Uygulamalarımız appstore googleplay

#Recep Tayyip Erdoğan

gazeteci63.com - Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Teknofest 2026’da Şanlıurfa’da Haber

Teknofest 2026’da Şanlıurfa’da

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST'in 30 Eylül-4 Ekim 2026’da Şanlıurfa'da yapılacağını açıkladı. Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi öncülüğünde düzenlenen girişimcilik zirvesi Take Off İstanbul 2025, ikinci gün etkinlikleriyle sürüyor. Etkinlik kapsamında düzenlenen "Girişimcilik Direniştir" paneline katılan Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST'in 30 Eylül-4 Ekim 2026 tarihleri arasında Şanlıurfa'da yapılacağını bildirdi. Şanlıurfa'da TEKNOFEST heyecanı Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, TEKNOFEST'in 30 Eylül-4 Ekim 2026'da kentte gerçekleştirilecek olmasının şehre büyük bir enerji ve motivasyon kazandıracağını belirtti. Valilikten yapılan açıklamaya göre, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST, 2026 yılında Şanlıurfa'da düzenlenecek. Heyecanla karşılanan ve bölgenin ekonomik, sosyal ve turizm potansiyeline önemli katkı sağlaması beklenen festivalin milyonlarca ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Hasan Şıldak, TEKNOFEST'in 2026'da Şanlıurfa'da yapılması kararını veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar'a kent adına teşekkür etti. Festivalin kente hayırlı olması temennisinde bulunan Şıldak, Şanlıurfa'nın teknoloji ve bilim alanında önemli bir ev sahipliğine hazırlanacağını vurguladı. Şıldak, görüşmeleri ve ön hazırlıkları uzun süredir devam eden festival organizasyonunun kentte gerçekleştirilecek olmasının şehre büyük bir enerji ve motivasyon kazandıracağını, her açıdan gelişimine katkı sağlayacağını ifade etti. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar da kentin TEKNOFEST'e ev sahipliği yapacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şanlıurfa'nın tarihsel ve bilimsel birikimine değinen Gülpınar, şunları kaydetti: "Peygamberler şehri, Mezopotamya'nın başkenti ve 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan kadim şehrimiz, tarih boyunca astronominin ve gökyüzü gözlemlerinin merkezi olarak biliniyor. Gökyüzünü ilk okuyanların şehri olan Şanlıurfa'nın, geleceğin teknolojilerini kucaklayacak olan TEKNOFEST'e ev sahipliği yapacak olması bizleri son derece gururlandırıyor. Gökyüzünü ilk okuyanların şehrinde, geleceğin teknolojilerini birlikte karşılamaya hazırız."

Şanlurfa’da Teknofest Heyecanı Haber

Şanlurfa’da Teknofest Heyecanı

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, TEKNOFEST'in 30 Eylül-4 Ekim 2026'da kentte gerçekleştirilecek olmasının şehre büyük bir enerji ve motivasyon kazandıracağını belirtti. Valilikten yapılan açıklamaya göre, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST, 2026 yılında Şanlıurfa'da düzenlenecek. Heyecanla karşılanan ve bölgenin ekonomik, sosyal ve turizm potansiyeline önemli katkı sağlaması beklenen festivalin milyonlarca ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Hasan Şıldak, TEKNOFEST'in 2026'da Şanlıurfa'da yapılması kararını veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar'a kent adına teşekkür etti. Festivalin kente hayırlı olması temennisinde bulunan Şıldak, Şanlıurfa'nın teknoloji ve bilim alanında önemli bir ev sahipliğine hazırlanacağını vurguladı. Şıldak, görüşmeleri ve ön hazırlıkları uzun süredir devam eden festival organizasyonunun kentte gerçekleştirilecek olmasının şehre büyük bir enerji ve motivasyon kazandıracağını, her açıdan gelişimine katkı sağlayacağını ifade etti. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar da kentin TEKNOFEST'e ev sahipliği yapacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şanlıurfa'nın tarihsel ve bilimsel birikimine değinen Gülpınar, şunları kaydetti: "Peygamberler şehri, Mezopotamya'nın başkenti ve 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan kadim şehrimiz, tarih boyunca astronominin ve gökyüzü gözlemlerinin merkezi olarak biliniyor. Gökyüzünü ilk okuyanların şehri olan Şanlıurfa'nın, geleceğin teknolojilerini kucaklayacak olan TEKNOFEST'e ev sahipliği yapacak olması bizleri son derece gururlandırıyor. Gökyüzünü ilk okuyanların şehrinde, geleceğin teknolojilerini birlikte karşılamaya hazırız."

Düşen Uçağın Enkazı Yurda Getirildi Haber

Düşen Uçağın Enkazı Yurda Getirildi

Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen C-130 tipi askeri kargo uçağının enkazının büyük bölümü, oluşturulan özel ekip tarafından tırlarla yurda getirildi. Olayın hemen ardından oluşturulan ve bölgeye gönderilen "kaza kırım ekibi" çalışmalarına devam ediyor. Bölgede yapılan detaylı çalışmaların ardından enkaz parçaları büyük bir hassasiyetle tırlara yüklendi. C-130 tipi askeri kargo uçağı enkazının büyük bölümü, oluşturulan özel ekip tarafından tırlarla yurda getirildi. Enkaz parçalarının Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Kayseri'deki 2. Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü'nde inceleneceği belirtildi. Bu arada uçağın karakutusunun çözümlenmesine de başlandı. Uçak enkazındaki incelemelerin tamamlanması ve karakutunun çözümlenmesinin ardından olayın kesin nedeninin açıklığa kavuşması bekleniyor. Kaza kırım ekibi ise olay yerindeki incelemelerini hafta sonuna kadar sürdürecek. Azerbaycan'ın 8 Kasım Zafer Günü kapsamında uçuş yapan F-16'ların bakım ekibini Türkiye'ye getirmek amacıyla Azerbaycan'dan havalanan ve uçuş ekibi ile birlikte 20 personelin bulunduğu C-130 tipi askeri kargo uçağı 11 Kasım'da Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşmüş, 20 asker şehit olmuştu. Öte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kutuların çözümü ve ilk bulgulara ulaşma süreci en az 2 ay sürer. Ön bulgulara göre kesin olmamakla birlikte ilk kuyruk kopuyor. Daha sonra da 3'e bölünüyor. Bunlar karakutudan çıkacak. Karakutu şu an TUSAŞ tarafından inceleniyor." ifadesini kullanmıştı.

