Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sağlık

gazeteci63.com - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ağız ve Diş Sağlığında Yeni Dönem Haber

Ağız ve Diş Sağlığında Yeni Dönem

Şanlıurfa’da ağız ve diş sağlığı alanında önemli bir adım daha atıldı. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, modern teknolojilerle donatılmış altyapısı ve alanında uzman kadrosuyla implant ve zirkonyum tedavisi hizmeti sunmaya başladı. Yeni başlatılan uygulamalarla birlikte, diş eksikliği yaşayan hastalara daha kalıcı, estetik ve fonksiyonel çözümler sunulması hedefleniyor. Diş hekimliğindeki güncel gelişmeleri yakından takip eden hastane, bu kapsamda hem implant hem de zirkonyum destekli protezlerle vatandaşlara yüksek standartlarda sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyor. Uzman Diş Hekimi Hüseyin Balbay, temmuz ayı itibarıyla implant uygulamalarına başladıklarını belirterek, “İmplant ve estetik diş tedavilerinde önemli bir döneme girdik. İmplant tedavisiyle birlikte zirkonyum uygulamalarını da hastanemizde başarıyla gerçekleştiriyoruz. Daha sağlıklı, doğal ve estetik bir gülüşe sahip olmak isteyen tüm vatandaşlarımızı Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ne bekliyoruz” dedi. İlk implant uygulamasını başarıyla geçiren hastalardan Faruk Balbay ise aldığı hizmetten duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi: “Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ne ve doktorumuz Hüseyin Balbay’a teşekkür ederim. Çok başarılı bir operasyon geçirdim. Şu an sağlıklıyım ve tedavi süreci beklentimin üzerindeydi.” İmplant tedavisi, eksik dişlerin yerine titanyum vidalar yerleştirilerek yapılan sabit protez uygulamalarını kapsıyor. Bu yöntem hem çiğneme fonksiyonlarını geri kazandırmak hem de estetik görünümü yeniden sağlamak açısından en etkili çözümlerden biri olarak öne çıkıyor. Tedavi süreci kişiye özel planlanıyor; hastanın kemik yapısı, genel sağlık durumu ve estetik beklentileri göz önünde bulundurularak uygulanıyor. Zirkonyum uygulamaları ise özellikle ön diş bölgesinde tercih edilen, yüksek dayanıklılığa ve doğal diş görünümüne sahip estetik kaplama yöntemlerinden biri. Metal altyapı içermemesi, ışık geçirgenliği ve diş eti uyumu açısından avantaj sağlayan zirkonyum hem sağlık hem de estetik açısından üst düzey bir alternatif sunuyor. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, implant ve zirkonyum tedavilerini hizmete alarak Şanlıurfa halkına daha ileri düzeyde, kaliteli ve estetik ağız-diş sağlığı hizmeti sunmaya devam ediyor.

510 Bin Kişiye Tedavi Hizmeti Haber

510 Bin Kişiye Tedavi Hizmeti

Şanlıurfa’da 2023 yılında hizmete giren Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, geçen iki yılda sunduğu sağlık hizmetleriyle önemli bir başarıya imza attı. Kurum, bugüne kadar 510 bin kişiye diş tedavisi, Birinci yılını tamamlayan Ameliyathanede 1.960 hastaya ise sedasyon altında toplam 9.533 diş tedavisi uyguladı. Modern tıbbi cihazlarla donatılan hastane, ana binada 52, semt polikliniğinde 18 olmak üzere toplam 70 diş polikliniği ve 2 ameliyathanesiyle tam kapasiteyle hizmet veriyor. Uzman diş hekimlerinden oluşan kadrosuyla bölge halkına nitelikli ağız ve diş sağlığı hizmeti sunan kurum, kısa sürede Şanlıurfa’nın en donanımlı merkezlerinden biri haline geldi. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi, Şanlıurfa ve çevresinde nadir sunulan sedasyon ve genel anestezi altında diş tedavisi hizmetiyle dikkat çekiyor. Özellikle komplikasyonlu ve gömülü diş çekimleri, kanal tedavileri, dolgu işlemleri, diş eti hastalıklarının tedavisi ve protez uygulamaları, hastanede başarıyla gerçekleştiriliyor. Hastane bünyesinde kurulan Modern Diş Protez Laboratuvarı, ileri teknoloji altyapısıyla tedavi süreçlerini hızlandırırken hizmet kalitesini de artırıyor. Öte yandan, hastanede kısa süre içerisinde implant tedavi hizmeti de başlatılacak. Bu hizmetin devreye girmesiyle birlikte, ağız ve diş sağlığı alanındaki hizmet yelpazesi daha da genişlemiş olacak. Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yetkilileri, hastaneye başvuran vatandaşların memnuniyetle ayrılmalarını temel hedef olarak belirlediklerini ifade ederek, bölge halkına en kaliteli sağlık hizmetini sunmak için çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini vurguladı.

