Uygulamalarımız appstore googleplay

#İstanbul

gazeteci63.com - İstanbul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İstanbul haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Operasyonda Şanlıurfa’da Var Haber

Operasyonda Şanlıurfa’da Var

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, nitelikli dolandırıcılık şebekelerine yönelik 23 ilde düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınan 64 şüpheliden 25'inin tutuklandığını bildirdi. Bakan Yerlikaya, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, 23 ilde nitelikli dolandırıcılık şebekelerine yönelik son 10 günde düzenlenen operasyonlarda 14 kişiyi dolandırdıkları tespit edilen 64 şüphelinin yakalandığını, 25'inin tutuklandığını ve 39'u hakkında adli kontrol hükümlerinin uygulandığını belirtti. Bu kişiler aracılığıyla işlenebilecek nitelikli dolandırıcılık suçlarından vatandaşların maddi ve manevi zarar görmesini engellediklerini vurgulayan Yerlikaya, şüphelilerin banka hesaplarında 1 milyar 815 milyon liralık işlem hacminin tespit edildiğini açıkladı. Yerlikaya, operasyonlarda emeği geçenleri tebrik ederek şunları kaydetti: "Cumhuriyet başsavcılıklarımız ile EGM Asayiş Daire Başkanlığımız koordinasyonunda Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Batman, Bursa, Çanakkale, Denizli, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Manisa, Mersin, Niğde, Sinop, Şanlıurfa, Şırnak ve Tokat il emniyet müdürlükleri asayiş şube müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu yakalanan şüphelilerin, kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtıp dolandırıcılık yaptıkları, sahte internet siteleri üzerinden inşaat demiri satışı vaadiyle vatandaşlarımızı dolandırdıkları tespit edildi. Bu şahıslar hakkında savcılıklarımızca soruşturma başlatıldı. Güvenlik güçlerimizle birlikte, vatandaşlarımızı dolandıran suç şebekelerine ve yasa dışı yapılanmalara karşı mücadelemize aralıksız devam ediyoruz."

