Uygulamalarımız appstore googleplay

#Filistin

gazeteci63.com - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Soykırıma Karşı Toplantı Düzenlendi Haber

Soykırıma Karşı Toplantı Düzenlendi

Avrupa Müslüman Forumu'nun Uluslararası Kudüs Enstitüsü, Dünya Müslüman Alimler Birliği, Filistin Devleti ve Türkiye Araştırmaları Vakfı işbirliğiyle düzenlediği "Gazze'deki Soykırıma ve Kutsal Topraklardaki Kutsal Mekanlara Tehditlere Dikkat Çekmeye Yönelik Uluslararası Yuvarlak Masa Toplantısı"nın ikinci bölümü Şanlıurfa'da yapıldı. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı konferans salonunda Avrupa Müslüman Forumu Yönetim Kurulu Üyesi Iqbal Sacranie moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda, Filistin topraklarında bulunan kutsal mekanların korunması, işgal altındaki bölgelerde yaşanan ihlaller ve uluslararası dayanışma konuları ele alındı. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Avrupa Müslüman Forumu Başkanı Abdulvahid Niyazov, İstanbul'da dün gerçekleştirdikleri toplantıya 4 kıtadan, 27 ülkeden, 3 kutsal dinin temsilcilerinin katıldığını, toplantının devamını Şanlıurfa'da gerçekleştirdiklerini söyledi. Hazreti İbrahim'in Şanlıurfa'da doğmuş olmasından dolayı toplantının ikinci bölümü için bu kenti seçtiklerini söyleyen Niyazov, "Bugün İbrahim anlaşmaları adı altında Müslümanlara ve insanlara teslimiyeti bir şekilde empoze etmek için Siyonistler bu İbrahim anlaşmalarını kullanıyorlar. Özellikle İbrahim gölünün orada (Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen Balıklıgöl) fotoğraf çekildik. Çünkü bu sembolik özel bir yer, dünyada bu spekülasyonların ve Siyonistlerin bu yalanlarını dünyaya duyurmak için özellikle bu yeri seçtik." dedi. "İslam dünyası bugünkü Türkiye'ye çok ümitle bakmakta" Niyazov, toplantıyı tüm dünyaya duyurmayı amaçladıklarını ifade ederek, "Filistin toprakları Osmanlı'ya ait olduğu zaman 3 kutsal dinin mensupları barış ve güven içerisinde yaşıyorlardı. İslam dünyası bugünkü Türkiye'ye çok ümitle bakmakta. Çünkü Türkiye bu konuda kendi kararlılığını bir şekilde kullanmakta ve hem Filistin halkı hem Müslümanlar bir beklenti içindeler." diye konuştu. Filistin Müftüsü Şeyh Muhammed Ahmed Hüseyin, toplantının mukaddes mekanların biriyle bağı olan kentlerde yapılmasının önemli olduğunu ifade etti. Filistin'deki saldırı ve zulmün sadece bir Filistin davası değil artık bütün insanlığın davası durumuna geldiği aktaran Hüseyin, şunları kaydetti: "Şu an Gazze'de, Filistin'de insanların yerlerini almakla, onları öldürmekle yaptıkları şeylerden de zaten insanlık düşmanı olduklarını görebiliyorsunuz. Siyonizm insanlık düşmanıdır. Şu an bunlar insanlara zulmettikleri gibi aslında mukaddesata da zulüm yapıyorlar. Örneğin Mescidi Aksa ve İbrahim Mescidi'ne nasıl saldırıda bulunuyorlarsa aynı şekilde Filistin'de bulunan kiliselere de aynı şekilde zarar veriyorlar. Yani bunlar insanlık, mukaddesat düşmanları. Bu programın sonunda eğer bir basın açıklaması yapılacaksa, bir sözlü açıklama yapılacaksa benim önerim şudur ki gönülden insanlık alemine bir haykırışta bulunalım. Güçlü bir sesle insanlık vurgusu yaparak bir haykırış gösterelim." "İsrail'den asla korkmamalıyız, çekinmemeliyiz, dua etmeliyiz" Haham Yisroel Dovid Weiss, konuşmasının amacının Filistin'deki işgalin sona ermesi için karanlığa bir mum yakmak olduğunu belirterek, Osmanlı İmparatorluğu'na ve Türkiye Cumhuriyeti'ne hem geçmişte hem de bugün Yahudileri koruduğu için tüm Yahudiler adına teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'de Yahudilerin rahatça yaşadıklarını bildiklerini dile getiren Weiss, Türkiye'nin zenginliği, refahı ve barış içerisinde yaşanması için dua ettiklerini belirtti. Wiess, İsrail'e karşı olmanın Yahudi karşıtı olmadığını ifade ederek, "İsrail devletinin bizatihi kendisi aslında Yahudi karşıtıdır, Yahudilere düşmandır. Bugün Müslümanların kanını, Filistinlilerin kanını, Yahudilerin kanını onlar döküyorlar, Allah'ın huzurunda bunun hesabını verecekler. İsrail'den asla korkmamalıyız, çekinmemeliyiz, dua etmeliyiz. Allah nasıl Hazreti İbrahim'i kurtardıysa Filistin'i de inşallah kurtaracağız. Gazze halkı için mücadele etmeliyiz, onlar için sesimizi yükseltmeliyiz. Evlerine bir gün dönecekler." dedi. "İsrail aslında Müslümanların Yahudilerden nefret etmesini istiyor" Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enes Bayraklı da Filistin topraklarında çok büyük bir soykırım ve katliamın gerçekleştiğini anlattı. Yahudilerin tamamının Filistin'de yaşananlardan sorumlu tutulmasının İsrail tarafından istenilen bir durum olduğunu aktaran Bayraklı, şöyle devam etti: "İsrail aslında Müslümanların Yahudilerden nefret etmesini istiyor ki bu antisemitizm propagandasının değirmenine su taşısın. Sürekli bu mağduriyet algısına sürekli su taşısın. Bunun üzerinden de 'büyük bir katliamla karşı karşıyayız, tarihten silinmekle karşı karşıyayız, dolayısıyla her şeyi yapmak bizim açımızdan meşrudur, normaldir çünkü biz büyük bir tehditle karşı karşıyayız' demek istiyorlar. Dolayısıyla bizlerin, Siyonistler ile Yahudileri birbirinden kesinlikle ayırmamız çok önemli. Bütün Yahudileri olup bitenden sorumlu tutmamamız, farklılıkları anlamamız çok önemli. Bugün bizim Gazze'de, Filistin'de karşı karşıya olduğumuz soykırım sadece Filistin meselesi ya da İsrail meselesi de değil. Bunun arkasında ciddi bir Amerikan desteği de var. Oradan gelen silahlar, askeri, diplomatik, iktisadi destek var. Dolayısıyla sadece bir Siyonist işgali değil ama adeta bir haçlı seferi sonucu Filistin işgal edilmiş durumda. Bugün bunu da görmek, bilmek lazım. Ve bu yapının Orta Doğu'da nasıl bütün herkese saldırılar düzenlediğini, sağa sola tehditler savurduğunu, nasıl kriminal bir yapı olduğunun da farkındayız. Ama Türkiye'nin bu coğrafyadaki güçlü duruşu, güçlenen yapısı, savunma sanayisiyle onları da ciddi olarak da telaşlandırmakta, korkutmakta. Bunun da farkında olmak lazım. Türkiye güçlendikçe, Türkiye kendi ayaklarının üzerinde daha da güçlü durdukça etrafındaki bütün haksızlıklara da daha fazla müdahale olacak." Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Aksoy ise katılımcıları Hazreti İbrahim'in doğduğu şehir Şanlıurfa'da ağırlamaktan onur duyduklarını dile getirdi. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın sadece bir milletin değil bütün insanlığın ortak mirası olduğunu vurgulayan Aksoy, "Bugün işgal ve zulüm altında bu emanetin varlığı tehdit edilmektedir. Fakat inanıyoruz ki hiçbir zulüm sonsuza dek süremez, hiçbir işgal insanlığın vicdanının esiri olamaz. Şanlıurfa'dan yükselen bu ses sadece Filistin'e değil bütün dünyaya bir çağrıdır. Soykırımı durduralım, işgali durduralım. Bu çağrı adaletin ve merhametin çağrısıdır. Bu çağrı, çocukların özgürce oynayabildiği, mabetlerin barış içinde korunduğu bir dünyanın çağrısıdır." ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Filistin halkı için dua edildi. Toplantının sonuç bildirgesinin birkaç gün içerisinde açıklanacağı kaydedildi.

