Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sosyal Medya

gazeteci63.com - Sosyal Medya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sosyal Medya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan Dolandırıcılık Uyarısı Haber

Uzmanlardan Dolandırıcılık Uyarısı

Uzmanlar, sosyal medyada ilgi çekmek amacıyla merak uyandırıcı başlıklarla dolaşıma sokulan içeriklerin tıklanması halinde kullanıcıların cihazlarına kötü amaçlı yazılımlar bulaşabileceğini belirtiyor. Sosyal medya platformlarında, "Bir cümleyle gündemi değiştirdi", "Bu video yayından kaldırılmadan izleyin", "Sözleri Türkiye'yi ayağa kaldırdı" gibi başlıklarla dolaşıma sokulan içerikler, yalnızca ilgi çekmekle kalmıyor aynı zamanda milyonlarca kişiyi hedef alan organize dijital dolandırıcılık ağlarının kapısını da aralıyor. Sosyal medya kullanıcılarını hedefe alan bu paylaşımlar, çoğu zaman gerçek bir içeriğe değil, sahte haber sitelerine, kimlik avı sayfalarına veya zararlı yazılım yüklenebilecek bağlantılara yönlendiriyor. Bu tür içerikleri tıklayan kullanıcıların cihazlarına virüs bulaşabiliyor, banka ve kimlik bilgileri ele geçirilebiliyor, bazı durumlarda sessiz sedasız abonelik işlemleri dahi başlatılabiliyor. Uzmanlar, bu tarz içeriklere karşı kullanıcıların nasıl davranması, dolandırıcılığa maruz kalanların ise ne yapması gerektiğini AA muhabirine değerlendirdi. "Kullanıcı sahte linke tıkladığında cihazına virüs, fidye yazılımı veya casus yazılım bulaşabilir" İstanbul Okan Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sinan Alp, sosyal medyada sansasyonel başlıklarla yayılan içeriklerin, kullanıcıları tıklama tuzağına düşürerek hem veri güvenliğini riske attığını hem de dolandırıcılık faaliyetlerine zemin hazırladığını bildirdi. Alp, bu tür başlıkların genellikle "clickbait" (tıklama tuzağı) yöntemiyle kullanıcılara sunulduğunu belirterek, "Sansasyonel, abartılı veya merak uyandırıcı ifadeler kullanarak insanların dikkatini çeken bu içerikler, çoğu zaman vaat ettikleri bilgiyi sunmuyor ve kullanıcıları reklam dolu sitelere ya da sahte içeriklere yönlendiriyor. Psikolojik olarak, insanın merak duygusunu ve anlık tatmin arayışını hedefleyen bu başlıklar sosyal medya algoritmalarının da desteğiyle hızla yayılıyor." diye konuştu. Bu tür dolandırıcılık yöntemlerinin arkasında genellikle düşük maliyetli ancak etkili dijital altyapılar olduğunu vurgulayan Alp, oluşturulan sahte web sitelerinin de sosyal medya botları ve sahte hesaplarla yayıldığını söyledi. Alp, sahte linklere tıklamanın cihazlarda ciddi güvenlik açıklarına yol açabileceğini belirterek, "Bir kullanıcı sahte bir linke tıkladığında cihazına virüs, fidye yazılımı (ransomware) veya casus yazılım (spyware) bulaşabilir. Bu, kişisel verilerin çalınmasına, cihazın kontrolünün ele geçirilmesine veya dosyaların şifrelenerek fidye talep edilmesine neden olabilir. Ayrıca, bu linkler sahte giriş sayfalarına yönlendirebilir ve kullanıcıların şifreleri, banka bilgileri veya diğer hassas verileri çalınabilir. Özellikle güncellenmemiş yazılımlara sahip cihazlar, bu tür tehditlere karşı daha savunmasızdır." değerlendirmesinde bulundu. Sosyal medya platformlarının dolandırıcılığı tespit etmek için grafik tabanlı anomali tespiti, derin öğrenme ve yapay zeka algoritmaları kullandığını aktaran Alp, ancak, dolandırıcıların sürekli gelişen taktikleri nedeniyle bu algoritmaların da düzenli olarak güncellenmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguladı. "Şüpheli e-postalar, mesajlar veya bağlantılar açılmamalı" Dr. Alp, kullanıcıların korunması için alınabilecek teknik önlemleri şöyle sıraladı: "İlk olarak çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) kullanarak hesap güvenliğini artırmak kritik öneme sahiptir. Bu, şifrelerin çalınması durumunda bile hesaplara yetkisiz erişimi zorlaştırır. Şüpheli e-postalar, mesajlar veya bağlantılar açılmamalı ve özellikle bilinmeyen kaynaklardan gelen ekler indirilmemelidir. Kullanıcılar, sosyal medyada paylaştıkları kişisel bilgileri (adres, telefon numarası veya güvenlik sorusu cevapları) sınırlamalı ve gizlilik ayarlarını düzenli olarak kontrol etmelidir. Antivirüs ve kötü amaçlı yazılım önleme yazılımlarını güncel tutmak, cihazları kötü amaçlı yazılımlardan korur." Eğitim ve farkındalığın da kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Alp, düzenli olarak siber güvenlik eğitimlerine katılarak sosyal mühendislik taktiklerini öğrenmelerinin de kullanıcıları söz konusu tehditlere karşı daha dirençli hale getireceğini vurguladı. Bir linkin zararlı olup olmadığını anlamanın teknik yollarının, kullanıcıların hem dikkatli bir gözlem yapmasından hem de belirli araçlar ve yöntemler kullanmasından geçtiğine dikkati çeken Alp, şunları kaydetti: "İlk olarak, linkin URL'sini dikkatlice incelemek önemlidir. Güvenilir siteler genellikle tanınabilir alan adlarına