Uygulamalarımız appstore googleplay

#Suriye

gazeteci63.com - Suriye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Suriye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı Haber

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı

Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilememesinin, milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkati çekilen tezkerede, "Diğer taraftan, Irak'ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye'de PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. " ifadesine yer verildi. Tezkerede, PKK/PYD-YPG'nin, Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddettiği, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı vurgulandı. Tezkerede, "Diğer taraftan, Suriye'de mevcut yönetimin beklenti ve gereksinimi doğrultusunda ülkenin terörle mücadele imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi, ülkedeki kimyasal silahların yerlerinin tespiti ve imhası süreçlerinde de ulusal çabalara eşlik eden uluslararası çalışmaların desteklenmesi ihtiyacı bulunmaktadır." denildi. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya, istikrar ve güvenlik tesisi çabalarını sekteye uğratmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye'nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye'deki istikrarın tesisine dair çabaların pekiştirilmesinin milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği belirtildi. Tezkerede, şunlar kaydedildi: "Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı Kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır. Bu mülahazalarla, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler karşısında Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 17.10.2023 tarihli ve 1395 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile uzatılan iznin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım." Görüşmelerden Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, istikrarın yalnızca silahla değil, diyalog ve işbirliğiyle sağlanabileceğini belirtti. Tezkerenin süresinin 3 yıl olmasını eleştiren Şahin, "Bizim TBMM geleneğinde böyle bir şey yoktu. TBMM'yi çalıştırmak çok mu zor ki siz 2 yıllık, 3 yıllık tezkereleri buradan çıkarıyorsunuz? Oysa tezkerelerde aslolan her yıl Parlamentoda yenilenebilecek güce iktidarın sahip olduğu gerçeğidir. Sayısal çoğunluğunuz, dilediğiniz gibi bu tezkereleri yılda bir görüşmek suretiyle çıkartabilir." ifadelerini kullandı. Tezkereye destek vereceklerini kaydeden Şahin, "Suriye'de ve Irak'ta Türkiye'ye yönelik bir tehdidin varlığını hepimiz görüyoruz, bu konuda hiçbir tereddüt yok ama yangından mal kaçırır gibi 3 yıllık bir tezkerenin bu parlamentoda görüşülmüş olmasını doğru bulmuyoruz ve iki buçuk yıl sonra Anayasa'ya göre görev süresi tamamlanmış milletvekillerinin bu yönde bir irade kullanması da bir noktada yetki gaspıdır." dedi. İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin sınırlardaki varlığının Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanmasını haklı kıldığını söyledi. Tezkereyi desteklediklerini belirten Ergun, şöyle konuştu: "Dış politika, macera arayışlarından, duygusal reaksiyonlardan ve ideolojik sapmalarından arındırılmış, sadece milli menfaatler ekseninde şekillenmelidir, tezkerelerle talep edilen yetkiler bu büyük ve tarihi vizyonun bir parçası olmalıdır. Bizim 'evet'imiz, terörle mücadeleye destektir ama keyfiliğe, basiretsizliğe, kurumların devre dışı bırakılmasına rıza göstermek değildir. Bizim 'evet'imiz, devletin meşruiyetini, Meclisin iradesini ve hukukun üstünlüğünü koruma iradesidir." MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, tezkereye destek vereceklerini söyledi. Türkiye'nin en uzun güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilmemesinin milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Aydın, "İçeride olduğu gibi dışarıda da sulhu önceleyen kadim bir siyasi geleneğin mirasçısı olarak Türkiye, komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük bir önem atfetmektedir. Öte yandan, Suriye'de PKK-PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu terör örgütleri, Suriye merkezli yönetime entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekte, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesine de engel olmaya çalışmaktadır." dedi. DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin coğrafyasında huzuru tesis etmenin en doğru yolunun demokratik ve barışçı siyaseti esas almaktan geçtiğini belirtti. Oluç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Orta Doğu'da şiddetin, ölümün değil halkların bir arada eşit ve barışçıl bir yaşamın tarafıyız. Demokratik ve barışçıl yaşamı bu topraklara hakim kılmanın her zamankinden daha güçlü bir şekilde kendisini dayattığını düşünüyoruz. O nedenle, bu anlayışı içermeyen Irak, Suriye tezkeresine 'hayır' oyu vereceğimizi belirtmek istiyorum." CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, 18 yıldır aralıksız yürürlükte olan bir tezkereyi görüşeceklerini belirtti. CHP'nin farklı dönemlerde bu tezkereyi gözden geçirdiğini belirten Tan, geçen 2 tezkereye ise "ret" oyu verdiklerini hatırlattı. Bu tezkereye de "ret" oyu vereceklerini kaydeden Tan, tezkerenin 3 yıllık süreyle çıkarılmasına da tepki gösterdi. Tan, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katıldıklarını anımsatarak, "Komisyon İmralı'ya gidecekse TSK neden Irak ve Suriye'ye gidecektir? TSK Irak ve Suriye'de ucu açık konuşlandırılmaya devam edecekse Komisyonun Ada'ya gitmesi hangi amacı gütmektedir?" ifadesini kullandı. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Türkiye'nin dünyada barışın anahtarı konumuna geldiğini belirterek, Türkiye'nin aynı zamanda insani yardımlar açısından da dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını söyledi. Terör örgütü PKK'nın "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında bir süre önce kendisini feshettiğini açıklayarak, silah bırakma sürecine girdiğini ilan ettiğini anımsatan Oktay, PKK'nın kendisini feshinin söylemden öteye geçerek bir an önce fiiliyata dönüşmesi gerektiğini, bu süreci ilgili kurumların yakından takip ettiğini belirtti. Oktay, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece kendi vatandaşlarını değil, aynı zamanda komşu ülkelerdeki sivilleri de korumayı önemli bir insani sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti. Mevcut Şam yönetimi ülkenin toprak bütünlüğünü ve istikrarını sağlamak için yoğun çaba harcadığını belirten Oktay, şunları kaydetti: "Ancak bu ülkede istikrar maalesef tam anlamıyla henüz sağlanamamıştır. Suriye'de devam eden istikrarsızlıkta başta İsrail olmak üzere dış güçlerin bu ülkeye gayrimeşru askeri müdahaleleri de önemli bir rol oynamaktadır. PKK'nın Suriye kolu olan PYD, YPG, SDG son on yıldır iç kargaşadan yararlanarak ve yabancı güçlerin de desteğiyle Suriye'nin yaklaşık üçte 1'ini kontrol altında tutmaya devam etmektedir. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin tarım açısından en verimli topraklarını, su kaynaklarını ve bu ülkenin hidrokarbon ve yer altı kaynaklarını içermekte olması bu terör unsurlarının neden buralarda faaliyet gösterdiklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır, tabii bu terör unsurlarını destekleyenlerin de aynı zamanda. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin kuzey ve doğu hatlarında, gayrimeşru bir silahlı unsurun Şam Hükümetinin yönetimi dışında fiili kontrol sağlıyor olması gerek Suriye gerek ülkemiz açısından ciddi bir endişe kaynağıdır. Geçmiş dönemde sınır harekatlarını gerçekleştiren bir ülke olarak bugün benzeri tehditlere duyarsız kalmamız düşünülemez. PYD, YPG, SDG'nin Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekle ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı görülmektedir." CHP'nin kendi iç sorunlarına hapsolduğu için dış politikadaki gelişmeleri takip etmekte zorlandığını ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine, bir başka eleştiri vardı gün içinde, Türkiye'yi süt dökmüş kedi gibi tanımlamaya çalıştı bir hatibimiz. Türkiye, özellikle dış politikada süt dökmüş kedi gibi değil, kükremiş aslan gibidir. Eğer dışarıda süt dökmüş kedi ve ağlayanları, onları arıyorsanız da CHP'ye bakmanız yeterli. O, biz değiliz. Bizler bir şeye karar verdiğimizde o konuda ne herhangi bir yabancı büyükelçinin kapılarında görüş almak için bekleriz ne de herhangi bir yerden izin isteriz, gerektiği zaman gerekeni yaparız, bu kadar net." Genel Kurulda, CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin doğrudan gündeme alınması önergesi reddedildi. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Uzman Çavuş Toprağa Verildi Haber