Düşen Uçağın Kara Kutusu Bulundu Haber

Düşen Uçağın Kara Kutusu Bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gürcistan-Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağının kara kutusunun bulunduğunu belirterek, "Şehitlerimizin 19'unun naaşına ulaştık. Son naaşı arama çalışmalarımız sürüyor." dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Konuşmasına, Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri kargo uçağında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet dileyerek başlayan Erdoğan, "Öncelikle millet olarak hepimizin başı sağ olsun. Dün 86 milyonun tamamını hüzne boğan çok acı bir haber aldık. Karabağ Zaferi'nin 5'inci yıl dönümü kutlamaları için Azerbaycan'da bulunan birliğimizi taşıyan C130 tipi askeri kargo uçağımız ülkemize gelmek üzere havalandıktan kısa bir süre sonra Gürcistan-Azerbaycan sınırına yakın Signagi bölgesinde düştü. Elim hadisede maalesef 20 vatan evladını şehit verdik." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "İsimlerini kalbimizin en mutena köşesine yazdığımız uçuş ekibinden Yarbay Gökhan Korkmaz'ı, Binbaşı Nihat İlgen'i, Binbaşı Serdar Uslu'yu, Üsteğmen Cüneyt Kandemir'i, Astsubay Kıdemli Başçavuş Nuri Özcan'ı, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ümit İnce'yi, Astsubay Başçavuş Emrah Kuran'ı, Astsubay Başçavuş Burak Özkan'ı, Astsubay Üstçavuş Emre Altıok'u, Astsubay Üstçavuş Burak İbbiği'i, yolcu ekibinden Üsteğmen Emre Mercan'ı, Astsubay Başçavuş Ramazan Yağız'ı, Astsubay Başçavuş Hamdi Armağan Kaplan'ı, Astsubay Başçavuş İlker Aykut'u, Astsubay Başçavuş Akın Karakuş'u, Astsubay Üstçavuş Berkay Karaca'yı, Astsubay Üstçavuş İlhan Ongan'ı, Astsubay Kıdemli Çavuş Ahmet Yasir Kuyucu'yu, Uzman Çavuş Cem Dolapci'yi ve Uzman Çavuş Emre Sayın'ı rahmetle yad ediyorum. Cenabıallah şehitlerimizin mekanlarını cennet, makamlarını ali eylesin. Yüreklerimizdeki yangını tarif etmek elbette mümkün değil. Gözyaşlarımızı içimize akıtıyor, acımızı kalbimize gömüyoruz. Ancak şunu da biliyoruz; her ne şekilde olursa olsun vatanının, milletinin, devletinin güvenliği için canını vermek hiç şüphesiz fedakarlıkların ve kahramanlıkların en büyüğüdür, en onurlusudur. Dün düşen uçakta şehit olan kahramanlarımız peygamberlikten sonraki en yüksek rütbe olan şehadet makamına erişmişlerdir. Şehitlerimize milletçe ödenmesi imkansız şükran borcumuz bulunuyor. 86 milyonun her bir ferdine, aziz şehitlerimizin kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize sabır ve başsağlığı temenni ediyorum." "Dün gece 46 kişilik kırım inceleme ekibimizin bölgeye intikalini sağladık" Olayın haberini alır almaz Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in yanı sıra İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın muhataplarıyla temas kurduğunu belirten Erdoğan, arama kurtarma çalışmalarının süratle başlatıldığını söyledi. Görüntü almaları için Gürcistan makamlarıyla işbirliği içinde insansız hava araçlarının hemen harekete geçirildiğini bildiren Erdoğan, "Aynı gün akşam saat 17 itibarıyla uçağın enkazına ulaşıldığı bilgisi geldi. Uçağın enkazının bulunduğu alan güvenlik amacıyla kordona alındı. Yine dün gece 46 kişilik kırım inceleme ekibimizin bölgeye intikalini sağladık." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uçağımızın kara kutusu bulunmuş, incelemeler başlatılmıştır. Şehitlerimizin 19'unun naaşına ulaştık. Son naaşımızı arama çalışmalarımız sürüyor. Biz de bu süreçte önce Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ile ardından Gürcistan Başbakanı Kobakhidze ile telefonla görüştük." ifadesini kullandı. "Olayın tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulmasını temin edeceğiz" Türk milletiyle birlikte Azerbaycan ve Gürcistan halklarını da büyük bir üzüntüye gark eden elim olayın tüm yönleriyle araştırıldığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Gürcistan makamları bu süreçte en üst düzeyde gereken kolaylığı ve işbirliğini sergiliyor. Azerbaycanlı kardeşlerimiz de aynı şekilde gerekli her türlü desteği, her türlü katkıyı veriyor. Milletim şundan emin olsun; Türkiye Cumhuriyeti devletiyle birlikte Gürcistan ve Azerbaycan'ın tüm imkanları da kahramanlarımız için seferber edilmiştir. Sahadaki çalışmalar anbean takibimizdedir. Gerekli incelemelerin titizlikle yapılarak, olayın tüm boyutlarıyla aydınlığa kavuşturulmasını temin edeceğiz. Milli Savunma Bakanlığımız ve iletişim Başkanlığımız düzenli bir şekilde kamuoyumuzu bilgilendiriyor, bunu devam ettirecekler. Milletimizden yalanlara, manipülasyonlara ve dezenformasyonlara karşı uyanık olmalarını özellikle rica ediyorum. Bilhassa sosyal medyada kirli siyaset uğruna böyle bir hadiseyi istismar edecek kadar alçalanlara prim vermemelerini istirham ediyorum. Bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Şehitlerimizin yakınlarına, acılı ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerimize, aziz milletimize bir kez daha başımız sağ olsun diyorum. Mesaj yayımlayarak veya telefon ederek acımızı paylaşan, taziyelerini ileten tüm dost ve kardeş ülkelere de buradan teşekkür ediyorum." "Kasım ayı hem partimizde hem de Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasını ihtiva etmektedir." Dava, fikir ve aksiyon adamı, şair Necip Fazıl Kısakürek'in "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan. Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük." dizelerini okuyan Erdoğan, kutlu davaya omuz veren herkese minnet duygularını ifade etti. Toplantının tüm teşkilat, ülke, millet ve demokrasi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Kasım ayı hem partimizde hem de Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasını ihtiva etmektedir. Dönemin gazetelerinin 'Anadolu İhtilali' manşetini attığı 3 Kasım 2002 seçimlerinde Türkiye'yi yönetmek için milletimizden ilk defa icazet aldık. Seçimlerden 15 gün sonra 58'inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini kurarak, ülkeye ve millete hizmet yolculuğumuza başladık. O günden bu yana tam 23 sene geçti. İktidardaki 23 yılımızın her anını, her gününü Allah'a sonsuz hamdolsun hep hizmetlerle, eserlerle, yatırımlarla geçirdik. Çok partili demokrasi tarihimizde hiçbir yönetime nasip olmayan başarılara, milletimizin hayır dualarına ve girdiğimiz tüm seçimlerde büyük desteğine mazhar olduk. 23 yıllık süreçte hiçbir zaman dikensiz bir gül bahçesine girmedik, yürümedik. Nice engelle, nice saldırıyla, nice badireyle, nice ihanetle karşılaştık. Hatırlayın, milletimizin namusumuza emanet ettiği iradeyi gasp etmek isteyenler çıktı. Tahriklerle, komplolarla, iftira ve ithamlarla üzerimize gelenler oldu. Sınır tanımadılar, ilke tanımadılar. Ellerindeki her aracı, her imkanı, her fırsatı bize karşı kullanmaktan asla çekinmediler. Nasıl meyve veren ağaç taşlanırsa, biz de 23 sene boyunca taşlandık. Kimi zaman medya kimi zaman tetikçi kalemler tarafından kimi zaman vesayet odakları kimi zaman terör örgütleri tarafından, kimi zaman çıkarları tehlikeye giren uluslararası güçler tarafından hedef alındık." "Bu değişime birlikte imza attık" Türkiye'nin büyümesini ve güçlenmesini engellemek amacıyla içeride olduğu kadar dışarıda da partisine yönelik büyük tuzaklar kurulduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu tuzaklara düşen arkadaşlarının olduğunu, neyle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, sabırlarını yitirmediklerini, öfkeye kapılmadıklarını, sağduyu ve serinkanlılıklarını bir an olsun kaybetmediklerini söyledi. Milletin engin ferasetiyle oynanan oyunları gördüğünü belirten Erdoğan, milletin kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını, desteğini ve hayır duasını esirgemediğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet etmeyi Ankara'ya sıkışıp kalmak sananların aksine, 23 yıldır ülkenin 81 vilayetine, 86 milyonun her bir ferdine ulaşmanın, oy tercihi ne olursa olsun insanların gönlüne girmenin mücadelesi içinde olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti: "23 yıla o kadar çok sayıda eser sığdırdık ki bunların kahir ekseriyetini artık biz bile hatırlamıyoruz. İcraat ve yatırımlarımızı tek tek saymaya kalksak, buna değil saatler inanın günler bile yetmez. Eser ve hizmet siyasetimizle ülkemizin çehresini değiştirmekle kalmadık, bundan çok daha önemlisi rakiplerimizi dönüştürdük. Yıllarca antidemokratik güçlerin yelkenlerini şişirmesiyle siyaset yapanlar, gönülsüz de olsa en azından zahirde milli iradeyle barışmak, milletin tercihine saygı duymak zorunda kaldı. Millete 'bidon kafalı' diyen, 'göbeğini kaşıyan adam' diyen, 'dağdaki çobanla benim oyum bir olabilir mi' diyen zihniyet, yenile yenile, burunları sürtüle sürtüle Anadolu insanına saygı göstermeyi öğrendi. İmtiyazlıların, mütegallibenin, kerameti kendinden menkul elitlerin, milletin kesesinden geçinen tüfeylilerin saltanatına son verdik. Bunu birlikte başardık. Bu değişime birlikte imza attık. Biliyorum beyefendiler rahatsız olacak. Ama şu gerçeği Türk siyasetinin son çeyrek asırdaki serencamını bilen herkes kabul ve tasdik ediyor. Ana muhalefet partisi dahil rakiplerimiz birçok konuda bizi takip ediyor, bizim siyasetimizi referans alarak politikalarını belirliyor, siyasetin kutup yıldızı olarak işte bu kadroyu, AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı görüyor." "Rakiplerimizin kalite ve kalibresini yükseltebiliyorsak ne mutlu" Erdoğan, ülkenin bekasının garantisi olmasının yanı sıra AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın, demokratik siyasetin mihenk taşı olarak da önemli bir görev ifa ettiğini söyledi. Bugün tartışmasız şekilde Türkiye'de siyasetin rotasını, eksenini, ana omurgasını ve çerçevesini AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın tayin ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Açık söyleyeyim, biz bundan şikayetçi değiliz. Rakiplerimizin kalite ve kalibresini yükseltebiliyorsak ne mutlu bize. En nihayetinde taklitler aslını büyütür, güçlendirir." diye konuştu. Siyasette nezaket dersini almayı unutanların olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti: "Bunların başında da CHP'nin yeni Genel Başkanı geliyor. Geçen haftaki hezeyanları karşısında milletimiz gibi bizim de yüzümüz kızardı. Bu ülkenin ana muhalefeti adına utanç duyduk. Seleflerine kıyasla yeni Genel Başkanın, Türk siyasetinin görüp göreceği en ağzı bozuk, en küfürbaz figürlerden biri olduğu görülüyor. Onu da bu zatın çiğliğine, acemiliğine, zayıf karakterine ve vesayet altında siyasetçilik oynamasına veriyoruz. Biz kendimize ve milletimize saygımız gereği elbette bunların seviyesine inmedik, bundan sonra da inmeyeceğiz. 