Uygulamalarımız appstore googleplay

#Prof. Dr. Mehmet Önal

gazeteci63.com - Prof. Dr. Mehmet Önal haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Mehmet Önal haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Harran'da Yeni Tarihi Bulgular Haber

Harran'da Yeni Tarihi Bulgular

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri'nde baklava dilimi desenli tarihi ekmek kalıbı ortaya çıkarıldı. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, Şanlıurfa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında ören yerindeki arkeolojik kazı çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Dünya tarihinde Harran'ın önemli bir bilim ve yerleşim merkezi olarak ön plana çıktığını ifade eden Önal, yaklaşık 800 yıl önce Moğol istilası sırasında tarihi kentin yağmalanıp yıkıldığını hatırlattı. Önal, Harran Ulu Camisi'nin kuzeyinde yer alan kalıntılarda tarihi aydınlatacak çok sayıda eserle karşılaştıklarını anlattı. Buluntuların gerekli bilimsel çalışmaların ardından ziyaretçilerin beğenisine sunulmasının planlandığını aktaran Önal, antik kaynaklardan bölgede 5 medrese olduğunu bildiklerini ve bunlardan ilkindeki kazı çalışmalarında büyük aşama kaydettiklerini ifade etti. "Baklava dilimi desenli" Tarih boyunca ekmeğin insan hayatında yeri olduğuna değinen Önal, günümüzde de ekmek ve türevlerinin yapımında çeşitli kalıpların kullanıldığını söyledi. Harran Medresesi bölümü kazılarında ekmek kalıbı bulduklarını ifade eden Önal, yaklaşık 40 santimetre çapındaki bulgunun sağlam olarak ele geçirilmesinin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Süslemeli olan tarihi eserin o dönem yapan kişinin de imzasını ve sanat anlayışını ortaya koyduğunu belirten Önal, şunları kaydetti: "Bilimin, matematiğin, astronominin, geometrinin, tıbbın, felsefenin ve teolojinin eğitiminin verildiği bu medreselerin tarihte önemli bir yeri vardır. Bu yıl medrese kazımızda tonozlu odaların bulunduğu yerde tandırlar ele geçti. Bu tandırların yanı başında eserimizi bulduk. Pişmiş topraktan yapılmış üzerine sanki baklava dilimi desenleri kazınmış bu eserin ekmek kalıbı olarak kullanıldığını tespit ettik. Günümüzden 800 yıl önce yapılmış bir ekmek kalıbı olmalı. Mühür şeklinde de ifade edilse de kalıp daha doğru ifade olur. Ekmeğe biçim vermek, güvenli olduğunu belirtmek ve daha iyi pişmesini sağlamak için ekmek kalıpları tarih boyunca kullanılmıştır. Pompei'de de dilimli kalıp desenli, hatta sahibinin adının yazıldığı pişmiş ekmekler bulundu. İlk defa buğdayın toprakla buluşturulduğu belirtilen Harran'da da bu baklava desenli ekmek kalıbının bulunması ekmek kültürünün zarifliğini göstermesi açısından önemlidir. Anılan bezeme günümüz Urfa pidesindeki 'kabartma pide' desenine benzemektedir. Çeşitli bezemeleri olan ekmek kalıpları günümüzde de ekmekçilikte ve pastacılıkla yaygın olarak kullanılmaktadır."

