Uygulamalarımız appstore googleplay

#Kazı Çalışmaları

gazeteci63.com - Kazı Çalışmaları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kazı Çalışmaları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

5. Yüzyıla Ait Mozaik Bulundu Haber

5. Yüzyıla Ait Mozaik Bulundu

Şanlıurfa'da Balıklıgöl Yerleşkesi'nin güneyindeki tarihi Urfa Kalesi'nde yürütülen kazılarda üzerinde bitki, hayvan figürleri ve geometrik motiflerin yer aldığı, 5. yüzyıla ait Grekçe yazıtlı taban mozaiği gün yüzüne çıkarıldı. Kazı Başkanı ve Batman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülriz Kozbe, AA muhabirine, Urfa Kalesi'nde 2025 yılı çalışmalarının yaklaşık 6 aydır sürdüğünü söyledi. Kozbe, Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle yürütülen "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında devam eden kazıların bu yılki son döneminde rastladıkları taban mozaiğini gün yüzüne çıkardıklarını anlattı. Siyah, kırmızı ve beyaz küçük mozaik taşlarından yapılan tabanda bitkisel motiflerin, hayvan figürlerinin ve geometrik unsurların yer aldığını dile getiren Kozbe, şöyle konuştu: "İlk incelemelere göre ya bir kilisenin ya bir şapelin (küçük kilise) veya martyrium dediğimiz bir şehitlik anıtının zemini olmalı. Yazıt, Bizans döneminde tarihlendirilen bir epigrafik formül çerçevesinde yazılmış. Yazıtta 'Kont Anaskas ve ailesini korumak adına' kimin yaptırdığını, ailenin ismini anlıyoruz. Bölgenin Başpiskoposu Küros'un bu alanın mekanın Başrahibi Elyas'ın veya Türkçe karşılığı İlyas'ın ve kiliselerde başokuyucu rütbesinde olan rahiplerin yardımcısı olan Diakos diye bir rütbe var, o Rabulus isimli bir şahsın zamanında yapılmış. Bu şahıs isimlerini, bu unvanları değerlendirdiğimizde anlıyoruz ki MS 460-495 yılları arasında bir süreç çıkıyor karşımıza. Bu da nereden baksanız 1500 yıllık Grekçe yazıtlı bir taban mozaiği olduğunu bize göstermekte." Kazıların bu yılki kısmı tamamlandı Kozbe kazı çalışmalarını bu yıl için tamamladıklarını, çalışmalara gelecek yıl devam edeceklerini anlatattı. Bölgede bu mekanda görev yapmış dini personelin gömüldüğü mezarların söz konusu olduğunu dile getiren Kozbe, şöyle devam etti: "Tıpkı kalenin etrafında hem güney eteğinde hem Kızılkoyun nekropolünde gördüğümüz kaya mezarlar gibi burada da birtakım mezarların olduğunu görmekteyiz, en az 3 tanesini bulduk fakat bunların çalışmaları önümüzdeki yıl devam edecek. Bu önemli bir buluntu. Güneydoğu'da da Anadolu'nun başka bölgelerinde de bu zeminlerin örnekleri var. En azından bu isimler çerçevesinde kimlerin buranın dini anlamda sorumluluğunu yürüttüğünü anlıyoruz. Bir de elit sınıfın yani komutanın adından bahsediliyor. Yerelde ileri gelen bir kişinin adından bahsediliyor. Onun ritüellerini dini anlamda görevlerini vecibelerini yerine getirirken yaptığı törenleri de anlamamız adına pratikleri de anlamamız adına önemli bir ipucu. Yazıtın dışında taban mozağinin dört bir yanında sadece bir tanesini çıkardık, kozmik anlamda dört elementi karşılayan hava, su, toprak ve ateşi simgeleyen madalyon şeklinde mozaikler de var. Büyük olasılıkla zeminin dört köşesinde bunlar tekrar ediyor. Bu da bize yine bir dini pratikle ilgili bir ipucu vermekte ama biraz literatür çalışması yapıp paralellerini değerlendirerek daha net sağlam verilere ulaşacağız." "Urfa Kalesi inşallah yakın zamanda ziyaretçileri ile buluşmayı heyecanla bekliyor" Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ise kentin kadim tarihinin izlerini ortaya çıkarmak üzere yapılan bu kazıları çok önemsediklerini söyledi. Kalenin Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde hasar aldığını, kale surlarında, duvarlarında bazı yıpranmaların, aşınmaların oluştuğunu belirten Şıldak, şu değerlendirmede bulundu: "2024 yılından itibaren yürütülen çalışmalar önemli bir aşamaya geldi. 2026 sonlarına kadar bu çalışmaları tamamlamayı ve artık kalemizi ziyarete açmayı planlıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da onayını almak suretiyle bu alanın ziyarete açılması turizm açısından, çok önemli bir halkanın tekrar kazandırılması, tanıtılması açısından çok önemli. 2025 yılında hocamızın öncülüğündeki bu çalışmalarda bir taban mozaği olarak bulunan ve muhtemelen MS 5. yüzyıla tarihlenen bir taban mozaiği var. Burada Yunanca bir kitabe ve buranın bir kilise tabanı olma ihtimali yüksek. Kazı çalışmaları ilerledikçe bunun değerlendirmesi yapılacak ve daha netlik kazanacak. Şu anda koruma altına alındı. Bu güzel çalışmalar devam edecek ve Şanlıurfa'nın turizmine her birinin önemli katkısı olacak ama bilimsel olarak da Şanlıurfa tarihinin ve insanlık tarihinin aydınlanması açısından çok önemli gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Urfa Kalesi inşallah yakın zamanda ziyaretçileri ile buluşmayı heyecanla bekliyor."

