemdir." dediği Hatay'ın ana vatana katılması için yoğun çaba sarf etti ve hedefi vefatının ardından 1939'da gerçekleşti. Mustafa Kemal Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı için yılmadan çalıştı ve girdiği her mücadeleden zaferle çıktı. Askeri ve siyasi dehasıyla saygınlığını koruyan Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.05'te hayata gözlerini yumdu. Atatürk'ün vefatı yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılandı. Ata'nın cenazesinin Anıtkabir yolculuğu Atatürk'ün naaşı, 16 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. 19 Kasım günü cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile İzmit'e, oradan da aynı günün akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara'ya uğurlandı. Ankara'da 20 Kasım'da devlet erkanı ve yabancı devlet insanları tarafından karşılanan cenaze, TBMM önünde katafalka konuldu. Büyük bir cenaze töreni ile 21 Kasım 1938'de Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konulan Atatürk'ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e taşındığı 10 Kasım 1953'e kadar burada kaldı. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyen Atatürk, ebedi istirahatgahı olan Türkiye'nin kalbi Anıtkabir'de Türk milletinin gönlünde yaşamaya devam ediyor.

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı Haber

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı

Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilememesinin, milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkati çekilen tezkerede, "Diğer taraftan, Irak'ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye'de PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. " ifadesine yer verildi. Tezkerede, PKK/PYD-YPG'nin, Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddettiği, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı vurgulandı. Tezkerede, "Diğer taraftan, Suriye'de mevcut yönetimin beklenti ve gereksinimi doğrultusunda ülkenin terörle mücadele imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi, ülkedeki kimyasal silahların yerlerinin tespiti ve imhası süreçlerinde de ulusal çabalara eşlik eden uluslararası çalışmaların desteklenmesi ihtiyacı bulunmaktadır." denildi. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya, istikrar ve güvenlik tesisi çabalarını sekteye uğratmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye'nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye'deki istikrarın tesisine dair çabaların pekiştirilmesinin milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği belirtildi. Tezkerede, şunlar kaydedildi: "Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı Kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır. Bu mülahazalarla, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler karşısında Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 17.10.2023 tarihli ve 1395 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile uzatılan iznin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım." Görüşmelerden Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, istikrarın yalnızca silahla değil, diyalog ve işbirliğiyle sağlanabileceğini belirtti. Tezkerenin süresinin 3 yıl olmasını eleştiren Şahin, "Bizim TBMM geleneğinde böyle bir şey yoktu. TBMM'yi çalıştırmak çok mu zor ki siz 2 yıllık, 3 yıllık tezkereleri buradan çıkarıyorsunuz? Oysa tezkerelerde aslolan her yıl Parlamentoda yenilenebilecek güce iktidarın sahip olduğu gerçeğidir. Sayısal çoğunluğunuz, dilediğiniz gibi bu tezkereleri yılda bir görüşmek suretiyle çıkartabilir." ifadelerini kullandı. Tezkereye destek vereceklerini kaydeden Şahin, "Suriye'de ve Irak'ta Türkiye'ye yönelik bir tehdidin varlığını hepimiz görüyoruz, bu konuda hiçbir tereddüt yok ama yangından mal kaçırır gibi 3 yıllık bir tezkerenin bu parlamentoda görüşülmüş olmasını doğru bulmuyoruz ve iki buçuk yıl sonra Anayasa'ya göre görev süresi tamamlanmış milletvekillerinin bu yönde bir irade kullanması da bir noktada yetki gaspıdır." dedi. İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin sınırlardaki varlığının Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanmasını haklı kıldığını söyledi. Tezkereyi desteklediklerini belirten Ergun, şöyle konuştu: "Dış politika, macera arayışlarından, duygusal reaksiyonlardan ve ideolojik sapmalarından arındırılmış, sadece milli menfaatler ekseninde şekillenmelidir, tezkerelerle talep edilen yetkiler bu büyük ve tarihi vizyonun bir parçası olmalıdır. Bizim 'evet'imiz, terörle mücadeleye destektir ama keyfiliğe, basiretsizliğe, kurumların devre dışı bırakılmasına rıza göstermek değildir. Bizim 'evet'imiz, devletin meşruiyetini, Meclisin iradesini ve hukukun üstünlüğünü koruma iradesidir." MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, tezkereye destek vereceklerini söyledi. Türkiye'nin en uzun güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilmemesinin milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Aydın, "İçeride olduğu gibi dışarıda da sulhu önceleyen kadim bir siyasi geleneğin mirasçısı olarak Türkiye, komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük bir önem atfetmektedir. Öte yandan, Suriye'de PKK-PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu terör örgütleri, Suriye merkezli yönetime entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekte, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesine de engel olmaya çalışmaktadır." dedi. DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin coğrafyasında huzuru tesis etmenin en doğru yolunun demokratik ve barışçı siyaseti esas almaktan geçtiğini belirtti. Oluç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Orta Doğu'da şiddetin, ölümün değil halkların bir arada eşit ve barışçıl bir yaşamın tarafıyız. Demokratik ve barışçıl yaşamı bu topraklara hakim kılmanın her zamankinden daha güçlü bir şekilde kendisini dayattığını düşünüyoruz. O nedenle, bu anlayışı içermeyen Irak, Suriye tezkeresine 'hayır' oyu vereceğimizi belirtmek istiyorum." CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, 18 yıldır aralıksız yürürlükte olan bir tezkereyi görüşeceklerini belirtti. CHP'nin farklı dönemlerde bu tezkereyi gözden geçirdiğini belirten Tan, geçen 2 tezkereye ise "ret" oyu verdiklerini hatırlattı. Bu tezkereye de "ret" oyu vereceklerini kaydeden Tan, tezkerenin 3 yıllık süreyle çıkarılmasına da tepki gösterdi. Tan, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katıldıklarını anımsatarak, "Komisyon İmralı'ya gidecekse TSK neden Irak ve Suriye'ye gidecektir? TSK Irak ve Suriye'de ucu açık konuşlandırılmaya devam edecekse Komisyonun Ada'ya gitmesi hangi amacı gütmektedir?" ifadesini kullandı. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Türkiye'nin dünyada barışın anahtarı konumuna geldiğini belirterek, Türkiye'nin aynı zamanda insani yardımlar açısından da dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını söyledi. Terör örgütü PKK'nın "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında bir süre önce kendisini feshettiğini açıklayarak, silah bırakma sürecine girdiğini ilan ettiğini anımsatan Oktay, PKK'nın kendisini feshinin söylemden öteye geçerek bir an önce fiiliyata dönüşmesi gerektiğini, bu süreci ilgili kurumların yakından takip ettiğini belirtti. Oktay, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece kendi vatandaşlarını değil, aynı zamanda komşu ülkelerdeki sivilleri de korumayı önemli bir insani sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti. Mevcut Şam yönetimi ülkenin toprak bütünlüğünü ve istikrarını sağlamak için yoğun çaba harcadığını belirten Oktay, şunları kaydetti: "Ancak bu ülkede istikrar maalesef tam anlamıyla henüz sağlanamamıştır. Suriye'de devam eden istikrarsızlıkta başta İsrail olmak üzere dış güçlerin bu ülkeye gayrimeşru askeri müdahaleleri de önemli bir rol oynamaktadır. PKK'nın Suriye kolu olan PYD, YPG, SDG son on yıldır iç kargaşadan yararlanarak ve yabancı güçlerin de desteğiyle Suriye'nin yaklaşık üçte 1'ini kontrol altında tutmaya devam etmektedir. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin tarım açısından en verimli topraklarını, su kaynaklarını ve bu ülkenin hidrokarbon ve yer altı kaynaklarını içermekte olması bu terör unsurlarının neden buralarda faaliyet gösterdiklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır, tabii bu terör unsurlarını destekleyenlerin de aynı zamanda. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin kuzey ve doğu hatlarında, gayrimeşru bir silahlı unsurun Şam Hükümetinin yönetimi dışında fiili kontrol sağlıyor olması gerek Suriye gerek ülkemiz açısından ciddi bir endişe kaynağıdır. Geçmiş dönemde sınır harekatlarını gerçekleştiren bir ülke olarak bugün benzeri tehditlere duyarsız kalmamız düşünülemez. PYD, YPG, SDG'nin Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekle ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı görülmektedir." CHP'nin kendi iç sorunlarına hapsolduğu için dış politikadaki gelişmeleri takip etmekte zorlandığını ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine, bir başka eleştiri vardı gün içinde, Türkiye'yi süt dökmüş kedi gibi tanımlamaya çalıştı bir hatibimiz. Türkiye, özellikle dış politikada süt dökmüş kedi gibi değil, kükremiş aslan gibidir. Eğer dışarıda süt dökmüş kedi ve ağlayanları, onları arıyorsanız da CHP'ye bakmanız yeterli. O, biz değiliz. Bizler bir şeye karar verdiğimizde o konuda ne herhangi bir yabancı büyükelçinin kapılarında görüş almak için bekleriz ne de herhangi bir yerden izin isteriz, gerektiği zaman gerekeni yaparız, bu kadar net." Genel Kurulda, CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin doğrudan gündeme alınması önergesi reddedildi. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Gündem Trafik Cezalarında Artış Haber

