Uygulamalarımız appstore googleplay

#Kültür Ve Turizm Bakanlığı

gazeteci63.com - Kültür Ve Turizm Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kültür Ve Turizm Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Karahantepe Ziyaretçilerini Bekliyor Haber

Karahantepe Ziyaretçilerini Bekliyor

Neolitik dönemin önemli yerleşimlerinden Karahantepe Ören Yeri, yapımı süren ziyaretçi karşılama merkezi, kazı evi, çatı örtüsü, arkeolojik araştırma merkezi ve yeni gezi güzergahıyla kısa süre içinde yenilenmiş görünümüyle ziyaretçilerini ağırlamaya hazırlanıyor. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji girişimlerinden biri olan Taş Tepeler Projesi kapsamında Şanlıurfa'da beş yıldır yürütülen çalışmalarda, Karahantepe en önemli kazı alanlarından birini oluşturuyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen, neolitik döneme ait "T" biçimli 250'nin üzerinde dikili taşın bulunduğu alanda, insan figürlü üç boyutlu heykellerden hayvan betimlemelerine kadar çok sayıda eser keşfedildi. Şehir merkezine 46 kilometre uzaklıktaki Tek Tek Dağları Milli Parkı’ndaki ören yeri, hem bilimsel araştırmalara hem de ziyaretçi ilgisine paralel olarak hızla geliştiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğinde inşa edilen üç katlı Ziyaretçi Karşılama Merkezinin kaba inşaatı tamamlanma aşamasına geldi. Alandaki eserleri koruyacak büyük ölçekli çatı projesi için de çalışmalar sürüyor. Ören yerini gezmek isteyen ziyaretçilerin alanı daha sistematik bir güzergahla deneyimleyebilmesi için düzenlemeler yapılırken, yapımına başlanan Arkeolojik Araştırma Merkezi içerisinde restorasyon, fotoğraf ve arkeometri laboratuvarları yer alacak. Tüm yatırımların gelecek yıl tamamlanarak, alanın yeni yüzüyle hizmete sunulması hedefleniyor. "Ciddi destek veriliyor" Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, alanın 14 hektarlık geniş bir bölgeye yayıldığını belirtti. Karahantepe'nin giderek artan bir ilgi gördüğünü söyleyen Karul, Göbeklitepe'ye gelen yaklaşık 1 milyon ziyaretçinin üçte birinin, benzer yapıların bulunduğu Karahantepe'yi de görmek istediğini bildiklerini, bu nedenle yatırımların hızlandırıldığını ifade etti. Karul, şunları kaydetti: "Kültür ve Turizm Bakanlığımız, burada yürütülen hem bilimsel çalışmalara hem de altyapı tesislerine ciddi destek veriyor. Karahantepe'de bir araştırma merkezi ve kazı evi inşaatı devam ediyor. Ayrıca alan için koruma örtüsü ve yeni bir karşılama merkezinin yapılması planlanıyor, bu projeler de tamamlanma aşamasında. Bilimsel çalışmalara eşlik eden birçok faaliyet ile plan ve proje, Karahantepe'de eş zamanlı olarak sürdürülüyor." Karul, projelerde emeği geçenlere teşekkür etti.