Göbeklitepe'de Kazılar Devam Ediyor Haber

Göbeklitepe'de Kazılar Devam Ediyor

12 bin yıllık geçmişiyle "tarihin sıfır noktası" olarak bilinen Göbeklitepe'de keşfedildiği günden bu yana gerçekleştirilen kazılarda neolitik döneme ait önemli bilgilere ve eserlere ulaşıldı. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesiyle ünü sınırları aşan ve her yıl binlerce turisti ağırlayan Göbeklitepe'de, kazı çalışmaları sürüyor. Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Taş Tepeler projesi kapsamında bu yıl mayıs sonunda başladıkları alan çalışmalarını bayram nedeniyle verdikleri kısa aranın ardından sürdürdüklerini söyledi. Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu sezon da hedeflerinden birinin restorasyon çalışmalarına devam etmek olduğunu dile getiren Karul, şöyle konuştu: "Geçen yıl 'aslanlı yapı' olarak adlandırılan bir mekanın restorasyonunu tamamlamıştık. Bu yıl da o döneme ait ikinci bir yapıyla ilgili çalışmaları bitirdik. Şu anda da koruma çatısının altında olan bir önceki evreye ait anıtsal yapıların olduğu yerde kazıları sürdürüyoruz. Bu alanda geçtiğimiz yıl dünyanın en eski boyalı heykeli olarak adlandırılan bir esere rastlamıştık. Dolayısıyla burada iş bitti gibi görünse de aslında halen yapılacak çok iş var. Konsantrasyonumuz bu alanda devam ediyor. En çok sorulan sorulardan birisi 'Önümüzdeki günlerde benzer buluntularla karşılaşacak mıyız?' şeklinde. Arkeolojinin doğasında neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz, eser odaklı bir iş yapmıyoruz. Buradaki veriyi toplamaya çalışıyoruz. O veri de kazı çalışmalarının ardından laboratuvar ortamlarında değerlendiriliyor. Bu bağlamda düşündüğümüzde çalışmaların 12 ay boyunca sürdüğünü, bu dönemin 3-4 ayının arazide geçtiğini, geri kalan kısmının da üniversitede, laboratuvarlarda, enstitülerde sürdürüldüğünü varsaymanız gerekiyor. Bu yıl da ekimin ortalarına kadar buradayız. Dolayısıyla yaklaşık 4 aylık bir saha çalışmasını planlıyoruz." "Kazılar durdu" iddiasına yalanlama Karul, bazı sosyal medya hesaplarında paylaşılan "Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarının durduğu" yönündeki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, bu kapsamda yapılan haberlerden üzüntü duyduklarını vurguladı. Göbeklitepe ile ilgili bu tarz haberlerle zaman zaman karşılaştıklarını anlatan Karul, "Gördüğünüz gibi burada çalışmalar devam ediyor, devam da edecek. Diğer taraftan utanç verici bir başka konu da bu bağlamda birilerinin buradaki kazıları durdurabilme gibi bir erke sahibi olduğunun düşünülmesi. Hiçbir Türk bilim insanı, hiçbir Türk kamu yetkilisi, buradaki bilimsel çalışma için karar vermesine, yönlendirmesine zaten müsaade etmez. Toplumun da bu konuda müsterih olmasını bekliyoruz. Endişelenecek bir şey yok." ifadesini kullandı. Göbeklitepe'nin motive edici yönü Necmi Karul, daha önce karşılaşılmamış bazı eserlere Göbeklitepe'de ulaşılmış olmasının kendilerini çalışmalara daha motive ettiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Arkeolojinin en motive edici yanlarından biri, neyle karşılaşacağınızı bilmemeniz. Bu bölgedeki kazıların daha da motive edici bir yanı var. Bu tür daha önce karşılaşmadığımız eserlerle karşılaşma olasılığımızın çok yüksek olması. O yüzden son yıllarda yaptığımız çalışmalara arkeometrik incelemeleri ve analizleri önceye göre daha fazla dahil etmeye çalışıyoruz. Sadece eser odaklı değil başka buluntular, sonuçlarımız da var. Beslenmeyle, evcilleştirmeyle ilgili son derece ilginç sonuçlar var. Dolayısıyla bu yıl da benzerlerinin olmaması için hiçbir sebep yok." Elde ettikleri sonuçları saklamadıklarını ifade eden Karul, arkeolojinin doğası gereği bilgiyi kanıtlanabilir hale geldikten sonra doğru bir şekilde paylaştıklarını aktardı. Bu yıl kasımda Dünya Neolitik Kongresi'nin Şanlıurfa'da yapılacağı bilgisini veren Karul, 60'tan fazla ülkeden Neolitik Çağ uzmanının kente geleceğini, onlarla Göbeklitepe ile Karahantepe'deki bilgileri paylaşacakları için heyecanlı olduklarını sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.