örneğin; '.com', '.org' sahiptir, ancak zararlı linkler genellikle yazım hataları, rastgele karakterler veya sahte alt alanlar içerir. Örneğin, 'google.com' yerine 'g00gle.com'. İkinci olarak bir linkin güvenilirliğini kontrol etmek için VirusTotal veya Google Safe Browsing gibi çevrimiçi tarama araçları kullanılabilir. Bu araçlar, linkin kötü amaçlı yazılım veya phishing içerip içermediğini analiz eder. E-posta veya mesajlardaki linklere tıklamadan önce, fareyi linkin üzerine getirerek gerçek URL'yi kontrol etmek ve şüpheli durumlarda kaynağın doğruluğunu doğrulamak önemlidir." "Linkin gerçek bir haber sitesi tarafından mı paylaşıldığı kontrol edilmeli" Bilişim Teknolojileri Uzmanı Avukat Ünsal Özmestik de sosyal medyada kullanıcıların ilgisini çekmek amacıyla kamuoyunda öne çıkan gelişmelere dayandırılan sahte içeriklerin hızla yayıldığını belirtti. Özmestik, "Bazen bir siyasetçinin sözleri, bazen bir ünlünün kelepçeli fotoğrafı kullanılıyor. Gündeme göre sahte bir video ya da fotoğraf hazırlanıyor. Deepfake teknolojisiyle sahte videolar üretilebiliyor." diye konuştu. Hesabın ele geçirilmesinin yalnızca kişisel veri ihlaliyle sınırlı olmadığını vurgulayan Özmestik, şunları söyledi: "Siz influencer olmayabilirsiniz, paylaştıklarınız önemli olmayabilir. Ama hesabınızda sizin kişisel verileriniz var. Fotoğraflarınız, arkadaşlarınız, takipçileriniz, belki başka platformlarda da aynı şifreyi kullanıyorsunuz. Dolandırıcılar bu bilgilerle çevrenizdeki kişilere ulaşarak onları da hedef haline getirebiliyor. Sizin hesabınızdan dolandırıcılık mesajları gönderiliyor. Ayrıca casus yazılımlar telefonunuza ya da bilgisayarınıza inebilir. Bu programlar aracılığıyla telefon rehberiniz, fotoğraflarınız, bankacılık uygulamalarınız, hatta ekran hareketleriniz takip edilebilir. Cihazınızın gece saatlerinde aniden kapanması ve sabaha karşı banka hesaplarınızdan para çekilmesi gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz." Özmestik, dolandırıcıların ele geçirdikleri kişisel verileri şantaj amaçlı da kullanabileceğine dikkati çekerek, bir haber linkine ya da sosyal medya paylaşımına tıklamadan önce dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: "Linkin gerçek bir haber sitesi tarafından mı paylaşıldığı kontrol edilmeli. Görsel ve videolar dikkatlice incelenmeli. Zaten hiçbir haber sitesi sizden hesabınızı ya da şifrenizi girmenizi istemez. Böyle bir dolandırıcılık vakasıyla karşılaşan kişilerin hızlı hareket etmesi gerekiyor. İlk iş cihazın internet bağlantısını kesin. Ardından başka bir cihazdan hesabınıza girip şifrenizi değiştirin. Eğer bankacılık uygulamaları etkilenmişse bankanızı arayın. Kredi kartı ya da hesap işlemleri provizyonda olabilir. Hızlı davranarak işlemlerin iptalini sağlayabilirsiniz." Bankaların numaralarının önceden not alınmasını ve şüpheli bir durumda çağrı merkezlerine hızlıca ulaşılmasını öneren Özmestik, bir mağduriyet yaşanması durumunda hesabı ele geçirilen kullanıcıların savcılığa suç duyurusunda bulunulabileceğini hatırlattı. Özmestik, sosyal medya platformlarının bu tür içerikleri engelleme konusunda daha etkin olması gerektiğini vurgulayarak, "Avrupa Birliği'nde olduğu gibi, 'Şikayet et.' mekanizmalarının daha hızlı çalışması lazım. Dijital platformların telif haklarında gösterdikleri hassasiyet, sahte içeriklere karşı da gösterilmeli." ifadelerini kullandı. Tüm kişisel veriler hedefte olabilir Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Avukat Kürşat Ergün de bu tür içeriklerin çoğu zaman kamuoyunda tanınan kişi ve kurumların görüntüleriyle hazırlandığını ve gerçek bir haber izlenimi verdiğini belirtti. Bu tür bağlantılara tıklayan kullanıcıların cihazlarına kötü amaçlı yazılımlar bulaşması durumunda, sadece temel bilgilerin değil, çok geniş bir veri yelpazesinin de tehlikeye girdiğine dikkati çeken Ergün, "Kişisel veri, kanunda yer alan tanımına da uygun olacak şekilde geniş yorumlanmalıdır. Bu kapsamda, kişinin sosyal medya yazışmaları da e-nabız uygulamasında yer alan tahlil sonucu da kişisel veridir. Bu verilerin ele geçirilmesi suç teşkil eder." diye konuştu. Ergün, bu tür içeriklere tıkladığını fark eden kullanıcıların, en kısa sürede kolluk birimlerine ya da savcılığa başvurması gerektiğini vurgulayarak, eğer bir bankacılık uygulaması ya da kredi kartı bilgisi ele geçirilmişse, ilgili bankayla derhal iletişime geçilerek hesapların bloke edilmesi gerektiğini söyledi. Bu tür dolandırıcılık içeriklerini yayan sosyal medya hesaplarının IP bilgileri üzerinden tespit edildiğini ve şüphelilere kamu davası açıldığını aktaran Ergün, mağdur olan kişilerin ayrıca tazminat davası da açabileceğini sözlerine ekledi. Ergün, içeriğin dolandırıcılık amacıyla hazırlandığını bildiği halde paylaşan kişilerin suça iştirak etmiş sayılacağını, farkında olmadan paylaşanlarda ise ceza hukuku açısından sorumluluk doğmayacağını aktardı.

