Uygulamalarımız appstore googleplay

#Risk

gazeteci63.com - Risk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Risk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Orman Yangınlarında Riskli Dönem Haber

Orman Yangınlarında Riskli Dönem

Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uzmanı Prof. Dr. Şermin Tağıl, orman yangınlarının oluşmasında ve büyümesinde hava koşullarının temel belirleyici faktörlerden olduğunu belirterek, Türkiye'de bu yöndeki riskin giderek arttığını söyledi. Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de geçen yıl 1 Ocak-16 Haziran döneminde 927 orman yangını çıktı, bu yılın aynı döneminde 778 yangın kayıtlara geçti. Aynı dönemler kıyaslandığında yanan orman alanı 2 bin 194 hektardan 687 hektara geriledi. Buna göre orman yangını sayısı yüzde 16, etkilenen alan miktarı yüzde 69 geriledi. Bu sene yaz döneminin başladığı 1 Haziran ila 16 Haziran'da ise 203 orman yangını çıktı, 385 hektar alan zarar gördü. Geçen yıl aynı dönemde ise 311 yangın çıktı, 1773 hektar ormanlık alan etkilendi. Hava koşullarının etkisi Prof. Dr. Şermin Tağıl, AA muhabirine, yangınların oluşmasında ve büyümesinde hava koşullarının temel belirleyici faktörlerden olduğuna dikkati çekti. Tağıl, özellikle 30 derecenin üzerindeki sıcaklıklar, yüzde 20'nin altına düşen nem oranı, uzun süren kuraklıklar ve 11 günü aşan yağışsız dönemin yangın olasılığını ciddi biçimde artırdığını söyledi. Türkiye'nin farklı bölgelerinde etkili olan rüzgar türlerinin de yangının seyrini doğrudan etkilediğine dikkati çeken Tağıl, Karadeniz'de lodos, Akdeniz'de poyraz, Ege'de ise hem lodos hem de poyrazın yangının büyümesine zemin hazırladığını ifade etti. Tağıl, 17 Haziran itibarıyla Avrupa Birliği ülkelerinde yaklaşık 176 bin hektar ormanlık alanın yangınlarla tahrip olduğunu belirterek, bu miktarın son 19 yılın ortalamasının üç katı, geçen yıl aynı dönemde yanan alanın ise iki katından fazla olduğunu söyledi. "En küçük kıvılcım, büyük çaplı yangınlara dönüşebilir" Tağıl, Copernicus Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerine göre, Avrupa genelinde bu yıl şimdiye kadar 955 büyük yangının kaydedildiğini anlattı. "Bu, 2024'teki 629 yangına kıyasla ciddi bir artış." diyen Tağıl, şu bilgileri paylaştı: "Aslında veriler, Avrupa'da yangın sezonunun erken ve yoğun başladığını açıkça gösteriyor. Türkiye'de yangın sezonu, Avrupa kadar erken başlamadı ama riskler giderek artıyor. 17-23 Haziran 2025 haftasına ait yağış, toprak nemi, bağıl nem, arazi örtüsü, yangına hassasiyet verilerinden oluşan yangın hava indeksi anomali haritası, özellikle Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok yüksek yangın tehlikesi gösteriyor. Bu bölgelerdeki kuraklık ve düşük nem koşulları, en küçük kıvılcımın dahi büyük çaplı yangınlara dönüşmesine neden olabilir. Özellikle yangına yüksek derecede duyarlı kızılçam ormanlarının yaygın olduğu Ege ve Akdeniz kıyılarında risk daha da büyük. Haziranın ikinci yarısı ve temmuz ayında mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklıkların neredeyse tüm Türkiye'de etkili olması bekleniyor. Bu da yangınların sıçrama ve yayılma hızını artıracaktır." Tağıl, verilerin Türkiye'de orman yangınları açısından ciddi alarm eşiğine yaklaşıldığını gösterdiği uyarısında bulunarak, "Şu an yangın sayısı Avrupa kadar yüksek olmasa da sıcaklıkların artması, nemin azalması ve kuraklığın sürmesi halinde risk seviyesi hızla yükselecektir. Günlük yangın tehlike haritaları ve sezonluk tahminleri, 2025'in yoğun ve zorlu bir yangın sezonu olacağını gösteriyor. Bu artışın ardında ise iklim değişikliğine bağlı olarak uzayan sıcak sezonlar, kontrolü zorlaşan kırsal alanlar, ormanlara yakın yeni yerleşimler gibi yapısal sorunlar var. Tüm bu faktörler, yangınların daha hızlı yayılmasına ve etkilerinin büyümesine neden oluyor." ifadelerini kullandı.

