Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sayburç

gazeteci63.com - Sayburç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sayburç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şanlıurfa’dan Tarih Fışkırıyor Haber

Şanlıurfa’dan Tarih Fışkırıyor

Şanlıurfa'da aralarında UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'nin de bulunduğu 12 kazı alanında Neolitik dönemin sır perdeleri açığa çıkarılmaya çalışılıyor. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji projelerinden biri olarak Şanlıurfa'da 5 yıldır sürdürülen Taş Tepeler Projesi sayesinde yaklaşık 12 bin yıl öncesine dair önemli bulgular gün yüzüne çıkarılıyor. Kentte yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alanda yürütülen proje kapsamında Göbeklitepe, Karahantepe, Çakmaktepe, Sayburç, Ayanlar, Sefertepe, Gürcütepe, Harbetsuvan, Yeni Mahalle, Kurt Tepesi, Mendik ve Yoğunburç kazı alanlarında kapsamlı arkeolojik çalışmalar yürütülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda, İngiltere, Almanya ve Japonya'dan da 36 profesörün öncülüğünde 219 akademisyen kazı alanlarında insanlık tarihini aydınlatmak için ter döküyor. Neolitik dönem insanlarının ritüellerinin yanı sıra günlük yaşam, geçim stratejileri, evcilleştirme süreçleri, mimari seviyeleri ve üretim teknolojileri gibi pek çok unsur ayrıntılı biçimde ortaya çıkarılıyor. Göbeklitepe'nin şu anda yıllık 1 milyona yaklaşan yerli ve yabancı misafir sayısının diğer 11 kazı alanının da ziyaretçi kabulüne başlamasıyla ciddi oranda artması bekleniyor. "İnsanlık tarihine katkısı büyük" Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, yıllardır Neolitik dönemin izlerini, uluslararası ölçekte akademisyenlerin desteğiyle sürdürdüklerini söyledi. Proje kapsamında yürütülen çalışmaların dünya çapında ilgililer tarafından titizlikle takip edildiğini belirten Karul, insanlık tarihinin aydınlatılmasına yönelik önemli keşiflere imza atıldığını dile getirdi. Türkiye'nin projeyle arkeoloji alanındaki uluslararası işbirliği kapasitesinin ciddi manada güçlendirildiğini anlatan Karul, şunları kaydetti: "Proje uluslararası ölçekte çok uyum içerisinde çalışma yürütülebildiğinin önemli bir göstergesi oldu. Projeyi yürüttüğümüz bölgenin insanlık tarihine yaptığı katkısının ne denli önemli olduğunu ortaya koydu. İnsanın yerleşik yaşama başladığı, üretici yaşama geçtiği dönemde çevresiyle kurduğu ilişkinin bugün için ne kadar öğretici olabileceğini proje gösterdi. Çok sayıda yerleşmenin aynı anda kazılması ve çok sayıda yapı kalıntısının eş zamanlı açığa çıkarılması Neolitik dönem için son derece etkileyici ve bilgilendiricidir, çok iyi korunmuş yapılar ortaya çıkıyor. Aynı zamanda da birçoğu müzede şimdiden sergilenmeye başlayan eserlerin bulunması müzeyi hem tarih öncesi insana yakınlaştırdı hem de Şanlıurfa'yı arkeoloji meraklılarına yakınlaştırdı."

