Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sağlık

gazeteci63.com - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Depremde Görevi Bırakıp Kaçmadı Haber

Depremde Görevi Bırakıp Kaçmadı

İstanbul'daki depremler sırasında yenidoğan yoğun bakımda tedavi gören bebeklerin yanından bir an olsun ayrılmayan hemşire Hubeydullah Görmez, "Tabii önceliğimiz yenidoğan sağlığı olduğu için onları koruma içgüdüsü devreye girdi." dedi. İstanbul'daki depremler sırasında yenidoğan yoğun bakımda tedavi gören bebeklerin yanından bir an olsun ayrılmayan hemşire Hubeydullah Görmez, yaşadıklarını anlattı. Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sırasında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım servisinde görevli sağlık personeli, tedavi gören bebeklerin yanından bir an olsun ayrılmadı. Sağlık Bakanlığının sosyal medya hesabından, "Size minnettarız." başlığıyla paylaştığı, deprem anında sağlık personelinin kuvözde tedavi gören bebeklerin yanından ayrılmadığı görüntüler, izleyenlerin yüreklerini ısıttı. Deprem sırasında bebekleri bir an olsun yanından ayrılmayarak koruyan sağlık personelinden yenidoğan yoğun bakım hemşiresi Hubeydullah Görmez, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı. Deprem esnasında herkesin çok korktuğunu ama gerek doktorlar, hemşireler gerekse diğer personelin önceliklerinin bebeklerin sağlığı olduğunu ifade eden Görmez, "Biraz da içgüdüsel olarak insanın aklı yenidoğana gidiyor." dedi. Görmez, "Hemen bebeklere koştuk, onlar iyi mi, herhangi bir ihtiyaçları var mı diye kontrol etmek istedik. Diğer odalardaki ekip arkadaşlarım da aynı şekilde benim yaptığımın aynısını hatta daha fazlasını yapmışlardır. Sonrasında da tahliye planlarını düşünmeye başladık. Zaten hastanemiz de dayanıklı ve sağlam olduğu için onun da gönül rahatlığı vardı. Tabii önceliğimiz yenidoğan sağlığı olduğu için onları koruma içgüdüsü devreye girdi." ifadelerini kullandı. "Sağlık çalışanı, en zor anında insana yardım eden bir mesleğe sahip" Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit de depremin hayatın gerçeği olduğunu belirterek, tekrar yaşanmaması temennisinde bulundu. Deprem gibi afet anlarında hastanelerin önemli yerlerden biri haline geldiğine işaret eden Yiğit, "Çünkü hem içerideki hastaların korunması hem de dışarıdan o anda diğer yerlerde olabilecek sıkıntılarla ya da hastaneye gelecek hastaların kontrol edilmesi, yeni bir düzen içerisinde bunlara bakılması, gerçekten deprem anında önemli." diye konuştu. Yiğit, sağlık çalışanlarının hastaların sağlığı için gösterdiği özveriye dikkati çekerek, şunları söyledi: "Deprem, ayrı bir çalışma sistemini gerektiriyor ama şunu biliyoruz ki sağlık çalışanı, en zor anında insana yardım eden, en sıkıntılı anında onun sıkıntısını dindirmek için çaba sarf eden bir mesleğe sahip. İster hekimler olsun, ebeler, hemşireler, diğer sağlık çalışanları... Tüm sağlık çalışanları, hastasının iyi olması, şifaya kavuşması için elinden gelen her şeyi yapar, en zor anında da bunu yapar. Dün bunu bir kez daha görmüş olduk. Şöyle ki kendi canını ya da o andaki korkusunu bir tarafa bırakarak hastasına bir şey olmaması için hastasını sahiplenmiş, onu korumak için elinden gelen çabayı sarf eden sağlık çalışanlarını gördük." Hastanedeki izolatörler sayesinde tüm tıbbi hizmetler devam etti Yiğit, dünkü depremde Çam ve Sakura Şehir Hastanesinin farklı bir özelliğinin görüldüğüne dikkati çekti. Yeni yapıldığını ve 2 binin üzerinde izolatörle İstanbul'da deprem izolatörü bulunan hastanelerden biri olduğuna işaret eden Yiğit, bu özelliği sayesinde depremin daha az, daha düzenli bir sarsıntı oluşturduğunu belirtti. Yiğit, sözlerini şöyle tamamladı: "Deprem izolatörlü hastaneler demek, deprem anında çalışabilecek hastaneler demek. Biz bunu da test etmiş olduk. Çok büyük bir deprem değildi belki ama orta şiddette bir deprem olmasına rağmen biz bunu da gördük. Deprem anında, depremden sonraki artçı sarsıntılarda buradaki tüm tıbbi hizmetler, hem yatan hastalar için hem ameliyatlar için hem acile gelen hastalar için o anda durmadı, devam etti. Dolayısıyla böyle korunaklı bir hastanenin İstanbul'da olması, İstanbullular için önemli diye düşünüyorum. Bu açıdan da tüm yetkililerimize başta Cumhurbaşkanı'mız olmak üzere tüm İstanbul halkı adına teşekkür ediyorum."