348 Kişi Açlıktan Hayatını Kaybetti Haber

348 Kişi Açlıktan Hayatını Kaybetti

İsrail'in ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde, son 24 saatte 3'ü çocuk 9 kişi daha açlıktan yaşamını yitirirken, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 98 kişi artarak, 63 bin 557'ye yükseldi. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, açlıktan hayatını kaybedenlere ilişkin son bilgiler paylaşıldı. Açıklamada, son 24 saatte 3'ü çocuk 9 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi. Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 127'si çocuk olmak üzere 348'e yükseldiği kaydedildi. Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'nın (IPC) 22 Ağustos'taki açıklamasıyla Gazze'de kıtlık ilan etmesinden bu yana ise 12'si çocuk 70 kişinin açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği ifade edildi. IPC tarafından yayımlanan son raporda, "15 Ağustos 2025 itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın 'felaket seviyesi' olarak bilinen 5. seviyede olduğunun kanıtlarla doğrulandığı" bildirilmişti. IPC'nin raporunda "22 ay süren acımasız çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti. Gazze'deki hükümet: Gazze’ye girmesi gereken yardımın yalnızca yüzde 15’i ulaştı Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne yardım girişlerinin son durumuna ilişkin bilgi verildi. Açıklamada, "Son beş günde Gazze Şeridi’ne girmesi planlanan 3 bin yardım kamyonundan yalnızca 534’ü giriş yaptı." ifadeleri kullanıldı. İsrail’in açlığı silah olarak kullanarak Filistin halkının kararlılığını kırmaya çalıştığına işaret edilen açıklamada, İsrail'in uyguladığı açlık ve güvenlik kaosu politikaları nedeniyle yardımların yağma ve hırsızlık riskiyle karşı karşıya kaldığı vurgulandı. Gazze Şeridi’ne son 35 gün içinde toplam 3 bin 188 yardım tırının giriş yaptığı, ancak bu süre zarfında kente ulaşması gereken 21 bin insani yardım tırının ise engellendiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, Gazze’ye girmesi gereken insani yardımın ancak yüzde 15’inin girişine izin verildiği belirtildi. Gazze "açlıktan" ölüyor İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor. Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor. Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor. Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail'in saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor. Temel malzemelerden yoksun şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor. Ramallah'taki BM temsilciliği önünde Gazze'deki açlık protesto edildi Filistinli sivil toplum kuruluşlarının çağrısı üzerine onlarca Filistinli, Ramallah'taki Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliği önünde toplandı. Göstericiler, Gazze'de İsrail'in devam eden suçlarını ve uluslararası toplumun sessizliğini kınayan pankartlar açtı. AA muhabirine konuşan Filistinli aktivist Ömer Assaf, "Bugün tüm Filistin halkı gibi bizim de mesajımız; İsrail'in yaklaşık 23 aydır sürdürdüğü soykırım, aç bırakma ve altyapıyı yıkma suçlarını durdurmak için dünyanın ve BM'nin harekete geçme zamanının geldiğidir." dedi. Uluslararası kurumların sessizliğine tepki gösteren Assaf, "Dünyanın hak ve adaletin var olduğunu kanıtlamasının zamanı geldi. Aksi takdirde BM ve diğer uluslararası kurumlar bu suçu durdurmazsa ne işe yarar?" ifadelerini kullandı. Assaf ayrıca, "Dünya halkları bizimle birlikte duruyor ve hükümetlerine, modern çağda eşi benzeri görülmemiş bu İsrail suçunu durdurmaları için baskı yapıyor." diye konuştu.