10 Bin Yıllık İnsan Kabartması Haber

10 Bin Yıllık İnsan Kabartması

Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Sefertepe'de ortaya çıkarılan iki insan yüzü kabartması, neolitik dönemde bölgesel üslup farklılıklarını ve sanatsal çeşitliliği gözler önüne seriyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, AA muhabirine, kazıların Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen "Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" kapsamında gerçekleştirildiğini söyledi. Bu yılki kazılarda dört bloktan oluşan kireç taşının ön yüzeyinde yüksek ve alçak kabartma teknikleriyle işlenmiş, yüz hatları son derece belirgin iki insan yüzü kabartması bulduklarını hatırlatan Güldoğan, eserlerin yaklaşık 10 bin 500 yıl öncesine tarihlendiğini ifade etti. "Betimlenen yüzlerin, etrafı blok taşlarla çevrili bir yapının parçası olduğunu belirledik" Bu figürlerin neolitik döneme ait sanat anlayışı hakkında yeni ipuçları sunduğunu dile getiren Güldoğan, "Her ikisi de kuzey yönüne dönük olarak betimlenen yüzlerin, özel bir alanı sınırlayan şekilde etrafı blok taşlarla çevrili bir yapının parçası olduğunu belirledik." dedi. Güldoğan, eserlere ilişkin şu bilgileri verdi: "Göbeklitepe, Karahantepe ve Sayburç'ta gördüğümüz insan tiplerinden biraz daha farklı özellikler gösteren iki insan yüzüyle karşılaştık. Bunlardan bir tanesi alçak kabartma, diğeri yüksek kabartma tekniğiyle yapılmış olup üslup olarak da farklılıklar gözükmekte. Özellikle yüksek kabartma olanın gözbebekleri, göz çevresi, kaş kemeri, burun ve ağzı özenle işlenmiş. Alçak kabartma olan örnekte ise gözler sanki kapalı gibi. Ağız kısmı, bizim Karahantepe'den bildiğimiz o dolgun dudaklı formdan burun ve diğer özellikleri itibarıyla farklılıklar gösteriyor. Yüksek kabartma olan betimde kulaklar çok net bir biçimde karşımıza çıktı. Bir baş tam olarak betimlenmiş." Sefertepe'deki bu figürleri Göbeklitepe ve Karahantepe'deki örneklerden ayıran özelliklerin bulunduğuna dikkati çeken Güldoğan, en önemli farkın göz, kulak ve burun detaylarına verilen önem olduğunu vurguladı. Güldoğan, bu figürlerin neolitik döneme ait sanatsal çeşitliliği ve bölgesel üslup farklarını ortaya koyması açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Kabartmaların yer aldığı dört bloktan oluşan platformun alana özel olarak inşa edildiğine dikkati çeken Güldoğan, platformun çevresinde ana kaya üzerine açılmış çukurların ve belirli bir yapının da bulunduğunu sözlerine ekledi.

Şanlıurfa’ya Tatilde Ziyaretçi Akını Haber

Şanlıurfa’ya Tatilde Ziyaretçi Akını

Şanlıurfa’nın dünya çapında ün kazanan tarihi mirası Göbeklitepe, dokuz günlük eğitim tatili döneminde ziyaretçi akınına uğradı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre dokuz günlük tatil süresince Göbeklitepe’yi toplam 66 bin 133 kişi ziyaret etti. Kentin diğer önemli kültür durakları Arkeoloji Müzesi ile Haleplibahçe Mozaik Müzesi ise 20 bin 687 ziyaretçiyi ağırladı. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede kentin turizm potansiyelinin her geçen gün daha etkin şekilde değerlendirildiğini vurguladı. Vali Şıldak, Göbeklitepe’nin yanı sıra, Taş Tepeler Projesi kapsamında Karahantepe başta olmak üzere yeni arkeolojik alanların ziyarete açılmasının Şanlıurfa turizmine büyük ivme kazandırdığını belirtti. Vali Şıldak ayrıca; Harran’daki tarihi yapıların restorasyonlarının tamamlanması, Halfeti ve Takoran Vadisi’nin doğal güzelliklerinin turizm rotalarına dahil edilmesi, konaklama kapasitesinin artırılması, yeme içme tesisleri ile gıda üretim alanlarının niteliklerinin geliştirilmesi gibi adımların kentin turizmdeki yükselişini desteklediğini ifade etti. Gastronomi ve müzik başta olmak üzere Urfa kültürünün zengin mirasının turizmle daha etkili şekilde buluşturulmasının önemine dikkat çeken Vali Şıldak, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yapıcı yaklaşımının da sürece önemli katkı sunduğunu belirtti. Vali Şıldak, Şanlıurfa’nın kısa sürede güçlü bir “Marka Şehir” haline geleceğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son yıllardaki güçlü desteklerine de vurgu yapan Vali Şıldak, önümüzdeki dönemde Şanlıurfa’nın bir turizm şehri olarak daha hızlı adımlar atması için tüm paydaşlarla birlikte çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.