Gündem Trafik Cezalarında Artış

TBMM Genel Kurulu, trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlayacak. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, haftalık çalışmasına 7 Ekim Salı günü başlayacak Genel Kurul, trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni ele alacak. Teklife göre, tescil plakasının farklı okunmasına veya okunamamasına neden olacak şekilde plakasında değişiklik yapan sürücüler 140 bin lira idari para cezasına çarptırılacak, araç 30 gün süreyle trafikten menedilecek. Yük taşımada kullanılan ve azami yüklü ağırlığı 3 bin 500 kilogramdan fazla olan motorlu taşıtlar ile yolcu taşımacılığı faaliyetlerinde kullanılan ve sürücüsü dahil oturma yeri 17'den fazla olan motorlu taşıtlarda takograf, taksi hizmeti veren otomobillerde de taksimetre bulundurulması, kullanılması zorunlu olacak. Yerleşim yeri içinde hız sınırını 46-55 kilometre/saatten fazla ihlal edenlerin her seferinde 30 gün, 56-65 kilometre/saatten fazla ihlal edenlerin her seferinde 60 gün, 66 kilometre/saatten fazla ihlal edenlerin ise her seferinde 90 gün süreyle sürücü belgeleri geri alınacak. Geçiş üstünlüğüne sahip araçlara geçiş hakkı vermeyen sürücülere 15 bin lira idari para cezası kesilecek. Cankurtaran araçları, yaralı veya acil hasta taşıyan araçlar ile itfaiye ve orman yangınlarıyla mücadele eden araçlara yer açmayan ve gerekiyorsa durmayan sürücülere 46 bin lira idari para cezası verilecek ve sürücü belgeleri 30 gün süreyle geri alınacak. Saldırgan sürücülere para cezası Araçlardaki değişikliğin çevredekileri rahatsız edecek derecede gürültü çıkaracak özellikte olması durumunda aracı kullanan sürücüye 16 bin lira idari para cezası uygulanacak. Kırmızı ışık ihlali yaparak trafik kazasına sebebiyet veren sürücülerin sürücü belgeleri 60 gün süreyle geri alınacak. Geri alınan sürücü belgeleri, geri alma süresi sonunda sürücünün psikoteknik değerlendirmeden geçirilerek sürücü belgesi almasına mani hali olmadığının anlaşılması şartıyla iade edilecek. Trafikte saldırı amacıyla başka bir aracı ısrarla takip eden veya bu amaçla araçtan inen sürücülere 180 bin lira idari para cezası uygulanacak, sürücü belgeleri 60 gün süreyle geri alınacak, araçlar 30 gün süreyle trafikten menedilebilecek. Seyir halinde cep ve araç telefonu ile benzer haberleşme cihazlarını kullanan sürücülere 5 bin lira idari para cezası kesilecek. Yarış yapan motorlu araç sürücülerine 46 bin lira idari para cezası uygulanacak ve sürücü belgeleri 2 yıl süreyle geri alınacak. Ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında, zabıtanın iznini almadan zaruret dışında olay yerinden ayrılan sürücülere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Merkez Bankasının faaliyetleri görüşülecek Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında toplanacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Banka faaliyetleri ve para politikası uygulamaları hakkında milletvekillerine sunum yapacak. Ayrıca Plan ve Bütçe Komisyonu bu haftaki ikinci toplantısında Sayıştayda açık bulunan 5 üyelik için Sayıştay Kanunu gereğince yapılacak seçime dair "Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi"ni ele alacak. Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu, basına kapalı toplantısında çalışma takvimini belirleyecek. Salı ve çarşamba günleri Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları yapılacak.