Eski Sevgili Koruma Altında Haber

Eski Sevgili Koruma Altında

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, eski sevgilisiyle çekilen fotoğrafları sevgilisinin rızası dışında sosyal medya hesabından paylaşan kişiye "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçundan verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasını onadı. Dairenin kararına göre, Niğde'de yaşayan bir kişi, eski sevgilisiyle, birlikte oldukları dönemde çektirdikleri fotoğrafları farklı zamanlarda Instagram hesabından paylaşmaya başladı. Söz konusu paylaşımların kaldırılmasını isteyen ancak talebi karşılanmayan eski sevgili, şikayetçi oldu. Paylaşımlar nedeniyle "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçundan dava açılan sanık, Çamardı Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, sanık hakkında beraat hükmü verdi. Kararın istinafa taşınması üzerine Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, sanığın üzerine atılı "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçunu işlediğini belirterek, yerel mahkeme kararını kaldırdı ve sanığa 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Sanık, suçun yasal unsurlarının oluşmadığını, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek karara itiraz etti. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, eylemin "özel hayatın gizliliğini ihlal" suçu kapsamında olduğunu değerlendirerek, sanığa verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasını onadı. Dairenin kararında, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiği, istinaf mahkemesince eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği belirtildi. Yargıtayın kararında, "Temyiz incelemesi sonucu mahkumiyet hükmünde hukuka aykırılık görülmediğinden, 5237 sayılı Kanunun 302/1. maddesi gereği temyiz isteminin reddi ile hükmün oy birliğiyle onanmasına karar verilmiştir." ifadeleri yer aldı.