Sanatçı Muazzez Abacı Vefat Etti Haber

Sanatçı Muazzez Abacı Vefat Etti

Türk sanat müziği sanatçısı Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti. Geçen ekim ayında kalp rahatsızlığı nedeniyle anjiyo olan ve stent tedavisi uygulanan Abacı'nın vefatını menajeri Taner Budak duyurdu. Budak, sanatçının vefatına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Büyük bir üzüntüyle sanatçımız Muazzez Abacı'yı 78. doğum gününde kaybettik. Sevgisi, güler yüzü ve güzel kalbiyle daima hatırlanacak." ifadelerini kullandı. Kültür ve Turizm Bakanlığından taziye mesajı Kültür ve Turizm Bakanlığının NSosyal hesabından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi: "Türk sanat müziğinin güçlü sesi, usta yorumcu Muazzez Abacı'nın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Sanatıyla gönüllerde silinmez izler bırakan değerli sanatçımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyoruz." Tam adı Hicran Muazzez Abacı olan sanatçı, 12 Kasım 1947'de Ankara'da dünyaya geldi. 1990 yılında yayınladığı "Vurgun" adlı albümüyle satış rekoru kırdı. Birçok televizyon programında yer alan ve yüzlerce konser veren Abacı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1998'de Devlet Sanatçısı ünvanına değer görüldü. Klasik ve çok sesli Türk müziğinin popülerlik kazanmasını sağlayan isimlerden biri olan sanatçı, 1998'de "Sibel" adlı dizide de kendisini canlandırmıştı.

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor Haber

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de kazılar 30 yıldır sürüyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki kırsal Örencik Mahallesi yakınlarında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinden araştırmacılar tarafından 1963'te yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yerinde en somut bulgular, 1986'da tarlasını süren çiftçi Şavak Yıldız'ın bulduğu heykelle ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında 1995'te bölgede kazı çalışmalarına başlandı. Kazılarda neolitik döneme ait, boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar bulundu. Ayrıca 8 ila 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli eserler gün yüzüne çıkarıldı. Bu eserlerle ünü her geçen yıl artan Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO "Dünya Mirası Geçici Listesi"ne alındı, 1 Temmuz 2018'de Bahreyn'de düzenlenen 42'nci Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi. Kısa sürede dünyadaki bilinirliği artan Göbeklitepe, 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesiyle turizmde "altın yılı"nı yaşadı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil olduktan sonra ziyaretçi sayısı artan Göbeklitepe, tatil günlerinde günlük 10 bini aşkın ziyaretçiyi kabul ediyor. "İlgiyi hak edecek tablo var" Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, dünyanın dört bir yanından Göbeklitepe'ye ziyaretçi geldiğini söyledi. Ören yerindeki her eserin ve her yeni bilginin merak uyandırdığını vurgulayan Karul, şöyle devam etti: "Göbeklitepe tarih öncesi dönem için çok elit bir yerdir. 30 yıl önce başlayan kazılarda birçok ilkin görüldüğü, çok kamusal ve anıtsal yapıların karşımıza çıktığı bir alanla karşı karşıyayız. Haliyle karşımızda yoğun ilgiyi hak edecek bir tablo var. Göbeklitepe'de açığa çıkan kalıntıların benzerlerini çağdaş yerleşmelerde yeni yeni görmeye başladık. Arkeologlar olarak turizm açısından anlamlandırmaya çalıştığımız şeylerden sadece biri budur. Burada anlamaya çalıştığımız, tarih öncesi insanların yaşadığı mekanlar, teknolojiler, yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıklarıdır. Bunu tek bir yerleşim yeri ölçeğiyle sınırlı tutmayıp dönemi, bölge içini ve bölgeler arası karşılaştırmaları da değerlendirerek daha net hale getirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işin toplumda giderek daha büyük kalabalıklar tarafından ilgi görmesi bizi mutlu ediyor. Sonuç itibarıyla her birey, dünyanın neresinde olursa olsun, buradaki arkeolojik alanları görme özgürlüğüne sahiptir." Karul, alanın daha fazla anlaşılır hale gelmesi için yoğun çaba gösterdiklerini ifade ederek, "Arkeolojinin toplumsallaştırılması konusunda Taş Tepeler Projesi'nin bir hassasiyeti var. Sadece kazı yapmak, oradaki arkeolojik veriyi bilgiye dönüştürmek değil, buluntuyu toplumla buluşturmak da bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor." dedi. Arazinin eski sahibi gurur duyuyor Bölgedeki ilk bulguya rastlanan arazinin eski sahibi 66 yaşındaki Mahmut Yıldız da Göbeklitepe ile turizme katkı sağladıkları için gurur duyduğunu ifade etti. Yıldız, "Dünyaya miras bıraktığımız için mutluyuz. 30 yıldır burada çalışmalar yapılıyor ve her gün yeni şeyler bulunuyor. Gittikçe iyileşiyor, farklı eserler ortaya çıkıyor. Çalışmalar yıllardır devam ediyor, inşallah daha da iyi olacak." dedi.