TBMM'de Yeni Dönem Başladı Haber

TBMM'de Yeni Dönem Başladı

TBMM Genel Kurulunda, 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın başlaması dolayısıyla Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında açılış toplantısı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'e gelişinde TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından resmi törenle karşılandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Onur Kıtası'nı selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Şeref Kapısı önünde karşıladı. TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanı Kurtulmuş başkanlığında toplandı. Atatürk Anıtı önünde tören yapıldı 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis'teki Atatürk Anıtı önünde tören yapıldı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un anıta çelenk bırakmasının ardından bando eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu. Törene, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM Başkanvekilleri Celal Adan, Tekin Bingöl ve Pervin Buldan, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM Genel Sekreteri Hüseyin Kürşat Kırbıyık, siyasi partilerin grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve Meclis bürokratları katıldı. Meclis'te güvenlik önlemleri Yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla Meclis'te geniş güvenlik önlemleri alındı. Genel Kurul salonu, açılış öncesinde bomba arama köpeğinin eşlik ettiği ekiplerce arandı. Açılış için tüm milletvekillerinin masalarına çiçek bırakıldı.

Yeni Yasama Yılı Yarın Başlıyor Haber

Yeni Yasama Yılı Yarın Başlıyor

Meclis Genel Kurulu, yaklaşık 2,5 aylık aranın ardından yarın gerçekleştireceği açılış toplantısıyla 28. Yasama Dönemi 4. Yasama Yılı'na girecek. TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin temsilcileri, AA muhabirine, yeni yasama yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, 1 Ekim saat 13.00'te TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un katılımıyla 28. Dönem 4. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis'teki Atatürk Anıtı önünde tören düzenleneceğini, saat 14.00'te ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis Genel Kuruluna hitabıyla 28. Dönem 4. Yasama Yılının başlayacağını belirtti. Yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla TBMM Başkanı Kurtulmuş ev sahipliğinde Meclis'te resepsiyon düzenleneceğini aktaran Güler, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılmasını bekliyoruz." diye konuştu. Güler, 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın hayırlı olması temennisinde bulunarak, "İnşallah karşılıklı hoşgörü, saygı, sevgi içerisinde bütün siyasi partilerle, milletvekillerimizle aziz milletimize yararlı, sürdürülebilir çizgide kanunlarımızı çıkarmış oluruz." dedi. Abdullah Güler, TBMM Genel Kurulu'nun 2 Ekim Perşembe günkü birleşiminde "Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) 2024 Yıllık Raporu" ve "2023 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Oluşan Karma Komisyon Raporu"nun görüşüleceğini, 7 Ekim'de ise trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlayacaklarını bildirdi. Güler, bu ay itibarıyla süreleri bitecek Cumhurbaşkanlığı tezkereleri olduğunu vurgulayarak, Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Birleşmiş Milletlerin (BM) Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin görüşmelerini ekim ayı içinde yapacaklarını söyledi. Hakimler ve Savcılar Kuruluna (HSK) seçilecek bir üyelik için TBMM Başkanlığına başvuru sürecinin başladığını dile getiren Güler, Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonun seçimlerini tamamlayarak, bir üyelik için üç üyeyi belirleyeceğini, daha sonra ise Genel Kurul'da kasım