Tedavisi Yoğun Bakımda Sürüyor Haber

Tedavisi Yoğun Bakımda Sürüyor

TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle İstanbul'da hastaneye kaldırıldı. Ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınan Önder'in hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. İstanbul Florence Nightingale Hastanesinden yapılan açıklamada ise Önder'in dün hastanenin acil servisine 22.11 sularında 112 ambulans ekipleri tarafından nabızsız, entübe ve kalp-akciğer masajı eşliğinde getirildiği belirtildi. Acil serviste yaklaşık 10 dakika süren kalp-akciğer masajı sonrası spontan dolaşımın sağlandığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Nabız alınmış, yapılan acil ekokardiyografi sonucunda tip 1 aort disseksiyonu (kalpten çıkan ana aorta, arkus aorta ve inen aortayı içeren tüm aorta katları içerisine kanama) olduğu tespit edilmiştir. Takiben 23.05'te yeniden ritim bozukluğu olup nabız ve dolaşım durmuştur. Kalp masajı yapılarak hastamız acilen ameliyathaneye alınıp saat 23.35'te operasyon başlamıştır. Ameliyatta aort disseksiyonunun sağ koronerden başlayıp tüm aortayı kapsadığı tespit edilmiştir. Sırasıyla sağ koroner damara koroner baypas yapılmış, aort kapağı değiştirilmiş ve tüm aorta boyunca greftleme ve anastomoz işlemleri tamamlanmıştır. Ancak bu kadar büyük bir disseksiyon ve kalbi besleyen sağ koroneri içermesi nedeniyle ameliyattaki tüm operasyon süreçlerinin başarılı olmasına rağmen kalbin sağ yarısı iyi kasılamamakta sol yarısı ise iyi kasılmaktadır. 12 saate yakın süren ameliyat sonrası hastamız Sayın Önder ECMO (kalp dolaşım destek cihazı) eşliğinde yoğun bakım ünitemize alınmıştır. Hayati tehlikesi halen devam etmektedir." Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan Önder'e geçmiş olsun mesajı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda, "TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, acil şifalar diliyorum." ifadelerini kullandı. TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan geçmiş olsun mesajı TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "TBMM Başkanvekilimiz Sırrı Süreyya Önder'e geçirdiği rahatsızlık nedeniyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tedavisi hassasiyetle sürdürülen Sayın Önder'in sağlık durumunu yakından takip ediyor, kendisine acil şifalar diliyorum." ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan, Önder'in tedavi sürecine ilişkin açıklama Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "TBMM Meclis Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e kalpten çıkan ana damarda meydana gelen yırtılma nedeniyle cerrahi müdahale yapılmaktadır. Ameliyat süreci devam etmekte olup durumu yakından takip edilmektedir. Kendisine acil şifalar diliyorum." ifadelerini kullandı. İstanbul Valisi Gül'den Önder'in sağlık durumuna ilişkin açıklama İstanbul Valisi Davut Gül, Önder'in sağlık durumuyla ilgili hastane önünde gazetecilere açıklama yaptı. 112 Acil Sağlık ekiplerine saat 22.10'da ihbar geldiğini belirten Gül, Önder'in saat 22.40 gibi hastaneye getirildiğini ifade etti. Gül, kendilerinin saat 22.50 sularında hastaneye geldiğini kaydederek, "İl Sağlık Müdürümüz, hastane başhekimimiz, rektörümüz, sağlık görevlilerimiz olayın ilk anından itibaren müdahalede bulundular. Şu an biliyorsunuz ameliyatta. Yaklaşık 6-7 saat sürmesi beklenilen bir ameliyata girdi. Sabaha karşı ameliyatın neticesini hocalarımız sizlerle paylaşacak." diye konuştu. Olayın ilk anından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ile diğer devlet büyüklerinin meseleyle yakinen ilgilendiğini aktaran Gül, "Bu aşamadan sonra dua edip ameliyatın sonucunu beklememiz