50 Derece Sıcakta Tarihi Arıyorlar Haber

50 Derece Sıcakta Tarihi Arıyorlar

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri'nde kazı ekibi, toz ve kavurucu sıcağa rağmen tarihin izlerini gün yüzüne çıkarmak için çalışıyor. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, valilik ve belediyenin işbirliğiyle ören yeri kazılarını yürüttüklerini söyledi. Tarih kaynaklarında bölgede 5 medrese olduğunun bilindiğini anlatan Önal, medreselere ait yapıların ortaya çıkarıldığını dile getirdi. Harran Ören Yeri kazılarının her mevsim sürdüğünü aktaran Prof. Dr. Önal, "Harran arkeoloji kazı ekibimiz, bu yıl Harran Medresesi'nin tonozlu odalarında çalışma yapıyor. Odaların içerisindeki toz toprak kazılarak dışarıya alınıyor. Sadece arkeolojik kazı yapmıyoruz aynı zamanda restoratörlerimiz bu mimariye müdahale ediyor, restorasyonunu, konservasyonunu yapıyor." dedi. Önal, Harran'daki arkeolojik kazıların 12 ay devam ettiğini belirterek "Şu an yazın tam ortasındayız. Sıcaklık 45-50 derece olmasına karşın kazılarımız burada sürüyor. Kazılarımıza sabah erken saat 06.00 gibi başlıyoruz, öğlene kadar devam ediyoruz. İşçilerimiz de Harranlı oldukları için genetik olarak vücutları sıcağa alışmış. Biz arkeologlar da uzun yıllardır arazide çalıştığımız için sıcağa alıştık burada heyecanla sevinçle arkeolojik kazılarımızı devam ettiriyoruz." diye konuştu. "İşin heyecanıyla sıcağı unutup çalışıyoruz" Arkeolog Ezgi Örenler de hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve kazı esnasında sürekli ince bir tozun olmasının işlerini zorlaştırdığını söyledi. Örenler, "Harran'da aşırı sıcakta kazı alanında çalışmaya gayret ediyoruz. Bazen 50 dereceyi de geçiyor. Şu an Şanlıurfa'da klimanın altında bile insanlar bazen duramıyorken şu anda biz sabırla kazı çalışmalarını sürdürüyoruz. Gerçekten çok sabır gerektiren bir iş. Aslında işin heyecanıyla sıcağı unutup çalışıyoruz." değerlendirmesini yaptı. "Bu sıcaklara alışkınız" Harranlı işçilerden Cemal Demir ise sıcaklara alışkın olduğunu dile getirdi. İşlerini severek yaptıklarını dile getiren Demir, "Biz bu sıcaklara alışkınız. 45-50 derece sıcağın altında bu işi hocalarımızla birlikte severek yapıyoruz. 'Har' zaten sıcak demek, Harran ismi de oradan geliyor." ifadelerini kullandı.

Harran'da 9 Asırlık Seramik Bulundu Haber

Harran'da 9 Asırlık Seramik Bulundu

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri'nde, Orta Çağ döneminden kalma yaklaşık 9 asırlık seramik tören kabı ortaya çıkarıldı. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının başlattığı "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında ören yerindeki arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harran'ın dünyanın en eski yerleşim birimlerinden birisi olması dolayısıyla tarih kitaplarında sıkça anlatıldığını aktaran Önal, bu yıl yapılan kazılarda önemli kalıntılara ulaştıklarını ifade etti. Harran Medresesi bölümü kazılarında yaklaşık 9 asırlık lüster (fırınlama) tekniğiyle yapılan seramik tören kabının bulunduğunu aktaran Önal, dönemin bilim merkezi olan medresedeki her bir buluntunun büyük önem taşıdığını söyledi. Kabın yaklaşık 20 santimetre derinliğinde olduğunu belirten Önal, tarihi eserin çevresinin de Arapça yazılarla süslendiğini ve o dönem yapan kişinin de imzasını taşıdığını dile getirdi. İlk defa bütünlüğü bozulmamış kap bulundu Kabın dış yüzeyinin kahverengi, içinin beyaz, yazılarının ise mavi olduğu bilgisini paylaşan Önal, şunları kaydetti: "Harran kazılarında lüster yani fırınlama tekniğiyle yapılan bir kap ilk defa bütün olarak bulundu. Harran Medresesi'nde tören kabı olarak kullanıldığı, uzman meslektaşlarımız tarafından da ifade ediliyor. Seramik yapımının altın çağının olduğu bir dönemde en iyi en üst düzeyde lüster tekniğiyle 3 kez fırınlanarak yapılmış. Bu medresemizin bulunduğu tabakayı Zengiler ve Eyyübiler dönemine, milattan sonra 12. yüzyıla, günümüzden yaklaşık 900 yıl önceye tarihledik. İç kısmında ve dış çevresinde Arapça yazılar var. Kabın orta kısmındaki en büyük mavi renkli yazıda ise 'O, kendisine sürekli bir izzet bağışlanan kimsedir.' geçmektedir."