Şıldak, Harran’da Çalışmaları İnceledi Haber

Şıldak, Harran’da Çalışmaları İnceledi

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Harran ilçesinde yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi aldı. Vali Şıldak, incelemeleri sırasında yaptığı açıklamada Şanlıurfa’nın tarih, kültür ve arkeoloji bakımından büyük bir zenginliğe sahip olduğunu vurgulayarak, “Bugün Harran ilçemizde, Eyyübiler dönemine ait Kale Saray’dayız. Selahaddin Eyyübi’nin de üç kışı geçirdiği bu saray, bölgenin tarihsel dokusunu yansıtan önemli bir eser. İlçe merkezinde kazı çalışmalarını yürüten değerli hocamız Prof. Dr. Mehmet Önal ve Kaymakamımızla birlikte çalışmaları yerinde inceliyoruz.” dedi. Kale Saray’da kazı çalışmalarının büyük oranda tamamlandığını belirten Vali Şıldak, “Kültür ve Turizm Bakanlığımızın destekleriyle bugüne kadar kalede yürütülen kazıların yüzde 80’inden fazlası tamamlandı. Bundan sonraki süreçte restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Üç katlı özgün mimarisiyle Kale Saray, ülkemizin ve hatta Ortadoğu’nun en büyük saray yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Bu tarihi eserin turizme kazandırılmasıyla birlikte, Şanlıurfa’ya gelen ziyaretçilerin konaklama süresinin en az bir gün daha artmasını bekliyoruz.” ifadelerini kullandı. Vali Şıldak, incelemelerine Harran Ulu Cami çevresinde de devam etti. Ulu Cami’deki çalışmalar hakkında bilgi veren Şıldak, “Harran Ulu Cami’nin restorasyon ve kazı çalışmaları yine Prof. Dr. Mehmet Önal hocamızın başkanlığındaki ekip tarafından büyük oranda tamamlandı. Şu anda ziyarete açık olan bu anıtsal yapı, Anadolu’daki ilk ve en büyük camilerden biri olma özelliğini taşıyor. Ayrıca çevresinde yer alan beş medreseyle birlikte Anadolu’daki ilk İslam üniversitesinin de temellerinin atıldığı yer olarak biliniyor. Harran Üniversitesi de bu tarihi başlangıç noktası olarak kabul ediyor.” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen çalışmalara tüm kurumların katkı sağladığını ifade eden Vali Şıldak, “Ziyaretçi yoğunluğu oldukça yüksek olan bu bölgedeki kazılar, çevredeki kilise kalıntıları ve medreselerde de sürüyor. Harran Ulu Cami, hem Anadolu’daki ilk cami hem de İslam ilim geleneğinin ilk merkezlerinden biri olarak, özellikle Emevi dönemine ait önemli bir tarihi mirasımızdır. Biz de bu çalışmaların gelişimini yakından takip ediyoruz.” diye konuştu. Eşi Fatma Nur Şıldak’la birlikte gittiği Harran’daki incelemeleri sırasında Vali Şıldak’a Kaymakam Harun Reşit Han, Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal ve kazı ekibi eşlik etti.

