Uygulamalarımız appstore googleplay

#Yaşam

gazeteci63.com - Yaşam haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaşam haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

65 Yaşında Bağlama Öğrendi Haber

65 Yaşında Bağlama Öğrendi

Eskişehir'de yaşayan Sevim Öztürk, hayatı boyunca istemesine rağmen imkan ve zaman bulamadığı için erteleme durumunda kaldığı bağlama çalma hayaline 65 yaşında kavuştu. Odunpazarı ilçesinde ikamet eden 2 çocuk ve 3 torun sahibi Öztürk, uzun yıllar market işlettikten sonra emekli oldu. Daha sonra vaktini iyi değerlendirmek için gelininin tavsiyesi üzerine 71 Evler Mahallesi'ndeki Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde bulunan Sanat Meslek Eğitim Merkezi Kurslarına (ESMEK) başvurdu. Öztürk, kurs döneminin başlangıcında 71 Evler Eğitim Merkezi Birim Sorumlusu Ergül Gökçe'nin yönlendirmesiyle giyim ve keçe dövme kursuna kayıt yaptırdı. Daha sonra bağlama kursu açılınca çocukluğundan bu yana içinde uhde kalan "bağlama çalıp, türkü söyleme" hayalini gerçekleştirmek isteyen Öztürk, eğitim almaya başladı. Bağlama kursunda derslere büyük bir özveriyle devam eden Öztürk, aldığı eğitimler sayesinde 7 ayda 30 türküyü bağlama eşliğinde söylemeyi öğrendi. Emekli esnaf Sevim Öztürk, AA muhabirine, hayatı boyunca el becerilerini geliştirmeyi hep çok istediğini söyledi. Emekli olduktan sonra bu alanda bir şeyler yapmak istediğini ifade eden Öztürk, "Bu dönem başladım. Ekim ayında bağlama kursuna yazıldım. 'Bir türkü söylesem yeter' diyordum. Bağlama çalmayı çok istiyordum. Bir değil artık 25-30 türküyü söyleyebiliyorum, çalabiliyorum. Çok da seviniyorum, haftanın 3 günü severek geliyorum. Hocalarımdan çok memnunum." diye konuştu. "Bağlamam yemek yaparken bile elimde" Evde "gece gündüz" demeden bağlama çaldığını anlatan Öztürk, şöyle konuştu: "Mutfakta bağlamam yemek yaparken bile elimdedir. Bu işler çalışmadan olmuyor. Hocalarımın yüzünü kara çıkarmam. Ergül hocam beni keçe dövme kursuna yazdı. Böyle baktım, kaldım. Hiç bilmediğim işlerdi. Yaşım da tabii malum 'yapabilir miyim?' korkusu vardı ama hocamın güler yüzünü görünce cesaretlendim. Bağlama çalmayı da çocukluğumdan beri istiyordum. Bağlama kursunu istediğimi söyleyince hocam kabul etti. Meraklı olduğumu görmüş demek ki. Hep istiyordum, vakit olmamıştı. Hayat şartları belli. Şimdi çocukları evlendirdik. Emekli olduk. Tam bu zaman, bağlama çalma zamanı." Sevim Öztürk, kursta zaman içinde kendisini geliştirdiğini belirterek, öğrendiği notlarını tınılara dönüştürmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi. Öğrenmenin yaşının olmadığına dikkati çeken Öztürk, "65-70 yaşında üniversite okuyanlar var. 'Ben niye bağlama çalmayayım' dedim. Okuyamadık, imkanlar el vermedi. Ben de 'bu bağlamayı çalarım' diye kendime söz verdim. Gençlerimize özellikle kızlarımıza söylüyorum; mutlaka okuyup bir meslek sahibi olsunlar. Ayakları üstünde dursunlar. Bir işlerinin olması şart." dedi. "Enerjisi çok güzel" ESMEK Birim Sorumlusu Ergül Gökçe ise merkezdeki çeşitliliği bağlama kursuyla artırdıklarını kaydetti. Bu kapsamda bağlama kursunu bu yıl ilk defa vermeye başladıklarını dile getiren Gökçe, Öztürk'ün kurslarına ilgiyle devam eden kursiyerlerinden biri olduğunu ifade etti. Öztürk'ün merkezlerine ilk geldiğinde bağlama kursuna başlamak istediğini kendilerine ilettiğini anlatan Gökçe, "Sevim Hanım bize ilk geldiğinde bağlama dersi daha yeni başlamıştı. 'Yapabilecek misin?' dedim. Yapabileceğini söyledi. Kendisini hemen kursa aldık. Bağlama kursumuz çok güzel gidiyor. Bağlama dersimizin en yaşlısı ama biz ona 'en gencimiz' diyoruz. Enerjisi çok güzel." değerlendirmesinde bulundu. Bağlama kursunun eğitmeni Mehmet Ali Yıldırım da Öztürk'ün başarılı kursiyerleri arasında yer aldığını belirterek, "Kursta 6-7 aylık bir dönem geride kaldı. Sevim Hanım da hırsıyla çok güzel bir yere geldi. Aslında ilk başta bu kadar performans beklemiyordum ama kendisi olağanüstü bir başarı gösterdi. Kendisini tebrik ediyorum." dedi.

