Uygulamalarımız appstore googleplay

#Göbeklitepe

gazeteci63.com - Göbeklitepe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göbeklitepe haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şanlıurfa’ya Tatilde Ziyaretçi Akını Haber

Şanlıurfa’ya Tatilde Ziyaretçi Akını

Şanlıurfa’nın dünya çapında ün kazanan tarihi mirası Göbeklitepe, dokuz günlük eğitim tatili döneminde ziyaretçi akınına uğradı. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre dokuz günlük tatil süresince Göbeklitepe’yi toplam 66 bin 133 kişi ziyaret etti. Kentin diğer önemli kültür durakları Arkeoloji Müzesi ile Haleplibahçe Mozaik Müzesi ise 20 bin 687 ziyaretçiyi ağırladı. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede kentin turizm potansiyelinin her geçen gün daha etkin şekilde değerlendirildiğini vurguladı. Vali Şıldak, Göbeklitepe’nin yanı sıra, Taş Tepeler Projesi kapsamında Karahantepe başta olmak üzere yeni arkeolojik alanların ziyarete açılmasının Şanlıurfa turizmine büyük ivme kazandırdığını belirtti. Vali Şıldak ayrıca; Harran’daki tarihi yapıların restorasyonlarının tamamlanması, Halfeti ve Takoran Vadisi’nin doğal güzelliklerinin turizm rotalarına dahil edilmesi, konaklama kapasitesinin artırılması, yeme içme tesisleri ile gıda üretim alanlarının niteliklerinin geliştirilmesi gibi adımların kentin turizmdeki yükselişini desteklediğini ifade etti. Gastronomi ve müzik başta olmak üzere Urfa kültürünün zengin mirasının turizmle daha etkili şekilde buluşturulmasının önemine dikkat çeken Vali Şıldak, turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yapıcı yaklaşımının da sürece önemli katkı sunduğunu belirtti. Vali Şıldak, Şanlıurfa’nın kısa sürede güçlü bir “Marka Şehir” haline geleceğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son yıllardaki güçlü desteklerine de vurgu yapan Vali Şıldak, önümüzdeki dönemde Şanlıurfa’nın bir turizm şehri olarak daha hızlı adımlar atması için tüm paydaşlarla birlikte çalışmayı sürdüreceklerini ifade etti.

Şanlıurfa’da Gündem Yapay Zeka Haber

Şanlıurfa’da Gündem Yapay Zeka

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesince, "Bugünden Yarınlara Yapay Zeka Konferansı" düzenlendi. Şanlıurfa Bilim Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansın açılışında konuşan Vali Hasan Şıldak, yapay zekanın bilimin ve teknolojinin gelişiminin son aşaması olduğunu belirtti. Bilim Merkezi'nde kurulacak birimde yapay zekanın deneyimlenecek olmasının çok değerli olduğunu dile getiren Şıldak, "Bilimin, teknolojinin yolculuğu belki de hiç tükenmeyecek. Geldiğimiz son aşamadaki en önemli basamaklardan biri de yapay zeka kavramı. Akıllı şehirlerden, akıllı teknolojilerden, akıllı binalardan, robotik ameliyatlardan söz ettiğimiz çağımızda tabi bu da ülke olarak ve şehir olarak içinde bulunmamız gereken, yer almamız gereken bir sürece işaret ediyor." dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar ise çocukların ve gençlerin sadece teknolojiyi tüketen değil, onu üreten, dönüştüren bireyler haline gelmesini amaçladıklarını söyledi. Dünyanın en önemli bilim ve sanat merkezlerinden biri olan Ars Electronica ile kurdukları işbirliğinin kendilerine uluslararası perspektif kazandıracağına işaret eden Gülpınar, şöyle konuştu: "TÜBİTAK'ın desteği ve Harran Üniversitesinin akademik katkılarıyla bu projenin bilimsel temelleri sağlam zemin üzerine inşa ediliyor. Bu birliktelik, Şanlıurfa'nın artık yalnızca tarihi mirasıyla değil, bilimsel üretimiyle de anılacağının göstergesidir. Bilim merkezimiz, Kalıcı Yapay Zeka Bölümü'yle öğrenmenin ve üretmenin kalbi olacak. Gençlerimizin fikirleriyle, cesaretleriyle, emeğiyle büyüyen bir Şanlıurfa inşa ediyoruz. Bir zamanlar Göbeklitepe'de ilk medeniyet adımlarını atan insanlar nasıl yeni bir çağ başlattıysa, bugün de sizlerin bilgiyle, teknolojiyle, yapay zekayla yeni bir çağ başlatma sorumluluğunuz var." Programda, Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Küçük "Bilim Merkezi Projesi", Ars Electronica Center Temsilcisi Laura Welzenbach "Yapay Zeka Sergi Yaklaşımı", Ahmet Öztürkmen "Sektörel Uygulamalarda Yapay Zeka" ve Mesut Bilgili "Projenin Koordinasyonu" hakkında sunum yaptı.