Yeni Kazı Alanı Ziyarete Açılıyor Haber

Yeni Kazı Alanı Ziyarete Açılıyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de yeni kazı alanı, ziyaretçilere açılmaya hazırlanıyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki tarihi ören yeri, Neolitik Dönem'e tarihlenen, boyları 3 ila 6 metre arasında değişen ve 40 ila 60 ton ağırlığındaki yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlarıyla insanlık tarihine bakışı değiştirdi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2018'de dahil edilen Göbeklitepe'de, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde 1995'ten bu yana kazı çalışmaları yürütülüyor. Şu ana kadar ziyaretçiler, beyaz koruma çatısıyla örtülü Göbeklitepe Kazı Alanı 1 (GT1) bölümünü gezebiliyordu. Ancak bu alanın hemen kuzeybatısında, yeşil çatıyla örtülü Göbeklitepe Kazı Alanı 2'nin (GT2) yaklaşık bir ay içinde ziyarete açılması planlanıyor. Yapılacak düzenlemeyle birlikte ziyaretçiler, Neolitik Dönem'e ait, üzerinde çeşitli hayvan figürlerinin yer aldığı "T" biçimli dikili taşları yakından görebilecek. Ziyarete açılacak GT2'de kazılar devam edecek Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının yürüttüğü "Geleceğin Mirası Projesi" kapsamında Göbeklitepe'de yeni bir sürece girildiğini söyledi. Karul, Göbeklitepe'ye gelen ziyaretçi sayısının her yıl arttığını belirterek, alanın daha konforlu ve anlaşılır şekilde gezilebilmesi için çeşitli düzenlemeler yaptıklarını ifade etti. Bu kapsamda yürüyüş yollarının yenilendiğini, yeni ziyaret rotalarının oluşturulduğunu dile getiren Karul, bu rotaların yalnızca mevcut yapılarla sınırlı kalmayıp ileride kazı yapılacak alanları da kapsayacağını aktardı. Ziyarete açılacak alanda kazı çalışmalarının süreceğinin bilgisini veren Karul, şunları kaydetti: "GT2 alanında bir platform inşa ediyoruz. Bu ahşap platform tamamlandığında, kazı alanı da ziyaretçilerin erişimine açılacak. Ancak oradaki çalışmalarımızda hala yapacak çok işimiz var. Çalışmaları ziyarete açık bir alanda sürdürmekten rahatsızlık duymuyoruz. GT1 çatı alanında olduğu gibi hem kazılar yapılacak hem de ziyaretçiler, alana zarar vermeyecek ölçüde erişim sağlayabilecek." Göbeklitepe'de doğru bilgi paylaşımına hassasiyet Karul, Göbeklitepe'de elde edilen bilginin topluma ulaşması konusunda büyük bir hassasiyet gösterdiklerini vurguladı. Göbeklitepe'nin insanlığın ortak mirası olduğunu anlatan Karul, şöyle devam etti: "Burada üretilen bilginin topluma ulaşması konusunda oldukça duyarlı davranıyoruz. Bu sadece alanlara erişim sağlamak değil, elde ettiğimiz bilgiyi televizyonlar, belgeseller, yayınlar ya da ziyaretçi merkezindeki bilgilendirmeler gibi farklı mecralarda paylaşmak anlamına geliyor. Buna gerçekten samimiyetle özen gösteriyoruz. Çünkü yaptığımız işin topluma ulaşması bizim için son derece anlamlı." Göbeklitepe'ye ilişkin kamuoyunda gerçek dışı ifadelerin dolaştığına dikkati çeken Karul, "Bu nedenle biz, doğru bilgi paylaşımı konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz. Ancak yeni kazı alanlarının, çalışmalar henüz tamamlanmadan ziyarete açılması o alanlar üzerinde baskı oluşturur ve zarar verebilir." ifadesini kullandı. "Önceliğimiz arkeolojik alanların korunmasıdır" Tarihi ören yerinde her zaman önceliklerinin arkeolojik alanın korunması olduğunu dile getiren Karul, konuşmasını şöyle tamamladı: "Herkesin her yeri görmeye hakkı var ama önceliğimiz, arkeolojik alanların korunması, sağlıklı biçimde araştırılması ve bu süreç tamamlandıktan sonra ziyarete açılmasıdır. Şundan kimsenin kuşkusu olmasın, hem Bakanlık hem de biz arkeologlar, elde ettiğimiz veriler ve alanlara erişim konusunda buraya ilgi duyanlara her zaman öncelik veriyoruz."

