Uygulamalarımız appstore googleplay

#Hastalık

gazeteci63.com - Hastalık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hastalık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şeker Bağımlılığını Körüklüyor Haber

Şeker Bağımlılığını Körüklüyor

Uzmanlar, günlük hayatta neredeyse her üründe bulunan şekerin, uzun vadede "bağımlılığa" yol açabileceğini belirterek çok uluslu gıda şirketlerinin özellikle çocukları hedef alan pazarlama yöntemleriyle bu tehlikeyi derinleştirdiğini vurguluyor. Çoğunlukla tatlı ihtiyacını karşılamak ve mutlu hissetmek gibi "masum" nedenlerle tüketilen şekerli gıdalar, insan sağlığı ve beyin fonksiyonları üzerinde çeşitli olumsuz sonuçlar doğuruyor. Araştırmalar, aşırı şeker tüketiminin obezite, diyabet ve kalp-damar hastalıkları gibi fiziksel sağlık sorunlarına yol açmasının yanı sıra kan şekeri seviyelerinde ani dalgalanmalara neden olarak bilişsel işlevleri de olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. İşlenmiş gıdaların çoğunda bulunması nedeniyle farkında olmadan aşırı tüketilen şeker, beyindeki ödül mekanizmasından sorumlu bölgeyi uyararak dopamin salgılanmasına yol açıyor. Bu da tıpkı madde bağımlılıklarında olduğu gibi kişide tekrar tüketme isteğine neden oluyor. Çok uluslu gıda şirketlerinin, pazarlama stratejilerinde özellikle çocuk ve gençleri hedef aldığını belirten uzmanlar, bu durumun önüne geçilmesi için daha sıkı yasal düzenlemeler getirilmesi çağrısında bulundu. Yemek tercihleri 0-3 yaş grubunda şekillenmeye başlıyor ABD'de Kuzey Carolina Üniversitesi (UNC) Gillings Küresel Halk Sağlığı Okulu Beslenme Bölümünden Profesör Barry Popkin, AA muhabirine verdiği demeçte, insanlığın tatlıya olan doğal eğilimin hayatta kalma içgüdüsüyle geliştiğini ifade etti. Popkin, yüz binlerce yıl boyunca hayatta kalmak için ihtiyaç duyulan şeker ve besin öğelerini meyve ve böğürtlen gibi besinlerden karşılayan insanların, tatlıyı olumlu bir uyarı olarak algıladığını, buna karşılık acı tatları ise zehirli bitkilerden korunmak amacıyla olumsuz bir sinyal olarak değerlendirdiğini belirtti. Ancak modern dünyada şeker tüketiminin kontrolsüz şekilde arttığını vurgulayan Popkin, özellikle şeker, doymuş yağ ve katkı maddeleri içeren aşırı işlenmiş gıdaların tüketicilerde daha fazla yeme isteği uyandırması nedeniyle bağımlılık benzeri etki yarattığını aktardı. Popkin, bu ürünlerin işlenme şekilleri nedeniyle bağımlılık yapıcı hale geldiğini söyleyerek tıpkı sigarada olduğu gibi bu tür gıdaların da bağımlılık yapan maddeler arasında sınıflandırılması yönünde bilim dünyasında artan bir baskı olduğunu dile getirdi. İnsanlarda damak tadının ve yemek tercihlerinin 0-3 yaş grubundayken şekillenmeye başladığına işaret eden Popkin, "Eğer (bu yaş grubundaki çocuklar) tatlı yiyecekleri bol miktarda tüketirse ilerleyen yaşlarda da tatlı yiyecekleri tercih edecektir." diye konuştu. Popkin, çocukların tüketmesi gereken bebek mamalarının içinde çok miktarda şeker bulunduğunu belirterek "0-3 yaşındaki herhangi birinin vücuduna ilave şeker alması için mantıklı tek bir neden yok." ifadesini kullandı. Çocuklar şeker bağımlılığında "en savunmasız" grup ABD'li nörobilimci Dr. Nicole