Rabbim Şehitlerimize Rahmet Eylesin Haber

Rabbim Şehitlerimize Rahmet Eylesin

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "C130 tipi askeri uçağımızın düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendik. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde, "Medeniyetimizde Şehir ve Mekan" temalı Şehircilik Zirvesi'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağına ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Bugün Azerbaycan'dan ülkemize gelmekte olan C130 tipi askeri uçağımızın Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştüğü bilgisini derin bir üzüntüyle öğrendik. Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu kazadan en az badireyle çıkarız. Rabbim şehitlerimize rahmet eylesin ve dualarımızla inşallah onların yanında olalım." "Ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından bir laboratuvar gibidir" Erdoğan, tüm şehircilik tarihine adını altın harflerle yazdıran ve "Bir yapı sadece sağlam olmakla yetinmez, aynı zamanda zarif olmalıdır" diyen büyük usta Mimar Sinan'ın şahsında, eserleri ve fikirleriyle yol gösteren ecdadı rahmetle yad etti. Erdoğan, bugün de aynı tasavvurla şehirlerin imarına katkı yapan, ihyasına destek olan bilim insanlarını, sanatçıları, mühendisleri tebrik etti. Şehircilik Zirvesi'ni gerek politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlar açısından çok kıymetli bulduğunu ifade eden Erdoğan, Zirvede sunulacak bildirilerin, buradan çıkacak sonuçların şehirlere, ülkeye, millete yeni ufuklar kazandıracağına inandığını belirterek, zirvenin başarılı geçmesini temenni etti. Varlığın evi olan dilin, onu konuşan, onunla dünyayı anlamlandıran medeniyetlerin mekan tasavvurunu da belirlediğini aktaran Erdoğan, Türkçede en güçlü anlamı yerleşmek olan konmak fiilinin ve ondan türeyen konak, konuk, konut, konu komşu kelimelerinin, hatta aynı aileden olan konuşmak fiilinin milletin mekan tasavvuru konusunda nasıl bir zihniyete sahip olduğunu gösterdiğini vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Dünya, unutmayın, konulan bir yerdir. Bir yere konduğumuzda sadece oradaki insanlarla değil, oradaki canlı ve cansız diğer varlıklarla da komşu olur, komşuluk hukuku geliştiririz. Millet olarak insanın gönlünü Beytullah bilen, evle eş değer tutan, gönül yapmayı erdem ve fazilet, gönül yıkmayı ise zulüm ve felaket olarak gören bir anlayışın sahipleriyiz. Unutmayın, 'Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim' diyen Yunus Emre, aslında bizim mekan tasavvurumuzu da hülasa ediyor. İnancımız, medeniyet birikimimiz ve bunu ifade ettiğimiz dilimiz, yapmak, mamur kılmak, inşa ve ibda etmek merkezlidir. Bunun içindir ki, milletimiz tarih boyunca şehir yıkan bir millet olmamış, tam aksine şehir yapan, şehir kuran, fethettiği şehirlere zarar vermek şöyle dursun, onları eskisinden daha mamur hale getiren bir millet olmuştur." "İnsan şehre bir kimlik verdiği kadar, şehir de insana bir kimlik bağışlar" Daha Avrupa şehirlerinin yüzde sekseni bile kurulmadan Hacı Bayram-ı Veli'nin, "Çalap'ım bir şar yaratmış" şiiriyle bir şehircilik manifestosu ortaya koyduğunu hatırlatan Erdoğan, "Nagihan ol şara vardım, ol şarı yapılır gördüm. Ben dahi bile yapıldım, taşü toprak aresinde" diyen Hünkar Hazretleri'nin, bu emsalsiz şiirinde medeni olmanın anahtarlarını da takdim ettiğini kaydetti. "Hüner, bir şehr bünyad eylemektir. Reaya kalbin abad eylemektir" buyuran Fatih Sultan Mehmet'in ise şehir kurmayla kalp abat etmeyi eş değer tuttuğunu anlatan Erdoğan, şehrin medeniyette bir arada yaşanan mekan olmanın ötesinde, bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edildiğini söyledi. "İnsan şehre bir kimlik verdiği kadar, şehir de insana bir kimlik bağışlar" diyen Erdoğan, tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılmasının, hemşehrilik refleksinden ziyade, şehrin insana kimlik kazandıran bu yönünü vurguladığını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geleneksel şehir mimarimizde 'insanın kalbi şehrin kalbiyle, şehrin kalbi insanın kalbiyle birlikte atar' diyorlar. Kentimiz, kendimizdir ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır. Türk-İslam şehir mimarisinde insanın hakkı gözetilirken, şehirde beraber yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir. Türkiye, özellikle de Anadolu, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahiptir. Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar, dünya şehircilik ve mimari tarihi açısından bir laboratuvar gibidir. Milletçe, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını bütünüyle alarak, yeni terkipler oluştururken diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak coğrafyayı biz vatana dönüştürdük. Ecdat, fethettiği bir beldeyi öncelikle şehir mimarisi açısından ele almış, abat etmiş ve mamur kılmıştır. Batıya ilerleyişimiz, şairin dediği gibi, ardında çil çil kubbeler serperek bir fetih hareketiyle birlikte bir imar ve inşa hareketi olarak gerçekleşmiştir." "Altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye'ye bugün kavuştuk." Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye'ye bugün kavuştuk." dedi. Erdoğan, Haçlı işgalinde taş üstünde taş bırakılmayan İstanbul'un yaralarının fetihten sonra süratle sarıldığını, dünya mimari mirasına Yahya Kemal Beyatlı'nın "Türk İstanbul" olarak adlandırdığı yeni bir İstanbul'un hediye edildiğini söyledi. Ecdadın medeniyet havzası özelliğine sahip, daha öncesinde bir şekilde hanlık merkezi olan başkent karakterli şehirlere şehzade gönderdiğini aktaran Erdoğan, ülke yönetme stajının bir şehri yönetmekten, ülke mamur etme stajının bir şehri mamur etmekten geçtiğinin uygulamalı olarak gösterildiğini söyledi. Erdoğan, "Nasıl Asya içlerinde kurduğumuz şehirler yerden bitmemişse, nasıl Ahlat birdenbire ortaya çıkmamışsa, dünya mimarlık tarihine armağan ettiğimiz Mimar Sinan da hudayinabit değildir. Kökleri tarihimiz kadar eskisi olan kolektif bir şuurun, bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıkmıştır." dedi. Yahya Kemal Beyatlı'nın şiir kitabına "Kendi Gök Kubbemiz" adını verdiğini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir gün Niyazi Sami Banarlı, büyük şaire, 'Efendim, kitabınızın ismi bana Oğuz Kağan Destanı'nı hatırlattı.' diyor 'Neymiş o hatırlatan kısım?' diyor Yahya Kemal. 'Devletimiz o kadar büyüsün ve gelişsin ki gök kubbe otağımızın kubbesi olsun'. 