KOAH Riskini Arttırdığı Açıklandı Haber

KOAH Riskini Arttırdığı Açıklandı

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı, tütün ve tütün ürünlerinin KOAH'ın en yaygın nedeni olduğunu bildirdi. Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nden 20 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Dilektaşlı, KOAH'ın nefes darlığı, öksürük, balgam gibi kalıcı solunumsal yakınmalarla ortaya çıkan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir kronik akciğer hastalığı olduğunu anlattı. Dilektaşlı, hastalığın ileri yaşlarda daha sık görülse de erken yaşlarda başlayabileceğini ve genç bireyleri de etkileyebileceğini, tütünün KOAH'ın en yaygın nedeni olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Yeni veriler gösteriyor ki elektronik sigara kullanımı, KOAH için bir risk faktörüdür. Bunun yanı sıra yoğun şehirleşme nedeniyle artan hava kirliliğine maruziyet, iç ve dış ortamda odun ve kömür gibi fosil yakıtlar ile bitki sapları ve tezek gibi biyokütle yakıtlarının dumanının solunması, KOAH hastalığına neden olan önemli risk faktörleridir. Ayrıca çocukluktan itibaren yaşam koşulları KOAH için bir risk faktörü oluşturuyor. Yetersiz beslenme, çocuklukta geçirilen akciğer enfeksiyonları, iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruziyete bağlı olarak akciğer gelişiminin geri kalması da KOAH'a yol açabilir." KOAH tedavisinde solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçlar kullanıldığı bilgisini veren Dilektaşlı, "Hastalığın seyrinde alevlenmeler yaşanıyor. Alevlenmeler, akciğer fonksiyonlarını kalıcı olarak azaltıyor. Bu nedenle KOAH kontrol programında, mutlaka alevlenmelerin önlenmesi yer almalı. Bunun için de yıllık olarak grip aşıları yapılmalı, hekimin uygun gördüğü sıklıkta zatürre aşıları uygulanmalı." ifadesini kullandı. Dilektaşlı, KOAH tedavisinde en etkili yöntemlerden birinin de akciğer rehabilitasyonu olduğunu vurgulayarak, bu yöntemle kişinin beslenme durumu, günlük yaşam aktiviteleri, kullandığı nefes açıcı ilaçlar, yardımcı solunum cihazları, oksijen desteğinin en iyi şekilde ele alındığını aktardı. BUÜ ile Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nün KOAH'lı bireylere yönelik ortak proje başlattıklarına dikkati çeken Dilektaşlı, şöyle devam etti: "Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde görevli bazı personeller, fakültemizdeki pulmoner rehabilitasyon programında gözlemci olarak bulundu. Fakülte hastanesinde gözetimli pulmoner rehabilitasyon programını tamamlayan hastaları, daha uzun süreli idame program için Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne yönlendirdik. İlk sonuçlarımız, oldukça olumlu seyrediyor. Değerlendirdiğimiz bu yaklaşımdan faydalanan hasta sayısı arttıkça daha büyük kitlelere ulaşacağına inanıyoruz." Dilektaşlı, dünyadaki her 10 yetişkinden birinin KOAH olduğunu, hastaların yüzde 60-80'inin tanı almamış durumda olduğunu da sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.