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor Haber

Kazılar 30 Yıldır Devam Ediyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de kazılar 30 yıldır sürüyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki kırsal Örencik Mahallesi yakınlarında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinden araştırmacılar tarafından 1963'te yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yerinde en somut bulgular, 1986'da tarlasını süren çiftçi Şavak Yıldız'ın bulduğu heykelle ortaya çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesi tarafından Prof. Dr. Klaus Schmidt'in başkanlığında 1995'te bölgede kazı çalışmalarına başlandı. Kazılarda neolitik döneme ait, boyları 3 ila 6 metre, ağırlıkları 40 ila 60 ton olan, yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlar bulundu. Ayrıca 8 ila 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli, dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli eserler gün yüzüne çıkarıldı. Bu eserlerle ünü her geçen yıl artan Göbeklitepe, 2011 yılında UNESCO "Dünya Mirası Geçici Listesi"ne alındı, 1 Temmuz 2018'de Bahreyn'de düzenlenen 42'nci Dünya Miras Komitesi Toplantısı'nda Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi. Kısa sürede dünyadaki bilinirliği artan Göbeklitepe, 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "Göbeklitepe Yılı" ilan edilmesiyle turizmde "altın yılı"nı yaşadı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil olduktan sonra ziyaretçi sayısı artan Göbeklitepe, tatil günlerinde günlük 10 bini aşkın ziyaretçiyi kabul ediyor. "İlgiyi hak edecek tablo var" Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, dünyanın dört bir yanından Göbeklitepe'ye ziyaretçi geldiğini söyledi. Ören yerindeki her eserin ve her yeni bilginin merak uyandırdığını vurgulayan Karul, şöyle devam etti: "Göbeklitepe tarih öncesi dönem için çok elit bir yerdir. 30 yıl önce başlayan kazılarda birçok ilkin görüldüğü, çok kamusal ve anıtsal yapıların karşımıza çıktığı bir alanla karşı karşıyayız. Haliyle karşımızda yoğun ilgiyi hak edecek bir tablo var. Göbeklitepe'de açığa çıkan kalıntıların benzerlerini çağdaş yerleşmelerde yeni yeni görmeye başladık. Arkeologlar olarak turizm açısından anlamlandırmaya çalıştığımız şeylerden sadece biri budur. Burada anlamaya çalıştığımız, tarih öncesi insanların yaşadığı mekanlar, teknolojiler, yaşam biçimleri ve beslenme alışkanlıklarıdır. Bunu tek bir yerleşim yeri ölçeğiyle sınırlı tutmayıp dönemi, bölge içini ve bölgeler arası karşılaştırmaları da değerlendirerek daha net hale getirmeye çalışıyoruz. Yaptığımız işin toplumda giderek daha büyük kalabalıklar tarafından ilgi görmesi bizi mutlu ediyor. Sonuç itibarıyla her birey, dünyanın neresinde olursa olsun, buradaki arkeolojik alanları görme özgürlüğüne sahiptir." Karul, alanın daha fazla anlaşılır hale gelmesi için yoğun çaba gösterdiklerini ifade ederek, "Arkeolojinin toplumsallaştırılması konusunda Taş Tepeler Projesi'nin bir hassasiyeti var. Sadece kazı yapmak, oradaki arkeolojik veriyi bilgiye dönüştürmek değil, buluntuyu toplumla buluşturmak da bizim önceliklerimiz arasında yer alıyor." dedi. Arazinin eski sahibi gurur duyuyor Bölgedeki ilk bulguya rastlanan arazinin eski sahibi 66 yaşındaki Mahmut Yıldız da Göbeklitepe ile turizme katkı sağladıkları için gurur duyduğunu ifade etti. Yıldız, "Dünyaya miras bıraktığımız için mutluyuz. 30 yıldır burada çalışmalar yapılıyor ve her gün yeni şeyler bulunuyor. Gittikçe iyileşiyor, farklı eserler ortaya çıkıyor. Çalışmalar yıllardır devam ediyor, inşallah daha da iyi olacak." dedi.