'Ah canım' diyor Yahya Kemal. Demek ki Oğuz Kağan zamanındaki milli üsluba varmışız. Evet, biz işte buyuz. Bizim köklerimiz işte budur. Gökyüzünü otağın çatısı olarak gören, kubbe mimarisini insanlığa hediye eden, 'Ev yaparken sırtını dağa, yüzünü bağa ver' atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını, tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız." "Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük" Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya kültür tarihinde şiir, musiki ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer alınan sanatların birinin de mimari ve şehircilik olduğunu, ancak bu mirastan yeterince istifade edilemediğini bildirdi. Bu zengin miras ve müktesebatın rehberliğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminden itibaren şehirleri sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla başla çalıştıklarının altını çizen Erdoğan, "Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri görev süremiz boyunca tüm Türkiye'de örnek gösterilen bir konuma getirdik. 4,5 yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı. Kokudan yanına yaklaşılamayan İstanbul Boğazı'nın incisi Haliç temizlendi, çöp dağları kaldırıldı. İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı." dedi. İnsanı merkeze alan, hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul'da yaktıkları meşaleyi 23 yılda tüm Türkiye'ye taşıdıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hem İstanbul'da emaneti yüklendiğimizde hem de 2002 Kasım'ında tüm Türkiye için kolları sıvadığımızda karşımızda on yılların birikmiş sorunları vardı. Bunların en başında da 1950'lerden başlayıp 1970 ve 1980'lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunuyordu. Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliği ile dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen 2 milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık." "Nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yere vardık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettiklerini, TOKİ projeleri sayesinde vatandaşların sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi olduğunu ve istihdam edildiklerini kaydetti. Eser ve hizmet siyasetinde vatandaşların hayat kalitesini yükselttiklerini aktaran Erdoğan, bu adımları atarken kentsel tasarım, kentsel estetik veya kentsel dönüşüm gibi kavramların kimsenin gündeminde olmadığını belirtti. O yıllarda, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye'deki şehirlerin henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi: "Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, bugünkü gibi, şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyorum. Bugün şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye'ye bugün kavuştuk. Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizle, dağları delen tünellerimizle, kıtaları birleştiren köprülerimizde, dünya ölçeğinde havaalanlarımızla, yüksek standartlarda spor tesislerimizle, dünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle 81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yere vardık." "Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz" Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin Sosyal Konut Projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz." dedi. Erdoğan, "Şehircilik vizyonumuzu sürekli ileriye taşıyor, köklerimizden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçiriyoruz." ifadesini kullandı. Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık projesiyle 81 şehirde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırdıklarını belirten Erdoğan, "Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz. Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi ayağa tekrar kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz." diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin Sosyal Konut Projemizin başvuruları dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul'da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamalarımızla enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz. Hayatın akışı içinde biz de kendimizi ve şehircilik anlayışımızı yeniliyor, geliştiriyor, güncelliyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de köyden kente göç hız kesmeden devam ediyor. Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz." "İhmal, duyarsızlık ve vizyonsuzluk, şehirlerimizin kaderi olmuş durumda" Türkiye'nin iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp Türkiye Yüzyılı'nın şehirlerine hayat verecek üç boyutlu kentsel tasarım yaklaşımına geçmeye hazır olduğunun görüldüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Şehircilik Zirvesi boyunca diğer başlıklar yanında bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum. Şu gerçeği sizler de gayet iyi biliyorsunuz. Bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır ama sağlıklı şehirleşme vizyon, emek, güçlü irade ister. Sadece bina dikmekle bir kenti güzelleştiremeyiz, dönüştüremeyiz, içinde yaşayanlara huzuru getiremeyiz. O binaya nefes olacak yolu, parkı, meydanı yapmak, sosyal donatıları inşa etmek, yani o şehri yaşatacak hayat damarlarını açmak gerekir. Bugün muhalefetin yönettiği birçok şehrimizde en temel sorun budur. İhmal, duyarsızlık ve vizyonsuzluk, şehirlerimizin kaderi olmuş durumda. Yöneticisi olduğu belediyeyi arpalık olarak gören zihniyet, şehirlerimizin göz göre göre çürümesine, çökmesine, çoraklaşmasına seyirci kalıyor. Ne kadar çok yol yaparsak trafik o kadar sıkışır diyerek trafik sorununu çözeceğini zannedenlerin elinde metropollerimiz 6-7 yıldır kelimenin tam manasıyla yeni bir Fetret Devri yaşıyor." Cumhurbaşkanı Erdoğan, rüşvet, irtikap, iltimas, usulsüzlük, yolsuzluk iddialarının ardı arkasının kesilmediğini belirterek, "Biz imar mantığından tasarım disiplinine geçmekten bahsederken ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz 'sabıkalı belediyecilik' anlayışı ne yazık ki yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar, muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi. Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa yönettikleri şehirleri, 90'ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler." dedi. Konuşmasında gençlere seslenen Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Atalarımız ne demiş? 'At binenin, kılıç kuşananın.' Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil, çözüm üreten, yara açan değil, yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle zirvemizin ülkemiz, şehirlerimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Programımıza teşrif eden tüm misafirlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Emeği geçen kardeşlerimizi canıgönülden tebrik ediyorum." Şehircilik Zirvesi'ndeki konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanı Sevilay Tuncer hediye takdiminde bulundu. Programa, AK Parti Genel Başkanvekilleri Mustafa Elitaş ve Efkan Ala, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları, AK Parti Genel Sekreteri Eyyüp Kadir İnan ve bazı AK Parti'li milletvekilleri katıldı.