2025 Yaz Kursları Sona Erdi Haber

2025 Yaz Kursları Sona Erdi

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından Zübeyde Demirkol ile Ahmet Yesevi Gençlik Merkezinde başlatılan 2025 Yaz Kursları sona erdi. Yaz sezonunu verimli bir şekilde tamamlayan öğrencilerin sahne aldığı kapanış programında Filistin için susmayın mesajı verildi. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı bünyesinde yer alan gençlik merkezlerindeki kurslar sona erdi. Yaz tatilini Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Gençlik Merkezlerinde değerlendiren öğrenciler, yıl boyunca öğrendiklerini sahneye taşıdılar. Zübeyde Demirkol Gençlik Merkezinde düzenlenen programda öğrenciler ilahi seslendirdi. İşaret dili ile Şarkılar seslendiren öğrenciler, Filistinli çocukları unutmadı. Gazze şeridinde yaşanan insanlık dışı uygulamaya dikkat çeken öğrenciler Filistinli çocuklar için dünyaya susmayın mesajı verdiler. Çeşitli aktivitelerin gerçekleştirildiği programda öğrenciler gönüllerince eğlendi. Ahmet Yesevi Gençlik Merkezinde düzenlenen kapanış programı da renkli görüntülere sahne oldu. Türk Bayrağı ve Filistin Bayrağı ile sahneye çıkan öğrenciler, Filistin şiirini okudu. Kuran-ı Kerim tilavetinin okunduğu salonda öğrenciler ilahiler seslendirdi. 2025 Yaz kurslarına katılarak Judo eğitimi alan öğrenciler, salonda mini gösteri düzenledi. Dövüş ve savunma sanatı Judo öğrenerek yaz tatilini Büyükşehir Belediyesi kurslarında değerlendiren öğrenciler minderde hünerlerini sergilediler. Yaz programı kapsamında kendi müzik korosunu oluşturan Ahmet Yesevi Gençlik Merkezi Müzik korosunun seslendirdiği eseler dinleyenlerden tam not aldı. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, ‘’2025 Yaz kursları kapsamında 172 kursla kentte kurslara başladı. 6 binin üzerinde öğrenciye yönelik çeşitli kurs ve faaliyetler düzenledi. Kültürel, Sportif, Değerler eğitimi ve diğer branşlarda yaz kursları tamamlanırken sadece Zübeyde Demirkol Gençlik Merkezinde 600’ün üzerinde öğrenciye çeşitli branşlarda kurslar düzenlendi. Yaz Kapanış programına; Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Vedat Akıllı, İlim Yayma Cemiyeti Şube Başkanı Cüneyd Yavuz, İl Milli Eğitim Baş Müdür Yardımcı Abdülkerim Yavuz ile çok sayıda davetli katıldı.