Yerlikaya'dan, 27 Mayıs Paylaşımı Haber

Yerlikaya'dan, 27 Mayıs Paylaşımı

İçişleri Bakanı Yerlikaya, "Bugün, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, millet iradesine vurulmuş zincirler kırılmıştır. Sandıkla gelenin sandıkla gideceği bir Türkiye, adaletle, dirayetle, sabırla inşa edilmiştir." ifadesini kullandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümüne ilişkin paylaşımda bulundu. 27 Mayıs 1960'ın, Türk siyasi tarihine kara bir leke, aziz milletin istiklal ve istikbaline kurulmuş alçak bir pusu olduğuna işaret eden Yerlikaya, bu darbenin sadece bir iktidarı değil, millet iradesini ve devletin bekasını da hedef aldığını belirtti. Türkiye ne zaman kalkınma yoluna girse, kirli ellerin devreye girdiğine, karanlık odakların harekete geçtiğine, piyonların sahneye sürüldüğüne dikkati çeken Yerlikaya, şunları kaydetti: "1950'de 'Yeter, söz milletin' diyerek iktidara gelen Demokrat Parti, kısa sürede havalimanları, yollar, barajlar, limanlar ve fabrikalarla büyük bir kalkınma hamlesi başlatmıştı. Ama 27 Mayıs 1960 sabahı, tanklar milli iradeyi ezdi, Türk demokrasisi Yassıada'nın karanlık zindanlarına gömüldü. Adalet, kinle zehirlendi, insanlık onuru çiğnendi. Bir başbakan ve iki bakan, düzmece mahkemelerle idama gönderildi. Bu milletin evlatları, kendi seçtiklerinin darağaçlarına gönderilişini yüreklerine kazıdı, unutmadı. Bugün, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, millet iradesine vurulmuş zincirler kırılmıştır. Sandıkla gelenin sandıkla gideceği bir Türkiye, adaletle, dirayetle, sabırla inşa edilmiştir. Artık eski Türkiye yok. Aziz milletimizin üstünde bir güç tanımıyoruz. Darbeye, vesayete, milli iradeye ayar vermeye yeltenenlerin karşısında dimdik ayaktayız. 27 Mayıs'ın yıl dönümünde merhum Başbakanımız Adnan Menderes'i, Bakanlarımız Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Mekanları cennet, makamları ali olsun."

X Hesabına Erişim Engeli Getirildi Haber

X Hesabına Erişim Engeli Getirildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "suç işlemeye tahrik" suçunun ihlali ile suç örgütünün propagandası mahiyetinde paylaşımlar yapıldığı gerekçesiyle Ekrem İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildiğini bildirdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmasında tutuklanmasının ardından görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya platformu X'teki hesabına, "suç işlemeye tahrik" suçunun ihlali ile suç örgütünün propagandası mahiyetinde paylaşımlar yapıldığı gerekçesiyle erişim engeli getirildiğini bildirdi. Başsavcılıkça, Ekrem İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirilmesine ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamada, İmamoğlu hakkında mali ve terör nitelikli suçlardan soruşturma yürütüldüğü ve görevden uzaklaştırıldığı aktarılarak, "Halen tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında kendisine ait, fakat kendisinin kullanmadığı (X) sosyal medya hesabından TCK'nin 214. maddesinin (suç işlemeye tahrik) ihlaline vücut verecek nitelikte suç teşkil eden, ayrıca başka soruşturma konusu olan eylemlerinin ve kurmuş olduğu suç örgütünün propagandası mahiyetinde paylaşımlara yer verildiği" tespitinde bulunulduğu kaydedildi. Yapılan incelemede hesabın tamamına yönelik erişimin engellenmesi kararı verilmeden, teknik olarak söz konusu ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesinin mümkün olamayacağı vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi: "İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinin kararına istinaden 5651 sayılı kanunun (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun) 8/A maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca şüpheliye ait (https://x.com/ekrem_imamoglu?s=21) URL adresli hesabın tamamına erişimin engellenmesine dair karar verilmiş ve karar uyarınca erişim engeli bugün itibarıyla uygulanmaya başlanmıştır."