'Üslubu beyan ayni ile insan' diyor. Bu şahsın geçen hafta bize, yargı mensuplarımıza ve kamu görevlilerimize yönelik kurduğu pespaye cümleleri kendisine aynen iade ediyoruz." AK Parti tecrübesinin, İslam dünyasında da önemli bir referans kaynağı olduğuna işaret eden Erdoğan, Asya'dan Afrika'ya, Balkanlar'dan Orta Doğu'ya birçok yerde AK Parti'nin çok yakından takip edildiğini, hukuk ve demokrasi zemininde yürüttükleri başarılı mücadelenin örnek alındığını söyledi. "Aynı sevda ile millete ve memlekete hizmet için koşturuyoruz" Demokrasi kültürü, devlet yönetme tecrübesi ve güçlü teşkilat yapısıyla AK Parti'nin, yurt dışında da milyonlara yol gösterdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Bugün aynı zamanda dünyada da bir AK Parti gerçeğinden bahsediyoruz. Bundan büyük bir kıvanç duyduğumuzu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu vesileyle tüm il başkanlarımıza ve yönetimlerine, onların şahsında tüm ilçe, belde başkan ve yönetimlerine, gençlik kollarımıza, kadın kollarımıza, partimize ve milletimize yaşattıkları bu başarılardan dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum. Aynı şekilde 23 yıl boyunca şehirlerine aşkla hizmet eden büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanlarımızı, belediye meclis ve il genel meclis üyelerimizi de tebrik ediyor, kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Ebediyete uğurladığımız yol arkadaşlarımıza yüce Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Bundan 23 sene önce hangi niyetlerle, hangi gayeyle siyaset yapıyorsak, bugün de aynı değerlerin rehberliğinde siyaset yapıyoruz. 23 yıl önce hangi ilkeleri savunuyorsak, bugün de aynı prensiplerin izinden gidiyoruz. 23 yıl önce nasıl bir heyecan içindeysek, bugün de aynı heyecanla, aynı aşkla, aynı sevda ile millete ve memlekete hizmet için koşturuyoruz." En küçük rehavete kapılmadan kibre ve tekebbüre meyletmeden, en küçük ihmale mahal vermeden 7 gün 24 saat azimle çalışacaklarının altını çizen Erdoğan, "Teşkilatla ahenk içinde olacak, genel merkez birimlerimizle irtibatımızı her zaman çok sıkı tutacak, kabinedeki arkadaşlarımızla eşgüdüm içinde hareket edeceğiz." dedi. "Milletle bağımızı daha da güçlendireceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, tıpkı genel merkez gibi AK Parti il, ilçe ve belde teşkilatlarının kapısının da tüm vatandaşlara ardına kadar açık olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti: "Aynı şekilde AK Partili belediyeler milletimizin emrinde ve hizmetindedir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren 30 yılı aşkın süredir hep bu hassasiyetle siyaset yaptık, bundan sonra da bu çizgimizi koruyacağız. Milletle bağımızı daha da güçlendireceğiz. Bu salondaki her bir kardeşim milletin emanetini bize, bizim emanetimizi milletimize ulaştırmak adına bu görevlerde bulunuyor. Her biriniz milletin derdini bize, bizim çözümümüzü milletimize anlatmak üzere bu toplantılara katılıyorsunuz. İllerinize döndüğünüzde bu şuurla hareket etmenizi bekliyor, emanetimize, derdimize, gayretimize sahip çıkacağınıza yürekten inanıyorum. Rabbim aşkımızı, şevkimizi, sevdamızı daim eylesin diyorum." Erdoğan, halktan, sokaktan ve vatandaştan kopuk siyaset olmayacağını, bundan ülkeye ve millete hayır gelmeyeceğini belirterek, "Bugüne kadar gözümüzü ve kulağımızı bir an olsun milletten ayırmadık. İktidarda bulunmanın sorumluluğu, rahmetli Erbakan hocamızın o veciz ifadesiyle 'hayra motor, şerre fren' olmayı da gerektirir." diye konuştu. "Fahiş artışlar yapıldığını görüyoruz" Halka hizmet etmenin yanı sıra milletin faydasını gözetmek ve çıkarlarını korumakla da mükellef olduklarını dile getiren Erdoğan, "Hep söylüyorum. Biz aldanan da olmayacağız, aldatan da olmayacağız." dedi. Erdoğan, emlak vergilerindeki artışla ilgili toplumun farklı kesimlerinden çeşitli tepkilerin yükseldiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Bilhassa CHP'li belediyelerin yönettiği şehirlerde arsa ve arazi metrekare birim değerlerinde yüzde 2 bin 500, yüzde 5 bin, hatta bazı bölgelerde yüzde 18 bin 700'lere varan fahiş artışlar yapıldığını görüyoruz. Bu artışlar doğrudan vatandaşımızın omzuna haksız bir yük bindiriyor. Tıpkı 'ucuzlatacağız' dedikleri su ve toplu ulaşım fiyatlarında olduğu gibi, maalesef burada da verdikleri sözlerin hilafına davranıyorlar. Bunun kabul edilebilir olmadığı açıktır. Kantarın topuzunu kaçıran bu artışlara sessiz kalmamız düşünülemez." Daha önceki Merkez Yürütme Kurulu toplantısında bu konuyu detaylı şekilde değerlendirdiklerini anımsatan Erdoğan, "İlgili arkadaşlarımız öncesinde ve sonrasında bir araya geldi, haklı talepleri karşılayacak, ana muhalefetin istismarını engelleyecek formüller üzerinde konuştular. Önümüzdeki günlerde çözüm önerimizi Meclisimizin takdirine sunacağız. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun." diye konuştu. Şehitleri rahmetle yad eden, tüm millete başsağlığı ve şehit ailelerine sabır dileyen Erdoğan, görevi devreden il ve ilçe başkanlarına hizmetleri için teşekkür etti, yeni görev alan başkanlara başarı diledi.