Ölen Kızının Hayali İçin Yaptı Haber

Ölen Kızının Hayali İçin Yaptı

Seramik sanatçısı Ayşe İşgüder, vefat eden kızı ve aynı zamanda meslektaşı Ecem Ebru Alkış'ın hayalini gerçekleştirmek için Neolitik Çağ'a ait 150 eserin replikasını Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle yaptı. Sanatçı İşgüder, AA muhabirine yaklaşık yarım asırdır seramik sanatıyla uğraştığını söyledi. Yıllarca birlikte seramik sanatıyla ilgilendiği kızı Ecem Ebru Alkış'ı (35) geçen yıl yakalandığı hastalık nedeniyle kaybettiğini gözyaşlarıyla anlatan İşgüder, onun son hayalini gerçekleştirmek için gece gündüz Neolitik Çağ eserlerini tek tek çalıştığını belirtti. Dönemin eserlerini ve sembollerini büyük üzüntü içinde titizlikle, adeta tırnaklarıyla kazıyarak seramiğe işlediğini dile getiren İşgüder, eserleri günlük hayatta kullanılan objelere dönüştürdüğünü ifade etti. İşgüder, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi ören yerlerinde bulunan eserleri aralarında kolye, abajur ve mini heykellerin de bulunduğu 150 farklı esere işlediğini ve replikaları yaptığını belirtti. "İçimizde ukde kalan hayaldi" Ayşe İşgüder, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle eserleri Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde sanatseverlerin beğenisine sunduklarını ve replikaların yoğun ilgi gördüğünü ifade etti. Tarifsiz acısının kızının hayalini yerine getirmeyle bir nebze de olsa hafiflediğini anlatan İşgüder, şöyle devam etti: "Yani bu böyle 3-5 yıllık bir hayal değil gerçekten sıra dışı bir hayaldi, içimizde ukde kalan bir hayaldi ama yaşam devam ediyor, bazı sorumluluklar var. O sorumlulukları yerine getiriyorsunuz. İnsanlar, bazı hayalleri hep ertelemek durumunda kalıyor. İşte biz anne kız olarak bu hayali ertelemek durumunda kalmıştık. Şu anda kızım evet, burada yok ama gördüğünüz gibi artık tüm eserlerde her tarafta var. Bizimle birlikte onun söyleyeceği tek söz şu olurdu: 'Anne, çok şükür, hayalimizi gerçekleştirdik.' Emek veren, katkı sunan herkese çok teşekkür ediyoruz." Şanlıurfa İl Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan da Neolitik Çağ'a ilişkin eserlerin adeta ilmek ilmek işlenerek sanat eserine dönüştürülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Müze, 1 Milyon Ziyaretçiyi Ağırladı Haber