Video Çekmek Uğruna Yanıyorlar Haber

Video Çekmek Uğruna Yanıyorlar

İzmir Şehir Hastanesi Yanık Tedavi Merkezi çocuk hasta sorumlusu Prof. Dr. Akgün Oral, sosyal medyada çocukların üzerine kolonya döküp yaktığı anlara ilişkin görüntüleri paylaşmasının, videoları izleyen akranlarını olumsuz etkilediğini belirtti. İzmir'de 11 yaşındaki bir çocuğun, sosyal medya uygulaması için video çekmek istediği esnada üzerine kolonya döküp kendisini ateşe vermesi ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmesi, sosyal medyadaki zararlı içerik ve akımların çocuklar üzerindeki etkisini bir kez daha gündeme getirdi. Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akgün Oral, AA muhabirine insan hayatındaki yanıkların yüzde 70'inin ilk 6 yaşta görüldüğünü söyledi. Yanık vakalarında çeşitlilikler olmaya başladığını, ısınma amaçlı ateş yakarken tiner, benzin kullanılması, çöplerin yakılması, kolonya gibi yanıcı, parlayıcı maddelerle oynanması sırasında yanma vakalarının görüldüğünü anlatan Oral, küçük yaşlardaki yanık vakalarının büyük kısmının dikkatsizlik ve ihmal sonucu meydana geldiğini dile getirdi. Prof. Dr. Oral, çocukların sosyal medyada yayınlanan videolardan etkilenerek yanıcı maddelerle oynamasının kötü olaylara yol açtığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Daha önceki yıllarda evde oluşan kazalar sonucu haşlanma türü yanıkları fazlayken son yıllarda alev yanıklarını görmeye başladık. Geçmiş yıllarda bu kadar alev yanığı olmazdı. Bu yıl çok fazla. Hayati risk oluşturan ölümle sonuçlanabilen durumlar ortaya çıkabiliyor. Biz bu tür vakaları geçmişte hiç görmezdik. Bu tür sosyal medya içerikleri paylaşılmaya başlandıktan sonra bu tür yanıklar da artık bizim karşılaştığımız vakalar içine dahil oldu." Yanık tedavisinin bazen olumsuz sonuçlanabildiğini aktaran Oral, "2024 yılında hastanede tedavi gören 2 çocuk hastamız vücutlarında oluşan yanıklar nedeniyle hayatını kaybetti. Bunların hiçbiri de bir ev ortamında ortaya çıkan yangın veya benzeri bir durum değildi. Hepsi tamamen önlenebilir, engellenebilir. Olmaması gereken nedenlerden kaynaklanmış alev yanıklarıydı." diye konuştu. "Sosyal medya bağımlılığı artıyor" İzmir Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalığı Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Gonca Özyurt da son yıllarda gençler ve çocuklarda sosyal medya bağımlılığının arttığını belirterek, bunun sanal ile gerçekliğin karıştırılmasına neden olduğunu kaydetti. Teknolojinin amaçsız kullanılması durumunda zararlı olduğunu belirten Özyurt, "Sosyal medya bağımlılığıyla da karşımıza birçok genç gelebiliyor maalesef. Kendi içlerinde yalnızlık yaşadıkları zaman, yeterince arkadaş bulamadıkları, aileleriyle yeterince iletişimde olamadıkları zaman sanal alemde başka kimlikler oluşturabiliyorlar. Ya da var olan kimlikleriyle başka bir ortamda sanal ortamı gerçek bir ortam gibi hissederek yaşayabiliyorlar." ifadelerini kullandı.