GAZZE'DE AÇLIKTAN ÖLÜM SÜRÜYOR Haber

GAZZE'DE AÇLIKTAN ÖLÜM SÜRÜYOR

İsrail'in saldırıları ve ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 3 Filistinli daha yaşamını yitirdi Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, açlıktan hayatını kaybedenlere ilişkin son bilgiler paylaşıldı. İsrail'in yoğun saldırıları ve ablukası altındaki Gazze Şeridi'nde açlığın can almaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, son 24 saatte 3 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi. Açıklamada, Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 117'si çocuk olmak üzere 303'e yükseldiği kaydedildi. Birleşmiş Milletlerin (BM) desteklediği Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) tarafından yayımlanan son raporda, "15 Ağustos 2025 itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın felaket seviyesi olarak bilinen 5. seviyede olduğunun kanıtlarla doğrulandığı" bildirilmişti. IPC'nin raporunda "22 ay süren acımasız çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti. Gazze’deki Hükümet: Bir ayda giren 2654 yardım kamyonunun çoğu İsrail'in kaosu nedeniyle yağmalandı Hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan açıklamada, “Son 5 günde beklenen 3 bin yardım kamyonundan sadece 467’si Gazze Şeridi’ne girdi. Bu kamyonlar, İsrail işgalinin Filistin halkımızın direncini kırmayı amaçlayan açlık ve kaos politikası kapsamında yarattığı kasıtlı güvenlik boşluğu sırasında yağmalandı ve çalındı.” ifadeleri kullanıldı Son 30 günde ise beklenen 18 bir yardım kamyonundan yalnızca 2 bin 654’ünün Gazze’ye ulaşabildiği, bunların büyük bölümünün de İsrail’in oluşturduğu kaos nedeniyle yağmalandığını, ayrıca gelen miktarın, Gazze’nin gerçek ihtiyaçlarının yüzde 15’inden daha azına karşılık geldiği kaydedildi. İsrail’in yardım girişlerini engellediğini, giren kamyonların tedarik sürecini aksattığı, sınır kapılarını kapattığı ve insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerini sistematik biçimde sabote ettiği vurgulanan açıklamada, İsrail’in, çocuklar, hastalar ve açlık çekenlerin ihtiyaç duyduğu 430 temel gıda ürününün girişini yasakladığına dikkati çekildi. Yasaklı ürünler arasında yumurta, kırmızı ve beyaz et, balık, peynir, süt ürünleri, meyve, sebze, besin takviyeleri ve özellikle hamile kadınlar ile hastalar için gerekli kuruyemişlerin bulunduğu aktarıldı. Gazze Hükümeti, soykırım nedeniyle neredeyse tamamen çöken altyapı koşulları altında yaşayan 2,4 milyon kişinin asgari ihtiyaçlarını karşılamak için günlük en az 600 yardım kamyonuna ihtiyaç duyulduğunu hatırlattı. Açıklamada, İsrail ve müttefiklerinin “Gazze’de yaşanan insani felaketten tamamen sorumlu” olduğu vurgulanarak, Birleşmiş Milletler, Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası toplum, özellikle gıda, bebek maması ve hayat kurtarıcı ilaçların girişini sağlamak için geçiş noktalarını açmaya ve işgalcileri sivillere karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutmaya çağrıldı. İsrail, sınırlı sayıda yardım kamyonunun girişine izin verse de bu kamyonların çoğu, Gazze Hükümeti’nin ifadesine göre, İsrail koruması altındaki çeteler tarafından yağmalandığı için kıtlık derinleşmeye devam ediyor. 2 Mart’tan bu yana tüm geçişlerin kapatılması, sınır kapılarında bekleyen yardımlara rağmen Gazze’yi ağır bir açlığa sürükledi. Açıklamada ayrıca, ABD desteğiyle İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana katliam, açlık, yıkım ve zorla yerinden etme gibi soykırım suçlarını sürdürdüğü, Uluslararası Adalet Divanının tüm çağrı ve emirlerini görmezden geldiği ifade edildi. İsrail’in saldırıları sonucunda bugüne kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 62 bin 819 kişi hayatını kaybetti, 158 bin 629 kişi yaralandı. 9 binden fazla kişi kayıp, yüz binlerce kişi yerinden edildi ve kıtlık nedeniyle 117’si çocuk olmak üzere 303 Filistinli yaşamını yitirdi. Gazze "açlıktan" ölüyor İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor. Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor. Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor. Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail'in saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor. Temel malzemelerden yoksun şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor. İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla yerinden edilenlerin çadırlarını ve barındığı sivil noktaları bombalıyor.