Müze, 1 Milyon Ziyaretçiyi Ağırladı

Tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe'nin replikasının da yer aldığı yaklaşık 5 bin eserin sergilendiği Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi, açıldığı 24 Mayıs 2015'ten bu yana 1 milyon 789 bin 209 ziyaretçiyi ağırladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 24 Mayıs 2015' te Balıklıgöl Yerleşkesi yakınında bulunan Haleplibahçe bölgesinde açılan müze, 10 yıldır yerli ve yabancı turistlerin kente geldiklerinde uğradıkları ilk duraklardan biri konumunda bulunuyor. Yaklaşık 60 bin metrekarelik alana sahip üç katlı müzede sergilenen eserler, kronolojik sırayla yerleştirilmiş ve döneme özgü canlandırmalarla desteklenmiş durumda. Ziyaretçiler, salonları gezerken adeta tarihin akışı içinde yolculuk yapma imkanı buluyor. Binlerce insan ve hayvan figürünün işlendiği oyma taşlar, mezarlıklar ve kitabelere ev sahipliği yapan müze, ziyaretçilerini adeta tarihsel akış süreci içinde yolculuğa çıkarıyor. İlk olarak Paleolitik Çağ Salonu'nda insanlığın başlangıç dönemini anlatan canlandırmalarla karşılaşan ziyaretçiler, daha sonra milattan önce 9 bin 500'lü yıllara tarihlenen ve "dünyanın gerçek boyutta yontulmuş ilk insan heykeli" olarak bilinen Balıklıgöl Heykeli'ni görme fırsatı yakalıyor. Ardından Neolitik Dönem Salonu'nda UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe'den çıkarılan eserlerin yanı sıra, Karahantepe ve çevresindeki buluntuların replikaları sergileniyor. Müze güzergahı, Kalkolitik, Tunç, Demir ve İslami dönem salonlarıyla tamamlanıyor. En fazla ziyaretçiyi 2024'te ağırladı Tüm dünyada etkili olan Kovid-19 salgını ve 2023'te yaşanan deprem ve sel felaketiyle ziyaretçi sayısı düşse de Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'ni açıldığı 2015'te 49 bin 696, 2016'da 83 bin 766, 2017'de 83 bin 89, 2018'de 178 bin 849, 2019'da 239 bin 660, 2020'de 87 bin 832 (Kovid-19 salgını nedeniyle 3 ay kapalı) 2021'de 182 bin 942, 2022'de 294 bin 791, 2023'te 23 bin 253 (6 Şubat'a kadar açık kaldı, ardından deprem ve sel nedeniyle yıl sonuna kadar kapalı) , 2024'te 298 bin 43 ve bu yılın 10 aylık bölümünde 267 bin 288 olmak üzere toplamda 1 milyon 789 bin 209 kişi ziyaret etti." En yüksek ziyaretçi sayısı bu yıl hedefleniyor Şanlıurfa Müze Müdürü Celal Uludağ, AA muhabirine, müzenin çağdaş müzecilik anlayışıyla dünyanın sayılı örnekleri arasında yer aldığını söyledi. Uludağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2019'u "Göbeklitepe Yılı" ilan etmesiyle birlikte müzede ziyaretçi sayısının ciddi şekilde arttığını belirtti. Bu yıl tüm zamanların en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşmayı hedeflediklerini belirten Uludağ, şöyle devam etti: "Müzemiz dünyanın çağdaş müzecilik anlamında en önemli müzelerinden biridir. Dünyanın en önemli kült yapılarından biri olan ve halihazırda arkeolojik kazıları devam eden Göbeklitepe'de bulunan eserlere de müzede ev sahipliği yapıyoruz. Göbeklitepe replikası müze içerisinde sergileniyor. Bu alan, ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görüyor. Bunun yanı sıra müzemizde, ziyaretçilerimiz zamana yolculuk şeklinde bir gezi güzergahına sahip. Paleolitik Çağ'dan başlayarak devam eden dönemleri, ziyaretçilerimiz salonlarda kronolojik olarak adım adım gezebiliyor. Her geçen yıl ziyaretçi sayımız artarak devam ediyor." Sanatsal faaliyetlerin merkezi Uludağ, kentteki sanatsal aktivitelerin kalbinin de müzede attığını söyledi. Müzede 14 ana sergi salonu ve 33 canlandırma alanı bulunduğunu aktaran Uludağ, 750 araçlık kapalı otoparklarının bulunduğunu dile getirdi. Kültür-sanat faaliyetlerine de ağırlık verdiklerini anlatan Uludağ, "Müzemizde sanatsal faaliyetler de oldukça yoğun bir şekilde devam ediyor. Özellikle müzik dinletileri, bale gösterileri, konserler, tiyatro ve drama gibi etkinliklere de müzemiz ev sahipliği yapıyor." dedi. Ziyaretçilerden tam not Seyahat acentesi işletmecisi İbrahim Çelik, ziyaretçilerin müzede kendilerini tarihin akışına bıraktığını dile getirdi. Misafirlerin bazılarının gün boyu müzeden çıkmak istemediğine şahit olduklarını belirten Çelik, müze meraklılarının mutlaka görmesi gereken bir mekan olduğuna inandığını ifade etti. Antalya'dan gelen Serhat Türkoğlu ise ilk defa kronolojik düzende bir müzeyi gezdiğini ve hayran kaldığını söyledi.