Şanlıurfa’da 29 Ekim Coşkusu Haber

Şanlıurfa’da 29 Ekim Coşkusu

Cumhuriyetin ilanının 102. Yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Şanlıurfa’da da coşkuyla kutlandı. Osmanbey Şehitliğinde Şehitler Anıtına önceki gün çelenk sunumuyla başlayan kutlamalar bugün de Valilikte tebriklerin kabulüyle devam etti. Vali Hasan Şıldak’ın Valilikte tebrikleri kabulünün ardından geçit töreni Cumhuriyet Caddesinde gerçekleştirildi. Vali Hasan Şıldak’ın halkı selamlamasıyla başlayan program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla devam etti. Günün anlamına uygun şiirlerin de okunduğu programda, halk oyunları gösterileri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin mesajı okundu. Programda bir konuşma yapan Vali Hasan Şıldak, “Bugün Cumhuriyetimizin, ulu çınarımızın 102’nci kuruluş yıl dönümünü milletçe, ülke olarak hep birlikte, tek yumruk olarak büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun” dedi. Sözlerini sürdüren Vali Şıldak, “Konuşmamın başında Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve bu topraklar için tarihimiz boyunca kanını dökmüş, şehadet mertebesine ulaşmış bütün şehitlerimizi ve ebediyete uğurladığımız kahraman gazilerimizi rahmetle, şükranla yad ediyorum. Cumhuriyete giden yol çok meşakkatli, çok zorlu, çok badirelerle dolu ama milletimizin eseri olan bu ulu çınarın oluşumu kahramanlıklarla dolu, cesaret ve üstün meziyetlerin, milletimizin hasletlerimizin zuhur ettiği, gün yüzüne çıktığı, bir kez daha tezahür ettiği çok, çok üstün bir başarının hikayesidir. Cumhuriyetimizin kuruluşu her Türk'ün, her çocuğumuzun, her gencimizin, milletimizin her ferdinin hafızasına kazınması gereken büyük bir ders ve gönüllerinde bir sevgi yumağına dönüşmesi gereken bir vatan aşkı olmalıdır. Cumhuriyetimiz ne getirdi diye baktığımızda tam bağımsızlık getirdi. Özgürlük getirdi. Milletimizin tekrar dirilişi olarak bir yapıya kavuşmamızı ve bugüne kadar güçlü bir şekilde ilerlememizi getirdi. Milli birliğimizi oluşturdu. En önemli şeylerden biri de milletçe bir bütün olarak 7'den 77'ye her rengimizle, mozaik gibi olan bu ülkemizde ve Şanlıurfa'mızda, en güzel örnek de Şanlıurfa, huzur içinde, barış içinde, birlik bütünlük içinde yaşamamızı sağladı. Yine en önemli şeylerden biri demokrasiyi getirdi ülkemize. Nasıl elde edildi diye baktığımızda işte şehitlerimizle, gazilerimizle ve vatan kavramıyla şekillenen bir felsefeyle, bir yaklaşımla, ülke sevgisiyle, adanmışlıkla, tarihimizin bize yüklediği misyonla, birikimle ve inançla, iradeyle sapmadan, olduğu gibi görünerek samimi vatan sevdasıyla, rol yaparak değil, fesatlıkla değil, ülke sevgisiyle bugünlere geldik. Şehitlerimizin kanlarıyla, cesaretle, liderlikle ve milletimizin tek yumruk olmasıyla bugünlere geldik. Şimdi değerli vatandaşlarımız, şimdi bu mücadele devam etmiyor mu sanıyoruz? Bu mücadele hep devam edecek. Anadolu coğrafyasında bizim varlığımız inşallah ilelebet devam edecek. Bu mücadele de durmayacak. Hakimiyet için, bu topraklara hükmetmek, burada insanlığa hizmet etmek ve her mazluma el uzatan bir inancın neferleri olarak varlığımızı sürdürmek için, güçlü bir şekilde sürdürebilmek için mücadeleye mecburuz. Güçlü olmanın yolu da gelişmektir, kalkınmaktır. Ülke olarak, millet olarak, şehir olarak ve bireysel olarak elbette ki hepimize sorumluluklar düşmektedir. Bunun için iki önemli husus, altını çizmek istediğim iki önemli nokta var. Birisi elbette ki Büyük Önder'in de ifade ettiği gibi çok çalışmaktır. Herkesin işini en iyi yapmasıdır. Elinden geleni değil, elinden gelenin fazlasını bu ülke için ortaya koymasıdır. İkincisi de yine hepimizin çok iyi bildiği gibi birliğimizin, bütünlüğümüzün hiçbir yara almadan, zedelenmeden vücut bulmasıdır. Şanlıurfa'nın gelişmesi de ülkemizin gelişmesi de bu iki faktörle çok yakından ilişkilidir. Güvenliğimiz, huzurumuz, gençliğimizi geleceğe hazırlamak, eğitim, sanayi, turizm, kültür, her alanda gelişme ve topyekûn kalkınmak için seferberlik ölçüsünde birlik içinde, bütünlük içinde çalışmak durumundayız. Bu çalışmayı da yaparken iyi niyetle, samimiyetle ve Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerinde de ifade bulduğu gibi yeni süreçte, yeni süreci, terörsüz Türkiye sürecini çok iyi okuyarak Cumhuriyetimizin bize yüklediği misyonu çok iyi idrak ederek birlikte başaracağız. Bu vesileyle Cumhuriyet Bayramımız bizler için içimizdeki ülke sevgisini, çalışma arzusunu ve bu ülke için, bu vatan için ne yapabilirim sorusunu tekrar tekrar sormak ve cevap bulmak için iyi bir fırsattır. Tazelenmek, yenilenmek için, güç birliği yapmak için çok iyi bir fırsattır. Ülkemize sevdamızı, vatanımıza borcumuzu hatırlama zamanıdır. Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünü canı gönülden kutluyorum. Her birinizin Cumhuriyet Bayramının coşkuyla, heyecanla, her yıl artan bir gururla ve atalarımıza, büyüklerimize layık olmak sıfatıyla bize nasip olmasını temenni ediyorum” diye söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarına da atıfta bulunan Vali Şıldak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın dün savunma sanayimizin çok önemli bir hamlesini açıklarken yaptığı konuşmalara bazı atıflar yaparak sürdüreceğim. Cumhurbaşkanımız şöyle söylüyor: Hedeflerimize giden yolda önümüze çıkan ve çıkartılan engeller bizi sadece yavaşlatır. Belki biraz geciktirir ama hedefe varmamıza asla mâni olamaz. Ya bir yol bulur ya da bir yol açar, eninde sonunda hedeflediğimiz yere ulaşırız. Risk ve tehditlerin asimetrik biçimde arttığı bu dönemin farkına en erken varan ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Son 23 yılda savunma sanayi, diplomasi ve güvenlik başta olmak üzere attığımız adımlarla Türkiye'yi göz ardı edilemez bir ülke haline getirdik. Mazlumun zalime boyun eğmediği, güçlünün güçsüzü ezmediği adil bir dünya için diplomatik, askeri, siyasi, ticari ve ekonomik tüm imkanlarımızı seferber ettik. En sıkıntılı zamanlarda dostlarımızın yardımına koştuk, kardeşlerimizin yaralarını sardık. Türkiye bize nerede ihtiyaç duyulduysa imkanlarımız ölçüsünde elimizden geleni hiçbir bagaj taşımadan yapmaya gayret ettik. Bununla birlikte muhannete muhtaç olmamak için de kendi teknolojimizi kendimiz üretmeye başladık. Savunma sanayinde devletimizin desteği, özel sektörün dinamizmiyle birleşince hamdolsun son yıllarda büyük bir ivme yakaladık. İHA'larımızla, SİHA'larımızla, son teknolojiye sahip hava, kara ve deniz araçlarımızla destan yazmaya devam ediyoruz. Artık takip eden değil, takip edilen bir devletiz. Türkiye yüzyılına giden yolda dönülmesi gereken kavşakların başında yarım asırlık terör musibetinden ülkemizi kurtarmak geliyor. On binlerce vatan evladını şehit verdiğimiz, ekonomimize 2 trilyon dolar maliyeti olan terör bataklığını inşallah 86 milyon el ele verip hep birlikte kurutacağız. Bu noktada sabırlıyız, samimiyiz, soğukkanlı bir şekilde menzile yürüyoruz. Hedefe yaklaştıkça ülkemizin bu meseleyi çözmesini istemeyen odakların süreci rayından çıkarmaya dönük operasyonlarının artacağının elbette farkındayız. Allah'ın izniyle bu tuzakların hiçbirine düşmeyeceğiz. Her ne bahaneyle, her ne gerekçeyle olursa olsun aramıza nifak sokmak isteyenlere aldanmayacağız. Bizim gayemiz belli, niyetimiz açıktır. Nesillerin heba olmadığı, annelerin ağlamadığı, barışın, kardeşliğin, güvenliğin, huzur ve refahın hüküm sürdüğü bir iklimin bölgemizde hâkim kılınmasıdır istediğimiz. Ortak bir iradeyle inşallah önce terörsüz Türkiye'yi, ardından da terörsüz bölgeyi en kalıcı eserimiz olarak bu ülkenin evlatlarına kazandıracağız diyor ülkemizin başkanı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Ben de bu sözlerle konuşmama son verirken Şanlıurfa'mıza, Peygamberler şehrimize, bu kadim medeniyetlerin beşiği olan Anadolu toprağının en güzide parçası Şanlıurfa'ya şunu seslenmek istiyorum. Elbette ki önümüzde çok yolumuz var ama birbirimizi sevmek, bayrağımıza aşk derecesinde bağlanmak ve birlik bütünlük içinde olmak kaydıyla aşamayacağımız hiçbir engel, ulaşamayacağımız hiçbir hedef yoktur. Cumhuriyet bize bu imkanları sağladı, sağlamaya devam edecek. Bu vesileyle her birinizi ayrı ayrı bayramını kutluyor, saygıyla selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Geçit töreni ile devam eden program hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.