5 Asırlık Camide Restorasyon Tamam Haber

5 Asırlık Camide Restorasyon Tamam

Şanlıurfa'da, Sultan 2. Selim tarafından 1568'de inşa ettirilen ve Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde gördüğü hasarlar onarılan Dabakhane Camisi, cuma günü yeniden ibadete açılacak. Kentteki en fazla taş süslemesi özelliğine sahip olan ve alt bölümü sekizgen, orta bölümü silindirik, yukarı bölümü ise onikigen formda olan minarenin bir kısmı, "asrın felaketi" olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinde yıkıldı. Kubbeye de zarar veren yıkım sonrasında camide Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon çalışması başlatıldı. Yaklaşık 5 asırlık cami, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından cuma günü yeniden cami cemaatiyle buluşacak. "Bu minareyi sökmeden korumanın yoluna geçtik" Şanlıurfa Vakıflar Bölge Müdürü Mehmet Ali Palalı, AA muhabirine, Dabakhane Camisi'nin önemli bir eser olduğunu ve minaresinin özellikleriyle dikkati çektiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bir eseri daha restore etmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Palalı, depremlerde yıkılan minarenin kubbenin üzerine düşerek camiye zarar verdiğini anlattı. Palalı, Şanlıurfa'da yapısı, süslemesi ve mimari düzeniyle en nitelikli minarenin güvenli bir yere kadar söküm aşamasını gerçekleştirdiklerini aktararak, şunları kaydetti: "Buradaki nitelikli işçilik ve nitelikli süslemelerden dolayı Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bu yapıyı, bu minareyi sökmeden korumanın yoluna geçtik. Öncelikle minarenin geri kalan kısmı geleneksel yöntemlerle kenet ve zıvanalarla tekrardan örülerek aslına uygun hale getirildi. Daha sonra minarenin iç duvarları tekstil malzemeleriyle ve gelişen teknolojinin bize el verdiği son sistem çalışmalarla güçlendirildi. Son sistem teknolojik çalışmalarla dış duvarla iç duvar arası bağlantılanarak cami minaresi, statik açıdan bundan sonra inşallah hem deprem hem de olası olaylara karşı en güvenli hale getirildi. Yüzey temizliği yapıldıktan sonra caminin diğer uygulamalarına geçildi. Camide taşların düşmesiyle birlikte üst kubbe örtüsünde gerekli onarımlar tamamlandı. Caminin elektrik ve mekanik imalatları tamamlandı. Klima, ses ve kamera sistemleri yenilendi. Bu hafta içerisinde cami tamamen ibadete açılır hale getirildi."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.