303 Milyon Sosyal Medya Hesabı Haber

303 Milyon Sosyal Medya Hesabı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'de internette geçirilen zamanın günlük yaklaşık 7 saat olduğunu bildirerek, "Sosyal medya platformlarındaki aktif hesap sayımız ise 303 milyon 97 bin." ifadesini kullandı. Uraloğlu, We Are Social ve Meltwater'ın hazırladığı "Dijital 2024 Ekim Global İstatistik Raporu"na ilişkin yazılı açıklama yaptı. Rapora göre, dünya genelindeki internet kullanıcı sayısının 5,52 milyara ulaştığını aktaran Uraloğlu, nüfusa göre internet kullanım oranının da yüzde 67,5 olduğunu belirtti. Uraloğlu, Türkiye'de bu oranın dünya ortalamasının bir hayli üzerine çıkarak yüzde 86,5'e ulaştığına işaret etti. Dünya genelinde sosyal medya kullanıcı sayısının 5,22 milyar ve bu sayının nüfusa oranının yüzde 63,8 olduğunu bildiren Uraloğlu, "Türkiye'de aktif sosyal medya kullanıcıları nüfusumuzun yüzde 65,7'sine denk geliyor. Ülkemizde internette geçirilen zamanın günlük yaklaşık 7 saat olduğunu görüyoruz. Sosyal medya platformlarındaki aktif hesap sayımız ise 303 milyon 97 bin." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'de sosyal medyaya 2 saat 37 dakika süre ayrılıyor Uraloğlu, dünyada internet kullanıcılarının 2 saat 19 dakikayı, Türkiye'de ise günlük ortalama 2 saat 37 dakikayı sosyal medyada geçirdiğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "Dünya çapındaki sosyal medya kullanıcıları aylık olarak ortalama 6,8 sosyal medya platformu kullanıyorken, bu oran ülkemizde 7,5'tir. Dünya genelinde en çok kullanıcısı bulunan sosyal medya platformunun ise 3,7 milyarla Facebook olduğunu görüyoruz. Dünya genelinde ilk çeyrekte en fazla zaman geçirilen uygulama da 34 saat 15 dakikayla TikTok iken, bu süre Türkiye'de 30 saat 39 dakikadır." Dünyadaki popüler sosyal medya uygulamalarının Türkiye'deki kullanıcı sayısının önceki yıla oranla düşüş gösterdiğini belirten Uraloğlu, en büyük düşüşün X platformunda olduğunu bildirdi. Uraloğlu, geçen yıl 22,7 milyon üyesi olan X platformunun Türkiye'deki kullanıcı sayısının yüzde 14,2 azalarak 19,5 milyona gerilediğine işaret ederek, "Benzer bir şekilde Instagram kullanıcı sayısı da önceki yıla göre yüzde 5 azalarak 53,8 milyona, Facebook kullanıcı sayısı da yüzde 1,3 azalarak 34,3 milyona düştü. Buna karşın Tiktok'taki kullanıcı sayısı önceki yıla göre yüzde 9,3 artış göstererek 39 milyona ulaştı." bilgisini paylaştı. İnternetten alışveriş yapanların oranı yüzde 57,9 Instagram reklamlarıyla ulaşılabilen 18 yaş üzeri kullanıcıların nüfusa oranının dünya genelinde yüzde 28,1 olduğunu aktaran Uraloğlu, Türkiye'nin yüzde 82,8 ile bu alanda en yüksek orana sahip ülke olduğunu ifade etti. Uraloğlu, dünyada mobil telefon kullanıcılarının sayısının 5,75 milyar olduğunu belirterek, "Dünyada aylık ortalama akıllı telefon hücresel veri trafiği 20,3 gigabayt." değerlendirmesinde bulundu. Dünyada en çok ziyaret edilen internet sitesinin Google olduğunu bildiren Uraloğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "İnternet üzerinde satın alma alışkanlıklarına baktığımızda, dünya genelinde çevrim içi olarak her hafta bir şeyler satın alan 16 yaş ve üzeri internet kullanıcılarının oranı yüzde 55,2 iken, Türkiye'de yüzde 57,9'dur. Dijital içerik satın almalarına baktığımızda ise bu kullanıcıların her ay yaptığı satın alımlarının oranı dünyada yüzde 65,9 iken, Türkiye'de yüzde 65,4'tür. Her ay dünya genelinde mobil ödeme servislerini kullanan 16 yaş ve üzeri internet kullanıcılarının oranı yüzde 23,7 iken, bu oran Türkiye’de yüzde 12,1'dir." Çevrim içi marka araştırması için kullanılan birincil kanalın yüzde 32,9'la arama motorları olduğunu ve bunu yüzde 32,8'le televizyon reklamlarının takip ettiğini kaydeden Uraloğlu, "Dünya genelinde internet kullanıcılarının yüzde 32,3'ü reklam engelleyici uygulamalar kullanırken, Türkiye'de ise bu oran yüzde 30,9'dur." ifadesini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.