500 Bin Sosyal Konut Yolda Haber

500 Bin Sosyal Konut Yolda

Türkiye'nin her şehrinde inşa edilecek 500 bin sosyal konut projesinin detayları cuma günü açıklanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılmasının beklendiği törende, 2022'de başlatılan "İlk Evim Projesi" kapsamında sosyal konutların inşa edildiği Başakşehir ilçesinin Kayabaşı Mahallesi'nde gerçekleştirilecek. Bakan Murat Kurum'un da katılacağı törene, tüm illerin milletvekilleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri davet edildi. Törende, İlk Evim Projesi kapsamında konutları tamamlanan ailelere anahtar teslimi yapılacak. Yeni yapılacak 500 bin sosyal konut projesinin örnek dairelerinin de bulunduğu bölgedeki törende, inşa edilecek evlerin büyüklüklerine, ödeme durumuna ve kimlerin faydalanacağına yönelik ayrıntılar açıklanacak. Projeyle bir yandan afet riskine karşı güvenli konutlar inşa edilirken diğer yandan vatandaşların 81 ilde uygun koşullarla konuta erişimi sağlanacak. Aynı proje kapsamında İstanbul'daki fahiş kira artışlarını dengelemek, vatandaşların konuta erişimini kolaylaştırmak için TOKİ eliyle ilk kez kiralık sosyal konut uygulaması da hayata geçirilecek. Piyasa rayiç bedelinin yarısına kiraya verilecek bu konutlardan, belirlenen kriterlere uygun vatandaşlar faydalanabilecek. Türkiye'nin 81 ilinde toplam 500 bin sosyal konutun inşa edileceği projede, şehit yakını ve gazilere, emeklilere, gençlere, en az 3 çocuğu olan ailelere kontenjan ayrılması planlanıyor.