3 Ayda 16 Bin Deprem Oldu Haber

3 Ayda 16 Bin Deprem Oldu

Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından 74'ü 4 ve üzeri büyüklükte olmak üzere 16 bin 216 sarsıntı kaydedildi. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Simav Fay Zonu üzerinde 10 Ağustos'ta 6,1 büyüklüğünde deprem meydana gelen Sındırgı'da, sismik hareketlilik aralıksız devam ediyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, 10 Ağustos'taki ilk büyük depremin ardından bölgede 16 bin 216 sarsıntı kaydedildi. 27 Ekim'de 6,1 büyüklüğünde bir depremin daha gerçekleştiği ilçede, 10 Ağustos'tan bugüne kadar 4 ve üzeri büyüklükte 74 sarsıntı ölçüldü. Yüzlerce deprem 3 büyüklüğünün üzerinde ölçülürken, binlerce küçük ölçekli sarsıntı da hassas cihazlarla tespit edildi. Yapılan incelemelerde, bölgede hem tektonik hareketlere hem de magma sokulumlarına bağlı karmaşık bir sismik süreç yaşandığı değerlendiriliyor. Bu nedenle Sındırgı'daki depremler, hem derin hem de yüzeye yakın odaklarda meydana gelen hibrit özellikli sarsıntılar olarak nitelendiriliyor. İlk depremde yerin altında yaklaşık 15 kilometrelik, ikinci depremde ise benzer uzunlukta bir kırılma meydana geldiği, toplamda 30 kilometreyi bulan bir kırık hattı oluştuğu tespit edildi. Bu süreçte bazı bölgelerde 5 ila 10 santimetre arasında çökmeler meydana geldiği değerlendiriliyor. Öte yandan sarsıntıların merkez üssü Sındırgı ilçe merkezi ve çevre mahalleler olurken, depremler Balıkesir'in yanı sıra İstanbul başta olmak üzere Manisa, İzmir, Bursa, Kütahya, Çanakkale ve Yalova illerinde de hissedildi. Özellikle Ege Bölgesi'nin kuzey hattı ile Marmara kıyılarında yaşayanlar, gece saatlerinde meydana gelen sarsıntılar nedeniyle zaman zaman evlerinden dışarı çıktı.

Konut Projesine Başvurular Başladı Haber

Konut Projesine Başvurular Başladı

Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi Yüzyılın Konut Projesi kapsamında 81 ilde inşa edilecek 500 bin konut için başvurular başladı. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye genelinde hayata geçirilecek proje ile dar gelirli vatandaşlara uygun koşullarda ev sahibi olma imkanı sunulacak. Türkiye genelinde konut arzını artırarak kira fiyatlarının dengelenmesi hedeflenen projede, 81 ilde 500 bin vatandaş ev sahibi yapılacak. Şehirlerin barınma talebi, nüfus yoğunluğu ve ekonomik yapısı dikkate alınarak planlanan projeye başvurular bugün başladı ve 19 Aralık'a kadar devam edecek. Başvuru sürecinde yoğunluk yaşanmaması amacıyla önceki kampanyalarda olduğu gibi bu yıl da Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının son rakamına göre aşamalı başvuru sistemi uygulanacak. Bu kapsamda başvuruların yapılacağı ilk gün olan bugün, kimlik numarasının son rakamı "0" olan vatandaşlar başvuru yapabilecek. 11 Kasım'da son rakamı "2", 12 Kasım'da "4", 13 Kasım'da "6", 14 Kasım'da "8" olan vatandaşların başvuruları alınacak. Uygulama 15 Kasım itibarıyla sonlandırılacak ve 19 Aralık'a kadar tüm vatandaşlara başvurular açılacak. Ayrıca başvurular e-Devlet'ten veya Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Katılım Bankası şubeleri aracılığıyla da yapılacak. Şehit aileleri ve gazilerden başvuru ücreti alınmayacak e-Devlet üzerinden yapılacak başvurular 18 Aralık'ta, banka şubesi başvuruları ise 19 Aralık'ta sona erecek. Şehit aileleri, terör, harp ve vazife malullerinin başvuru işlemleri, başvuru bedeli alınmadan sadece şubeler aracılığıyla yapılacak. İlk teslimat Mart 2027'de yapılacak Konutlar, 2+1 ve 1+1 şeklinde, yatay mimari ve geleneksel dokuya uygun tasarlanacak. Projede şehit yakınları, gaziler, engelliler, emekliler, gençler ile 3 ve daha fazla çocuğu bulunan ailelere özel kontenjanlar oluşturuldu. Buna göre şehit aileleri, terör, harp ve vazife malulleri ve gaziler ile engellilere yüzde 5, 3 ve daha fazla çocuklu ailelere yüzde 10, emekliler ve 18-30 yaş aralığındaki gençlere de yüzde 20 kontenjan imkanı sağlanacak. Projeye, 18 yaşını dolduran, en az 10 yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve tapuda kendisi, eşi ve çocuklarının üzerine kayıtlı evi olmayan herkes başvurabilecek. Başvuru için hane halkı aylık net gelirinin, İstanbul için en fazla 145 bin lira, diğer iller için de 127 bin lira olması gerekecek. Konutların satış bedeli 1 milyon 800 bin liradan başlayacak. Bu konutlar devlet güvencesiyle yüzde 10 peşinat ve 240 ay vadeyle satışa sunulacak. Taksitler, İstanbul'da 7 bin 313 liradan, diğer illerde 6 bin 750 liradan başlayacak. İnşa ve ihale süreci kasımda başlayacak projede ilk kuralar aralıkta çekilecek. Konutların teslimatlarının ise Mart 2027 itibarıyla başlaması planlanıyor. Projede en fazla konutun inşa edileceği ilk 5 şehir İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Konya olarak kayıtlara geçti. Proje kapsamında toplam konutun beşte biri İstanbul'da inşa edilecek.