Uzman Çavuş Toprağa Verildi

Balıkesir'in Edremit ilçesinde cezaevi firarisi Mustafa Emlik tarafından aracı gasbedelirek öldürülen uzman çavuş Kemal Ekri, Ankara'da düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı. Uzman çavuş Kemal Ekri için Etimesgut'taki Ahimesut Söğüt Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi. Törene, devlet erkanının yanı sıra Ekri'nin ailesi, akrabaları ve vatandaşlar katıldı. Protokol üyeleri de Ekri'nin ailesine başsağlığı dileklerinde bulundu. Cenaze namazının ardından Ekri'nin Türk bayrağına sarılı naaşı, Elvanköy Mezarlığı'nda defnedildi. "Sonu bu olmamalıydı" Uzman çavuş Kemal Ekri'nin törende asker üniforması giyen kardeşi Burak Ekri, gazetecilere yaptığı açıklamada, ağabeyine yapılan saldırıyı "kalleşçe" olarak değerlendirdi. Ağabeyinin devletine her zaman en iyi şekilde hizmet verdiğini anlatan Ekri, şunları kaydetti: "Ağabeyim bu zamana kadar hep devletine en iyi katkıyı sağlamaya çalıştı. Irak'ta, Suriye'de, Libya'da görev yaptı. Daha bizim bilmediğimiz birçok yerde görev yaptı ama sonu bu olmamalıydı. Çok başarılı bir askerdi. Ben de çok severdim. O da beni çok severdi. Benim üzerimde hayalleri vardı. Bana diyordu ki 'Birlikte göreve gideceğiz. Sen de asker olacaksın, ben seni ona eğitiyorum' derdi." Yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu vurgulayan Ekri'nin dayısı Oktay Baranlıoğlu da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Ankara'dan Balıkesir'e bir hafta önce gitmişti. 7 yıldır Irak'ta, Suriye'de, Libya'da sürekli dışarıda operasyonlardaydı. Birliği Balıkesir'de olduğu için oraya da zaten bir hafta önce gitmişti. Kardeşinin düğünü vardı. Düğünden sonra gönderdik. Gördüğünüz gibi 7 yıldır Suriye gibi yerlerde başına bir şey gelmedi. Gerçekten çok tarifsiz acı yaşıyoruz. Vatan sağ olsun." Olay Balıkesir'in Edremit ilçesinde 19 Ekim'de cezaevi firarisi Mustafa Emlik, uzman çavuş Kemal Ekri'yi öldürdükten sonra aracını gasbederek kaçmaya çalıştığı sırada 2 kişiyi öldürüp 2'si polis 7 kişiyi yaralamıştı. Çıkan çatışmada da Mustafa Emlik etkisiz hale getirilmişti.

Suriye’ye Dönüş Sayısı Açıklandı Haber

Suriye’ye Dönüş Sayısı Açıklandı

İçişleri Bakanı Yerlikaya, 509 bin 387 Suriyelinin ülkesine dönüş yaptığını bildirdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Suriye'nin özgürleşmesinden sonra 509 bin 387 Suriyelinin ülkesine dönüş yaptığını bildirdi. Yerlikaya, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye'nin dün olduğu gibi gönüllü geri dönüş sürecinde de Suriyeli kardeşlerinin yanında olduğunu belirtti. 8 Aralık 2024 sonrasında Suriye'de meydana gelen gelişmelerin ardından gönüllü geri dönüşlerin hız kazandığını belirten Yerlikaya, Suriye'nin özgürleşmesinden sonra toplam 509 bin 387 Suriyelinin ülkesine geri dönüş yaptığını kaydetti. Yerlikaya, 2016 yılından bu yana gönüllü geri dönen Suriyelilerin sayısının 1 milyon 249 bin 390 kişiye ulaştığını belirterek, "Ülkemiz göç yönetimini, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yürütmekte; tarihsel tecrübesi, insani yaklaşımı ve rasyonel bakış açısıyla dünyaya örnek bir model ortaya koymaktadır." ifadesini kullandı. Ülkesine gönüllü, güvenli, onurlu ve düzenli bir şekilde dönmek isteyen Suriyelilerin işlemlerini gerçekleştirdikleri en önemli merkezlerden birinin Adana Sarıçam'daki Gönüllü Geri Dönüş Koordinasyon Merkezi olduğunu bildiren Yerlikaya, "Gönüllü geri dönüş yapan Suriyeliler hüzün ve sevinci bir arada yaşıyor. Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü geri dönüş işlemlerini Göç İdaresi Başkanlığımız koordinasyonunda büyük bir hassasiyetle yürütmeye devam ediyoruz." açıklamasını yaptı. Yerlikaya paylaşımında, ülkesine dönen Suriyelilerin görüntülerinin yer aldığı videoya da yer verdi.