gerekiyor. Sevenlerine, herkese 'geçmiş olsun' diyoruz." ifadelerini kullandı. "Hızlı şekilde müdahale edildi" İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner ise Önder'e hızlı bir şekilde müdahale yapıldığını söyledi. Önder'in şu anda büyük bir ameliyatta olduğunu kaydeden Güner, "Rabbim inşallah şifasını verecektir. Şu anda bekleyip dua etmekten başka bir çaremiz yok." dedi. Demiroğlu Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi de ameliyatın saat 23.30 sularında başladığını ve tüm kardiyoloji ile kalp damar cerrahisi ekiplerinin burada olduğunu dile getirdi. Kalpten çıkan en büyük ana damarın yırtılmasının büyük bir ameliyat gerektirdiğini vurgulayan Çiftçi, "Bizim kalp hastalıkları içerisindeki en büyük ameliyatlarımızdan biri. O yüzden hastamızın hayati tehlikesi halen devam ediyor. Ameliyatı uzun bir ameliyat. 7-8 saat sürecek bir ameliyat." ifadelerini kullandı. DEM Parti'den açıklama DEM Parti basın bürosundan yapılan açıklamada, Önder'in geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu İstanbul'da hastaneye kaldırılarak ameliyata alındığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Aort damarında meydana gelen yırtılma nedeniyle yapılan cerrahi müdahale devam etmektedir. Önder'in durumu ciddiyetini korumaktadır. İl Eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz, parti yöneticilerimiz hastanede süreci yakından takip etmektedir. Eş Genel Başkanlarımız da İstanbul'a gitmek üzere yoldadır. Sağlık Bakanlığı ve İstanbul Valiliği de süreçle yakından ilgilenmektedir. Yaşamı mücadele ve direnişle geçen Önder'in bu badireyi de en kısa sürede atlatacağına inanıyoruz. Önder'in sağlık durumuna ilişkin hastane önüne gelen ve arayan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz." DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da Şişli'deki Florence Nightingale Hastanesi'nde bekleyen gazetecilere açıklama yaptı. Ameliyatın zorlu ve uzun süreceğini bildiklerini belirten Hatimoğulları, "Saatlerdir ameliyatta, ameliyatın uzun süreceğini de biliyoruz. Doktorların bize verdiği bilgi bu. Bu zaman zarfı içinde başta siz değerli basın emekçileri olmak üzere, sağlık emekçileri, doktorlar, ilk müdahaleyi yapan hemşireler ve buraya gelen sayın Vali, telefonla arayan, ilgilenen siyasi parti başkanları, milletvekili arkadaşlarımız ve değerli halkımıza çok teşekkür ediyoruz." diye konuştu. Hatimoğulları, Önder'in sağlık durumu hakkında bilgi aldıkça paylaşacaklarını aktardı. Geçmiş olsun dileklerinde bulunan herkese teşekkür eden Hatimoğulları, "Sırrı Süreyya bugüne kadar çok badire atlattı. İnanıyoruz ki bu badireyi de atlatacak. İnanıyoruz ki bu ameliyattan da sağlıklı bir şekilde çıkacak ve sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirecek. Arayan, soran, ilgilenen herkese teşekkürlerimizi bir kez daha sunuyorum. Sağlığıyla ilgili bilgiler aldıkça, yeni bilgiler aldıkça sizlerle paylaşacağız." ifadelerini kullandı. Önder'in yakınlarının hastanedeki bekleyişi sürüyor Önder'in geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle müdahale için Şişli'deki Florence Nightingale Hastanesi'ne götürülmesinin ardından yakınları ve sevenleri de buraya geldi. Bilgi almak için hastaneye gelenler arasında DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul İl Sağlık Müdürü Abdullah Emre Güner, sanatçı Yavuz Bingöl, milletvekilleri ve bazı partililer yer aldı. Kalpten çıkan ana damarda meydana gelen yırtılma nedeniyle ameliyata alınan Önder'in sağlık durumuyla ilgili bilgi almak isteyen yakınları, hastanenin acil servisine yönlendirildi. Önder'in ameliyatı devam ederken, yakınlarının hastanedeki bekleyişi de sürüyor.