Harran Kazılarında Yeni Eserler Haber

Harran Kazılarında Yeni Eserler

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan, dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri'ndeki katedral kalıntılarında yapılan kazı çalışmalarında, yapının süslemelerinde kullanılan mozaikler ve vitraylar bulundu. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının başlattığı "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında ören yerindeki arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harran Ulu Camisi'nin 200 metre kuzeyinde yer alan katedral kalıntılarındaki kazılara yoğunlaştıklarını ifade eden Önal, daha önceki kazılarda katedralin duvarlarını, sütun başlıklarını ve kuzey nefinin (ana koridor) büyük kısmını ortaya çıkardıklarını söyledi. Önal, kazılarda katedral mimarisinde ender görülen kuzeye açılan 3 kapıya rastladıklarını belirterek, "Buna artık sıradan bazilikal kilise demiyoruz, onun da bir üstü büyüğü baş kilise olan Harran'ın katedrali diyoruz çünkü 50 metre uzunluğundan daha fazla normal kilise ebadından oldukça büyük. Dolayısıyla bölgenin en büyük katedrallerinden birisi şu an Harran'da ve biz kazı çalışmasını yapıyoruz. Üçüncü nefin mimarisini büyük oranda ortaya çıkardık." diye konuştu. Kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından katedrali restore edeceklerini dile getiren Önal, bir sonraki adımın ise bu alanın çevre düzenlemesi yapılarak ziyarete açılması olduğunu aktardı. "Harran'da Hazreti İbrahim'in bir resminin de olmasını bekliyoruz" Önal, kazı çalışmaları sırasında yeni buluntular elde ettiklerini ve bunların kendilerine yapının mimarisi hakkında bilgi verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Çalışmalarımızda da birkaç tane buluntuya ulaştık, zaten onlar bu alanın mimarisini de bize gösteriyor. Altın yaldızlı cam mozaik tesseraları görüyoruz. Bunlar duvarlarda ve kemerlerde, tonozlarda kullanılmış. Biz düşmüş halde tuğla tonozlarını da bulduk. Dolayısıyla tabandan da mozaik bekliyoruz hatta kutsal semavi dinlerde Hazreti İbrahim ile özdeşleştiği, ata şehri olduğu için Harran'da Hazreti İbrahim'in bir resminin de olmasını bekliyoruz bu mozaiklerden. Yine sanat tarihçi hocalarımıza bu buluntuları gösterdik. Alçı cam şebekesi üzerinde renkli camlar, vitray diye de niteleniyor. Şanlıurfa'daki bu vitraylar bölgenin en eskisi olarak adlandırılıyor çünkü biz kiliseyi buluntulara göre bölgemizdeki erken Bizans kiliseleri olarak adlandırıyoruz. O da 5'inci yüzyıl olmalıdır. Dolayısıyla bölgenin en eski renkli cam örneklerini burada görüyoruz" Camlardan birinin mavi, diğerinin yeşil, ötekinin mor olduğunu dile getiren Önal, "Bunların işlevi özellikle kilise pencerelerinden salonlara giren ışığı renklendirip, dua ederken, İncil okurken oradaki ilahi atmosferi daha da güçlendirmektir." dedi. Önal, çeşitli vaftizlerde kullanılmış veya kutsal su taşınmış cam şişe ile üzeri çeşitli desenlerle süslü cam malzemelerin de gün yüzüne çıkarıldığını söyledi.