12 Bin Yıllık Yerleşim Geleneği Haber

12 Bin Yıllık Yerleşim Geleneği

Taş Tepeler Projesi kapsamında 6 yıldır sürdürülen Karahantepe kazılarında elde edilen bulgular, Neolitik dönem insanlarının hem günlük yaşamlarını sürdürdükleri yerleşimlerde kamusal yapılar inşa ettiklerini hem de dönemin üretim ve el işçiliği kültürüne ışık tutan aletler geliştirdiklerini ortaya koydu. Kültür ve Turizm Bakanlığının "Geleceğe Miras" Projesi kapsamında 2019 yılında başlatılan Karahantepe kazılarında ulaşılan bulgular, 12 bin yıl önceki Neolitik dönem insanlarının toplumsal yaşamına dair değerli ipuçları sundu. Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Karahantepe'nin toplamda 14 hektarlık bir alana yayıldığını, alanın dörtte birlik kısmını dikili taşların çıkarıldığı taş ocaklarının oluşturduğunu, geri kalan kısmın ise en büyük Neolitik yerleşimlerden birine işaret edecek büyüklükte olduğunu söyledi. Kazı çalışmalarının höyüğün batı yamacında 6 bin metrekarelik bir alanda sürdüğünü ifade eden Karul, "Amacımız, kazıların tamamlanmasının ardından alanın koruma altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması. Bu nedenle farklı noktalarda kazı yapmak yerine tek bir alanda yoğunlaşmayı tercih ettik.” diye konuştu. Onlarca yapı gün yüzüne çıkarıldı Karul, 6 yıldır süren kazı çalışmaları sırasında onlarca yapının gün yüzüne çıkarıldığını, bunların bir kısmının kamusal nitelikte büyük yapılar, bir kısmının ise konut olarak kullanılan küçük kulübeler olduğunu dile getirdi. Yerleşimin en eski evresinde kamusal yapılar ve onu çevreleyen konutların olduğunu anlatan Karul, şöyle konuştu: "Bu yapıların bize öğrettiği birçok şey olmakla birlikte özellikle Göbeklitepe üzerinde tartışılan 'Buralar bir toplanma yeri miydi, bir tapınma merkezi miydi?' sorusuna da cevap niteliğinde. Karahantepe, bize bu konuda çok önemli sonuçlar verdi. Konutlarla kamusal yapıların birlikte olması başka bir ifadeyle merkezde kamusal yapılar ve onları çevreleyen kulübelerin olması buraların yerleşim yerleri olduğunu gösteriyor. Yine şöyle de ifade edebiliriz. İnsanların yaşadığı günlük yaşamlarını sürdürdüğü mekanlarda aynı zamanda kamusal nitelikte yapılar inşa ediyorlar ve onları kullanıyorlar diyebiliriz. Bu yapılardan bir tanesi merkezi yapı niteliğinde ve yaklaşık 28 metre çapında inşa edilmiş bir mekan. Birkaç yüzyıl kullanıldığını düşünüyoruz ki bu alandan elde ettiğimiz en eski tarih de milattan önce 9400'e kadar gidiyor." dedi. Bulunan parçalar bölgesel gelişim hakkında fikir veriyor Kazılarda önemli arkeolojik materyallerin bulunduğunu, toplanan örneklerin analizlerinin de yavaş yavaş sonuç vermeye başladığını ifade eden Karul, şöyle devam etti: "Burada hayvan kemikleri olsun, çakmaktaşı aletler olsun, bunlar hem kronolojik hem de tarih öncesi dönemde Neolitiğin ilk aşamasındaki teknolojik gelişmeler hakkında fikir verir nitelikte ve bölgesel gelişimleri de izleyebileceğimiz özellikler taşıyorlar. Başlangıçta yani en eski katmanlarda daha çok avcılığın beslenmede önemini gösteren taş aletlerle karşılaşırken, dönemin sonuna doğru biraz daha farklı amaçlara yönelik ahşap işçiliği olsun, sürtme taş aletler olsun biraz daha mekanları düzenlemeye, başka nesneleri üretmeye ve yoğun olarak yerleşim yerinde besin üretmeye yönelik aletlerle karşılaştık. Geçtiğimiz yıl elde edilen besinle ilgili buluntular bize zaten burada tahılların, tarıma alınma sürecinin yaşandığını ve ilk besin yani ekmek diyebileceğimiz gıdalarında üretildiğini kanıtlamıştı." Karul, kent merkezinden 60 kilometre uzaklıkta olan Karahantepe'nin çok uluslu bir ziyaretçi profiline sahip olduğunu belirterek, bu durumun bölgenin uluslararası alanda tanınması ve bilim camiasındaki ilginin artmasından kaynaklandığını söyledi. Kazı çalışmalarının henüz belirli bir olgunluğa ulaşmadığını, bu nedenle geçici yürüyüş yolları oluşturduklarını aktaran Karul, ziyaretçilerin hazırlanan çok dilli bir dijital uygulama üzerinden alanla ilgili bilgilere ücretsiz ulaşabildiklerini kaydetti.