Sigara Bırakmada Önemli Destek Haber

Sigara Bırakmada Önemli Destek

İl Sağlık Müdürü Dr. Erhan Berk: “Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz önleyici sağlık hizmetlerinin en güçlü ayağını oluşturuyor.” Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), vatandaşların sigarayı bırakma sürecinde aktif rol üstlenerek bireysel farkındalığı ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını destekliyor. 2025 yılı içinde kent genelinde SHM’lere başvurarak sigarayı bırakmak isteyen 526 kişi profesyonel destek aldı. İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Erhan Berk, Sağlıklı Hayat Merkezlerinin koruyucu ve önleyici sağlık hizmetlerinin önemli bir parçası olduğunu vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın sigarayla mücadeledeki kararlı duruşu ve Sağlık Bakanlığımızın bu yöndeki politikaları çerçevesinde, Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz her yaştan vatandaşımıza sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırmak amacıyla hizmet veriyor. Şanlıurfa’da Eyyübiye, Haliliye 1 Nolu, Haliliye Bamyasuyu, Akçakale ve Viranşehir olmak üzere toplam 5 merkezimiz aktif şekilde faaliyet göstermektedir.” Sigara Bırakma Polikliniği: 25 Günde Sağlıklı Bir Nefes Mümkün Sağlıklı Hayat Merkezleri bünyesinde hizmet veren Sigara Bırakma Poliklinikleri, tütün bağımlılığı ile bilimsel temelli yöntemlerle mücadele ediyor. Alanında eğitimli sağlık personelleri, başvuran bireylerin durumunu değerlendirmek amacıyla nikotin bağımlılık testleri, karbonmonoksit ölçümleri ve detaylı muayeneler gerçekleştiriyor. Ardından kişiye özel tedavi programları oluşturuluyor. Merkezde görev yapan Dr. Cengiz Işık, sürecin nasıl işlediğini şu sözlerle aktardı: “Sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımızı merkezimize bekliyoruz. Öncelikle bağımlılık düzeylerini belirliyor, ardından gerekli testleri ve ölçümleri yapıyoruz. Kişiye özel hazırlanan tedavi planı kapsamında genellikle 25 günlük bir program uyguluyoruz. Bu sürenin sonunda bireylerin bağımlılıklarını geride bırakmaları hedefleniyor. Gerekirse psikolojik destek de sağlıyoruz.” Bir Başarı Hikâyesi: “Yürüyüşüm ve Nefesim Gözle Görülür Şekilde İyileşti” Merkezlerden hizmet alan vatandaşlardan biri olan Adem Acıyan, sigarayı bırakma süreciyle ilgili deneyimini şöyle paylaştı: “15 yıldır sigara içiyorum. Sosyal medyada Sağlık Müdürlüğü’nün projelerini görünce Sağlıklı Hayat Merkezi’ne başvurdum. Hocalarımızla görüştüm, testlerden geçtim ve tedavi sürecine başladım. Şu anda bir haftadır tedavi alıyorum. Nefes alışım ve yürüyüşümde ciddi bir iyileşme var. Bu merkezler, bırakmak isteyenler için büyük bir fırsat.” Sağlıklı Hayat Merkezleri Sadece Sigara Bırakma İçin Değil Sigara bırakma polikliniklerinin yanı sıra SHM’lerde sunulan diğer ücretsiz hizmetler arasında şunlar yer alıyor: • Beslenme danışmanlığı • Fiziksel aktivite danışmanlığı ve egzersiz programları • Psikolojik danışmanlık ve ruh sağlığı desteği • Kanser taramaları ve erken teşhis hizmetleri • Anne-bebek sağlığı eğitimi • Obezite takibi ve kronik hastalık yönetimi Dr. Berk, Sağlıklı Hayat Merkezlerinin halk sağlığını korumaya yönelik güçlü bir yapı olduğunu vurgulayarak, “Hastalıklarla mücadelede erken müdahale kadar, hastalık oluşmadan önceki bilinçlendirme çalışmaları da son derece kıymetlidir. Bu açıdan SHM’lerimiz halkımıza her gün ücretsiz ve ulaşılabilir hizmet sunuyor.” dedi. Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü, sigarayı bırakmak ve sağlıklı yaşama adım atmak isteyen tüm vatandaşları Sağlıklı Hayat Merkezleri’ne başvurmaya davet ediyor.