Toki Başvuruları Yarın Başlayacak Haber

Toki Başvuruları Yarın Başlayacak

Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi Yüzyılın Konut Projesi kapsamında 81 ilde inşa edilecek 500 bin konut için başvurular yarın başlıyor. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye genelinde hayata geçirilecek proje ile dar gelirli vatandaşlara uygun koşullarda ev sahibi olma imkanı sunulacak. Türkiye genelinde konut arzını artırarak kira fiyatlarının dengelenmesi hedeflenen projede, 81 ilde 500 bin vatandaş ev sahibi yapılacak. Şehirlerin barınma talebi, nüfus yoğunluğu ve ekonomik yapısı dikkate alınarak planlanan projeye başvurular yarın başlayacak ve 19 Aralık'a kadar devam edecek. Başvuru sürecinde yoğunluk yaşanmaması amacıyla önceki kampanyalarda olduğu gibi bu yıl da Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının son rakamına göre aşamalı başvuru sistemi uygulanacak. Bu kapsamda başvuruların yapılacağı ilk gün olan 10 Kasım'da, kimlik numarasının son rakamı "0" olan vatandaşlar başvuru yapabilecek. 11 Kasım'da son rakamı "2", 12 Kasım'da "4", 13 Kasım'da "6", 14 Kasım'da "8" olan vatandaşların başvuruları alınacak. Uygulama 15 Kasım itibarıyla sonlandırılacak ve 19 Aralık'a kadar tüm vatandaşlara başvurular açılacak. Ayrıca başvurular e-Devlet'ten veya Ziraat Bankası, Halk Bankası, Emlak Katılım Bankası şubeleri aracılığıyla da yapılacak. Şehit aileleri ve gazilerden başvuru ücreti alınmayacak e-Devlet üzerinden yapılacak başvurular 18 Aralık'ta, banka şubesi başvuruları ise 19 Aralık'ta sona erecek. Şehit aileleri, terör, harp ve vazife malullerinin başvuru işlemleri, başvuru bedeli alınmadan sadece şubeler aracılığıyla yapılacak. İlk teslimat Mart 2027'de yapılacak Konutlar, 2+1 ve 1+1 şeklinde, yatay mimari ve geleneksel dokuya uygun tasarlanacak. Projede şehit yakınları, gaziler, engelliler, emekliler, gençler ile 3 ve daha fazla çocuğu bulunan ailelere özel kontenjanlar oluşturuldu. Buna göre şehit aileleri, terör, harp ve vazife malulleri ve gaziler ile engellilere yüzde 5, 3 ve daha fazla çocuklu ailelere yüzde 10, emekliler ve 18-30 yaş aralığındaki gençlere de yüzde 20 kontenjan imkanı sağlanacak. Projeye, 18 yaşını dolduran, en az 10 yıldır Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve tapuda kendisi, eşi ve çocuklarının üzerine kayıtlı evi olmayan herkes başvurabilecek. Başvuru için hane halkı aylık net gelirinin, İstanbul için en fazla 145 bin lira, diğer iller için de 127 bin lira olması gerekecek. Konutların satış bedeli 1 milyon 800 bin liradan başlayacak. Bu konutlar devlet güvencesiyle yüzde 10 peşinat ve 240 ay vadeyle satışa sunulacak. Taksitler, İstanbul'da 7 bin 313 liradan, diğer illerde 6 bin 750 liradan başlayacak. İnşa ve ihale süreci kasımda başlayacak projede ilk kuralar aralıkta çekilecek. Konutların teslimatlarının ise Mart 2027 itibarıyla başlaması planlanıyor. Projede en fazla konutun inşa edileceği ilk 5 şehir İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Konya olarak kayıtlara geçti. Proje kapsamında toplam konutun beşte biri İstanbul'da inşa edilecek.