Günlük Yaşam Konulu Sergi Haber

Günlük Yaşam Konulu Sergi

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce, Şanlıurfa Müzesi'nde "Şanlıurfa'da Günlük Yaşam" konulu sergi açıldı. Sergide, Şanlıurfa'nın yakın dönemine ait elbiseler, mutfak malzemeleri, bakır kaplar ve aksesuarlardan oluşan 202 eser ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Serginin açılışına katılan Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sergide Şanlıurfa'nın eski hayatını yansıtan çok kıymetli eserlerin bulunduğunu aktardı. Vali Şıldak, "Her birine baktığımızda Şanlıurfa'nın derinliklerini, hayatın izlerini ve kültürün renkliliğini görüyoruz. Hep söylediğimiz gibi Şanlıurfa'da toprağın altı da üstü de çok zengin. Altından çıkanlarla bu müze depolardaki eserlerle birlikte yaklaşık yüz bin esere ev sahipliği yapıyor. Şanlıurfa Müzesi ilimize gelen her ziyaretçinin uğrak noktalarından biri. Hem arkeoloji müzemiz, hem Halepli Bahçeli'deki mozaik müzemiz bütün ziyaretçilerin gerçekten cazip bir ziyaret noktası." diye konuştu. Müze Müdürü Celal Uludağ da özellikle neolitik dönem eserleri açısından dünyanın en nitelikli müzelerinden biri olduklarını belirtti. Serginin 15 Haziran’a kadar gezilebileceğini aktaran Uludağ, "Sergimizde gerçekten de daha önce ziyaretçilerimizin görmediği eserleri sergiye çıkarmış olacağız. Bu eserler arasında takılar, kıyafetler ve günlük yaşam malzemeleri, silahlar, savaş aletleri, özellikle süs eşyaları yer alıyor. Yakın döneme ait çok güzel, çok nitelikli, çok özel eserleri ziyaretçilerimizle buluşturuyoruz." ifadelerini kullandı.