Kaya “Biz Bu Gençliğe Güveniyoruz” Haber

Kaya “Biz Bu Gençliğe Güveniyoruz”

"Gençlerimiz, bu ülkenin geleceğine ve istikbaline, Recep Tayyip Erdoğan'ı 2028 seçimlerinde yeniden başkan seçtirerek yeniden sahip çıkacak, biz bu gençliğe güveniyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, "Gençlerimiz, bu ülkenin geleceğine ve istikbaline, Recep Tayyip Erdoğan'ı 2028 seçimlerinde yeniden başkan seçtirerek yeniden sahip çıkacak, biz bu gençliğe güveniyoruz." dedi. Kaya, İbrahim Tatlıses Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Gençlik Buluşması" programında yaptığı konuşmada, kentte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Partisinin gençlere ve geleceğe büyük önem verdiğini ifade eden Kaya, teşkilatın her kademesinde gençlerin aktif ve etkin rol aldığını belirtti. Gençlere güvendiklerini anlatan Kaya, şunları söyledi: "Bu ülkenin gençleri 15 Temmuz'da hainlerin önünde dik durdu, Allah sizlerden razı olsun. Ülkemiz uğruna şehit düşmüş tüm gençlerimizden Allah razı olsun. Onların emanetine sahip çıkmak için önemli bir görevdi. Türkiye'nin 81 ilindeki gençlerimizle birlik ve beraberliğimize kardeşliğimize sahip çıkacağız. Ana muhalefet partisine de sesleniyoruz, bu ülkenin gençleri demokratik yolla, milletin helal oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanına gece gündüz hakaret edilmesine en güçlü cevabı sandıkta verecek. Gençlerimiz, bu ülkenin geleceğine ve istikbaline, Recep Tayyip Erdoğan'ı 2028 seçimlerinde yeniden başkan seçtirerek yeniden sahip çıkacak, biz bu gençliğe güveniyoruz. Ak gençlik yeri geliyor, küresel vicdanı tehdit ediyor. Filistinlilerin hakkını savunuyor. Yeri geliyor Somali'deki mazlumlara el uzatıyor. Yeri geliyor mazlum insanlara el uzatıyor. Biz bu ülkenin geleceğine ve gençliğine sonsuz güveniyoruz." İbrahim Tatlıses telefonla bağlandı Kaya, programın düzenlendiği merkeze adı verilen sanatçı İbrahim Tatlıses'i de program esnasında telefonla aradı. Telefonla programın yapıldığı alana seslenen Tatlıses, gençlerle konuşmaktan büyük keyif aldığını, hemşehrilerine ve ülkesinin gençliğine güvendiğini ifade etti. Kaya, daha sonra gençlerin sorularını yanıtladı. Programın ardından Kaya, 30 Nisan 2024'te İsrail polisi tarafından Filistin'de vurularak öldürülen 34 yaşındaki Hasan Saklanan'ın Eyyübiye ilçesindeki ailesini ziyaret ederek, başsağlığı diledi.