Şanlıurfa, Sonbaharda İlgi Gördü Haber

Şanlıurfa, Sonbaharda İlgi Gördü

Tarihi, kültürü, gastronomisi ve inanç turizmiyle öne çıkan Şanlıurfa'da, sonbahar aylarında turizm hareketliliği otellerde hafta sonları doluluk oranını yüzde 90'ın üzerine çıkardı. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Göbeklitepe ve Karahantepe ile Hazreti İbrahim’in doğduğu ve ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl gibi önemli tarihi alanlara sahip Şanlıurfa'da, eylül-ekim aylarında otellerdeki doluluk oranı özellikle hafta sonları yüzde 90'ı aştı. Kente gelen yerli ve yabancı misafirler, Şanlıurfa'nın tarihine tanık olmanın yanı sıra yöresel sıra gecelerine katılıp bölgenin yöresel lezzetlerini tatma fırsatı da buluyor. "Bu mevsim tam zamanı diyoruz" Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, AA muhabirine, kentte yaz döneminde hava sıcaklıklarının 40 derecenin üzerinde seyrettiğini onun için misafirlerin daha çok bahar aylarını tercih ettiğini söyledi. Kente gelen ziyaretçi sayısının her yıl arttığını dile getiren Şıldak, şöyle devam etti: "Özellikle hafta sonu yoğunluklarımız bir hayli yükseldi. Otel doluluk oranlarımız hafta sonları yüzde 90'ların üzerinde seyrediyor. Özellikle yabancı turist sayısında da artış görüyoruz. Ülkemizin bu bölgesinin yerli turist profili, yavaş yavaş yabancıların da katılmasıyla daha renkleniyor. Hem Uzakdoğu'dan hem Avrupa ülkelerinden farklı kültürlerden ziyaretçileri ağırlıyoruz. Gelenler burada kültür, tarih ve turizmin yanı sıra gastronomi, müzik ve halk kültürünün zengin ögelerini de görme, deneyimleme fırsatı buluyor. Bu mevsim tam zamanı diyoruz. Özellikle Kasım ayında küçük bir sömestr tatili var. Bütün ziyaretçilerimizi fırsat bilip Güneydoğu'da özellikle Şanlıurfa'ya bekliyoruz, davet ediyoruz." Şanlıurfa'da 14 alanda kazı çalışmalarının sürdüğünü ve bu coşkunun bitmeyeceğini aktaran Şıldak, "Arkeolojiye ve tarihe merak salmış insanlar için bu özel bir cazibe oluşturuyor. Bölgede ve turizm sektöründe heyecan devam edecek. Çünkü Şanlıurfa'nın altı da üstü de zengin." dedi. "Ekim ayı en yoğun ayımız" Turist Rehberleri Odaları Birliği Denetim Kurulu Üyesi Müslüm Çoban ise sonbaharla birlikte Şanlıurfa'da turizmin yoğun ve bereketli günler geçirdiğini ifade etti. Yoğunluktan memnun olduklarını belirten Çoban, "Gelen misafirlerin gelmeden rezervasyonlarını yapmalarını istiyoruz. Şanlıurfa turizmi Göbeklitepe ve Karahantepe'de yeni bulunan buluntularla birlikte çok ilgi çekiyor. Elimizdeki veriler Kasım ayının sonuna kadar yoğunluğun süreceğini gösteriyor. Ekim ayı en yoğun ayımız. Bazen özellikle hafta sonları otellerde yer bulamıyoruz. Bu yoğunluğun Kasım ayı sonuna, hatta Aralık ayına kadar sürmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu. Kentte bir otelin işletmecisi Mehmet Fırat Sünbül de sonbahar döneminde artan turist hareketliliği nedeniyle yoğunluk yaşandığını belirterek, Şanlıurfa’nın turizm açısından verimli bir sezon geçirdiğini ifade etti. Son dönemde artan sahte sosyal medya hesaplarına karşı vatandaşları uyaran Sünbül, rezervasyon ve iletişim işlemlerinin yalnızca otelin resmi hesapları üzerinden yapılması gerektiğini belirtti.