Hepatit Hastalıklarına Dikkat Çekti Haber

Hepatit Hastalıklarına Dikkat Çekti

Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Betül Kaplan, 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü kapsamında yaptığı açıklamada, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen viral hepatit hastalıklarına dikkat çekti. Dr. Kaplan, hepatit etkenlerinin karaciğerde enfeksiyona neden olduğunu belirterek, en sık görülen türlerin Hepatit A, B ve C olduğunu ifade etti. Özellikle Hepatit B ve C’nin kronikleşmesi durumunda siroz ve karaciğer kanserine yol açabileceğini vurguladı. Hepatit Nasıl Bulaşır? Hepatit virüslerinin kan yoluyla, cinsel temasla ve anneden bebeğe doğum sırasında bulaşabileceğini belirten Dr. Kaplan; steril olmayan ortamlarda yapılan berberlik, dövme gibi işlemlerle ve ortak enjektör kullanımıyla da bulaşın gerçekleşebileceğini söyledi. Belirtiler ve Tanı Hastalığın başlangıcında halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, karın ağrısı, sarılık ve koyu renkli idrar gibi belirtiler görülebileceğini belirten Kaplan, kronikleşen vakalarda ise hastalığın yıllarca belirti vermeden ilerleyebileceğini kaydetti. Tanının ise basit bir kan testi olan ELISA ile konulabildiğini ifade etti. Tedavi Mümkün Mü? Akut Hepatit B’nin çoğu zaman kendiliğinden iyileştiğini belirten Dr. Kaplan, kronikleşen durumlarda ise antiviral tedavilerle hastalığın kontrol altına alınabildiğini aktardı. Hepatit C’de ise yeni nesil ilaçlarla yüksek tedavi başarısı sağlandığını ifade etti. Kimler Risk Altında? Sağlık çalışanları, diyaliz hastaları, çok sayıda cinsel partneri olan bireyler, damar içi madde kullananlar, organ nakli alıcıları ve Hepatit B taşıyıcısı annelerden doğan bebeklerin risk altında olduğu belirtildi. Korunma Yolları Hepatit B’ye karşı en etkili korunma yolunun aşı olduğunu vurgulayan Dr. Kaplan, üç doz halinde uygulanan aşının yeterli antikor gelişimini sağladığında koruyucu olduğunu söyledi. Hepatit C için henüz aşı bulunmadığını hatırlatarak, kişisel eşyaların ortak kullanılmaması ve hijyene dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. “Hepatiti Birlikte Bitirelim” Dr. Betül Kaplan son olarak, “Viral hepatitler tanınabilir, önlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardır. Hepatiti birlikte bitirebiliriz” diyerek, tüm toplumu bilinçli davranmaya davet etti.