Gazeteci Saldırıda Hayatını Kaybetti Haber

Gazeteci Saldırıda Hayatını Kaybetti

Filistinli Gazeteciler Sendikası (FMK), Filistin devlet televizyonu kameramanı Halid el-Medhun'un Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zikim bölgesinde İsrail ordusunun doğrudan saldırısı sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı. Sendikadan yapılan yazılı açıklamada, "Meslektaşımız gazeteci Halid el-Medhun'un şehit olmasından derin üzüntü duyuyoruz. Kendisi, Zikim'deki olayları takip ederken İsrail işgal güçlerinin doğrudan saldırısıyla şehit düştü." ifadesi kullanıldı. Açıklamada, gazetecilerin hedef alınmasının, "gerçeği gizlemek ve Filistinlilerin sesini susturmak için işlenen sürekli bir suç" olduğu belirtilerek, bunun Filistinli medya çalışanlarının kararlılığını kıramayacağı vurgulandı. Medhun'un öldürülmesiyle birlikte İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü saldırılarda hayatını kaybeden gazetecilerin sayısı 240'a yükseldi. Gazze'deki Filistin hükümeti İsrail'in Filistinli gazetecilere yönelik saldırılarını kınadı Gazze Şeridi'ndeki Filistin hükümeti, İsrail'in Filistinli gazetecileri sistematik şekilde hedef alarak öldürmesini şiddetle kınadı ve bu suçlardan doğrudan sorumlu tuttu. Hükümet Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in gazetecilere yönelik suikast ve saldırılarının "en güçlü şekilde kınandığı" bildirildi. Açıklamada, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Arap Gazeteciler Federasyonu ve tüm basın kuruluşlarına çağrıda bulunularak, Gazze'deki medya çalışanlarına karşı işlenen bu sistematik suçların kınanması talep edildi. "İsrail işgali, ABD yönetimi ve Birleşik Krallık, Almanya, Fransa gibi soykırıma ortak olan ülkeler, bu vahşi suçlardan tamamen sorumludur." ifadesi kullanıldı. Uluslararası toplum ve ilgili kuruluşlara, "işgalin suçlarını kınama, sorumluları caydırma, uluslararası mahkemelerde yargılama ve adalete teslim etme" çağrısı yapılan açıklamada, Gazze'deki gazetecilerin korunması ve suikastların durdurulması için ciddi ve etkili baskı uygulanması gerektiği belirtildi. Saldırılarda yaşamını yitiren gazetecilerin sayısı 240'a yükseldi Filistinli Gazeteciler Sendikasından (FMK) bugün yapılan açıklamada, Filistin devlet televizyonu kameramanı Halid el-Medhun'un Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zikim bölgesinde İsrail ordusunun doğrudan saldırısı sonucu hayatını kaybettiği bildirilmişti. Medhun'un öldürülmesiyle birlikte İsrail'in Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü saldırılarda yaşamını yitiren gazetecilerin sayısı 240'a yükseldi. İsrail, 10 Ağustos'ta Gazze kentindeki Şifa Hastanesi yakınında kurulu çadırları hedef alan bombardımanda, aralarında Al Jazeera muhabirlerinin de bulunduğu 6 gazeteciyi öldürmüştü. İsrail'in, uluslararası uyarılara rağmen gazetecileri kasten hedef aldığı, tutukladığı ve tehdit ettiği kaydediliyor. Gözlemciler, bunun Filistinlileri susturma ve Gazze'de işlenen suçların ortaya çıkmasını engelleme girişimi olduğunu ifade ediyor. İsrail'in ABD desteğiyle Gazze Şeridi'ne yönelik 7 Ekim 2023'ten bu yana yaptığı saldırılarda, 62 bin 622 Filistinli öldürüldü, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 157 bin 673 kişi yaralandı. Ayrıca 9 binden fazla kişi kayboldu, yüz binlerce kişi yerinden edildi. Saldırılar nedeniyle 114'ü çocuk 281 kişi de kıtlık sonucu hayatını kaybetti.

Gazze'de Yaşanan Kıtlığa Tepki Haber

Gazze'de Yaşanan Kıtlığa Tepki

Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in saldırıları ve ablukası nedeniyle Gazze'deki kıtlığın, İsrail’i cesaretlendiren ve pervasız kılan, bugüne kadar işlediği savaş suçlarının ve uluslararası hukuk ihlallerinin cezasız bırakılmış olması olduğunu bildirdi. Dışişleri Bakanlığı İsrail'in saldırıları ve ablukası nedeniyle Gazze'de yaşanan kıtlık hakkında yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, Gazze'de yaşanan kıtlığa ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) raporu ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in söz konusu rapora atıfla yaptığı açıklamaların "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu hükümetinin Gazze'de Filistinlilere karşı uyguladığı soykırımcı politikaların yol açtığı insani felaketin boyutlarını" bir kez daha ortaya koyduğu vurgulandı. Açıklamada, "İsrail’i cesaretlendiren ve pervasız kılan, bugüne kadar işlediği savaş suçlarının ve uluslararası hukuk ihlallerinin cezasız bırakılmış olmasıdır." ifadeleri kullanıldı. Gazze'de kalıcı bir ateşkesin sağlanması, sorumluların mahkemelerde hesap vermesinin temin edilmesi ve insani yardım koridorlarının kesintisiz açık tutulmasının, uluslararası hukukun ve insanlığın en temel yükümlülüklerinden olduğu belirtilen açıklamada, "Türkiye, Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği desteği ödün vermeden sürdürecektir." denildi. IPC raporu BM'nin desteklediği gözlem kuruluşu IPC tarafından yayımlanan son raporda, 15 Ağustos 2025 itibarıyla Gazze şehrindeki kıtlık (felaket seviyesi olarak bilinen IPC'nin 5. seviyesi) makul kanıtlarla doğrulanmıştı. IPC'nin raporunda "22 ay süren acımasız çatışmaların ardından Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.