Yeni Kazı Alanı Ziyarete Açılıyor Haber

Yeni Kazı Alanı Ziyarete Açılıyor

UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve "tarihin sıfır noktası" olarak nitelendirilen Göbeklitepe'de yeni kazı alanı, ziyaretçilere açılmaya hazırlanıyor. Kent merkezine 18 kilometre uzaklıktaki tarihi ören yeri, Neolitik Dönem'e tarihlenen, boyları 3 ila 6 metre arasında değişen ve 40 ila 60 ton ağırlığındaki yabani hayvan figürlü "T" biçimli dikili taşlarıyla insanlık tarihine bakışı değiştirdi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2018'de dahil edilen Göbeklitepe'de, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde 1995'ten bu yana kazı çalışmaları yürütülüyor. Şu ana kadar ziyaretçiler, beyaz koruma çatısıyla örtülü Göbeklitepe Kazı Alanı 1 (GT1) bölümünü gezebiliyordu. Ancak bu alanın hemen kuzeybatısında, yeşil çatıyla örtülü Göbeklitepe Kazı Alanı 2'nin (GT2) yaklaşık bir ay içinde ziyarete açılması planlanıyor. Yapılacak düzenlemeyle birlikte ziyaretçiler, Neolitik Dönem'e ait, üzerinde çeşitli hayvan figürlerinin yer aldığı "T" biçimli dikili taşları yakından görebilecek. Ziyarete açılacak GT2'de kazılar devam edecek Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının yürüttüğü "Geleceğin Mirası Projesi" kapsamında Göbeklitepe'de yeni bir sürece girildiğini söyledi. Karul, Göbeklitepe'ye gelen ziyaretçi sayısının her yıl arttığını belirterek, alanın daha konforlu ve anlaşılır şekilde gezilebilmesi için çeşitli düzenlemeler yaptıklarını ifade etti. Bu kapsamda yürüyüş yollarının yenilendiğini, yeni ziyaret rotalarının oluşturulduğunu dile getiren Karul, bu rotaların yalnızca mevcut yapılarla sınırlı kalmayıp ileride kazı yapılacak alanları da kapsayacağını aktardı. Ziyarete açılacak alanda kazı çalışmalarının süreceğinin bilgisini veren Karul, şunları kaydetti: "GT2 alanında bir platform inşa ediyoruz. Bu ahşap platform tamamlandığında, kazı alanı da ziyaretçilerin erişimine açılacak. Ancak oradaki çalışmalarımızda hala yapacak çok işimiz var. Çalışmaları ziyarete açık bir alanda sürdürmekten rahatsızlık duymuyoruz. GT1 çatı alanında olduğu gibi hem kazılar yapılacak hem de ziyaretçiler, alana zarar vermeyecek ölçüde erişim sağlayabilecek." Göbeklitepe'de doğru bilgi paylaşımına hassasiyet Karul, Göbeklitepe'de elde edilen bilginin topluma ulaşması konusunda büyük bir hassasiyet gösterdiklerini vurguladı. Göbeklitepe'nin insanlığın ortak mirası olduğunu anlatan Karul, şöyle devam etti: "Burada üretilen bilginin topluma ulaşması konusunda oldukça duyarlı davranıyoruz. Bu sadece alanlara erişim sağlamak değil, elde ettiğimiz bilgiyi