Yarın İtibarıyla Zorunlu Olacak Haber

Yarın İtibarıyla Zorunlu Olacak

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından devreye alınan uygulama, tüketicilerin hizmet aldıkları işletmenin denetim geçmişini görmesini sağlıyor. İşletmeler, kendilerine özel oluşturdukları karekodu tüketicinin görebileceği şekilde konumlandırılacak. Tüketicilerin gıda işletmelerinin denetim durumunu takip etmesi amacıyla başlatılan "karekod uygulaması", yarından itibaren satış ve toplu tüketim işletmelerinde zorunlu olarak kullanılacak. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, gıda işletmelerine yönelik karekod uygulaması, Tarım ve Orman Bakanlığınca geçen yıl başlatıldı. Uygulama sayesinde, market, kasap, manav gibi gıda satış yerleri ile restoran, kafe, yemekhane gibi toplu tüketim yerlerinde tüketiciler gıda işletmelerinin denetim geçmişine kolayca ulaşabiliyor. Uygulama, yarın itibarıyla satış ve toplu tüketim yerlerinde zorunlu hale gelecek. Şu ana kadar bu sistemi isteğe bağlı kullanan gıda satış ve toplu tüketim işletmelerinin, kendilerine özel oluşturdukları karekodu, tüketicinin görebileceği yerde bulundurması gerekecek. Tüketiciler uygulamayla karekodu okutacak Tüketiciler de gıda satış ve toplu tüketim yerlerinde bulunacak bu karekodu, mobil cihazlarına indirdikleri "Tarım Cebimde" uygulamasından taratacak. Böylelikle işletmeye ait kayıt/onay numarası, unvan ve adres bilgileri ile burada yapılan son denetim tarihi görülebilecek. Uygulamayla, tüketicilerin güvenilir gıdaya ulaşması, menfaatlerinin korunması ve Bakanlığın gerçekleştirdiği resmi kontrollerin görünürlüğünün artırılması amaçlanıyor. "İşletmeler karekodu ücretsiz oluşturabilecek" Bakanlığa bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitkisel Gıdalar Çalışma Grubu Sorumlusu Çiğdem Kurtar da gıda kontrolleriyle şeffaflık ilkesini benimsediklerini, bu kapsamda resmi kontrol sonuçlarının tüketiciyle paylaşıldığını belirterek, uygulamanın Haziran 2024'te devreye alındığını ve şu ana kadar gönüllülük esaslı kullanıldığını söyledi. Gıda işletmelerini "üretim", "satış" ve "toplu tüketim" olarak ayırdıklarına işaret eden Kurtar, "Üretim işletmelerinde uygulama gönüllü devam ediyor. Market, kasap gibi satış, restoran, kafe gibi toplu tüketim işletmelerinde uygulama zorunlu olacak. İşletmeciler, 'guvenilirgida.tarimorman.gov.tr' adresinden, karekod oluşturma sekmesinden, sadece vergi ve TC kimlik numaraları ile Bakanlığımızdan almış oldukları işletme kayıt numarasını girerek, karekodlarını hiçbir başvuruya gerek duymadan, ücret ödemeden, bürokratik işlem yerine getirmeden, anında 7 gün 24 saat oluşturabilecek." dedi. Kurtar, işletmecilerin, oluşturdukları görseli tüketicilerin görebileceği bir yere asmasının yeterli olacağına dikkati çekerek, görselle karşılaşan tüketicilerin, o işletmenin Bakanlığa kayıtlı ve denetlenen bir işletme olduğunu anlayabileceğini bildirdi. Kurtar, tüketicilerin, karekodu okuttuktan sonra işletmeye dair bir uyumsuzluk tespit etmeleri durumunda "Alo 174 Gıda Hattı"na bildirimde bulunabileceğini söyledi. "Uygulamaya geçmeyen işletmelere para cezası verilecek" Şikayet üzerine ya da Bakanlık olarak yapacakları rutin denetimler sonucunda uygulamaya geçmeyen işletmelere para cezası verileceğini dile getiren Kurtar, şunları kaydetti: "Gıdaların kontrollerinde steril ambalajlara numune alıyor, numuneleri lazer termometre ile kontrol ediyor, ölçümler ve alınan numunelerde DNA düzeyinde denetimler yapıyor, yüksek teknoloji kullanıyoruz. Tüketicilerimizin, 'guvenilirgida.tarimorman.gov.tr' adresimizi ve 'Tarım Cebimde' uygulamamızı, yeni yapacağımız bilgilendirme faaliyetleri için takip etmelerini rica ediyoruz. Unutmayınız ki en iyi denetçi tüketicinin kendisi. Hepimiz sonuç itibarıyla tüketiciyiz. Tüketicilerin, gıdaların güvenilir olduğunu hissetmesi, işletmenin denetlendiğini bilmesi ciddi bir memnuniyet oluşturuyor."