Vefatının Üzerinden 27 Yıl Geçti Haber

Vefatının Üzerinden 27 Yıl Geçti

"Susuz Yaz", "Yılanların Öcü", "Devlerin Kavgası" ve "Acı Günler"in de aralarında olduğu çok sayıda önemli yapımda canlandırdığı karakterlerle izleyicinin gönlüne taht kuran Erol Taş, vefatının 27. yılında yad ediliyor. Nazife ve Hamza Taş çiftinin oğlu olan sanatçı, 28 Şubat 1926'da Erzurum'da dünyaya geldi. Usta oyuncu, ilkokulu bitirdikten sonra boksa ve sinemaya ilgi duymaya başladı. Babasının vefatının ardından annesiyle İstanbul'a taşınan Taş, ailesine yardım etmek amacıyla okuldan ayrılarak çalışmaya başladı. Erol Taş, boks sporunda, 1947'de İstanbul ve Türkiye ikinciliği kazandı. Vatani görevinin ardından Cankurtaran'da bir iplik fabrikasında çalışmaya başladı. Figüranlıkla Yeşilçam'a adımını attı Erol Taş ve arkadaşları, izledikleri bir film çekimine mahalledeki serserilerin musallat olması üzerine olaya müdahale etti. Olayın ardından, filmdeki kavga sahnesinde rol almak üzere teklif alan sanatçı, figüranlık ve küçük rollerle sinemada görünmeye başladı. Mümtaz Alpaslan'ın 1957'de çektiği "Acı Günler" filmiyle sinemaya profesyonel olarak giren sanatçı, Metin Erksan'ın 1958 yapımı "Dokuz Dağın Efesi" filmi ile "Peçeli Efe", "Dikenli Yollar", "Şoför Nebahat", "Köyde Bir Kız Sevdim", "Dişi Kurt" ve "Gecelerin Ötesi" filmlerinde de oynadı. Başarılı oyuncu, "Kızıl Maske"de müze müdürü, "Hakanların Savaşı"nda Kubilay Han, "Küçük Kovboy"da çiftlik kahyası, "Hudutların Kanunu" filminde "Ali Cello" rollerini oynadı. "Dertli Pınar", "Gecelerin Ötesi", "Duvarların Ötesi" ve "Sürgün" filmlerinde de rol alan Taş'ın, "Meksikalı general Ramon" rolünü üstlendiği "Maskeli Beşler" ve "Maskeli Beşler'in Dönüşü" filmleri yoğun ilgi gördü. Kötü karakterleri büyük bir başarıyla canlandıran sanatçının, başrolünü Türkan Şoray ile paylaştığı 1967 yapımı "Ana" filmi ile Süleyman Çavuş karakterini oynadığı 1992 yapımı "Sürgün" filmi, iyi adam karakterini canlandırdığı az sayıda yapım arasında yer aldı. Katıldığı festivallerden ödülle döndü "Mahpushane Çeşmesi", "Kanlı Kale", "Efenin İntikamı", "Eşkıya Kanı/Hakimo", "Konuşan Gözler" ve "Katırcı Yani Efenin Definesi" filmlerinde başrol oynayan Taş, birçok festivalden ödülle döndü. Sanatçı Taş, "Duvarların Ötesi", "İnce Cumali" ve "Diyet" filmleriyle Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 1965, 1968 ve 1975'te "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü" aldı, "Susuz Yaz" ile de festivallerde ödüle değer görüldü. Sinemanın yanı sıra kahvecilik de yapan Taş, Cankurtaran'daki kahvesinde verdiği bir röportajda, müşterilerine kuyumcu hassasiyetinde hizmet ettiğini belirterek, şunları söylemişti: "Her şeyden önce sinemacıyım, bir aktörüm ben, halkın sevdiği bir aktör. Bunun yanında ikinci işim şu kahvedir. Şu kahvede ayrıca insanlara hizmet ve hürmet ediyorum. Sinema seyircisi, Anadolu'dan tutun, bugün yurt dışındaki vatandaşlarımız dahi sinemayı seyredebiliyor. Fakat kahvede çok enteresan olaylar, enteresan müşteriler oluyor. Saat saat değişiyor." 600 filme imza attı Erol Taş'ın, 1965'te kaybettiği ilk eşi Hafize Hanım'dan Metin Tanju ile ikiz kızları Güler ve Gönül dünyaya geldi. Eşinin vefatının ardından evlendiği Elmas Hanım'dan Müjgan adını verdiği bir çocuğu daha olan sanatçı, çevresinde iyi kalbi ve merhametiyle tanınıyordu. Türk sinemasında figüran rolleriyle birlikte yaklaşık 50 yıla damga vuran ve 600'e yakın filmde rol alan sanatçı, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle "Devlet Sanatçısı" unvanının sahibi oldu. İstanbul'da geçirdiği kalp krizi sonucu hastaneye kaldırılan Taş, 8 Kasım 1998'de vefat etti. Usta oyuncunun vefatının ardından, sanatçı Cüneyt Arkın, "Hep kötü adamı oynadı. Aslında öylesine saf bir bebekti ki dünyaya büyük bir cömertlik ve sevgiyle bakardı." derken, Hülya Koçyiğit ise "1964'teki ilk filmim `Susuz Yaz'da onunla oynadım. Bu kadar önemli bir aktörle oynamak beni heyecanlandırıyordu. Meksika Akapulco Film Festivali'nde büyük sükse yapmış ve film teklifi almıştı ama o ülkesinde çok mutluydu." ifadelerini kullanmıştı. Sinemanın yanı sıra televizyon dizilerinde de seyircinin beğenisini kazanan sanatçının rol aldığı yapımlardan bazıları şöyle: "'Hayat Kavgası', 'Devlerin Kavgası'nda', 'Seveceksen Yiğit Sev', 'Aslanların Dönüşü', 'Yedi Dağın Aslanı', 'İnce Cumali', 'Toprağın Teri', 'Aslan Bey', 'Öksüzler', 'Belalılar', 'Tatlı Nigar', 'Çayda Çıra', 'Susuz Yaz', 'Duvarların Ötesi', 'Acı Günler', 'Dokuz Dağın Efesi', 'Peçeli Efe', 'Şoför Nebahat', 'Gecelerin Ötesi', 'Kızıl Maske', 'Küçük Kovboy', 'Hakanların Savaşı', 'Mahpushane Çeşmesi', 'Kanlı Kale', 'Konuşan Gözler', 'Hudutların Kanunu', 'Dertli Pınar', 'Gecelerin Ötesi', 'Ana', 'Sürgün', 'Diyet'."