Sefertepe'de Tarihi Süs Eşyaları Haber

Sefertepe'de Tarihi Süs Eşyaları

Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Sefertepe'de ortaya çıkarılan malzemeler, 10 bin 500 yıl önce yaşamış toplulukların süs eşyası üretimindeki ustalığını gözler önüne seriyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen "Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" kapsamında gerçekleştirilen kazıların bu yılki kısmının tamamlandığını belirtti. Güldoğan, bu yıl yapılan kazılarda süs ve takı eşyalarına yönelik oldukça zengin bir dönem geçirdiklerini, eserlerin yaklaşık 10 bin 500 yıl öncesine tarihlendiğini, çok sayıda boncuk ve insan betimlemeli idole (heykelcik) ulaştıklarını söyledi. Çift yüzlü insan betimli heykel Sefertepe'de gün yüzüne çıkarılan boncuklar arasında Karahantepe ve Sayburç'ta bilinen çift yüzlü insan betimli örneklerin küçük bir versiyonunun yer aldığını dile getiren Güldoğan, bu buluntuların aynı kültürel geleneğin devamı niteliğinde olduğunu kaydetti. Bu figürlerin Taş Tepeler bölgesinin ortak sembol repertuvarının parçası olduğunu vurgulayan Güldoğan, ayrıca Dicle Havzası'nda bilinen kakma boncuk tiplerinin de bu yıl Sefertepe'de ortaya çıkarıldığını açıkladı. Güldoğan, kazılar sırasında bir taşa kazınmış bir yavru domuz betimlemesiyle de karşılaştıklarını, bu tür çizimlerin dönemin insanının dış dünyayla olan ilişkilerini yansıttığını söyledi. Sert cisimler kum ve suyla şekillendirilmiş Emre Güldoğan, eserlerde kullanılan kireç taşının yüzey kabuğu kırıldıktan sonra kolay işlenebildiğini, buna karşın boncuklarda kullanılan yeşim, labradorit gibi egzotik taşların çok daha yüksek beceri gerektirdiğini ifade etti. Boncuk ve idollerin üretim tekniklerinin dönemin ustalığını anlamaya imkan tanıdığını belirten Güldoğan, şöyle konuştu: "Kireç taşı formasyon olarak dışı çok sert olmasına karşın ilk üst kabuğu kırıldıktan sonra işlemesi kolay bir malzeme fakat diğer malzemelerle ilgili olarak söyleyebileceğimiz, günümüzde aslında çok ince aletlerle ve metalin kullanılmasıyla düşüneceğimiz maddeler fakat bahsettiğimiz dönemde bunlar yok. En tanımlı söyleyebileceğimiz delik açmalarında kum, su kesinlikle kullanılıyor, betimlenmeleri sırasında kayaç olarak da kendisinden yani o kullanılan ham maddeden daha sert bir kayacın kullanılmış olma ihtimali yüksek. (Yaylı) Matkap gibi basit tipte bir mekanizmayı döndürerek delik açmaya yarayacak aletlerin kullanıldığını benzer kazılardaki örneklerden de söylemek mümkün."

Bakan Ersoy'dan Urfa Paylaşımı Haber

Bakan Ersoy'dan Urfa Paylaşımı

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Taş Tepeler Projesi'nde bu sezon ortaya çıkarılan yeni bulgular, Neolitik Dönem'e dair bilimsel çerçeveyi daha da genişletiyor." ifadesini kullandı. Bakan Ersoy, Şanlıurfa'da Göbeklitepe ve çevresindeki 11 arkeolojik alandan oluşan ve Neolitik Dönem'de insanların günlük yaşamıyla inançlarına dair önemli bilgiler sunan Taş Tepeler Projesi'ne ilişkin NSosyal hesabından paylaşımda bulundu. Göbeklitepe'deki adak heykeli, Sayburç'taki ağzı dikili yüz tasviri ve Sefertepe'deki farklı üsluplarla işlenmiş kabartmaların bölgedeki yaşamın ritüellerine ve sembolik dünyasına dair ipuçları sunduğunu belirten Ersoy, bölgedeki bilimsel yolculuğun, kazı ekiplerinin özverili çalışmaları, akademik paydaşların katkıları ve tüm kurumların güçlü desteğiyle kararlılıkla ilerlediğini vurguladı. Bakan Ersoy, "Taş Tepeler Projesi'nde bu sezon ortaya çıkarılan yeni bulgular, Neolitik Dönem'e dair bilimsel çerçeveyi daha da genişletiyor." değerlendirmesinde bulundu. Projeye verdikleri destekten dolayı Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar'a teşekkür eden Ersoy, şunları kaydetti: "Şanlıurfa'mızı önce ülkemiz turizminde ardından da dünya turizminde hak ettiği yere ulaştıracağız. Taş Tepeler, Anadolu'nun 12 bin yıl önceki dünyasını benzersiz ayrıntılarla görünür kılmaya devam edecek."