Altılı Aşı Uygulaması Başladı Haber

Altılı Aşı Uygulaması Başladı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı." dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı. Bugün etrafımızda çocuk felci, difteri görmememizin, çiçek hastalığının dünyada artık olmamasının en önemli sebebi aşılar." dedi. Bakan Memişoğlu, Çankaya Çayyolu Eğitim Aile Sağlığı Merkezinde altı bileşenli karma aşının ilk uygulaması dolayısıyla düzenlenen programa katıldı. Geçen hafta Sağlıklı Hayat Akademisi programını başlattıklarını anımsatan Memişoğlu, insanların nasıl besleneceklerini, egzersizlerini ve sağlıklı kalmanın yollarını bu program sayesinde öğrenebileceklerini aktardı. Memişoğlu, gençlere sağlıklı hayat merkezlerine başvurmaları çağrısı yaparak, "Gençler lütfen, sağlıklı hayat merkezlerini ziyaret etsinler. Orada onlara koşu bandından, egzersiz salonlarına, beslenme, diyet uzmanlarından, psikologlara kadar her türlü desteği veriyoruz. Gençlerden özellikle istirhamım Sağlıklı Hayat Merkezlerini ziyaret etmeleridir." diye konuştu. "Altı hastalığa karşı tek bir aşı uygulanacak" Bakan Memişoğlu, "difteri", "boğmaca", "tetanos", "çocuk felci" ve "hemofilus influenza tip B"ye karşı koruma sağlayan beşli karma aşıya "Hepatit B" aşısının da eklediğini belirterek, şöyle devam etti: "Böylece karma aşımız, danışma kurulumuzun önerisi doğrultusunda altı hastalığı koruyacak şekilde programa dahil edildi. Özellikle aşı ile ilgili insanlarımıza şunu ifade etmek istiyorum. Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı. Bugün etrafımızda çocuk felci, difteri görmememizin, çiçek hastalığının dünyada artık olmamasının en önemli sebebi aşılar. Nasıl diyet yapıyorsak, beslenmemize dikkat ediyorsak, koruyuculuğu ön planda tutuyorsak aşılar da bizi bulaşıcı, salgın hastalıklardan koruyan en önemli silahlarımız. Aşılar, çocuklarımızın hastalanmamasını, bulaşıcı hastalıktan etkilenmemesini sağlıyor. Onun için toplumumuzun özellikle aşı programlarına uymalarını, hekimlerimizin, sağlık çalışanlarımızın önerileri doğrultusunda hareket etmelerini bekliyoruz. Sağlık her şeydir. İnsanın mutluluğunun en önemli kaynağı sağlıktır. Sağlığımızı kaybetmeden, sağlığımızı korumayı bilmemiz lazım." "Hastalık değil Sağlık Bakanlığıyız" Türkiye'nin tedavi hizmetleri konusunda dünyaya örnek olabilecek bir hizmet verdiğini vurgulayan Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Özellikle son 22 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye sağlık hizmetleri konusunda dünyaya örnek olabilen bir ülke. Bizim sağlığımızı koruyacak şekilde artık toplumsal olarak da bu işin üstesinden gelmemiz lazım. Sadece sağlıkçılar değil, tüm toplumun sağlıklı kalması için destek vermesi ve çaba harcaması gerekir. Maalesef hala üç insanımızdan biri sigara kullanıyor. Dört insanımızdan birisi de aşırı kilolu. Bunlar hepsi bir süre sonra hastalık olarak, sağlıksızlık olarak bize dönüyor. O nedenle sağlığımızın değerini bilelim. Biz, hastalık bakanlığı değiliz, Sağlık Bakanlığız. Öncelikle insanlarımızın sağlıklı kalmasını ve kendilerini korumasını istiyoruz. Aşı da bunların en önemlisi. Bebeklerimize aşılarının zamanında yaptırılmasını, aşı programlarına uyulmasını istiyoruz." Bakan Memişoğlu'nun konuşmasının ardından altı bileşenli karma aşının uygulamasına geçildi. Aşı yapılan bebeklerle ilgilenen Memişoğlu, aileleriyle de bir süre sohbet etti. Memişoğlu, Sivasspor ile Fenerbahçe arasındaki futbol müsabakası öncesinde futbolcuların sahaya "Doğal olan normal doğum" yazılı pankartla çıkmalarının anımsatılması üzerine, "Futbol maçlarına sadece erkekler mi geliyor?" karşılığını verdi.