Türkiye'den, Saldırıya İlişkin Açıklama Haber

Türkiye'den, Saldırıya İlişkin Açıklama

Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin başkenti Şam'daki bir kiliseye yapılan saldırıya ilişkin, "Bu saldırı, Suriye'de istikrar ve güvenliği tesis etme çabalarını hedef almakta, toplumsal huzur ve barışı bozmayı amaçlamaktadır." ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin, Suriye yönetimi ve halkının, birlik ve beraberliğini muhafaza edeceği ve ülkede kaos oluşturmak isteyen terör örgütleriyle mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğine dair inancının tam olduğu belirtildi. "Bu saldırı, Suriye'de istikrar ve güvenliği tesis etme çabalarını hedef almakta, toplumsal huzur ve barışı bozmayı amaçlamaktadır." ifadesine yer verilen açıklamada, Türkiye olarak, Suriye'nin yanında olmaya ve her türlü desteği vermeye devam edileceği vurgulandı. Açıklamada, saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve Suriye halkına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilendi. Yetkililer, 20 kişinin ölümüne yol açan patlamadan DEAŞ'ı sorumlu tuttu Suriye'nin başkenti Şam'daki Mar İlyas Kilisesi'nde akşam saatlerinde patlama meydana geldiği, 20 kişinin yaşamını yitirdiği, 52 kişinin yaralandığı bildirildi. Suriye Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan yazılı açıklamada, saldırının terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlendiği belirtildi. Patlama kilisede büyük hasara yol açarken, güvenlik birimleri olaya ilişkin soruşturma başlattı.

Kilisede Patlama 20 Kişi Öldü Haber

Kilisede Patlama 20 Kişi Öldü

Suriye'nin başkenti Şam'daki bir kilisede meydana gelen patlamada 20 kişi yaşamını yitirdi, 52 kişi yaralandı. Şam'ın doğusundaki Duveyla bölgesinde bulunan Mar İlyas Kilisesi'nde patlama meydana geldi. Suriye'nin resmi haber ajansı SANA'nın Sağlık Bakanlığına dayandırdığı haberde, patlamanın terör saldırısından kaynakladığı belirtildi. Patlamada 20 kişi hayatını kaybetti, 52 kişi yaralandı. Patlama, kilisede büyük hasara yol açarken, güvenlik güçleri olay yerinde geniş çaplı önlem aldı. Patlamaya ilişkin soruşturma başlatıldı. Suriye Dışişleri Bakanlığı patlamadan DEAŞ'ı sorumlu tuttu Suriye Dışişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan yazılı açıklamada, saldırının terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlendiği belirtildi. Saldırının en güçlü ifadelerle kınandığı vurgulanan açıklamada, bu "hain" eylemin ülkenin ulusal birlik ve istikrarını baltalamayı amaçladığı kaydedildi. Açıklamada, saldırının yalnızca belirli bir dini kesime yönelik olmadığı, aksine Suriye'nin tüm toplumsal yapısına karşı bir saldırı niteliği taşıdığı aktarıldı. Saldırıya tepkiler Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, sivillerin hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına neden olan terör saldırısını en güçlü şekilde kınadı. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack X'teki hesabından saldırıya tepki göstererek, hayatını kaybedenler için başsağlığı mesajı paylaştı. Barrack, paylaşımında, bu tür "korkakça" eylemlerin, Suriyelilerin oluşturmaya çalıştığı hoşgörü ve kapsayıcılıkla bütünleşmiş yeni toplumsal yapıda yeri olmadığını vurgulayarak, Suriye ve bölgede istikrarsızlık ve korku yaratmaya çalışanlara karşı mücadelesinde Şam hükümetine destek vermeye devam edeceklerini bildirdi. Suriyeli yetkililer de sosyal medya hesaplarında yaptıkları açıklamalarda, kilisedeki patlamanın terör saldırısı olduğunu vurgulayarak, birlik mesajı verdi. AK Parti Sözcüsü Çelik: Teröre karşı mücadelesinde her zaman kardeş Suriye'nin yanındayız AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından Şam'da bir kilisede gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı. Terör saldırısında hayatını kaybedenlerin ailelerine ve Suriye halkına başsağlığı dileyen Çelik, şunları kaydetti: "Kardeş Suriye'nin güvenliğini ve egemenliğini destekliyoruz. Teröre karşı mücadelesinde her zaman kardeş Suriye'nin yanındayız." AK Parti Genel Başkanvekili Ala, Şam'daki terör saldırısını kınadı AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, sosyal medya hesabından, terör saldırısına ilişkin paylaşımda bulundu. Ülkenin barış ve istikrarını hedef alan terör saldırısını en güçlü şekilde kınadıklarını vurgulayan Ala, şunları kaydetti: "Saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine ve kardeş Suriye halkına başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Türkiye olarak, dün olduğu gibi bugün de Suriye'nin istikrarı için her türlü desteği vermeye devam edeceğiz."