Hafta Sonu Yağışsız Geçecek Haber

Hafta Sonu Yağışsız Geçecek

Yurt genelinde hafta sonu yağış beklenmezken; İstanbul ve Ankara'da sıcaklık 20 ila 21 derece, İzmir'de ise 23 ila 24 derece civarında seyredecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahmin Uzmanı Cengiz Çelik, AA muhabirine, hafta sonu beklenen hava durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, hafta sonu sadece Marmara'nın batısı ve Kıyı Ege'de aralıklarla yağış geçişleri görüleceğini ve yurdun büyük bölümünde yağış beklentisinin olmadığını belirtti. Havanın çoğunlukla parçalı az bulutlu geçeceğini söyleyen Çelik, sıcaklıkların 4-5 gün boyunca mevsim normalleri üzerinde seyredeceğini kaydetti. Hafta ortasına kadar sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyredeceğini ifade eden Çelik, "Salı günü, batıdan başlayarak ülkemiz yeni bir yağışlı sistemin etkisi altına girecek. Eğer değişiklik olmazsa salı, çarşamba günleri sıcaklıklar mevsim normalleri civarına inecek diyebiliriz." dedi. Üç büyükşehirde hava durumu İstanbul ve Ankara'da sıcaklıkların 20 ila 21 derece civarında olacağını bildiren Çelik, İzmir'de ise sıcaklıkların 23 ila 24 dereceler civarında beklendiğini kaydetti. Çelik, Ankara'da hafta sonunda az bulutlu bir hava beklendiğini, İstanbul'da yağış beklenmediğini ancak Edirne ve Kırklareli çevrelerindeki yağışın neden olduğu bulutlu havanın İstanbul'da görüleceğini söyledi. İzmir'de ise yarın için gök gürültülü sağanak geçiş öngörüldüğünü dile getiren Çelik, pazar günü ise kuzey ilçelerinde kısa süreli de olsa bir yağış geçişi olacağını belirtti.