Urfa’da Uzmanlardan Hayati Uyarı Haber

Urfa’da Uzmanlardan Hayati Uyarı

Türkiye genelinde etkili olan aşırı sıcak hava dalgası, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşamı olumsuz etkiliyor. Termometrelerin 45 derecenin üzerine çıktığı Şanlıurfa, sıcaklığın en yüksek ölçüldüğü şehirlerden biri oldu. Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğü sıcaklar konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan değerlendirmelere göre, kentte sıcaklıklar mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyrediyor. Bu doğrultuda Şanlıurfa Valiliği, vatandaşlara dikkatli ve tedbirli olmaları yönünde uyarılarda bulundu. Sıcak havaların sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine karşı Şanlıurfa İl Sağlık Müdürlüğünde görevli Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Akile Karaçin Süleyman, özellikle risk grubundaki bireyler için önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Akile Karaçin Süleyman , yaz aylarında aşırı sıcaklara karşı şu uyarılarda bulundu: “Yaz aylarında görülen aşırı sıcaklıklar; başta yaşlılar, çocuklar, kalp, tansiyon ve şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlığı olan bireyler için ciddi sağlık riskleri oluşturabilir. Bu nedenle güneş çarpması, bayılma, tansiyon düşmesi ve ciddi sıvı kayıpları gibi durumlara karşı dikkatli olunmalıdır.” Dr. Akile Karaçin Süleyman, sıcak havalarda sağlık sorunlarının önüne geçebilmek için şu önerilerde bulundu: • 11.00 ile 16.00 saatleri arasında mecbur kalmadıkça dışarı çıkılmamalı. • Bol su ve sıvı tüketilmeli, susama hissi olmasa dahi sıvı alımı ihmal edilmemeli. • Kafeinli, gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınılmalı. • Hafif, bol ve açık renkli kıyafetler tercih edilmeli. • Uzun süre doğrudan güneş altında kalınmamalı, serin ve gölgeli alanlarda zaman geçirilmelidir. • Yaşlı ve yalnız yaşayan bireyler düzenli olarak kontrol edilmeli, ihtiyaçları takip edilmelidir. Ayrıca sıcak çarpması belirtilerine karşı da uyarılarda bulunan Dr. Akile Karaçin Süleyman, “Güneş altında uzun süre kalan bireylerde halsizlik, baş dönmesi, bulantı, bilinç bulanıklığı gibi şikâyetler ortaya çıkarsa zaman kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi. Uzmanlar, önümüzdeki günlerde etkisini sürdürecek sıcaklıklar nedeniyle vatandaşların hem günlük yaşamlarında hem de açık hava etkinliklerinde daha tedbirli davranmaları gerektiğini hatırlatıyor.

Yorgunluk Şikâyeti Ciddiye Alınmalı Haber

Yorgunluk Şikâyeti Ciddiye Alınmalı

Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Yakup Özer, toplumda sık karşılaşılan geçmeyen yorgunluk şikâyetiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle kan tahlilleri normal çıkan ancak kendini sürekli halsiz ve yorgun hisseden bireylerin, bu durumu hafife almaması gerektiğini vurguladı. Dr. Özer, kronik yorgunluğun sadece yoğun iş temposu ya da mevsim geçişlerine bağlı olmadığını belirterek, bu durumun arkasında bazı sağlık sorunlarının olabileceğine dikkat çekti. En sık karşılaşılan nedenlerin başında kansızlık, B12 ve D vitamini eksiklikleri, tiroit bezinin yavaş çalışması, uyku bozuklukları ve kronik stresin geldiğini ifade etti. Bu tür sağlık problemlerinin sadece enerjiyi düşürmekle kalmadığını, aynı zamanda dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve ruhsal çökkünlük gibi olumsuz etkiler yarattığını belirten Dr. Özer, yorgunluğun iki haftadan uzun sürdüğü durumlarda mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söyledi. Yorgunlukla başa çıkmak için önerilerde de bulunan Dr. Özer, “Kaliteli bir uyku düzeni, dengeli beslenme ve günlük yürüyüş gibi basit ama etkili alışkanlıklarla bu süreç kontrol altına alınabilir. Yorgunluk bazen vücudun bize verdiği bir uyarıdır, bunu görmezden gelmemek gerekir” dedi. Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak vatandaşların sağlığı için her zaman hizmet vermeye devam ettiklerini belirten Dr. Yakup Özer, herkese sağlıklı ve enerjik günler diledi.