ayının ilk haftasında seçimi tamamlamayı planladıklarını belirtti. "Verimli bir çalışma dönemi olması için de üslup, yaklaşım çok önemli" CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, yeni yasama yılından beklentinin yüksek olduğunu belirterek, "Bu dönem parlamentonun nitelikli ve verimli kanunlar yaptığı, halkın derdine derman olacak kanunların hızla geçtiği ve gerçekten parlamentonun halkın gündemi ile yoğunlaştığı bir süreç olmasını temenni ederim." ifadesini kullandı. Demokrasi, özgürlük, hukuk devleti, yargı reformu gibi mutlaka el atılması gereken konularda çalışmalar yapılmasını beklediklerini dile getiren Emir, halkın gerçek sorunlarına eğilen bir parlamento çalışmasına tanık olmak için çaba göstereceklerini ve mücadele vereceklerini aktardı. Parlamentonun denetim görevinin de bulunduğuna dikkati çeken Emir, milletvekillerince verilen yazılı soru önergelerine İçtüzük ve Anayasa gereği süresi içerisinde ve nitelikli cevaplar verilmesini beklediklerini kaydetti. Emir, CHP Grubu olarak yeni yasama yılı dolayısıyla ekim ayı içerisinde milletvekillerinin katılacağı iki gün sürecek bir kamp planladıklarını anlattı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise yeni yasama yılına girerken Türkiye'nin en temel ihtiyacının demokrasi ve adalet ekseninde toplumsal barışı güçlendirecek adımların atılması olduğunu ifade etti. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmaları kapsamında dinleme aşamasını büyük oranda tamamladığını belirten Koçyiğit, dinleme safhasının ardından komisyonun hukuk aşamasına geçmesini, somut yasa önerileriyle barışa ve demokrasiye katkı sunmasını beklediklerini bildirdi. Partisinin beklentilerine değinen Koçyiğit, şöyle devam etti: "Demokratik entegrasyonun yasal düzenlemelerinin hazırlanması, İnfaz Kanunu, TMK, TCK ve CMK'de yapılacak değişiklikler, kayyum uygulamalarına son verilmesi, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, ayrımcılıkla mücadele ve anadilinde eğitim gibi başlıkların Meclis gündeminde yer almasını önemli ve gerekli görüyoruz. Bu adımların atılması, toplumsal barışın güçlenmesine ve kalıcılık kazanmasına büyük katkı sunacaktır. Biz, Meclisin tüm kesimlerin sözünü duyan, demokratik siyasetin önünü açan bir anlayışla yasa yapmasını bekliyoruz. Kalıcı bir çözüm, güven ortamını tesis etmekle mümkündür. Bunun için de güven ilkesine dayalı, siyasi muhataplık esaslı bir süreç yürütülmelidir." Koçyiğit, Meclisin halkın gerçek sorunlarına çözüm üreten bir irade ortaya koymasının gerekliliğini vurguladı. "Meclisimiz gerekeni yapacaktır" MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM'nin, geçmiş dönemlerde de pek çok kanuna imza attığını, en demokratik şekilde çalışmalarını yürüttüğünü vurgulayarak, yeni yasama yılında da gündemindeki konulara yönelik aynı şekilde çalışmalarına devam edeceğini belirtti. Önümüzdeki haftadan itibaren trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin görüşmelerine başlanacağını aktaran Akçay, bu hafta, Kamu Gözetimi Kurumuna ilişkin bir raporun görüşmelerinin yapılacağını ifade etti. Akçay, "Tabii süresi dolmak üzere olan Irak, Suriye, Libya, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) gibi süresi dolmakta olan çeşitli tezkereler var, o tezkereler gündeme gelecek. 20 Ekim'den itibaren de Plan Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul'da yeni bütçe dönemine giriyoruz. Ondan sonra gündemdeki konular görüşülmeye devam edecek." dedi. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarına ilişkin konuşan Akçay, "Komisyonun çalışma süresi, TBMM Başkanı tarafından aralık ayının sonuna kadar önceden planlanmıştı. Birkaç ay uzatılır mı uzatılmaz mı onu bilemiyoruz. Neticede bu komisyonun alacağı bazı kararlar olacaktır. Bunun idareye, yasamaya ilişkin hususları olacaktır. Komisyonun alacağı kararlara bağlı olarak da Meclisimiz gerekeni yapacaktır." sözlerini sarf etti. Yeni dönemin hayırlı uğurlu olması temennisinde bulunan Akçay, "Türkiye, kendi gündemine hakimdir. Bu çerçevede TBMM de kendi gündemine hakimdir. Dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeleri dikkate alarak da gerekli adımlar atılacaktır." ifadesini kullandı. İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu ise yeni yasama yılının hayırlı olmasını temenni etti. Verimli bir çalışma dönemi arzusunda bulunan Kavuncu, "Verimli bir çalışma dönemi olması için de tabii üslup, yaklaşım çok önemli. En büyük arzum ve dileğim Meclis'e yakışır ve hiç kimsenin birbirini tahkir etmediği, hakaretin olmadığı, maalesef bunu da söylemek durumunda kalıyorum, fiziki bir müdahalenin de yaşanmayacağı bir çalışma dönemini arzu ettiğimi ve bunun verimli bir çalışmanın olmasının temel şartı olduğunu da buradan ifade etmek isterim." diye konuştu. Kapsayıcılığın önemine değinen Kavuncu, TBMM Genel Kuruluna gelen kanun tekliflerinin herkes tarafından şeffaf bir şekilde konuşulup tartışılmasına zemin hazırlanması gerektiğini vurguladı. Kanun tekliflerinin üzerinde çalışmak için yeterli sürelerinin olmadığını söyleyen Kavuncu, "Arzu ediyoruz ki biz 10-15 gün önümüzde süre olsun. Tali komisyonlarda bu kanun teklifleri değerlendirilsin." ifadesini kullandı. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun çalışmalarını tamamlamasının ardından yapılacak öneriler kapsamında hazırlanacak kanun tekliflerinin TBMM Genel Kurulunun gündemine gelmesi halinde baştan "ret" oyu vermeyeceklerini ifade eden Kavuncu, "Biz gelecek her kanun teklifini kendi özelinde değerlendiririz. Yani o komisyondan gelecek olan kanun teklifleriyle ilgili düğme baştan zaten yanlış iliklendiği için memleketin hayrına olacak bir netice çıkacağını biz çok düşünmüyoruz. Ama aklıselimle hareket edip rasyonel düşünmek lazım. Her kanun teklifini kendi özelinde değerlendiririz." değerlendirmesinde bulundu. "Çoğulculuğun hakim olduğu bir parlamentoyu inşa etmemiz gerekiyor" Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirerek, muhalefet partilerinden milletvekillerinin Meclise sunduğu kanun tekliflerinin görüşülmediğini söyledi. Sesin değil sözün yükseldiği, yumrukların konuşulmadığı bir parlamento arzuladığını dile getiren Özdağ, "Afrika, Asya veya Güney Amerika'daki bazı ülkelere benzemediği, geleneğimize, kültürümüze, tarihimize uygun bir şekilde birbirlerine karşı tahammüllü, toleranslı, saygılı olan bir milletvekilleri topluluğu haline dönüşmemiz gerekiyor. Bunu şimdiye kadar göremedik. Bu da bizi üzdü. Biz istiyoruz ki yumruklar, hakaretler, iftiralar değil, sözler yükselsin, fikirler çarpışsın ve o fikirlerden de hakikat ortaya çıksın." diye konuştu. Parlamentodaki tüm milletvekillerini Meclisteki çalışmalara katılmaya davet eden Özdağ, bu konuda herkesin hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti. Özdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "İktidar partisinden, her kanun teklifini muhalefetle görüşerek, daha fazla komisyonlarda tartışarak Genel Kurula getirmelerini istiyoruz. Temel kanunları torba kanun teklifine dönüştürmeden getirmelerinde fayda var. Ama gördüğüm şu ki yasama tam ve kamil manada görevini yapamıyor. İçtüzük zaman zaman çiğnenmekte ve 'ben yaptım oldu' mantığı içerisinde hareket ediliyor. Çoğunluğun hakim olduğu bir parlamento değil, çoğulculuğun hakim olduğu bir parlamentoyu inşa etmemiz gerekiyor. Bunu yapabilecek potansiyelimiz var. İnşallah onu yapabilecek irademiz de ortaya çıkar."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.