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı Haber

Görev Süresi 3 Yıl Daha Uzatıldı

Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresinin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilememesinin, milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiği belirtildi. Türkiye'nin Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkati çekilen tezkerede, "Diğer taraftan, Irak'ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye'de PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. " ifadesine yer verildi. Tezkerede, PKK/PYD-YPG'nin, Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddettiği, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı vurgulandı. Tezkerede, "Diğer taraftan, Suriye'de mevcut yönetimin beklenti ve gereksinimi doğrultusunda ülkenin terörle mücadele imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi, ülkedeki kimyasal silahların yerlerinin tespiti ve imhası süreçlerinde de ulusal çabalara eşlik eden uluslararası çalışmaların desteklenmesi ihtiyacı bulunmaktadır." denildi. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü bozmaya, istikrar ve güvenlik tesisi çabalarını sekteye uğratmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye'nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye'deki istikrarın tesisine dair çabaların pekiştirilmesinin milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği belirtildi. Tezkerede, şunlar kaydedildi: "Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı Kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye'nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır. Bu mülahazalarla, Türkiye'nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye'deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye'nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler karşısında Türkiye'nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 17.10.2023 tarihli ve 1395 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile uzatılan iznin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım." Görüşmelerden Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin, istikrarın yalnızca silahla değil, diyalog ve işbirliğiyle sağlanabileceğini belirtti. Tezkerenin süresinin 3 yıl olmasını eleştiren Şahin, "Bizim TBMM geleneğinde böyle bir şey yoktu. TBMM'yi çalıştırmak çok mu zor ki siz 2 yıllık, 3 yıllık tezkereleri buradan çıkarıyorsunuz? Oysa tezkerelerde aslolan her yıl Parlamentoda yenilenebilecek güce iktidarın sahip olduğu gerçeğidir. Sayısal çoğunluğunuz, dilediğiniz gibi bu tezkereleri yılda bir görüşmek suretiyle çıkartabilir." ifadelerini kullandı. Tezkereye destek vereceklerini kaydeden Şahin, "Suriye'de ve Irak'ta Türkiye'ye yönelik bir tehdidin varlığını hepimiz görüyoruz, bu konuda hiçbir tereddüt yok ama yangından mal kaçırır gibi 3 yıllık bir tezkerenin bu parlamentoda görüşülmüş olmasını doğru bulmuyoruz ve iki buçuk yıl sonra Anayasa'ya göre görev süresi tamamlanmış milletvekillerinin bu yönde bir irade kullanması da bir noktada yetki gaspıdır." dedi. İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin sınırlardaki varlığının Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanmasını haklı kıldığını söyledi. Tezkereyi desteklediklerini belirten Ergun, şöyle konuştu: "Dış politika, macera arayışlarından, duygusal reaksiyonlardan ve ideolojik sapmalarından arındırılmış, sadece milli menfaatler ekseninde şekillenmelidir, tezkerelerle talep edilen yetkiler bu büyük ve tarihi vizyonun bir parçası olmalıdır. Bizim 'evet'imiz, terörle mücadeleye destektir ama keyfiliğe, basiretsizliğe, kurumların devre dışı bırakılmasına rıza göstermek değildir. Bizim 'evet'imiz, devletin meşruiyetini, Meclisin iradesini ve hukukun üstünlüğünü koruma iradesidir." MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, tezkereye destek vereceklerini söyledi. Türkiye'nin en uzun güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde terör tehdidinin sürüyor olması ve kalıcı istikrarın henüz tesis edilmemesinin milli güvenlik açısından risk ve tehdit oluşturmaya devam ettiğini kaydeden Aydın, "İçeride olduğu gibi dışarıda da sulhu önceleyen kadim bir siyasi geleneğin mirasçısı olarak Türkiye, komşumuz Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük bir önem atfetmektedir. Öte yandan, Suriye'de PKK-PYD/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu terör örgütleri, Suriye merkezli yönetime entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekte, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesine de engel olmaya çalışmaktadır." dedi. DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Türkiye'nin coğrafyasında huzuru tesis etmenin en doğru yolunun demokratik ve barışçı siyaseti esas almaktan geçtiğini belirtti. Oluç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Orta Doğu'da şiddetin, ölümün değil halkların bir arada eşit ve barışçıl bir yaşamın tarafıyız. Demokratik ve barışçıl yaşamı bu topraklara hakim kılmanın her zamankinden daha güçlü bir şekilde kendisini dayattığını düşünüyoruz. O nedenle, bu anlayışı içermeyen Irak, Suriye tezkeresine 'hayır' oyu vereceğimizi belirtmek istiyorum." CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, 18 yıldır aralıksız yürürlükte olan bir tezkereyi görüşeceklerini belirtti. CHP'nin farklı dönemlerde bu tezkereyi gözden geçirdiğini belirten Tan, geçen 2 tezkereye ise "ret" oyu verdiklerini hatırlattı. Bu tezkereye de "ret" oyu vereceklerini kaydeden Tan, tezkerenin 3 yıllık süreyle çıkarılmasına da tepki gösterdi. Tan, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna katıldıklarını anımsatarak, "Komisyon İmralı'ya gidecekse TSK neden Irak ve Suriye'ye gidecektir? TSK Irak ve Suriye'de ucu açık konuşlandırılmaya devam edecekse Komisyonun Ada'ya gitmesi hangi amacı gütmektedir?" ifadesini kullandı. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay, Türkiye'nin dünyada barışın anahtarı konumuna geldiğini belirterek, Türkiye'nin aynı zamanda insani yardımlar açısından da dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını söyledi. Terör örgütü PKK'nın "Terörsüz Türkiye" süreci kapsamında bir süre önce kendisini feshettiğini açıklayarak, silah bırakma sürecine girdiğini ilan ettiğini anımsatan Oktay, PKK'nın kendisini feshinin söylemden öteye geçerek bir an önce fiiliyata dönüşmesi gerektiğini, bu süreci ilgili kurumların yakından takip ettiğini belirtti. Oktay, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sadece kendi vatandaşlarını değil, aynı zamanda komşu ülkelerdeki sivilleri de korumayı önemli bir insani sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti. Mevcut Şam yönetimi ülkenin toprak bütünlüğünü ve istikrarını sağlamak için yoğun çaba harcadığını belirten Oktay, şunları kaydetti: "Ancak bu ülkede istikrar maalesef tam anlamıyla henüz sağlanamamıştır. Suriye'de devam eden istikrarsızlıkta başta İsrail olmak üzere dış güçlerin bu ülkeye gayrimeşru askeri müdahaleleri de önemli bir rol oynamaktadır. PKK'nın Suriye kolu olan PYD, YPG, SDG son on yıldır iç kargaşadan yararlanarak ve yabancı güçlerin de desteğiyle Suriye'nin yaklaşık üçte 1'ini kontrol altında tutmaya devam etmektedir. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin tarım açısından en verimli topraklarını, su kaynaklarını ve bu ülkenin hidrokarbon ve yer altı kaynaklarını içermekte olması bu terör unsurlarının neden buralarda faaliyet gösterdiklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır, tabii bu terör unsurlarını destekleyenlerin de aynı zamanda. SDG işgalindeki bölgenin Suriye'nin kuzey ve doğu hatlarında, gayrimeşru bir silahlı unsurun Şam Hükümetinin yönetimi dışında fiili kontrol sağlıyor olması gerek Suriye gerek ülkemiz açısından ciddi bir endişe kaynağıdır. Geçmiş dönemde sınır harekatlarını gerçekleştiren bir ülke olarak bugün benzeri tehditlere duyarsız kalmamız düşünülemez. PYD, YPG, SDG'nin Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı, ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddetmekle ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı görülmektedir." CHP'nin kendi iç sorunlarına hapsolduğu için dış politikadaki gelişmeleri takip etmekte zorlandığını ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine, bir başka eleştiri vardı gün içinde, Türkiye'yi süt dökmüş kedi gibi tanımlamaya çalıştı bir hatibimiz. Türkiye, özellikle dış politikada süt dökmüş kedi gibi değil, kükremiş aslan gibidir. Eğer dışarıda süt dökmüş kedi ve ağlayanları, onları arıyorsanız da CHP'ye bakmanız yeterli. O, biz değiliz. Bizler bir şeye karar verdiğimizde o konuda ne herhangi bir yabancı büyükelçinin kapılarında görüş almak için bekleriz ne de herhangi bir yerden izin isteriz, gerektiği zaman gerekeni yaparız, bu kadar net." Genel Kurulda, CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin doğrudan gündeme alınması önergesi reddedildi. TBMM Başkanvekili Celal Adan, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.