Şifa Bulma Aracı Olarak Müzik Haber

Şifa Bulma Aracı Olarak Müzik

Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Ünal Önsüz, müzik terapisinin hastaların kaygı, ağrı ve yorgunluk düzeylerinde anlamlı bir azalma sağladığını belirtti. "Müzik Terapisinin Çeşitli Fiziksel ve Ruhsal Durumlarda Kullanımı ve Radyoterapi Alan Kanser Hastalarında Etkileri" başlıklı derleme makalesinin yazarlarından Dr. Önsüz, sağlık alanında müzik terapisinin etkilerini AA muhabirine anlattı. Önsüz, müzik terapisinin; müziğin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinden yararlanarak, bireyin fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal yönden kendini daha iyi hissetmesini amaçlayan profesyonel bir uygulama olduğunu ifade etti. Bu süreçte terapist ile birey arasında özel bir ilişki kurulduğunu ve bu terapinin bilimsel yöntemlerle yürütüldüğünü dile getiren Önsüz, "Seanslarda doğaçlama, besteleme ya da sadece müzik dinleme gibi farklı teknikler kullanılabiliyor. Kişi isterse bir enstrüman çalabiliyor, şarkı söyleyebiliyor ya da sadece müzik dinleyerek de hissettiklerini paylaşabiliyor." dedi. Dr. Önsüz, müzik terapisinin geleneksel terapilerden en büyük farkının, müziğin sözel olmayan ve evrensel bir iletişim aracı olması ile kişiye kendini ifade etmesi için yeni yollar sunması olduğunu vurguladı. Asıl amacın terapistin rehberliğinde kişinin sağlığını en iyi noktaya taşımak olduğunun altını çizen Önsüz, "Bu yüzden mutlaka eğitimli bir terapist tarafından uygulanması gerekiyor." diye konuştu. Şifa aracı olarak müzik Önsüz, müziğin insanlık tarihi boyunca pek çok kültürde bir iyileşme ve şifa aracı olarak kullanıldığına dikkati çekerek "Türklerde müzikle tedavinin yaklaşık 6 bin yıllık bir geçmişi var. Örneğin İbn-i Sina müziğin ruh ve beden sağlığı üzerindeki etkilerini incelemiş ve özellikle ruhsal hastalıkların tedavisinde müziği kullanmış. Bu da müzik terapisinin ne kadar köklü ve evrensel bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı. Müzik terapisinin günümüzde bilimsel araştırmalar ve eğitim programlarıyla desteklenen hastanelerde, kliniklerde, toplum merkezlerinde uygulanan profesyonel bir sağlık disiplini haline geldiğini vurgulayan Önsüz, "Son yıllarda yapılan nörobilim alanındaki çalışmalar müziğin beyin ve hormonlar üzerindeki olumlu etkilerini net bir şekilde ortaya koymakta." bilgisini paylaştı. Önsüz, müzik terapisinin modern tıpta tamamlayıcı ve bütüncül bir tedavi yöntemi olarak önemli bir yer edindiğini kaydetti. "Müzik terapisi hastaların kaygısı, ağrısı ve yorgunluk düzeyinde anlamlı bir azalma sağlıyor" Radyoterapi sürecinin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan oldukça zorlu bir süreç olduğunu belirten Önsüz, "Hastalar bu dönemde kaygı, ağrı, yorgunluk, yalnızlık, zaman zaman umutsuzluk gibi duygular yaşayabiliyor." dedi. Önsüz, 25-30 seanslık uzun tedavi sürecinin hastaların motivasyon ve tedaviye uyumunu olumsuz etkileyebildiğini anlatarak, "İşte tam bu noktada müzik terapisi devreye giriyor. Müzik hastaların dikkatini olumsuz duygulardan uzaklaştırıyor. Onlara rahatlama ve umut duygusu verebiliyor." diye konuştu. Müzik terapisine eklenen gevşeme egzersizlerinin de stres hormonunu azaltabileceğini dile getiren Önsüz, "Araştırmalar gösteriyor ki, radyoterapi sırasında uygulanan müzik terapisi hastaların kaygısı, ağrısı ve yorgunluk düzeyinde anlamlı bir azalma sağlıyor." ifadesini kullandı. Önsüz, müzik terapisiyle tedavi sürecini daha tolere edilebilir hale getirmenin mümkün olduğu bilgisini verdi. Sevilen müzikler tercih edildiğinde olumlu duygular artıyor Müzik terapisinde hastanın kültürel ve kişisel tercihlerine büyük önem verildiğini söyleyen Önsüz, "Bazı hastalar Uzak Doğu ezgilerini ya da hafif ritimli, sakinleştirici müzikleri tercih edebiliyor. Özellikle ney gibi meditatif etki yaratan enstrümanlar ya da saba makamı gibi huzur veren makamlar kullanılabiliyor." dedi. Önsüz, hastaların kendi seçtiği müziklerin seanslara daha istekli katılmalarını sağladığını da vurguladı. Müzik terapisinde hem aktif hem de reseptif (algısal) yöntemlerden yararlanıldığını belirten Önsüz, "Kişinin kendini daha iyi hissettiği, sevdiği müzikler tercih edildiğinde rahatlama ve olumlu duyguların daha belirgin olduğu yapılan çalışmalarla gösteriliyor." şeklinde konuştu. Önsüz, müzik terapisi alanında Türkiye'de son yıllarda önemli adımlar atıldığını söyleyerek, bazı üniversitelerde merkezler kurulduğuna ve eğitim programları başladığına dikkati çekti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.