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı Haber

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tavuk döner nedeniyle yaşanan zehirlenme vakaları nedeniyle denetimleri sıklaştırdıklarına dikkati çekerek "Üreticileri uyarıyorum, çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz." dedi. Yumaklı, Türkiye Şap Enstitüsünü ziyaret ederek burada incelemelerde bulundu. Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, enstitünün, Kovid-19 salgını döneminde TURKOVAC aşısının üretilmesi çalışmalarına destek veren tecrübeli kurumlardan biri olduğuna işaret ederek "Dünyada şap aşısı üreten 7 merkezden birinin bu enstitüsü olduğunu gururla söylemek istiyorum." diye konuştu. Yumaklı, Türkiye'nin 1967'de sadece 12 milyon doz aşı üretebildiğini, 2022'de bu sayının yaklaşık 128 milyon doza yükseldiğini aktararak "Bu yıl bu rakam 200 milyon doza ulaşacak. Dolayısıyla son derece önemli bir aşama katetmiş durumdayız." ifadelerini kullandı. Söz konusu aşıların ihracatında da önemli bir aşama katedildiğini aktaran Yumaklı, "2024'te yaklaşık 11 milyon doz aşı ihracatı yapıldı ve kademe kademe devam ediyor. Özellikle dost ve kardeş ülkelerin çok yoğun talebi var. Dolayısıyla bu enstitünün şap aşısı üretimiyle ilgili kabiliyetini de kapasitesini de arttırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, aşılama kampanyasını 17 Şubat'ta başlattıklarını anımsatarak "13 Nisan itibarıyla sona erecekti ancak araya bayramın girmesi ve diğer unsurlarla birlikte bunu 2 Mayıs'a kadar uzattık. Dolayısıyla bütün çiftçiler ve üreticilerimizin, aşılama kampanyasını yaptırmamış olanların mutlaka ama mutlaka bu süre içerisinde yaptırmalarını istirham ediyoruz." dedi. "Sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın" Yumaklı, Bakanlığının önemli görevlerinden birinin de güvenilir ve kaliteli gıdaya erişim konusunda çalışmalar yapmak olduğuna işaret ederek vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşabilmesi için denetimlerin devam ettiğini bildirdi. En iyi denetçinin vatandaşın kendisi olduğuna dikkati çeken Yumaklı, vatandaşların bu konuda tespit ettiği uygunsuzlukları Bakanlığa bildirmelerini istedi. Yumaklı, son günlerde tavuk döner başta olmak üzere, gıda zehirlenmelerinin yaşandığına dikkati çekerek bu tür hadiselerin olmaması için önden önlem alınması gerektiğini vurguladı. Denetimleri sıklaştırdıklarını ve ekiplerin sahada teyakkuzda olduğunu belirten Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer bir gün bu ürünü satışa sundunuz ve akşama kaldı, bunu ertesi gün kullanamazsınız, yasaktır. Ancak maalesef kar hırsıyla bu, bir sonraki gün çiğ etle beraber