Avena, "Şeker, dopamin sistemi ve beyin üzerinde, bağımlılık yapan maddelerin etkilerine benzer şekilde etkiler gösteriyor." dedi. Avena, şekerin bağımlılık yapıcı etkisinin insanların bu tür işlenmiş gıdaları bırakmasını zorlaştırdığını belirterek özellikle çocukların bu bağımlılığa karşı en savunmasız grup olduğunun altını çizdi. Çocukların tatlılara olan eğiliminin yetişkinlere kıyasla daha yüksek olduğunu söyleyen Avena, gıda endüstrisinin bunu dikkate alarak çocuklara yönelik yoğun pazarlama stratejileri yürüttüğünü vurguladı. Avena, şekerli ürünlerin pazarlanmasına sınırlama getirilmesi gerektiğini savunarak "Çünkü bu ürünler, işleri ve aile sorumlulukları arasında denge kurmaya çalışan meşgul ebeveynlerden birçok yönden çıkar sağlıyor. Pratik bir gıda seçeneği olarak tanıtılıyorlar ancak pek çok açıdan oldukça tehlikeliler ve çocukların hayatları boyunca sürecek sağlık sorunlarına zemin hazırlayabiliyorlar." diye konuştu. İstanbul seyahati sırasında sigara paketlerinin üzerinde bulunan uyarı etiketlerinin büyük olmasının dikkatini çektiğini dile getiren Avena, "Biz ABD'de çok daha küçük uyarı etiketleri kullanıyoruz ancak eğer çok belirgin ve dikkati çekici uyarılar olursa insanların iki kez düşüneceğini değerlendiriyorum. Bu durum, insanların bu yiyecekleri çocuklarına sunmadan önce tekrar düşünmelerine ya da en azından çocuklarının bu tür gıdaları tüketme sıklığını azaltmayı düşünmelerine yol açabilir." değerlendirmesinde bulundu. "Sağlıksız ürünler ucuz ve kolay ulaşılabilir" Küresel Sağlık Savunuculuğu Kuluçka Merkezi (GHAI) Gıda ve Beslenme Politikaları Başkan Yardımcısı Dr. Veronica Schoj da şeker, doymuş yağ ve yapay tatlandırıcı içeren aşırı işlenmiş gıdaların, sağlıksız olmalarının yanı sıra doğal ve besleyici gıdaların tüketimini geri plana itmesi nedeniyle de insan sağlığı üzerinde ciddi tehdit oluşturduğunu ifade etti. Schoj, "Aşırı işlenmiş gıda ve içeceklerle ilgili ortaya çıkan kanıtları karşılaştırdığımızda, tıpkı tütün ürünlerinde olduğu gibi bu ürünlerin de bağımlılık kriterlerinin tamamını karşıladığını görüyoruz." dedi. Teknoloji ve yapay zekanın pazarlama sektöründe kullanılmaya başlamasının, bu alanda yeni kısıtlamalar getirilmesini zorunlu kıldığını belirten Schoj, aşırı işlenmiş gıdalara yönelik pazarlama stratejilerinin çocuklar ve gençler üzerinde "devasa" etkiler oluşturduğunu söyledi. Schoj, çok uluslu gıda şirketlerinin, özellikle çocukları hedef alan "agresif" dijital pazarlama stratejileriyle sağlıksız beslenme biçimlerini "normalleştirdiğini" kaydetti. Şekerin ve aşırı işlenmiş gıdaların zararlı etkilerinden kurtulmakta, bireysel farkındalık önemli olmasına rağmen bu tür sorunların çözümünün toplumsal boyutta ele alınması gerektiğinin altını çizen Schoj, "Sağlıksız ürünlerin her yerde ucuz ve kolay ulaşılabilir olduğu bir ortam bize hiç yardımcı olmazken sorumluluğu tamamıyla bireylere yükleyemeyiz." ifadesini kullandı. Schoj, bu tür ürünlerle mücadelede en etkili yöntemlerin başında vergilendirme politikaları geldiğini vurgulayarak alkol ve tütündeki gibi ürünlerin zararlı etkilerine dair etiketlerin de tüketici tercihlerini değiştirmede etkili olduğu sözlerine ekledi.

