Uygulamalarımız appstore googleplay

#Hayvan

gazeteci63.com - Hayvan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kurbanlıkta Küpe ve Belge Uyarısı Haber

Kurbanlıkta Küpe ve Belge Uyarısı

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, kurbanlık seçiminde hayvanın küpeli olmasına ve sağlık belgelerine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Küpesiz, belgesiz hayvan alınmamalı." dedi. Eroğlu, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde, kurbanlık alırken ve keserken dikkat edilmesi gereken hususları AA muhabirine anlattı. Kurbanlıkların yetiştirilmesinden satışına, kesimden etin tüketimine kadar tüm süreçlerde veteriner hekimlerin rol üstlendiğine değinen Eroğlu, kesimin yetkin kişiler tarafından yapılması, milli bir servet olan derinin özenle çıkarılması ve saklanması gerektiğini söyledi. Eroğlu, hayvanlardaki bazı hastalıkların kesimden sonra tespit edilebildiğinin altını çizerek, toplu kesim yerlerinde veterinerin karkas kontrolünün olası riskleri önlediğini, kırsalda yapılan bireysel kesimlerde herhangi bir olumsuzlukla karşılaşıldığında en yakın veteriner hekime ya da ilçe tarım ve orman müdürlüklerine başvurulması gerektiğini belirtti. Kesilen etlerin tüketim tercihine göre saklanmasının sağlık açısından önemli olduğunu ifade eden Eroğlu, "Hayvanın etinin bir süre beklemesi lazım. Buzdolabına alınırken, eğer 5-7 günden fazla kalacaksa dondurucuya konulur. Ondan önce tüketilecekse 4 derecede olabilir. Dondurucuya tüketebileceğimiz, küçük porsiyonlar halinde koymak lazım ki dondurucudan aldığımız zaman çözdürüp tekrar dondurucuya koymayasınız. O çok büyük bir yanlıştır, hastalıkları bir anlamda çağırmış oluyorsunuz. Bir de etler pişirilirken çiğ kalmaması lazım. İyi pişirmek lazım. Etin iç sıcaklığı 70 derecede olması lazım, etin sızan sıvısının kahverengiye dönmesi lazım." diye konuştu. "Küpe ve belgeye mutlaka bakın" Eroğlu, kurbanlık seçiminin özenle yapılması gerektiğini dile getirerek, şunları kaydetti: "Önce kulaktaki küpeye ve belgesine bakacaksınız. Hayvanın kulak küpesi varsa, belgesini de mutlaka soracaksınız. Küpesiz, belgesiz hayvan alınmamalı. Eğer belgesi varsa bu hayvanın güvenilir ve kontrol edilmiş olduğu anlamına gelir ancak taşıma sürecinde hayvan bir hastalık etkenine maruz kalmış olabilir. Burun ya da göz akıntısı, ağızdan salya gelmesi, ishal, tüylerde matlık ve karışıklık, gözlerde donukluk, iştahsızlık, öksürük gibi belirtiler hayvanda hastalık olduğuna işaret eder. Bu tür belirtiler gösteren hayvanlar kesinlikle alınmamalıdır." Küpenin hayvanın doğum tarihi, aşılama ve hareket yerleri gibi tüm bilgileri içerdiğini belirten Eroğlu, "Küpe, kısacası hayvanın yaş ve sağlık durumları ile ilgili bize bilgi vermektedir. Kulak küpelerinin yanı sıra büyükbaş hayvanlarda pasaport, küçükbaş hayvanlarda nakil belgesi hayvanların resmi olarak kayıtlı oldukları anlamına gelmektedir. Resmi kaydı olmayan hayvanların nereden geldikleri, kökenleri, sağlık durumlarını bilmemiz mümkün değildir. Eğer hayvanlar il dışından geliyor ise geldiği il ve ilçe tarım müdürlüğünde görevli veteriner hekimlerce düzenlenmiş olan veteriner sağlık raporu da olması gerekmektedir." dedi.