pişiriliyor. Bozulmayla ilgili emarelerin, tatla ilgili değişikliklerin elimine edilmesi için farklı türde sosların kullanılması gibi bir alışkanlık son günlerde ortaya çıktı. Bunlarla ilgili denetimlerimizi sıklaştırdık. Bu tür işlere tevessül eden üreticileri uyarıyorum, herhangi bir denetimde bunu tespit ettiğimizde çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla lütfen bu konuda hassasiyet gösterin, sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın." "Fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinlikleri de denetleyeceğiz" Yumaklı, hem sektörel hem de bölge bazlı denetimleri devam ettirdiklerini bildirerek 1 Nisan'da lokanta ve restoran gibi toplu tüketim yerlerinde denetimlerin başladığını söyledi. Valilikler vasıtasıyla yerel yönetimlere uyarıları olacağını belirten Yumaklı, "Özellikle fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinliklerde gıda satış ve tüketim yerlerinin sahip olması gereken hijyen kuralları ile o ürünlerin sunumu ve içeriğine kadar nasıl olması gerektiğiyle ilgili bildirimi kendilerine yapacağız ve ayrıca denetleyeceğiz." diye konuştu. Yumaklı, "yöresel, organik ve ekolojik" tanımlarıyla satılan ve bu şekilde olmadığı tespit edilen ürünlere yönelik de denetimlerin devam ettiğini ifade etti. Denetim sonuçlarına ilişkin de bilgi veren Yumaklı, "1 Nisan'dan itibaren 13 bin 691 gıda kontrolü gerçekleştirdik, bunlarda 224 uygunsuzluk tespit ettik ve 22 milyon lira idari para cezası uyguladık. Halkımızın güvenilir gıdaya ulaşımıyla alakalı hiçbir uygunsuzluğa toleransımız olmayacak, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız." dedi. Üreticilere zirai don uyarısı Yumaklı, iklim değişikliğinin tarıma etkisine işaret ederek kuraklık ve zirai don olaylarıyla çok sık karşılaştıklarını bildirdi. Özellikle 5 gün boyunca ülkenin belli bölgelerinde olumsuz hava koşullarının tarımsal üretimi etkileme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Yumaklı, şunları kaydetti: "Özellikle zirai don, dolu, sel ve taşkın gibi konularda vatandaşlarımızın, üreticilerimizin arkadaşlarımız tarafından yapılan uyarılara riayet etmelerini özellikle kendilerinden istirham ediyoruz. Hem bizim il ve ilçe müdürlüklerimize hem de ALO TARSİM 172 Hattı'na ihbarda bulunmalarını özellikle rica ediyorum. Önemli başka bir husus sigorta konusu. Devletimiz, her türlü olumsuz duruma karşı tarımsal üretimi sigorta altına alacak poliçe bedelinin yüzde 70'ini ödüyor. Çiftçilerimizin, üreticilerimizin bundan sonra çok daha fazla yaşanması muhtemel doğa olaylarından etkilenmemesi için bu sigortayı yaptırmalarını özellikle kendilerinden istirham ediyoruz."