10 Bin Yıllık İnsan Kabartması Haber

10 Bin Yıllık İnsan Kabartması

Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Sefertepe'de ortaya çıkarılan iki insan yüzü kabartması, neolitik dönemde bölgesel üslup farklılıklarını ve sanatsal çeşitliliği gözler önüne seriyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, AA muhabirine, kazıların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen "Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi. Bu yılki kazılarda dört bloktan oluşan kireç taşının ön yüzeyinde yüksek ve alçak kabartma teknikleriyle işlenmiş, yüz hatları son derece belirgin iki insan yüzü kabartması bulduklarını hatırlatan Güldoğan, eserlerin yaklaşık 10 bin 500 yıl öncesine tarihlendiğini ifade etti. "Betimlenen yüzlerin, etrafı blok taşlarla çevrili bir yapının parçası olduğunu belirledik" Bu figürlerin neolitik döneme ait sanat anlayışı hakkında yeni ipuçları sunduğunu dile getiren Güldoğan, "Her ikisi de kuzey yönüne dönük olarak betimlenen yüzlerin, özel bir alanı sınırlayan şekilde etrafı blok taşlarla çevrili bir yapının parçası olduğunu belirledik." dedi. Güldoğan, eserlere ilişkin şu bilgileri verdi: "Göbeklitepe, Karahantepe ve Sayburç'ta gördüğümüz insan tiplerinden biraz daha farklı özellikler gösteren iki insan yüzüyle karşılaştık. Bunlardan bir tanesi alçak kabartma, diğeri yüksek kabartma tekniğiyle yapılmış olup üslup olarak da farklılıklar gözükmekte. Özellikle yüksek kabartma olanın gözbebekleri, göz çevresi, kaş kemeri, burun ve ağzı özenle işlenmiş. Alçak kabartma olan örnekte ise gözler sanki kapalı gibi. Ağız kısmı, bizim Karahantepe'den bildiğimiz o dolgun dudaklı formdan burun ve diğer özellikleri itibarıyla farklılıklar gösteriyor. Yüksek kabartma olan betimde kulaklar çok net bir biçimde karşımıza çıktı. Bir baş tam olarak betimlenmiş." Sefertepe'deki bu figürleri Göbeklitepe ve Karahantepe'deki örneklerden ayıran özelliklerin bulunduğuna dikkati çeken Güldoğan, en önemli farkın göz, kulak ve burun detaylarına verilen önem olduğunu vurguladı. Güldoğan, bu figürlerin neolitik döneme ait sanatsal çeşitliliği ve bölgesel üslup farklarını ortaya koyması açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Kabartmaların yer aldığı dört bloktan oluşan platformun alana özel olarak inşa edildiğine dikkati çeken Güldoğan, platformun çevresinde ana kaya üzerine açılmış çukurların ve belirli bir yapının da bulunduğunu sözlerine ekledi.