Kurban Alımı ve Kesiminde Dikkat Haber

Kurban Alımı ve Kesiminde Dikkat

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesi Besin İnceleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Gücükoğlu, kurban seçimi ve kesimiyle ilgili önerilerde bulundu. Gücükoğlu, Canik Hayvan Pazarı'nda gazetecilere, Kurban Bayramı'nın hem dini açıdan hem de toplumun dayanışması ve paylaşımları açısından çok özel bir bayram olduğunu söyledi. Kurbanlıkların acı çekmeden hijyenik koşullarda kesilmesinin hem insan hem hayvan hem de çevre sağlığı açısından önem arz ettiğine işaret eden Gücükoğlu, "Öncelikle hayvanların Bakanlıkça belirlenmiş, il ve ilçe yönetimlerinin belirlediği veteriner hekimlerin görev aldığı yerlerden seçilmesini tavsiye ediyoruz. Seçilecek olan kurbanlık hayvanların öncelikle küpelerinin olmasına ve mutlaka veteriner sağlık raporunun bulunmasına dikkat edilmesi gerektiğini önemle vurguluyoruz." dedi. Hayvanların seçimi sırasında hem dini hem de sağlık yönünden belli kriterlerin bulunması gerektiğini aktaran Gücükoğlu, "Hayvanın kurban olabilmesi için gözünün kör olmaması, herhangi bir dokusal eksikliğinin, topallığının olmaması gerekiyor. Hayvanlar tercih edilirken özellikle burunlarından, ağızlarından bir akıntının gelmemesi, doğal deliklerinden fena kokulu akıntılarının, hırıltılı solunumunun olmaması en başta dikkat edilecek hususlar olarak karşımıza çıkıyor." ifadelerini kullandı. Hayvanın kanı akıtıldıktan sora yüzülmesi önemli Gücükoğlu, Türkiye'de yıl boyunca kesilen hayvanların yüzde 15'inin Kurban Bayramı'nda kesildiği bilgisini paylaşarak, şunları kaydetti: "Hayvanların acı çektirmeden çok kısa süre içerisinde kesilmesi gerekmekte. Kesecek olan bıçağın keskin olmasını ve hayvanın boynunun yaklaşık 1,5-2 kat uzunluğunda bir bıçak tercih edilmesini öneriyoruz. Hayvanlar kesildikten sonra canı çıkmadan boynunun başının gövdeden ayrılması önerilmiyor ve kan akıtılması bu noktada oldukça önemli. Küçükbaş hayvanlarda minimum 5 dakika, büyükbaş hayvanlarda 6 dakika süreyle kanın akıtılması önerilmekte. Hayvanın kanı akıtıldıktan ve canı çıktıktan sonra yüzme işlemine başlandıktan hemen sonra mutlaka bir askıda o derinin yüzme işleminin devam ettirilmesi gerekmekte. Hayvanlar kesildikten, derisi yüzüldükten sonra hızlı şekilde iç organlarının çıkarılması gerekiyor ve iç organları çıkarılırken de delme, kesme gibi iç organ içeriğinin karkas dediğimiz ete bulaşmasını önleyecek tedbirlerin alınması gerekmekte." Etlerin dinlendirilmeden yenilmemesi öneriliyor Kurban kesimi kadar etlerin muhafaza edilmesinin de önemine işaret eden Gücükoğlu, "Kasların ete dönüşmesi için bir sürenin geçmesi gerekiyor. Kesim sonrası ette meydana gelen birtakım biyokimyasal reaksiyonlar sonucu bu iş şekilleniyor. Halkımız hayvan kesildikten sonra hemen o eti kavurma yapıp tüketme tercihini gösteriyor ama kasın ete dönüşmesi için en az 5-6 saat süreyle etin sıcaklığının düşmesi, daha sonra buzdolabına getirilmesi ve 24 saat sonra tüketilmesini öneriyoruz." diye konuştu. Gücükoğlu, etlerin büyük parçalar halinde buzdolabına konulmasını ya da sıcakken poşetlere sarılıp dolaba kaldırılmasını önermediklerini dile getirerek, şu tavsiyelerde bulundu: "Pıhtılaşmayan ve koyu renkte kan, deri üzerinde çiçek benzeri kabarcıklar, ağız boşluğu ve dilde erozyonlu bölgeler, etlerde pirinç tanesi görünümünde oluşumlar, anormal görünüşe sahip iç organlar ve göğüs kafesinde yapışmalar, su toplanması ve inci tanesi gibi oluşumlar var ise kurbanın derisi dahil bütün kısımları serin yerde muhafazaya alınıp, kesim ve parçalamada kullanılan bıçak, makas, kesme tahtası gibi aletler sıcak ve bol sabunlu suyla yıkanmalı, başka gıdaya teması önlenmelidir. Sonuç olarak hayvanın kesim öncesi dikkate değer anormal durumu gözlenmişse tüm bu bilgiler veteriner hekimle paylaşılmalıdır. Et, deri ve iç organlar, veteriner hekimin muayenesi sonucu vereceği karara göre değerlendirilmelidir."