Telkari Sanatını Yaşatmaya Çalışıyor Haber

Telkari Sanatını Yaşatmaya Çalışıyor

Şanlıurfa'da Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı 51 yaşındaki Eyüp Sabri Tatlı, 45 yıl önce başladığı telkari sanatını geleceğe aktarmak istiyor. İnce gümüş tellerin birleştirilerek işlenmesiyle yapılan telkari sanatının yok olmaması için çalışan Tatlı, Balıklıgöl Yerleşkesi'ndeki Şanlıurfa Valiliği Rızvaniye El Sanatları Külliyesi'nde kendisine tahsis edilen atölyede sanatını sürdürüyor. Mesleğe ilk adımını attığı 6 yaşından bu yana telkariden kopamayan Tatlı'nın yaptığı ürünler, Türkiye'nin farklı yerlerinden müşteri buluyor. Eyüp Sabri Tatlı, AA muhabirine, küçük yaşlarda başladığı telkari sanatını yaşatmaya çalıştığını söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı geleneksel el sanatları sanatçısı olduğunu belirten Tatlı, "Telkari sanatı benim işim, aşkım, sevdam. Eskiden sanat sahibi olmak isteyen insanlar dükkanlarda sıraya girerlerdi. Şu anda gençler sanat öğrenmek istemiyor. 'Nasıl basit para kazanabiliriz' diye emek vermeden kazanmanın peşindeler. Çevrede 'yaşayan usta' diyorlar, inşallah daha da yaşayacağım. Gücümün yettiği kadar bu telkari sanatını yaşatmaya çalışıyorum." şeklinde konuştu. Teknolojiye direniyor Modelleri kendilerinin çıkardığını vurgulayan Tatlı, şunları kaydetti: "Şimdi bunların makinesi çıkmış. Biz onlarla yarışamıyoruz ama şu anda ne kadar döküm ürün yapılıyorsa yapılsın onların yapılan örnekleri bizim gibi ustaların elinden çıkar. Bunlardan alınan örnekleri giderler kalıba dökerler. Bu modeli biz çıkarıyoruz, sonrasında gidip bunun dökümünü yapıyorlar ama buna hayat, emek veren biziz. Temennimiz inşallah eskiyi yaşatmak. Teknolojiye gücümüz yetmiyor çünkü her şeyin başı teknoloji olmuş." Yaklaşık 2 yıl önce beyin kanaması ve kısmi felç geçirdiğini dile getiren Tatlı, şöyle devam etti: "Çalışmasam aç kalmam çok şükür. Emekli bir insanım elhamdülillah ama daha yapacağım çok işim çok var. Yani bu sanata çok emek vermemiz lazım. Ben fizik tedaviye gittim. Fizik tedaviden sonra eski sağlığıma kavuştum. Bu sanat unutulmuş, kaybolmuş, unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Kültür ve Turizm Bakanlığı onun üzerine çok duruyor. Bu sanat Osmanlı sanatıdır. Bizler bugün varız, yarın yokuz. Eğer biz gittikten sonra bu sanat yaşamıyorsa bu sanatın bir anlamı kalmaz. Türkiye'nin her yerinden gelen var. 10 yıl önceki müşterilerim var. Şanlıurfa'ya geldiklerinde yanımıza gelirler." Tatlı, Harran Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesinde bu sanatı gençlere öğretmek için eğitim ve kurs verdiğini sözlerine ekledi.

Mesleğini 57 Yıldır Sürdürüyor Haber

Mesleğini 57 Yıldır Sürdürüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü'ne layık görülen Şanlıurfalı ahşap ustası Osman Nergiz, mesleğini son nefesine kadar sürdürmeyi hedefliyor. Şanlıurfalı 70 yaşındaki Osman usta, Osmanlı döneminin gözde sanatlarından olan ve artık unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösterilen ahşap oymacılığı sanatını dedesinden ve babasından gördüğü usullerle yapmaya çalışıyor. 4 çocuğuna da ahşap oyma sanatını öğreten Osman ustanın hünerli ellerinde tarihi Balıklıgöl Yerleşkesi'nde 30 yıldır dönenen su değirmeninden Makedonya'daki Muratpaşa Camisi'nin kapısına kadar birçok eser hayat buldu. Türkiye'de ahşap oyma sanatının son temsilcilerinden olan Osman usta, önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülü'nü aldı. "Çocukları da ahşapla uğraşıyor" Duygularını AA muhabiriyle paylaşan Osman Nergiz, başta Şanlıurfa olmak üzere Türkiye'nin birçok kentinde ve bazı ülkelerde mesleğini 57 yıldır icra ettiğini söyledi. Halk eğitimi ve sanat okullarında verdiği kurslarla birçok öğrenci yetiştirdiğini belirten Nergiz, "70 yaşında halen ahşapla uğraşan bir kişiyim. Sayısız insanlar yetiştirdik. Çocuklarıma ve herkese elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım. Şehrimde sayısız eserlere imza Allah'a bin şükür olsun. Yurt dışında Makedonya'da 3 yıl eğitim verdim, orada Muratpaşa Camisi'ne kapı yaptık, Köse Kadı Camisi'ne vaaz kürsüsü yaptık. Yani bayağı dünya ve Türkiye'de birçok yere emekler verdim, bugüne getirdik. Dört oğlum bir kızım var, hepsi üniversite okudu ama hepsi ahşapla uğraşıyor." diye konuştu. "Atölyeye gelip bu önlüğü giydiğim zaman rahatlıyorum" Hayatının en anlamlı ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldığını vurgulayan Nergiz, şunları kaydetti: "Çok güzel bir şey, bu yaşa geldikten sonra bunu hak ettiğimi zannediyorum. Benim, memleketim ve ülkem için yakın dostlarım, akrabalarım için birer şeref ve gurur kaynağı olmuş oluyoruz. Benim için çok önemli. Böyle güzel ödüllere her zaman ulaşalım inşallah. Önemli olan sağken benim kıymetimin bilinmesidir. Ben elimden gelenin inanıyorum ki fazlasını yaptım. Topluma, insanlığa güzel bir şeyler aktarmaya çalıştık. Allah'ın izniyle kesinlikle ve kesinlikle evde oturmam. Oturmayı da düşünmüyorum. Hiçbir gün, pazar günü bile evde oturduğum zaman sıkılıyorum. Atölyeye gelip bu önlüğümü giydiğim zaman rahatlıyorum. Onun için mezara kadar ömrüm yettiğince burada olacağım." dedi. 