3 Boyutlu Heykeller Sergilenecek Haber

3 Boyutlu Heykeller Sergilenecek

Kültür ve Turizm Bakanlığınca Şanlıurfa'da yürütülen Taş Tepeler Projesi kapsamında bu yıl Göbeklitepe ve Karahantepe'de de ortaya çıkarılan, aralarında 3 boyutlu insan heykellerinin bulunduğu 29 eser, 2026'da ilk kez ziyaretçilerle buluşacak. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji projelerinden biri olarak Şanlıurfa'da 5 yıldır sürdürülen Taş Tepeler Projesi, neolitik dönemin yaşamına ve inanç dünyasına ilişkin önemli bulguları gün yüzüne çıkarıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe başta olmak üzere 12 farklı alanda eş zamanlı yürütülen kazılarda bu yıl bulunan eserler, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde özel bir seçkiyle sergilenecek. Proje kapsamında İngiltere, Almanya ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu ülkelerden 36 profesörün öncülüğünde 219 akademisyen çalışmalarını sürdürüyor. Göbeklitepe'den Karahantepe'ye, Sayburç'tan Sefertepe'ye uzanan geniş coğrafyada yürütülen kazılarda bulunan 29 eser, dönemin ritüel anlayışına ışık tutan heykeller, sembolik objeler ve takılardan oluşuyor. Eserler arasında Göbeklitepe ve Karahantepe'de bulunan 3 boyutlu insan heykellerinin yanı sıra leopar heykeli ve o döneme ilişkin takılar bulunuyor. "Bu güzel eserleri özel bir seçkiyle tanıtma fırsatı buluyoruz" Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, yıllardır neolitik dönemin izlerini, uluslararası ölçekte akademisyenlerin desteğiyle sürdürdüklerini söyledi. Proje kapsamında insanlık tarihine önemli katkılar sağlandığını, çok sayıda eserin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Karul, şunları kaydetti: "Bu yıl ortaya çıkarılan eserlerin bir kısmını hızlı bir şekilde sergiye taşımak istedik. Onların hazırlıkları yapıldı. Projenin 5. yılı olduğu için bu güzel eserleri özel bir seçkiyle tanıtma fırsatı buluyoruz. Eserleri seçerken çok zorlandık çünkü çok sayıda eser var, hepsi birbirinden kıymetli. Biz bu seçkiyi şöyle bir mantıkla belirledik, bu senenin önemli buluntu gruplarından birincisi 3 boyutlu insan heykelleridir. Bu eserleri ziyarete açıyoruz. Diğer taraftan takılardan bir seçki yaptık ki onlar da dönemin insanının süslenme ve takı yapma anlayışını bize aktarıyor. Yine küçük boyutlu, sembolik değeri olan eserlerden de bir seçki yaptık. Burada bunları seçerken yapılma biçimleri ve farklı ham maddelerden oluşmaları gibi bazı kriterler belirleyerek, bu yıl bulunan bütün eserlerin içerisinden 29 tanesini büyük bir zorlukla seçtik ve kamuoyuyla paylaşıyoruz."

Köy Müzesi Kurulması Hedefleniyor Haber

Köy Müzesi Kurulması Hedefleniyor

Kültür ve Turizm Bakanlığının "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Erken Neolitik Dönem kazılarının sürdüğü Sayburç'ta, hem binlerce yıllık arkeolojik mirasın korunacağı hem de Şanlıurfa kültürünün yaşatılacağı "köy müzesi" kurulması planlanıyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eylem Özdoğan'ın başkanlığında 2021'de başlatılan kazılar sürüyor. Alanda Neolitik ve Roma dönemlerine ait yapıların yanı sıra 1950'li yıllara ait Şanlıurfa'nın geleneksel kültürünü yansıtan yapılar da ortaya çıkarılıyor. Sayburç'un Neolitik kalıntıların sergileneceği açık hava müzesine dönüştürülmesi hedeflenirken, 1950'li yıllarda inşa edilen birbirine entegre iki taş ev ve bir köy odasının da restore edilerek köy müzesi olarak düzenlenmesi hedefleniyor. Sayburç Kazı Başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, AA muhabirine, bölgeyi ziyarete gelenlerin aynı alanda yapılacak ve Şanlıurfa kültürünü anlatan gündelik eşyaların yer alacağı köy müzesini de gezebileceğini söyledi. Bölgede hem Neolitik hem Roma dönemlerine ait kalıntıların yanı sıra geleneksel kırsal mimariyi bir arada görmenin çok değerli olduğunu ifade eden Özdoğan, "köy müzesi" için çalışmalara başladıklarını dile getirdi. Türkiye'de çok fazla köy müzesinin bulunmadığını anlatan Özdoğan, şunları kaydetti: "Özellikle de kabartmaların hemen yakınında, geleneksel yöntemlerle yapılmış taş binalar ve bir köy odası bulunuyor. Alanın bu kesimi, Roma döneminin de daha iyi korunduğu bir yer. Bizim öncelikli amaçlarımızdan birisi, bu kabartmalı yapıyla beraber buradaki Roma kalıntılarını daha geniş bir alanda görebilmek ayrıca geleneksel köy yaşantısını ve Urfa kültürünü yansıtan bu yapıları restore edip bir köy müzesine dönüştürmektir. Bu amaçla çalışmalarımız devam ediyor." Köy müzesinde gündelik yaşamın izleri sergilenecek Söz konusu müzenin Şanlıurfa kültürü ve köy yaşantısının korunup gelecek kuşaklara aktarılması bakımından önemli olduğuna vurgu yapan Özdoğan, şöyle devam etti: "Burada, sit alanının içerisinde kamulaştırdığımız yapılarda bu dokuyu, yani köy yaşantısını ve mimarisini yansıtan, iyi korunmuş yapılar bulunuyor. Biz bu yapıları restore edip içlerinde köy yaşamını anlatacak bir sergileme yapmak istiyoruz. Bu mekanların içerisine ocakları, yiyecek hazırlama ve depolama araçlarını, gündelik yaşamı yansıtan öğeleri koymak ve evlerin hikayelerini anlatmak istiyoruz. Böylelikle buraya Neolitik yerleşmeyi görmek için gelen insanlar, Urfa kültürüyle de tanışmış, onun özelliklerini daha iyi anlamış olacak."