Doğudan Batıya Bayram Yolculuğu Haber

Doğudan Batıya Bayram Yolculuğu

Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığın yaygın yapıldığı Bingöl'ün mera ve yaylalarında yetiştirilen kurbanlıklar, Kurban Bayramı öncesi batı illerine sevk ediliyor. İlde geçen yıl, çok sayıda endemik bitkinin bulunduğu geniş mera ve yaylalarda otlatılarak beslenen 136 bin 380 küçükbaş, 12 bin 22 büyükbaş hayvan, Türkiye'nin dört bir yanına gönderildi. Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde de hayvan sevklerinde hareketlilik başladı. Ağırlıkla İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi kentler ile Trakya Bölgesi'ne kurbanlık sevkiyatı yapılan kentte, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar sevkten bir ay önce karantinaya alınıyor. Tarım ve Orman Bakanlığınca yetkilendirilen laboratuvarlarda kan numuneleri analiz edilen kurbanlıklar, İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün bahçesinde kurulan platformda tek tek inceleniyor. Gerekli şartları taşıyan kurbanlıkların sevkine izin veriliyor. Hayvanların sağlık taraması yapılıyor İl Tarım ve Orman Müdürü Burhan Bahadır, AA muhabirine, kentte besicilerin uzun bir süreçte yoğun emekle yetiştirdiği hayvanların, sağlık kontrolünün ardından satışa hazır hale getirildiğini söyledi. Bingöl'den İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi illere sevk edilecek hayvanların kurumun kampüsüne getirildiğini ifade eden Bahadır, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğünün katkılarıyla burada kurulan platform üzerinde hayvanların sağlık taraması ve kulak küpesi kontrolünün yapıldığını belirtti. Hayvan refahı açısından herhangi olumsuzluk yaşanmaması adına belge kontrolleri ve fiziki muayenelerin gerçekleştirildiğini anlatan Bahadır, şöyle devam etti: "Dezenfeksiyonu tamamlanan araçların da batı illerine doğru yola çıkmasına izin veriliyor. Hayvanların sağlık taraması yapılarak, vatandaşların bu etleri tüketmelerinin sağlanması hem de hayvan hastalıklarının bulaşma riskinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor. İstanbul ve özellikle Trakya kesimine de yoğun sevk yapan illerden biriyiz. Trakya, hastalıktan ari bir bölge olduğu için mayıs itibarıyla sevkler bu bölgeye açıldı." Bahadır, vatandaşların alacakları kurbanlıklarla ilgili her türlü bilgiye Tarım ve Orman Bakanlığının "Tarım Cebimde" ve e-Devlet uygulamalarından ulaşabileceğini kaydetti. "Temennimiz, herkesin kurbanlıklarının satılması" Merkeze bağlı Gözeler köyünde besicilik yapan Zeki Bilen ise yaklaşık 16 yıldır kurbanlık hayvan yetiştirdiğini belirtti. Bilen, "Bismillah dedik ve başladık. İnşallah nasipse yola çıkacağız İstanbul'a. Kurbanlıkları İstanbul'un Avrupa yakasına, Trakya Bölgesi'ne götüreceğiz. Temennimiz, herkesin kurbanlıklarının satılması. İki tırda 50 büyükbaş hayvan götürüyorum. Herkese buradan bol kazanç diliyorum." ifadelerini kullandı. Tır şoförü Hamza Sönmez de yaklaşık 24 saatlik yolculuğun ardından İstanbul'a ulaşabildiklerini anlatarak, "Zorlu bir yolculuk çünkü canlı hayvan taşıdığımız için normal yolculuk şartları geçerli değil. Direkt gitmemiz lazım. Yoksa hayvanlar yorgun düşer. İnşallah yolculuğumuz kazasız belasız olur." diye konuştu.

Sahipsiz Hayvanlar Sorunu TBMM'de Haber

Sahipsiz Hayvanlar Sorunu TBMM'de

Sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu. AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan teklifle, Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. Buna göre, Kanun'un amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi ekleniyor. Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, tereddüde mahal verilmemesi, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" kavramları açık bir şekilde tanımlanıyor. Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanun'daki "yakala-kısırlaştır-sal" metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılıyor. Hayvan bakımevi, "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" şeklinde değiştiriliyor. Teklifle sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması ve buralarda rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul ediliyor. Buna göre, Kanun'un ilkeleri arasında yer alan "Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir." ifadesi yürürlükten kaldırılıyor. Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları sahiplenmek isteyen ve Kanun'da öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esas olacak. Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak, eğitim çalışmaları yapacak. Ötanazi ve teşvik Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilenler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek. Bu hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce "ötanazi" yapılacak. Sahipsiz hayvan popülasyonunun, kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana veya hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilecek. Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanun'da yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilmesine imkan sağlanıyor. "Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan hayvanların bakımevi dışında bir yere bırakmak" fiilleri yasak kapsamına alınıyor. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan bakımevlerine götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevi bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanıyor. İl hayvanları koruma kurulunun görevleri arasına sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek ekleniyor. Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletiliyor. Buna göre, insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak. Ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak. Caydırıcılığın sağlanması amacıyla sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek. Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek. Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028'e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak. Belediyeler, 31 Aralık 2028'e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5'i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025'e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak. Teklifle, sokakta bakıma ve korunmaya ihtiyacı olacak sahipsiz hayvan bulunmaması amaçlandığı için Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki "yerel hayvan koruma görevlileri"ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.