66 Milyon Kişi Kullanıyor Haber

66 Milyon Kişi Kullanıyor

Her geçen gün içeriği ve kalitesi gelişen e-Devlet Kapısı'nda kullanıcı sayısı, yıl sonu hedefi olan 66 milyonu 1 Ağustos itibarıyla geride bıraktı. AA muhabirinin, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinden aldığı bilgiye göre, e-Devlet Kapısı, vatandaşların işlemlerini hızlı ve güvenli yapabildikleri "Türkiye'nin dijital yüzü" olarak hizmet veriyor. Özellikle Kovid-19 salgını nedeniyle dijital hizmetlere olan ihtiyacın net olarak anlaşılmasının ardından vatandaşların ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu hizmetlerin dijitalleştirilmesi sayesinde e-Devlet Kapısı'nın kullanımı katlanarak arttı. e-Devlet Kapısı hizmete girdiği tarihten itibaren vatandaşların işlerini kolaylaştırırken zamandan da tasarruf etmelerini sağladı. 1056 kuruma ait 8 bin 309 hizmet sunuluyor Türkiye'de 2008'den itibaren gelişimine aralıksız devam eden e-Devlet Kapısı'nda 1 Ağustos itibarıyla 1056 kuruma ait 8 bin 309 dijital hizmet sunuluyor. Kullanıcı sayısı 1 Ağustos itibarıyla 66 milyon 2 bin 381'e ulaşan e-Devlet Kapısı'nda, yıl sonu hedefi olan 66 milyon kullanıcı sayısı aşılmış oldu. Toplam giriş sayısı yılın başından bugüne kadar 2 milyar 470 milyon 173 bin 340 olan e-Devlet Kapısı'nda, Togg üzerinden 327 bin 141 kez giriş yapıldı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, yüksek kullanıcı memnuniyeti ve kullanıcı odaklılığıyla Avrupa'nın en iyilerinden olan e-Devlet Kapısı'nı vatandaşların geri bildirimleriyle geliştirmeye devam ediyor. Her yıl yapılan e-Devlet Kapısı Memnuniyet Anketi 2024 yılında da "turkiye.gov.tr" adresi üzerinden 1 milyon kullanıcının katılımıyla tamamlanırken memnuniyet oranı yüzde 94,8 olarak kaydedildi. Bu yılın başından itibaren en çok kullanılan 3 hizmete ve kullanım sayılarına bakıldığında, Sosyal Güvenlik Kurumu-SGK Tescil ve Hizmet Dökümü/İşyeri Unvan Listesi 467 milyon 997 bin 494, Çalışma Hayatım Bütünleşik Hizmeti 207 milyon 264 bin 374, Gelir İdaresi Başkanlığı- Vergi Borcu Sorgulama ve Ödeme 184 milyon 558 bin 684 kez kullanıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.