50 Eser Gün Yüzüne Çıkarıldı Haber

50 Eser Gün Yüzüne Çıkarıldı

Şanlıurfa'da, Kültür ve Turizm Bakanlığının "Taş Tepeler Projesi" kapsamında yürütülen Sayburç kazılarında, neolitik döneme ait 50'den fazla yapı açığa çıkarıldı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eylem Özdoğan'ın başkanlığında 2021'de başlayan kazılarda, Göbeklitepe kültürünü yansıtan yerleşimi gün yüzüne çıkarmaya yönelik çalışmalar sürüyor. Kazılarda, içinde "T" şeklinde dikili taşların yer aldığı yapılarda ocak, platform, seki ve işlik alanları belirlendi. Bugüne kadar 50'nin üzerinde yapı tespit edilirken, bunların büyük kısmının konut niteliğinde olduğu, az sayıda özel kamu yapısı bulunduğu kaydedildi. Sayburç Kazı Başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, AA muhabirine, çalışmaların güney kazı alanında yoğunlaştığını söyledi. Söz konusu bölgede mimarinin zayıf olduğunu belirten Özdoğan, şunları kaydetti: "Sayburç'ta özel kamu yapılarıyla konutları bir arada gördük. Bu hem gündelik yaşama hem de özel yapılardaki etkinliklere dair ayrıntılı bilgiler sunuyor. Konutlarda gündelik yaşamın izleri, beslenmeye dair işlerin evlerde sürdürüldüğünü gösteriyor. Özel yapılarda ise 'T' biçimli dikili taşların sayısı ve sekilerin düzeni farklılık arz ediyor." Konut ve özel yapılarda çalışmaları sürdürdüklerini belirten Özdoğan, şöyle devam etti: "Kazılar sonucu 50'nin üzerinde yapı bulundu. Çoğu konut, daha az sayıda ise özel yapı var. Konutlarda ocak, platform, seki ve işlik alanları gibi gündelik yaşama dair bulgulara rastlıyoruz. Kamu yapılarında ise iç düzenlemeler farklı. 'T' biçimli dikili taşların sayısı ve sekilerin düzeni konutlardan ayrılıyor. Genellikle bir ya da iki özel yapının çevresinde konutlar bulunuyor. Şimdiye kadar 5 özel yapı ortaya çıkarıldı. Bunun dışındakilerin konut olduğunu söyleyebiliriz. 'T' biçimli dikili taşlar hem konutlarda hem de kamu yapılarında yer alıyor. Konutlarda genellikle tek taş bulunurken, özel yapılarda duvar boyunca dizilmiş taşlarla birlikte merkezde bir ya da iki taş görüyoruz." Sayburç, geçiş dönemlerini kesintisiz yansıtıyor Özdoğan, Sayburç'un neolitik dönemin geçiş süreçlerini belgeleyen önemli bir yerleşim olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri verdi: "Neolitik dönemde, yaklaşık 12 bin 600 yıl önce bölgede yoğun bir iskan başladı. Çok sayıda yerleşme kuruldu, bazıları uzun süreli, bazıları kısa süreli oldu. Bunların başında Karahantepe ve Göbeklitepe geliyor. Dönemin farklı evrelerini yansıtan pek çok yerleşme var. Sayburç yaklaşık 300 yıl boyunca kesintisiz kullanılan bir alan. Burada yuvarlak planlı yapılardan dörtgen planlı yapılara geçişi izleyebiliyoruz. Bu da yapım teknikleri ve teknolojideki dönüşümleri anlamamız için önemli veriler sunuyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.