Oyuncu Ahmet Gülhan, Vefat Etti Haber

Oyuncu Ahmet Gülhan, Vefat Etti

"Mesela Muzaffer" ve "Şüpheli Şemsettin"in de aralarında bulunduğu unutulmaz karakterlere hayat veren oyuncu Ahmet Gülhan, tedavi gördüğü hastanede 85 yaşında hayatını kaybetti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, sosyal medya hesabından sanatçının vefatını, "Tiyatro ve sinemamızın değerli ismi Ahmet Gülhan'ı kaybettik. Tiyatro sahnesinde başlayan yolculuğu boyunca sayısız karaktere can verdi. Sesiyle, duruşuyla ve zarafetiyle seyircilerin gönlünde yer etti. Kendisine rahmet, sevenlerine ve tüm sanat camiasına başsağlığı diliyoruz." ifadeleriyle duyurdu. Oyuncu Umut Oğuz da sosyal medya hesabından "Türk tiyatrosunun önemli oyuncularından biri, Devekuşu Kabare'nin kurucularından, bilgi deryası, güçlü yönetmen, beni sahnede izleyip oyuncu eden, hayatıma her dokunuşunda kendimi bulduğum efsane adam, manevi babam Ahmet Gülhan'ı kaybettik. Başımız sağ olsun." açıklamasını yaptı. Ahmet Gülhan'ın cenaze namazı yarın ikinci vakti Beylerbeyi Hamid-i Evvel Camisi'nde kılınacak. Ardından sanatçı, Küplüce Mezarlığı'na defnedilecek. Ahmet Gülhan'ın öz geçmişi Ahmet Gülhan, 1940 yılında İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdu. Sinema oyuncusu Yalçın Gülhan'ın kardeşi olan sanatçı, Tophane Erkek Sanat Enstitüsü'nün motor bölümünden sonra Akşam Teknik Okulu makine bölümünü bitirdi. Gülhan, lise yıllarında futbol ve atletizm sporuyla uğraştı. Atletizme Fenerbahçe Spor Kulübü'nde başlayan Gülhan, ilk yılında İstanbul şampiyonu oldu. Milli Türk Talebe Birliğinde 1960'ta İstanbul İcra Konseyi Başkanlığı yaptığı sıralarda Birlik Tiyatrosu'nda bir arkadaşı hastalandığı için yerine oynadığı "Duvarların Ötesi’" adlı oyunun ardından Cahide Sonku'nun daveti ile Cahitler Tiyatrosu'nda profesyonel tiyatro hayatına başladı. Ahmet Gülhan, Haldun Taner'in öncülüğünde, Zeki Alasya, Metin Akpınar'la beraber 1967'de İstanbul'da kurulan Devekuşu Kabare'nin kurucularından oldu. 1978'de de Gülhan ile Haldun Taner, Devekuşu Kabare'den ayrılıp Tef Kabare'yi kurdu. Çoğu Devekuşu Kabare'de olmak üzere yüze yakın tiyatro oyununda rol alan, "Mesela Muzaffer" ve "Şüpheli Şemsettin"in de aralarında bulunduğu unutulmaz karakterlere hayat veren Gülhan, birçok sinema ve dizi filminde oynadı. Kültür ve Turizm Bakanlığından taziye mesajı Bakanlığın NSosyal hesabından paylaşılan taziye mesajında, şu ifadelere yer verildi: "Tiyatro ve sinemamızın duayen ismi, kıymetli sanatçı Ahmet Gülhan'ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Bir kuşağın aynası olan, sahnelerimizin hafızasında özel bir yeri bulunan Devekuşu Kabare'nin kurucularından Ahmet Gülhan, hayat verdiği unutulmaz rollerle sanat dünyamızda derin izler bıraktı. Sahneye ve beyaz perdeye adadığı ömrüyle hafızalarımızda daima yaşayacak olan değerli sanatçımıza Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun." AK Parti Sözcüsü Çelik'ten sanatçı Ahmet Gülhan için taziye mesajı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, NSosyal hesabından paylaştığı taziye mesajında, şunları kaydetti: "Tiyatro ve sinemamızın usta ismi, değerli sanatçı Ahmet Gülhan'ın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Kendisini sanatıyla hatırlamaya devam edeceğiz. Merhuma Allah'tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyoruz."

Sıcak Hava Etkili Olacak Haber

Sıcak Hava Etkili Olacak

Bu hafta yurt genelinde sıcaklıklar mevsim normallerinin 2 ila 4 derece üzerinde seyredecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahmin Uzmanı Cengiz Çelik, AA muhabirine, bu hafta beklenen hava durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik, sıcaklıkların hafta sonuna kadar mevsim normallerinin 2 ila 4 derece üzerinde seyredeceğini bildirdi. İç ve doğu bölgelerinin çoğunlukla yağışsız geçeceğini aktaran Çelik, yarın için Marmara Bölgesi genelinde gök gürültülü sağanak geçişlerinin görüleceğini, perşembe ve cuma günleri ise Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu'nun batısı ve Batı Karadeniz'de yağışların olacağını söyledi. Çelik, hafta sonu ise sadece Trakya'nın batı kesimlerinin çok bulutlu ve yer yer kısa süreli sağanak geçişlerinin görüleceğini ifade etti. Üç büyükşehirde hava durumu Ankara'da yarın için yağış beklenmediğini söyleyen Çelik, perşembe ve cuma günleri gök gürültülü sağanak geçişleri olacağını, en yüksek sıcaklıkların 19 ila 20 derece arasında seyredeceğini belirtti. Çelik, İstanbul'da yarın, perşembe ve cuma günleri aralıklarla sağanak geçişlerinin görüleceğini, en yüksek sıcaklıkların İstanbul'da da 19 ila 20 derece civarında olacağını söyledi. İzmir'de ise önümüzdeki üç gün boyunca yağış beklenmediğini dile getiren Çelik, yarın, perşembe ve cuma günleri havanın bulutlu olacağını ve en yüksek sıcaklığın 23 ila 24 derece bandında olacağını aktardı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.