11. Yüzyıla Ait Derslik Bulundu Haber

11. Yüzyıla Ait Derslik Bulundu

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden Harran Ören Yeri'nde yürütülen kazılarda 11. yüzyıla ait medresenin derslik bölümü ortaya çıkarıldı. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Harran Üniversitesi, Harran Kaymakamlığı ve Harran Belediyesinin desteğiyle ören yeri kazılarını yürüttüklerini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığının başlattığı Geleceğe Miras Projesi kapsamında bölgede arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Önal, bu dönemde kazı çalışmalarına ören yerindeki medrese, kilise ve höyükte yoğunlaştıklarını ifade etti. Önal, medrese yapısında sürdürdükleri kazılarda yeni yerlere ulaştıklarını anlatarak, "Yaptığımız kazı çalışmalarında medresenin avlusunun batısında yine ders verilen bir mekan ortaya çıktı. Nişleriyle birlikte ve sebil dediğimiz o öğrencilerin sıvı ihtiyacını karşıladığı mekan tamamıyla korunmuş halde ortaya çıktı. Onun yanında, çevresinde tonozlu odalar ve yine taş basamaklı merdivenler ortaya çıkıyor. Kazı yaptıkça medresenin tamamını gün ışığına çıkarmış olacağız." dedi. "İslam döneminin en eski üniversitesi olma özelliği taşıyabilir" Prof. Dr. Mehmet Önal, antik kaynaklardan bölgede 5 medrese olduğunu bildiklerini ve bunlardan ilkinde yaptıkları kazıda medresenin yarısının gün yüzüne çıkarıldığını ifade etti. Önceki yıllarda medresenin koridoru, öğrenci odaları, ders verilen eyvanların gün yüzüne çıkarıldığını, bu yıl da diğer ders verilen odalara ulaştıklarını belirten Önal, şöyle konuştu: "Bu oda bir zamanlar kitapların ve laboratuvar malzemelerinin konulduğu nişlerle birlikte ortaya çıktı. Tabi bu medreseler de bize gösteriyor ki Harran aynı zamanda İslam döneminin en eski üniversitesi olma özelliği de taşıyabilir. Bilimin, matematiğin, astronominin, geometrinin, tıbbın, felsefenin ve teolojinin eğitiminin verildiği bu medreseler İslam döneminin en eski üniversitesini oluşturuyor." "Selçuklu medreselerinden çok farklı" Önel, Harran Ören Yeri'nin önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Harran öyle bir yer ki bulduğumuz, ortaya çıkardığımız her yapı Türkiye'miz için ilk İslam eseri olma özelliğini de gösteriyor, yine plan olarak da baktığınızda Selçuklu medreselerinden çok farklı. Yani bildiğimiz ilk medreseler 11. yüzyıl olarak geçiyor ama onların bile planına benzemiyor. Zaten 9-10. yüzyılda da Battani, Sabit Bin Kurre ve diğer bilim insanlarıyla Harran zirvede. Yani dönemin bilim şehri. Dolayısıyla bunlarla birlikte değerlendirdiğimizde 9-10'uncu yüzyılda da bu eğitim mekanlarının medrese düzeyinde Harran'da olmalıydı ki bu bilim insanları yetişmiş olsun. Yapacağımız kazılar en eski medreselerin bile Harran'da olduğunu bize gösterecektir. Zaten ortaya çıkardığımız mimari de onun olabilirliğini şu an bize tasdik ediyor." Kazı çalışmalarının yapıldığı medreseyi şu an için 11'inci yüzyıla tarihlediklerini ve bu yapının Nizamiye medreselerinden daha eski olduğunu dile getiren Önal, elde edecekleri yeni verilerle medreselerin tarihinin Harran biliminin zirve yaptığı 9-10'uncu yüzyıla kadar gitmesini beklediklerini ifade etti. Önal, kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından medrese kısmını ziyarete açmak istediklerini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.