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat Haber

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay Karagüzel, kontrolsüz şeker tüketiminin dokulara zarar verdiğini belirterek, sağlıklı beslenme için şekerli gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Karagüzel, AA muhabirine, Ramazan Bayramı'nda endokrinologlar olarak fazla şeker ve tatlı tüketimi nedeniyle biraz tedirgin olduklarını söyledi. Bayram ziyaretlerinde ilk olarak tatlı, şeker ya da çikolata ikram edildiğini anlatan Karagüzel, "Tüketimi sınırlandırmazsak bu durum kan şekerinin yükselmesine sebep olabiliyor." diye konuştu. Diyabetli çocuklara ekstra dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Karagüzel, şöyle devam etti: "Özellikle çocuk diyabetliyse tüketimi daha sınırlandırmamız gerekiyor. Aslında şekerin ve tatlı gıdaların sağlıklı beslenmede yeri yok. Bu nedenle tüketim çok sınırlı olmalı. Tabii gerçekçi de olmalıyız, şekeri kısıtlamak istesek de tamamen kaldırmak ya da beslenmeden çıkarmak çok da mümkün olmuyor ama kesinlikle sınırlandırmak gerekiyor ki kan şekeri yüksekliğiyle ilişkili komplikasyonlardan kaçınalım." Karagüzel, şeker ve tatlı tüketiminde sınırlamanın önemine dikkati çekerek, "Özellikle diyabet olmayıp da diyabet için riski yüksek olan çocuklarda şeker ya da tatlı tüketimi sınırlandırılmadığında diyabet tablosu daha erken ortaya çıkabiliyor ya da diyabetli çocuklarda bu besinlerin tüketimi sınırlı olmazsa diyabetin en kötü, tehlikeli ve istemediğimiz tablolarından bir tanesi olan diyabetik ketoasidoz ortaya çıkabiliyor." dedi. Diyabetik ketoasidozun ağır bir tablo olduğu için yoğun bakım izlemi gerektirdiğinin altını çizen Karagüzel, şunları kaydetti: "Diyabetik çocuklara eğitim veriyoruz. O eğitimlerde kan şekeri yüksekliğinin nasıl yönetileceği de aslında var. Dolayısıyla Ramazan Bayramı'nda sınırlı tatlı tüketimi yapmazsak daha sık kan şekeri ölçümü ya da sensör kullanan hastalar için sensör verilerinin daha dikkatli ve özenli takibiyle önlem almak gerekiyor. Kan şekerini daha sık kontrol ettiğimizde ona göre gerekirse ek doz insülin yapmak çok önemli." "Çikolatanın şeker içeriğinin yanı sıra yağ içeriği de yüksek" Su tüketiminin de çok önemli olduğunu belirten Karagüzel, "Yeterince su tüketimini özendirmek gerekiyor. Tabii ki hareketlilik çok önemli. Bayramda aynı zamanda tatil de olduğundan parklarda, açık havada fiziksel aktivite yaparak geçirilen zaman arttırılabilir." diye konuştu. Karagüzel, sağlıklı beslenmenin her kesim için önemine işaret ederek, "Bütün çocuklar ve bireyler için aslında sağlıklı beslenmede fazla şekerli, tatlı gıda tüketiminin yeri yok. Bunlardan kaçınmalıyız, sınırlandırmalıyız. Tamamen yasaklamak ya da tamamen çıkarmak çok mümkün olmuyor, hepimiz bunun farkındayız ama sınırlandırmak sağlıklı yaşam için önemli." ifadelerini kullandı. Çikolatada şekerin yanı sıra yağ içeriğinin de yüksek olduğuna dikkati çeken Karagüzel, "O nedenle kan şekeri yükselmesi, genellikle çikolata tüketiminden 3-4 saat sonrasında oluyor. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor." dedi. Karagüzel, kan şekeri yükselmesinin önemli ve çok dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Şekerli gıdaları kontrolsüz tükettiğimizde kan şekeri yüksekliği, dokulara bir çeşit zehir etkisi yapıyor ve onunla ilgili hücresel düzeyde zararlı etkiler ortaya çıkıyor. O nedenle sağlıklı beslenmede mümkün olduğunca şekerli gıdalardan uzak durarak beslenme programınızı ayarlamamız gerekiyor."