Kurban Bayramı Öncesi Tedbirler Haber

Kurban Bayramı Öncesi Tedbirler

Tarım ve Orman Bakanlığı, Kurban Bayramı öncesinde hayvan hareketlerinde yaşanacak artışın neden olabileceği bulaşıcı ve salgın hastalıkların engellenmesi amacıyla kurban satış ve kesim yerlerine ilişkin önlemler aldı. AA muhabirinin Bakanlıktan edindiği bilgiye göre, bayram öncesinde kurbanlık hareketliliğinin artması bekleniyor. Bu kapsamda, menşelerinde salgın veya bulaşıcı hayvan hastalığı bulunan, kayıt altına alınmamış, kulak küpesiz ve yanlarında sığır cinsi hayvanlar için pasaport, koyun ve keçi türü hayvanlar için nakil belgesi bulunmayan hayvanların sevkine, alınıp satılmalarına ve kesilmelerine hiçbir surette izin verilmeyecek. Kurbanlık hayvanların taşınmasında kullanılacak araçların, nakil öncesinde ve sonrasında il veya ilçe tarım ve orman müdürlüklerince temizlenmesi önem taşıyor. Nakil araçlarına kapasitenin üzerinde hayvan yüklenmesine, hayvanların nakliye sırasında yaralanmalarına veya gereksiz yere acı çekmelerine neden olabilecek araçlarla sevkine müsaade edilmeyecek. Kurbanlıkların muayeneleri ve kontrolleri resmi veteriner hekimlerce yapılacak, sağlıklı bulunan hayvanlar için sağlık raporu düzenlenecek ve iller arasında nakline onay verilecek. Sağlık raporu olmadan iller arası hayvan nakleden hayvan ve araç sahiplerine ilgili kanun çerçevesinde işlem yapılacak. Kurbanlık satış yerlerinde bulaşıcı, salgın hastalık veya sebebi belli olmayan hayvan ölümleri görüldüğünde, hayvan sahiplerinin, muhtarların, köy bekçilerinin, polis, jandarma gibi görevlilerin ve serbest veteriner hekimlerin durumu mahallin mülki idare amiri veya il veya ilçe müdürlüklerine bildirmeleri gerekiyor. Belirlenen yerlerin dışında kurbanlık hayvan alım ve satımı yapılmayacak Hayvancılık işletmelerinden doğrudan yapılan satışlar hariç olmak üzere kurbanlıklar, hayvan pazarı ve canlı hayvan borsasının yanı sıra kurban hizmetleri komisyonlarınca alınan kararlar doğrultusunda belirlenen kurbanlık satış yerlerinde ve özel kurbanlık kesimi yapılacak işletmelerden alınıp satılacak. Önceden belirlenen yerlerin dışında kurbanlık alım ve satımına izin verilmeyecek. Kurbanlıklar, şehir ve kasabalarda Bakanlıkça onaylanmış kesimhanelerde ve köylerde, önceden belirlenmiş kesim yeri bulunmayan yerlerde ise kişilerin kendi bahçelerinde, usulüne uygun olarak ve çevreye zarar vermeyecek şekilde kesilebilecek. Cadde, sokak ve park gibi kamu alanlarında kurbanlık kesimine izin verilmeyecek. Kesim yerlerindeki atıklar için önlem alınacak Kurban kesim yerlerindeki atıkların, kan ile organların herhangi bir şekilde çevre kirliliğine sebep olmalarının engellenmesi için gerekli önlemler alınacak. Kesilen hayvanlara ait hastalıklı organlar, kesim sırasında oluşan atık ile özellikle kist hidatik riski nedeniyle karaciğer ve akciğerlerin kesinlikle evcil ve yabani hayvanlara verilmemesi gerekiyor. Kesimhanelerde kesilen sığır cinsi kurbanlıklar ile koyun ve keçilerin kulak küpeleri Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar gereğince imha edilecek, kesilen hayvanların kaydı veri tabanından düşülecek. Sığır cinsi hayvanların pasaportları, kesim tarihinden itibaren 7 gün içinde en yakın il veya ilçe müdürlüğüne teslim edilecek. Gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık satış yerlerine girişlerine ve kesimlerine izin verilmeyecek. Öte yandan Bakanlık yetkilileri, mağdur olmamaları adına belirtilen şartları eksiksiz yerine getirmeleri konusunda vatandaşları uyardı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.