273 Bin Kişi Ülkesine Geri Döndü Haber

273 Bin Kişi Ülkesine Geri Döndü

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 8 Aralık 2024'ten bugüne kadar Suriye'ye gönüllü geri dönüş yapanların sayısının 273 bini aştığını söyledi. Gaziantep'te Gönüllü Geri Dönüş Destek Merkez Binası'nın açılışında konuşan Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi, İl Göç İdaresi, Türk Kızılay ve bazı sivil toplum kuruluşlarının işbirliğinde yürütülecek projenin diğer illere örnek olacağını belirtti. Türkiye'nin tarihine ve medeniyetine yakışır bir imtihanı Suriye'de verdiğini anlatan Yılmaz, "Uzun yıllar zalim bir rejimden kaçıp ülkemize sığınan kardeşlerimize en güzel şekilde ev sahipliği yaptık. Bütün provokasyonlara ve dezenformasyonlara karşı millet olarak devlet olarak çok tarihi bir tutum sergiledik. Sayın Cumhurbaşkanı'mız bu konuda zaman zaman siyasi bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya olmasına rağmen çok kararlı bir duruş sergiledi." dedi. "İnsanlığa güzel bir örnek teşkil ettik" Esed rejiminin devrilmesiyle Suriye'de yeni bir dönemin başladığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Belki uzun dönem bunun sıkıntı ve sorunlarını yaşadık ama önümüzdeki nesiller boyunca ülke ve millet olarak bunun faydalarını göreceğiz. Hem kardeşliğimiz ve güvenliğimiz açısından hem de tüm bölgenin kalkınması, daha hızlı bir şekilde gelişmesi bakımından bunun çok yönlü faydalarını önümüzdeki nesiller boyunca göreceğiz. İnsanlığa güzel bir örnek teşkil ettik, dünyada şu anda en büyük sorunlardan biri göç meselesi ve bu konuda Türkiye modeli, Gaziantep modeli tüm dünyaya örnek model diye ifade etmek istiyorum." Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve egemenliğinden yana olduğunun altını çizen Yılmaz, Suriye'nin bir an önce tüm kesimleri kapsayan siyasi bir şemsiye altında kurumsal yapılanmasını geliştirmesini, fiziki altyapısını tamir etmesini, ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmasını beklediklerini söyledi. 8 Aralık'tan bu yana 273 bini aşkın Suriyeli ülkesine döndü Suriye'de uzun yıllardır kullanılmamış bir potansiyel olduğuna değinen Yılmaz, gelecek yıllarda istikrar içinde bir Suriye'nin çok hızlı büyüyeceğini vurgulayarak şöyle devam etti: "Suriye yeniden yapılandıkça, güvenlik şartları iyileştikçe, altyapısı ve sosyoekonomik ortamı iyileştikçe Suriyeli kardeşlerimiz daha fazla gönüllü olarak döneceklerdir. Aslında bu süreç Türkiye'nin Barış Pınarı, Zeytin Dalı harekatlarıyla oluşturduğu güvenli bölgelerle zaten başlamıştı. O tarihten bu yana 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimiz ülkelerine geri döndüler. Bu süreç 8 Aralık'tan sonra hızlandı, 8 Aralık'tan bugüne Suriye'ye gönüllü geri dönüş yapanlar 273 bini aşmış durumda. Önümüzdeki yaz dönemi, okulların kapanmasıyla yine Suriye'deki gelişmelerle bu sayı hızla artacaktır diye bekliyoruz." Yılmaz, Suriyelilerin göç ettiği Ürdün ve Lübnan gibi ülkelerden de geri dönüşlerinin hızlandığını anlattı. Açılışı gerçekleştirilen Gönüllü Geri Dönüş Destek Merkez Binası'nda, Suriye'ye gönüllü geri dönüş süreci hakkında bilgi almak isteyen, hazırlık aşamasında olan ya da dönüş sonrası destek talebinde bulunanların bilgi alabileceğini ifade eden Yılmaz, "Merkezde bilgilendirme ve danışmanlıktan hukuki yönlendirmeye, psikososyal destekten dil eğitimlerine, kadınlar, çocuklar ve engelliler gibi hassas gruplara özel hizmetlerden lojistik ve teknik planlamaya, geri dönüş sonrası uyumdan sosyoekonomik güçlendirmeye kadar pek çok başlıkta destekler sunulacak ve yönlendirmeler yapılacaktır." diye konuştu. Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Türk Kızılay Genel Başkanı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz'ın konuşmalarının ardından binanın açılış kurdelesi kesildi. Programa, AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Bünyamin Bozgeyik, Derya Bakbak, Mesut Bozatlı, İrfan Çelikaslan, Mehmet Eyüp Özkeçeci, MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay ve diğer ilgililer katıldı. Yılmaz, programın ardından Şahinbey Millet Camisi'nde cuma namazını kıldı, namaz sonrası Şahinbey Millet Kütüphanesi'ni ziyaret ederek gençlerle sohbet etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.