Beşiz Bebeklerden Biri Öldü Haber

Beşiz Bebeklerden Biri Öldü

Şanlıurfa'da dünyaya getirdiği beşiz bebeklerden birini kaybeden anne Şemse Felhan, hastanede tedavileri devam eden 4 bebeğini sağlıklı bir şekilde evine götürmek istiyor. Haliliye ilçesinde yaşayan Şemse Felhan (27), gebeliğinin 9. haftasında gittiği Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki kontrollerinde beşiz çocuğa hamile olduğunu öğrendi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Derya Uyan Hendem gözetiminde düzenli takipleri yapılan Şemse Felhan, hamileliğinin 27. haftasında sezaryenle 2'si kız 5 bebek dünyaya getirdi. Hastanedeki yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan bebeklerden erkek olan biri yaşamını kaybetti. "Tek temennim bebeklerimi sağ salim hastaneden çıkarmak" Şemse Felhan, AA muhabirine, hamileliğinin 2. ayında gittiği hastanede beşiz bebeğe hamile olduğunu öğrendiğini ve zorlu bir süreçten geçtiğini söyledi. Doktorların gebeliğin daha güvenli bir şekilde devam etmesi için bebek sayısının azaltılması yönündeki tavsiyelerini kabul etmeyerek 5 çocuğunu da doğurmak istediğini anlatan Felhan, şöyle konuştu: "Derya hoca Allah ondan razı olsun, bu süreçte bana yardımcı oldu. Hastanede her türlü imkan sağladılar. 27. haftalıkken çok şükür bebeklerim doğdu. Bir bebeğim vefat etti, inşallah kalanlar sağ salim kurtulur. Şu anda tek temennim bebeklerimi sağ salim hastaneden çıkarmak. Beşiz çocuğum olacağını duyunca çok şaşırdım ve korktum. Herkes şaşırdı, çünkü nadir bir olay, etrafımızda beşiz yok, duyduğumuz bir durum değil. Eşim de şaşırdı. Diğer çocuklarım hamile olduğumu biliyorlar ama bu kadar bebek doğuracağımı bilmiyorlardı. Biliyorum, anlıyorum zor olacağını ama her zorlukta bir hayır vardır. Allah'ın işi, Allah yardım eder inşallah bize. Şu an bir bebeğim vefat etti, dört tane bebeğim kaldı. Sağ salim onları eve götürmek, onlara bakmak için dualarınızı bekliyorum. Devletimizin desteğini bekliyorum." "İnşallah 4 bebeğimizi sağlıklı olarak taburcu edebiliriz" Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Derya Uyan Hendem de Şemse Felhan ile hamileliğinin 9. haftasında tanıştıklarını söyledi. Kontrollerde Şemse Felhan'ın 5 bebeğe hamile olduğunun anlaşıldığını ve bu durumun çok nadir görülen bir gebelik olduğunu ifade eden Hendem, şunları söyledi: "Hastaya riskleri anlattım. Erken doğum riski yüksek. Anne açısından birtakım riskleri var bu risklerin hepsini paylaştık. Hasta beşiz gebelik olarak devam etmek istedi. Kararını kesin olarak verdikten sonra biz de ona destek olduk, bu yolda birlikte devam ettik. Haftalık veya iki haftalık takiplerle 27. haftaya kadar geldik. 27. haftada acil sezaryene almak zorunda kaldık. Beş bebeğimiz de canlı olarak sezaryenle doğdu. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takipleri yapılıyor. Bebekler çok erken doğdu, en büyüğü 1 kilograma yakındı, bu nedenle de zaten riskleri çok yüksekti ve bir tanesini kaybettik. İnşallah 4 bebeğimizi sağlıklı olarak taburcu edebiliriz. Herkes elinden gelen her şeyi yapıyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.