televizyonlar, belgeseller, yayınlar ya da ziyaretçi merkezindeki bilgilendirmeler gibi farklı mecralarda paylaşmak anlamına geliyor. Buna gerçekten samimiyetle özen gösteriyoruz. Çünkü yaptığımız işin topluma ulaşması bizim için son derece anlamlı." Göbeklitepe'ye ilişkin kamuoyunda gerçek dışı ifadelerin dolaştığına dikkati çeken Karul, "Bu nedenle biz, doğru bilgi paylaşımı konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz. Ancak yeni kazı alanlarının, çalışmalar henüz tamamlanmadan ziyarete açılması o alanlar üzerinde baskı oluşturur ve zarar verebilir." ifadesini kullandı. "Önceliğimiz arkeolojik alanların korunmasıdır" Tarihi ören yerinde her zaman önceliklerinin arkeolojik alanın korunması olduğunu dile getiren Karul, konuşmasını şöyle tamamladı: "Herkesin her yeri görmeye hakkı var ama önceliğimiz, arkeolojik alanların korunması, sağlıklı biçimde araştırılması ve bu süreç tamamlandıktan sonra ziyarete açılmasıdır. Şundan kimsenin kuşkusu olmasın, hem Bakanlık hem de biz arkeologlar, elde ettiğimiz veriler ve alanlara erişim konusunda buraya ilgi duyanlara her zaman öncelik veriyoruz."

Göbeklitepe Film Festivali Yapıldı Haber

Göbeklitepe Film Festivali Yapıldı

Şanlıurfa, 4. Uluslararası Göbeklitepe Kısa Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu. Şanlıurfa Gönüllüler Derneği öncülüğünde, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin katkılarıyla bu yıl 4’üncüsü düzenlenen festival sona erdi. Türkiye'nin farklı üniversitelerinde görev alan 30 akademisyenin jüri üyeliği yaptığı festivalde seçilen kısa filmler, Şanlıurfa Recep Tayyip Erdoğan Kültür Merkezi'nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Farklı ülkelerden 3 bini aşkın filmin yarıştığı festivalde, ödüller düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Birinciliği Hümam Özkara "Hayat Devam Ediyor" filmiyle, ikinciliği Şükrü Özümcan "Saçını Kesen Berber" filmiyle üçüncülüğü ise "Holy Heaviness" filmiyle Farnoos Abedi kazandı. Şanlıurfa Gönüllüler Derneği Başkanı Habip Çadırcı, gazetecilere yaptığı açıklamada, festivali Göbeklitepe'nin ve kentin tanıtımına katkı sunma amacıyla gerçekleştirdiklerini söyledi. Festivale gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti ifade eden Çadırcı, "Festivale yoğun bir ilgili oldu. 140 ülkeden başvuru aldık, hiç tahmin etmediğimiz ülkelerden bile başvurunun olması bizi sevindirdi. Daha önceki yıllara göre festivalin kapsamı genişleyerek devam ediyor. Hem katılım hem de başvuru sayısının artması bu işin iyiye gidişini gösteriyor. Emeği ve desteği olan herkese teşekkür ediyorum." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.